3 MART — 1936 Ür işçi ile bir patronun münasebeti (Baştarafı 1 incide) ücretler düşmeğe başladı. My “İhormal daktilo ücretleri yir- | Sea ile otuz lira arasımdadır. ia İ ronlarının taarruzuna uğ” | 4 * mühim bir kısım işçi kadın: | İL da maalesef daktilolardır. Bu! | ati meydana çıkaracak en; © 4, ve kolay çare daktilolar ara- İ 8 yapılacak bir anket olabilir. ş Btabi resmi dairelerde ve ba- y slu patronların idaresin - bi Müesseselerde çalışan dak - | a bu şekilde çirkin taarruz- Ah masun kalmışlardır. kanımı bu şekilde hareket e- İç, Msafsrzlarla gayet merhamet- , Mücadele etmeli, bunları ga- cezalara uğratmalıdır. | çhlük bakımından bir işçi ile İç Patton arasındaki münasebet N Müallimle bir talebe arasındaki | Asebetten farklı olmamalıdır. Sonra bu anketi yaparken asıl Adığım, ve beni büyük hayret-! düşüren şey, kadın işçi çalış-' patronların kadm iş-' yaptıkları kaba ve ağır lelerdir. iç Afağıda misâllerini Ni li ti misâllerini okuyacağı iseler aynen cereyan et- Daha evvelden patronların yal. *rkek işçilere küfrettiklerini, i kabında dayak attıklarını zan tum. Meğer kadın işçiler de Seşit muamelelere ma- orlarmış. Patronlar ara- ; mai v8 genç kız olan işçile N lâde hayasızca ve en ağza küfürler savuranları pek e en ecne €- bi z İl. > die birçok defalar iş ' a acıyorum. Sokağa N köpek Bibi geberecekler! De İ Emeğini bir Türk ülkesinde, N erinin sırtından ve Türk Te <ebinden çıkaran bu a - ürk işçilerini tahkir etmek tai Ve küstahlığını nasıl gös- | N rl r? Hayret ediyoruz. Bu. | iy. işçi kadın sözle -| © Söyle bitirdi; iç, Ne yapılabilir? Elimizde! N iz! koruyacak hiç bir şeyi - a gok. Biraz sesimizi çıkarsak! İk, Pi sokakta işsiz, beş para- i Day aç bir şekilde bu - bize yapılan muame- gemi edilir gibi değil il dayak bahsine: anlarda dayak yoktur. k Pa sebepten olursa hiç kimse, N bir fiske bile vura - V im talebesini, fabrika ve imalât. “eğ © mükemmel surette tat - tay, sektedir. Bilhassa kadınla l lan yerlerde, Çün la, “© bünye itibarile işçi erden daha zaif ol - &, SAN patronlar bunları ko- ag, © tehlikesizce dövebil- | im ileride “çalıştırılan ço- 4” Pahsinde küçük çocukla” i giyBı sebepten dolayı fena mekte oldukları gö . j VR herhangi bir sebepten # a z kadın işçiye kızdımı onu d alaka > ia, çekinmez. | , aka insafsız soyundan i3e * iki tekme de yerleştrir, ve be 4 İl ? İvallı kızcağız bir türlü bu hastalığı. Kan Kralının fedakârlıkları we Kendisini “kan —İ kralı, ilân eden Hakkı dün mat-! a baamıza gene gün yeniden bir hastaya kan ver- diğini söyliye - 7 rek dektorlarm verdiği bir rapo- RR iz ru gösterdi. i Bu rapora göre kan kralı sön- kânunun beşinden yirmi yedisine kadar 970 gram kan vermiştir. Beş sene içinde ise 146 kişiye cem'an 75 kilo 300 gram kan ver- miştir. Bu hastalardan sekizi öl - müş, yüz otuz sekizi iyileşmiştir. “Kan kralr,, seksen kişiden hiç ücret almamış, diğerlerinden ufak birer hediye almıştır. Him i Kapatılan yurd Maarif müdürlüğü evvelce ruh- sat verilmiş olan bir Biçki ve dikiş mektebini gördüğü lüzum üzerine kapanmıştır. Bu mektep Beyoğlunun Faik - paşa caddesinde Fazilet apartı - manında Klia Mavramati tara - fından idare edilmekteydi. » İ i ——————— —— parmaklarını saçlarının arasına daldırıp sağa sola doğru sürükle- diği vakidir. Kadın işçi bittabi buna yalnız ağlamakla karşılık verebilir. İşin- den olmaktan korktuğu için kara- kola şikâyet edemez. Etse de boş- tur, Çünkü şahit ister. Ve bu iş “Sizede Tebrika veya Genie nin içinde cereyan ettiğinden bir tek şahit bile bulamaz. Bana bir kız gösterdiler. Bu kızcağıza çalışmakta olduğu ima- lâthanenin patronu iş esnasında her nedense kızmış. Ve eline ge- çirdiği büyük bir makası bütün kuvvetile kızcağızın kafasına fır- latmış. Çığlıklar kopmuş. Makas büyük bir tesadüf neti - cesinde hedefini bulamıyarak dı vara saplanmış. Fakat bu korkunç ve tüyler ürpertici vaziyet karşı - sında kıza sarılık gelmiş, ve düş- müş yere bayılmış. Aradan altı ay geçtiği halde za. nı giderememiş. Şimdi ay geçmez: miş ki, sarılık hastalığı avdet et- mesin.. Ve kızcağızı günlerce ya.| * taktan çıkmaktan menetmiş. Ve tabiatile bu yüzden gündeliğini de kaybediyormuş. Ne ise bugünlük te bu kadar! MURAD SERTOĞLU l Bir okuyucumuzdan (şöyle bir mektup aldık, bir şey ilâvesine lüzüm görmeden yazıyoruz : “ Bizi diğer milletlerin asırlarca evvel yüksek mertebeye çıkaracak olan Cumhuriyet bu rejimi Türk milletinin ne dereceye kadar benimsemiş olduğunu dost ve düşmanlarımıza isbat mütemadiyen uğraşıyor, para sarfediyor ve ne milmkünse yapmağa çalışıyoruz.; Fakat heniiz bir türlü teshil edemediğimiz seyahat mu- amelâtmm güçlüklerine rağmen, seyyahlar memleketimize geliyor fakat daha ilk adımda sakutu hayale uğrıyor ve ve bütün yapılan neşriyatın ademi ciddiyetine zahip olu" yor. 1 — Seyyahm ilk ayak bastığı otomobil onu sinirlen: diriyor. 2 — Memlekette çocukların himaye edildiğine ve işsiz Iranın Garpla teması için | En tabii ve muvafık yol Türkiyedir Bir heyetimiz Tahrana gidiyor İran hükümetinin İranın ihraç eşyalarmı Avrupa piyasalarına çikarmak ve ihtiyacı olan eşyayı almak için en kısa ve ekonomik yolu aradığını, bunun için Fransa hükümetinin Suriye, İngiliz hükü- metinin de Filistin limanlarmnı tercih etmesi için hükümetimizin de evvelce olduğu gibi İran tran - sitinin Trabzon limanından yapıl- ması yolunda İran hükümeti nez - dinde teşebbüslerde bulundukla - rmi ve teklifler verdiklerini yaz - mıştık, Şehrimizdeki İranlı firma- lara gelen malümata göre İran “hükümeti bu üç hükümetin teklif. | lerini tetkikten sonra Türk hükü- metinin yaptığı teklifleri ve İran transit ticareti icin Karaköse — Trabzon yolunu daha muvafık görmüştür. Malüm olduğu üzere İran Şa - henşahı Alâ Hazreti Hümayun Maliye şube memurları Haziranda bina ve arazi ver. gilerinin Maliyeden hususi idare- lere geçmesi dolayısiyle hususi idareye geçmek mecburiyetinde kalacak olan şube memurlarından neee m Maliye Vekâleti bu neviden nakil. lerin katiyyen kabul edilemiyece- ğini bildirmiştir. iç MAİ senenin mar A2 12,28 1585 1804 1032 465 li, 08 628 933 1200 1311080 GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? Yunan behriyesindeki isyan Üzetine AH mada da çarpışmalar olmuştur. Hükümet ka | Deniz Ticaret gemilerimizin tek - rada vaziyete hâkimdir. Girille muhahere ke #ilmiştir. Asi gemilere karşı tayyare filolar: hareket etmiştir. | karandıkları Fejimi ve edebilmek için anlatıyor: “Bundan tamam alt: sene evvel seyyah, altı sene sonra İstanbulu tekrar ziyaretinde Be siktaşla Örtaköy arasında 1029 da yıkılan ve elân olduğu verde bütün fecaatile duran bir duvarı gördüğü zaman hayret ve teessürden kendisin! alamamıstır. Pehlevi memleketimizi teşrifleri esnasında bu yoldan gelmişler ve bizzat tetkikat yapmışlardı. Esas itibariyle bu yolu muva - fık gören İran hükümetinin hükü- metimizden mütemmim tek'ifler istediği ve bu teklifleri bildirmek ve müzakeratta bulunmak üzere bir heyetimizin Tahrana gideceği | de İrandan verilen haberlerden | anlaşılmaktadır. Deniz ticaretimizin Projesi tamamlandı İstanbulda yeni kurulacak De niz Ticaret umum müdürlüğüne ait proje tamamlanmış'ır. Dün sehrimize gelen malümata göre proje Heyeti Vekilede bulunmak- tadır. Yeni teşkilât esasen mevcut bulunan Deniz Ticaret müdürlü » ğünün bir umum müdürlük teşki. | lâtr haline konulması ve kadroda mevcut memurların bu yeni teşki- lâtm bünyesine göre terfileri su - retinde olacaktır. £n Yalnız merkez teşkilâtı geriş- liyeceği için taşradaki memurlar- dan lâyik olanlar merkeze alma - Gürdal a yenileri Saza Yeni kadroda müdür derecesi- ne çıkarılan şimdiki şube şefleri » | nin ve sırasiyle diğer memurların baremdeki Oo maaş dereceleri de yükselmektedir. Yeni teşkilâtta üzerinde düru - lan en mühim nokta fen heyetinin takviyesidir. Esasen teşkilâtın bu şekilde tadiline başlıca âmil de nik kontrolünün — kadro vaziyeti ! dolayısiyle — lâyikiyle yapılama- | dığı kanaatine varılmış olmasıdır. | Bu kanaati, son zamanlardaki de. niz kazaları takviye etmiştir. İstanuldaki Deniz ticaret mü - dürlüğü esasen şimdi bütün Tür - kiye sahillerinin nâzımı vaziyetin. de bulunmaktadır. Yeni teşkilât - la idarenin bütçesine 75 bin lira» lık bir tahsisat daha verileceğin - den teşkilât projesinin İcra Vekil. leri heyetinde müzakeresi Maliye ! Vekâletinin bu tahsisatı vermesi « İ me bağlı bulunmaktadır. ŞEHRİN DERTLERİ « 7 senedir yapılmıyan yıkık duvar! kimse bulunmadığına dair doğru sözlere rağmen bir sürü açılmış avuçla karşılaşıyorlar, 3 — Bizans devrindenberi bugünkü içler acısı hale düşmemiş olan meşhur Ayasofya meydanmr görünce sey yahlar tamâmile ümidini kaybediyor.,, Mektup sahibi bu hususta daha bir çok şeyler saydık tam » sonra ne söyliyeceğimizi şaşırdığımız şw manzarayı Her sokağı belediyecilik faaliyetimiz hakkmda canlı bir âbide halinde dd gözlerimizin önüne dikilen şehrimizin bu. manzarasmı, bütün calısmalarımızı ve propagandalarımızı tekzip eden| tiyelerini şimdiden almaların: üyelerin" İ canlı bir misal değil midir? © OMÜ v V ye iz ü vi m di a a yin di e ei elk od e o şek İstanbula gelen bir | ” Istan bula bahçe lâzım Abidin Daver yazıyor: Pazar günü hava çok güzeldi, BW tün İstanbul halkı, bu ılık bahar günün“ den istifade etmek için, kendini oevden dışarı atmıştı. O gün, Taksimdeki Cum huriyet meydanından © sabahleyin iki, öğleden sonra da iki defa (Ogeçtim. Her defasında zaten pek büyük olmuyan mey dan, bir bayram yeri gibi, kesif bir halk kütlesi srmsık: doluydığş o kadar ki kala balıktan geşilmiyordu. Taksimdeki Cumhuriyet meydanının bu hali,halkın hava almak için, şehrin or ta yerlerinde, geniş meydanlara ve Av rupa şehirlerinde skuar denilen bahçelec re ihtiyacı olduğunu açıkça gösteriyor du. İstanbulumuzda ne böyle meydan, ne de öyle skuar vardır. Beyoğlu tarafının Tepebaşı ve Tak simdeki Belediye bahçeleri yazın paralr dır. ve kışın kapalıdır. Sanki kışm gü zel günlerinde halkım hava almağa ik tiyacı yokmuş gibi. İstanbulun şirndi en fazla (rağbet kazanan kısmı olan Beyoğlu semtinde, Galatadan Şişliye kadar, bu iki ya pa" ral; veya kapalı Belediye bahçesile avuç kadar Taksim meydanından başka ne umumi meydan ve ne de umümi bahçe vardır. f Birbirine benziyen zamana. Gari va mecmualar e le a A a ve Peyami Safa mecmua furyasından bahsediyor? He yeni mecmua ilânında piyasanın ayni tanınmış imzalarının vadedildiğini görürsünüz ; ilân edilen mecmua çıkmca, fikir ve kanaat, yahut (fikirsizlik veya kanatsizlik olarak yenisinin eskilerin den farksız olduğunu da görürsünüz; tütüncünlün cammda bütün bu mecmua lara bakınca hepsinin kapağında biribi rine benziyen renkli kadn — başlarınm gülümsediklerini de görürsünüz. “ozralibr Rufkt Atay, meçmualarımız an birinin sahibine demiş ki: — Siz mecmuacılar, bütün çalgıcıla" rt hep ut çalan, yalnız utçulardan mü rekkep bir saz heyetine benzetiyorsu" nuz. Teşbih güzel ve doğru değil mi? HABER: — İşittiğimize göre, “Tam Bir Hafta,, isminde yeni bir mecmun çi kacakımış ve bu mecmua diğerlerine ben Memleket dışında da konferanslar Hikmet Münir, Memleket dahilinde hatipliğin bir meslek haline getirilmesi: ni istemişti. Bu arzusu İasmen tahakiruk etmiştir. Çünkü Anadolunun her yerin- den gelen telgraflar, halikevlerindeki konferans faaliyetini bildirmektedir. Hikmet Münir bu sefer de, memleket ediyor: Türk tarih cemiyeti ikinci reisi Ba" yan Afetin Cenevre üniversitesinde Lo" zan muahedesi Üzerine verdiği konle rans güzel bir örnek oldu. Avrupada, hattâ oAmerikada mü: nevver Türk kadın ve erkeklerine kon ferans verdirrnek en ehemmiyetli işle rimiz arasında olmalıdır. Eski bir rejim altında bir vakitler gok sıkı görmüş Türk kadınmın yalnız sesini işitmek yabancılar için büyük bir heyecandır, Bu Türk kadını münevver olursa, duyulan heyecan daha çok artar. Hele münevver Türk kadını üstelik ha- tip olursa ve bir Avrupa dili zerine din leyicileri kendi memleketi hakkında ay” dınlatmak için onların karşısına çıkmış bulunursa, artık bu beynelmilel bir hâ disedir, Medeni dünya, bu manzarayi sık sık görmek ister. Danslı çay Bayrama rastlıyan 6 mart Ocuma günü Fatih Gençler Mahfili tarafından İstanbul halkevi salonunda bir (danslı çay tertip edilmiştir. Mahfil idare he yeti, çok neşeli ve eğlenceli geçeceği şim diden tahmin olunan dansi çayın dave" şe v den rica etmektedir, : ©