Sizi temin ederim ki alda niyorsunuz, ben sizin köcanız değilim! Ne felâket! Fena halde kederli görünüyor. du. Arkadaşı sordu: — Ne var, ne oldun? — Sorma azizim, öyle talihsiz- lik ki, Dün sokakta yüz lira bul - dum! Öteki şaştı: — E? Bunun için mi kederli - sin? — Tabii! Çünkü parayı tam A öz gi yen a çök deler Beketan Kim ki iflâs ve dı! i Z , arkadaşı Mişonaçiye 'n çok kötü gittiğini yana ya- Yordu. Mişonaçi arka - — Er İk EA dedi, işler fena! Eğer A Pe iflâş etmeseydim , . in servetim mahvola Petr Çocuk — Dikkat et Ahmet, ben mez mantar tabancasile ateş et! LE İİ ğ Katana, ze — Canım korkacak Bere seçecek, Münakaşa Muharrirle münekkit münaka- şa ediyorlardı. Münekkit piyesin fena olduğu kanaatindeydi, mu - harrir ise... Kuzgun yavrusuna çirkin der mi? Bir aralık münek - kidi ilzam etmek istedi: — Canım, sen piyesi fena di - ! yorsun amma halk beğeniyor ya! Münekkit istifini bozmadı: — Orası öyle amma beğenen yalnız o! ; Ne > Kabahat sende! Ağzım-| dolu iken beni “öpecek ne i lâraç masası | ik Yakit otele gitmişti. Otel) Odamız kalmadı efen - » Fakat isterseniz bilârdo » üstünde yatmız! İMES mnsaznda yatar te kadar para vermem lâ - Kem mi yarn liraya 2 “haydi!,, derde - Kazazede — Aman dikkat et! Bu son topumuz! | Talisizlik Geceleyin devriye dolaşan po - lis sokakta yere yatmış bir adam görünce eğildi, baktı. Zavallıyı o- tomobil çiğnemiş, ayağını zede - lemişti. Yara mühim görünmediği için kazazedeyi teskin etmek iste- di: — Gene talihiniz varmış, tam doktorun kapısı önünde kazaya uğramışsınız. Yaralı mırıldandı: — Doktor benim! Damatlar — Üç kızım olduğu halde bir tek damat yok! — Tuhaf şey, benim vaziyetim tamamiyle aksi. Bir kızım olduğu halde üç damadım var! (işçiye) —- Arkadas, se | terzimin dükkân: önünde buldum.| ©“ gay kaplumbağa (Bayan Raplum. Zama (le 180" lira bonülmu var - bağaya) — Rica ederim O somurima karıcığım! Başa gelen çekilir İki kadın konuşuyorlardı. Biri dedi ki: — Kocam bütün bir yıl içinde ancak on beş günü evde geçiriyor — Vah vah kardeşim! Kimbi lir bu hale ne kadar üzülürsün? — On beş gün insan nasıl olsa dişini sıkar canım! Çocuk o (arkadaşına) — Dikkat! Arkanda bir kamyon var! Nereden anlamış? İhtiyar adam ölüm halindeydi. Kendisini ziyarete gelen arkada - şma sordu: — Hasta olduğumu kimden duydun? — Yeğenini yolda pek neşeli gördüm de ondan anladım! Jkabahatı neki? — Utanmıyor musun, zavallı kediye eziyet etmekten ! o — Affedersiniz, acaba neredeyizz?, çıkılır | Kadın — Sizi temin ederim ki üzerimde gilmrük kaçağı hiç bir şey yok! Misafir bayan hatırı sayılır çir- kinlerdendi. Ev sahibi, küçük ço.| ği cuğuna söyledi: — Yavrum, teyzenin öpmesini niçin istemiyorsun? © Çocukçağız suratmı astı: — Anneciğim, ben ne kabahat yaptım? Üçüzmüş! Kapının önünde endişe ile bek. liyordu. Ebe dışarı çıkınca sordu: — Oğlan mı? İğ — Evet, ortadaki! — Babam uyanırsa selıncağı ona .İ öağladığımıza kızmaz mu dersin? ( Arada fark var! Doktor hastasmın endişesini İ gidermek istedi: — Merak etmeyin, dedi, geçen >İ sene ben'de ayni hastalığı"yaka - lanmıştım. Tedavi ile geçti. Hasta ümitsiz göründü: — Hastalık ayni amma doktor. lar ayni değil ki! , men için sana yeni bir suare elbi- sesi lâzım değil mi? Kadıncağız ümitlendi: abii kocacığım, teşekkür e- mazsın! — Niçin anlâtamıyayun? Derede bir çok pire vardır, halbuki pirede deve yoktur! a TE Sa Zavallı kadın | ZA Ci — Matbuat balosuna gidebil » ze , *l derim — Öyle ise iyi etmişim, bir kişi- lik bilet aldım, ben yalnız gide - — Kimbilir ne kadar seviniyorstt- nuzdur, çocuğunuz tıpkı kocanıza ben ziyor! Ziyafete davet | Arkadaşmı yemeğe davet etti, Izahat veriyordu: — Merdivenleri çıktıktan son. ra birinci katta karşma gelen ka» pıya dirseğinle vurursun ve... Arkadaşı hayretle sordu; — Kapıyı niye elimle çalmıya. yım da dirseğimle vurayım? — Gayet tabii değil mi? Elle « vin boş gelecek değilsin yat “||