Düz L .“'“Yorlu. | h!l cereyanın li Antoloji meselesi etrafındaki Mş&lax, bütün gazetelere si- & etti, Hepsi de muharrirlerini bir yana yolluyorlar, fikirler iz, okuyucularımıza, bunların ı plerını nakletmek vadinde H'-î-'cym Cahıdın, — zahir ken- l"" iştigal buyurmadıkları i- * hn..__ “artık edebiyat kalmadı!,, hn' ilân etmesini ve genç bir şai- aç İ:enduınden evvelkileri hiçe w N “edebiyat benimle başlı- | kanaatinde olmasını cidden | ?Ğ:Hl bulduğumuz için, iki zıd Asağıya naklediyorum: 4 » &Ğ& t Hüseyin Cahit, bugünkü Cum- 1 Yette, yeni edebiyatçılar hak- l a Suat Dervışın suallerine şöy: | %p Ve lı;— Edebım ölü bir mevzu ola- Mi telâkki ediyorsunuz? — Bilmem, bizde edebiyat artık iy* """!ehase değil mi?... 5. lzç:e yen( ve elkl Tm’k ede" dıl-':";:!ünm hakiki üstadları kimler- L —'EİW'K_ Z EĞİLAREMESA “vt'de Matbuat Mü- * * ltmım ilk defa olarak fransız- B'hutııl'ıalmttan işittiğimiz ve ede- | temsil eden üstadlar- : üife:ıd Uğunu böylelikle Tesmen J iğimiz (Courir! Courir!) p %':uı şairi de eskiler ve yeniler I €trafında, dünkü Akşam ıî l | N““UIĞG, Hikmet Feriduna şöy Siyl emiştir: ış:: Rgün yeni nesil içinde birçok ü ,Yazanlar vardır. Ahmet! Cahı: Sıtkı, Ömer Bedred- i'en yeni hıslerı kendilerin- W;””dkdere nasip - olmıyacak Nül: söyliyen birçok şairler de 53'5'"39 girmemiştir. Bunun da iı Ni gene antolojinin tertibin- “ramak lâzımdır. Bu grupun Sssili olarak beni seçmişler.,, : Rîle% $airinin şu beyti aklırmıza &j %' , ki Zişairi eser niİst &a _ Suhan menem, diğer nist!(*) Nötn *dibi Seyfi, Yusuf Ziya ve İYe girmiyen diğer tanm- eı- hakkında, bu lider ve ssil edıp diyor ki: g ıj M'I erinden sonra gelen hiç Çl ide okumadıklarını itiraf y 'qu H Ne yapalım, uyuyadur. :N.'? İ €m bu kadar gürültüye ne !Ş !uq. l'l"“e -onlar işi edebiyat tica- ş]çığx p er. Hem yazıp, hem i,“ bb Yorlar, Bari san'at tarafını .’v Ar.,, K p Ka::ğnhıhk! şiirin mevcudiye- B ak için, takvim büyüklü- ı İMİ'UİPJG ki, şairlikten e- * &ultanı şüera benim, Edebıyatı cedıde, Fecri âti, hece vezni ;' Cereyanlarından sonra Cep takvimi sairleri ,, - diye yeni bir edebi mekteb kuruldu deri de yeni sultanüşşuara Ahmet Muhipmiş... /— alaalaheyine mi ihtiyaç vardır? k n | bir tek eser gibi görünen “Aşkı memnu,, hattâ “Mavi ve Siyah,, ğünde vapur ve tren tarifesi şek- linde çıkan edebiyat risalelerini takip etmek zarureti varmış gibi... Bunların furyası içine, kazara ha- kikt bir san'at karışmış olsaydı, genç şair meraklanmasın, mutla- ka bu eser, kulaktan kulağa sira- yet eder, “aman ne güzel,, diye işi- tilirdi. Eslâf, şiir hakkında “yaz- mak,, değil, “söylemek,, tabirini kullanmıştı. “Söylemek,, de işittir- mekle mukayyettir. Şiir, iyi ve kötü haberlerden, hattâ dedikodudan daha çabuk yayılır. Bir şairin adı duyulması için, bir antoloji münakaşasının Nazım Hikmet, on sekiz yaşın- da tanmdı. Uzaktan, yakmdan e- debiyatla alâkadar olan — hattâ olmıyan — nice nice vatandaşlar. onun hakkında bir fikir sahibidir- ler. PY ». * * (Courir! Courir!) mübdii'nin eski nesil hakkındaki fikri şöyle- dir: “Bizden evvel kim vardı? Kim orlaya ne Izoydu? Bu baylaı- ede- kuş,, « mu? “Binnaz,, 1 mı.’ âE nülden sesleri,, mi? O zamanlar bugünkü neslin yazıp da neşretme- ge sıkıldığı ve bir tarafa saklamak istediği çocukluk devrine ait eser- lerdir.,, Va Lil * $ * Yukarıki münakaşa, bana şu- nu düşündürdü: Hüseyin Cahidin temsil ettiği zümre şark edebiyatmı devam etti- rememiş, Türk harsını garp edebi- yatına geçirememiştir. Ahmet Muhibin temsil ettiğini söylediği zümre ise, şarktan biha- ber... garptan?... Gören göz, kılavuz istemez!... Ça L li | Cep takvimi büyüklüğündeki şiir mecmualarından kinaye ola- rak bu yeni tip ediblere “Cep tak- vimi şairleri,, ismi konulmuştur. E- debiyatı cedide, Fecriâti ve hece- cilerden sonra, “Cep takvimcileri,, de bir edebi mektep teşkil ediyor- lar. Bunların reisleri de kendin- den menkul. ——Ahmet Muhib- Miş... Hırsızlar Boş evin bütün kurşunlarını çaldılar Göztepede hat boyunda askeri mütekaitlerden Muammerin 26 numaralı boş evine kapısındaki kilidini kirmak suretile Kâmil, Mehmet, İbrahim, Hüseyin, Mus- tafa isminde beş hırsız girmiştir. Bunlar evdeki bütün kurşun boru- larmı kesmişler ve çuvala doldur- muşlardır. Hırsızlar arkalarında- ki çuvallarla kaçarlarken zabıta memurları tarafından yakalanmış lardır. Karadeniz lisele- rinde yetişenler bir cemiyet kuruyorlar Karadeniz liselerinden yetişen- ler bir cemiyet kurmak üzere dün Halkevinde toplanmışlardır. Top- lantıda hazırlanan nizamname o- kunmuş ve münakaşa edilmiştir. Cemiyetin adı Karadeniz Genç- ler Birliği olacaktır. Cemiyet aza.- larma maddi ve manevi yardım- larda bulunmak maksadiyle kurul- muştur,. SEPAB'E —- X X*&x.ı ANANNA x“ açıklta Vapurlarını belediyeye devret- tikten sonra işleri pek yolunda gi- den(!) Haliç Şirketinin rahatı ye- niden bozulmuştur. Vapurlar be - lediyenin eline geçtikten sonra Haliç şirketinin bütün memurları tekrar vazifeye alınmış, yalnız şirket merkezinde çalışmakta o - lan on yedi memur acıkta kalmış- lardır. Bu ön yedi memur bir müd- det şirketin belediyeyi protestola- riyle ve vapurları geri alma teşeb- büslerile avunmuşlar, nihayet bu- nun çıkar bir yol olmadığını göre- rek şirketi protesto etmişler ve ik- ramiye istemişlerdir. Halbuki şirketin hiç parası yok- tur. Biraz para bulmak için şirket şimdi işlemiven 3 numaralı va - Mütekaitlerin, yetim ve dulların maaşları Emlâk Bankasmdan cüzdanla- rını kırdırmak suretiyle maaş alan mütekait, yetim ve dulların maaş- ları dünden itibaren verilmiye baş- lanmıştır. Pazar olmasına rağmen bankada dün muamele - yapılmış- i İB'- e— g YAf akerağ SHİ ç ç di de a eat ee Tahıisiye ldaresinin bütçesi Tahlisiye idaresinin bütçesi 400.000 lira olarak tespit edilmiş- tir. Bu paranın elli bin lirası ile Akdenizde Kumkale civarında ye- ni bir radyofar istasyonu ile Zonguldak ve Samsunda birer tah. lisiye istasyonu yapılacaktır. WWPERiWw TAKYİMİ 2 PAZARTESİ MART — 19386 Hlerit: 1854 Zilhlece: 8 e M —SK "Sübe 5 18 12,26 15,35 18,03 19831 457 a d 6'2'! 9,88 12,00 1,81 10,53 GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? Yunanistanda Venizelistler bir isyan çt - karmışlar, 4 harp gemisi ile Salamin tersa nesi âsilerin eline geçmiştir. İngilterede umümi harptenberi ilk defa (Vâ - NO) olarak ticaret filosu harp filosu ile maneyra lâara girecektir. | Kan gelerek öldü — Ömerin karısı ile çocuğu yedikleri Kahveden dışarı Tophanede oturan koltukçu Hayreddin, Necatibey caddesinde Eftaliyus gazinosuna gitmiş, sahi- bi Abdurrabim, ile kavgaya tutuş- müştür. Abdurrahim kardeşi A- sımla bir olarak Hayreddini kah- veden dışarı atmışlardır. Bu sıra- da Hayreddinin eli cama gelerek kesilmiştir. Çabuk söndürüldü Koskada Cümhuriyet caddesin- de kunduracı Yaninin dükkânm- dan yangın çıkmış, çabuk söndü: rülmüştür. Yangın elektrik telleri- nin kontak yapmasından ileri gel- miştir. Feriköyünde Civelek sokağın- da 12 numaralı evde oturan Meh- met isminde birisi dün ağzından kan gelmek suretiyle — ölmüştür. Mehmedin verem hastalığı çektiği anlaşılmıştır. Şikâyet üzerine Salim isminde birisi Şehremi- ninde oturan Nadidenin evlenme işini takip edeceğini — söyliyerek dört aydanberi 80 lirasını çekmiş, şikâyet üzerine yakalanmıştır. Zehirlendiler Eyüpte Kızıl mesçitte Kaptan- paşa medresesinde oturan hamal baldan zehirlenmişler ve Haseki WBIIEWS ORUNU ııoşuıî c,EVAp hutahanesıne kaldırılmışlardır. wWED AM İ S DYI Beyoğlu caddesi ve tramvaylar Beyoğlunda oturan eczacı C.M. imzalı yazıyor: - “Galatasarayla Taksim arasında akşamları bilhassa nak” liye vesaitinin çokluğu ve üstüste gelişi yüzünden yürümek kabil olmryor. Bu kadar çok kalabalık bir tilmesine imkân yoktur. Fakat, hatırıma bir çare geldi: A caba bu caddedeki tramvay 'hattını arka caddeye almak ve İstiklâl caddesinden daha geniş olan bu yolu Tepebaşı hat okuyücumuz CEVABIMIZ; caddenin genişler sunuz! Akşamları se, bclediyenm bu tına bağlamak mümkün değil midir? Bir mühendis arkada | şım bunun mümkün olduğunu şehircilik bir mahzuru olmadığını söyledi. Siz ne dersiniz?,, laşmayan bir yolcu tasavvur etmiyoruz. Elektrik şirketinin Mmukavelesi böyle bir hattı diğer caddeye geçirmeğe müşait Te F ı IT O PEP Z v BERLERİ h *'._ hi ŞAİNMN ı.î-—..n l&...' Haliç şirketinden kalan memurlar Şirketten istedikleri ikramiyeyi alamıyorlar; netice ne olacak ? purla direktöre mahsus olan Ha« liç motörünün satılmasını, elyevrma şirketle belediye arasındaki dava«-» ya bakan hukuk mahkemesinden istemiş ve mahkeme bu talebi ka« bul etmiştir. Yalnız konulan bir şart işi bozmuştur. Mahkeme ka- rarına bu satıştan elde edilecek paranın davanın neticelenmesine kadar adliye emanet kasasında saklanması kaydı da ilâve edil « miştir. Bu suretle şirket buradan da umduğunu bulamamıştır. Bu va - ziyette memurlara mahkeme kara- rına kadar ikramiye verilemiye « ceği bildirilmiş ise de memurlar bunu kabul etmeme'"-tedirler. onnrmpnyaf: münakaşau Dun bir havadis vermiştik: Yaz & cular ve idareciler beşırıcı gelmeyi temin edecekler, — gelmezlerse masraflarını kendileri ödiyeceklermiş. — Abidin Da- ver, bu havadisi kaydettikten sonra, ve. rilen kararı şu altı noktadan cerhediyors 1 — Dünyanın en yaman sporcuları karşısında bizim en az beşinci olabilecer ğimizi kat'iyetle kestirebileceğimiz hiç bir spor şubesi yok gibidir. 2 — Futbol gibi takım halinde yaprr lan müsabakalarda,bu kararın tatbik kar biliyeti pek yoktur. Meğer ki takımm bütün masrafları on bir futbolcu ile ida' recilere taksim edilsin. Fakat, on bir or yuncudan birkaçı mükemmel oynar da gene beşinci olamazsak ne olacak? Kir min iyi oynadığını tayine kalkışınca, iş sarpa sarmaz mı? Çünkü — bizim fut: bolcuların hepsi kendisinin iyi ve arkadaş larınm fena oynadığını — iddiaya alışık” tırlar. 3 — İdareciler, iyi diye seçtiği spor cuların, Berlinde ayni —dereceleri elde edeceklerine nasıl emin olabilirler ki tar ahhüdname imzalasınlar ve üstelik bir bankadan kefalet mektubu getirsinler, $4 — Bazı sporculardan taahhütname almak kabilse de, - taahhüdnamenin ta" zammun ettiği parayı bulmağı ümid et mek, dalgalı borçlara bir dalga daha ilâve etmek demektir. 5 — Berlin olimpiyatlarını görmek istedikleri halde, döviz alamadıkları için gitmiyen, zengin spor — meraklıları, fır- sattan bilistifade gidip gezmek ve sonra taahhütnameyi ödemek için bu işe talip olurlar ve taahhütname verirlerse onlara buyurun seyahate mi diyeceğiz? 6 — İdareciler de, spor şampiyonla" rımız da hep zengin olsalar ve taahhüid: nameleri imzalasalar, gidip — orada, kar yakçılar gibi hezimete uğrasalar, para" ları ödetmek kabildir amma Türkün mil- Ni İzzet ve ş$erefini ödetmek — mümkün ,Mmüdür? Asıl bunu kim ödiyecek ve na” sıl ödiyecek? noktasından da Çok mühim bir mevzua temas ediyor Beyoğluna çıkıp da bu müşkülâtla karşi işle alâkadar ohnası lâ.znndnı « < - M 5 l4 ;'_»:'ı_, e Te li - AR L AF ge bi Çuval hırsızı Tophanede kanalizasyon sirke- tine ait d0 boş çuvalı çalan sabı« kalrılardan Abdullah kaçarken yas