i i İ | 7 ŞUBAT — 153» Diş ta bi pl e ri spmmmmmz diyorl “Lâzım olan, dişleri lamak değildir. Evvelâ diş temizliyen tertipleri iyi intihap etmelidir,, Dişlerini fırçalıyan bir çok kimseler bildiğimiz halde dişleri güzel Ve beyaz pek azinsan O tanımaklığı €*den en kuvvetli delillerden biridir. Diş macununuzu iyi düşünerek « Seçiniz. Daha doğrusu diş macunu mükemmel, en müessir, en çok sevilen ve kullanılan macun oldu. Eunda şüphe bulunmıyan “RADYOLİN,i kullanınız! RADYOLİN İstanbul Yedinci İcra memur - luğundan; Birinci derecede ipo - tekli olup paraya çevrilmesine | r verilen ve tamamına 1818 in sekiz yüz on sekiz lira kıymet takdir edilen Eyüpte Dökmecile: mahallesinde Dökmeciler soka Zında eski 14 mükerrer, yeni 22 Mümaralarla murakkam maa bah $e bir bap hanenin tamamı açık arttırmaya vazedilmiştir. Arttirma peşindir. Artırmaya İştirak edecek müşterilerin kıy - Mmeti muhamemnenin yüzde 75 hisbetinde pey akçesi veya milli bir bankann teminat mektubunu hamil olmaları isan den Mütura- kim verdi, tanzifat, tenviriye ve Vakıf borçları borr'uya aittir. Art. şartnamesi 18 — 2 —- 936 tarihine müst.dif Salı günü dire. de mahalli mahsusuna talik esi - lecektir, Birinci arttırması 10-— 3 936 tarihine müsadif Salı Bünü dairemizde saat 14 den 16 ya Kadarmera” edilecek; birinci arttırmada bedel, kıym mu * © hammenenin yüzde 75 şini bul - 22 PARDAYANIN ÖLÜMÜ HABER — AKşsm posası Hifi l RA ş sali Gnl N F | PB 3 TUVA LETi İ Göz insanların yegâne güze'liğini temin eden yegâne azadır. | Gözün güzelliği önünde insanlar eğilir. Göz insanlara ümit, neşe verdiği gibi insanların zekâsının ölçüsüdür. Necip bev kirpik tu. valeti ile gözlere tuvalet vermek bir insanın gözünün güzelliğini 46100 arttırır. Mavi, siyah, kumral renkleri olup gözleri kat'iyyen yakmaz. ar ki: alabildiğine fırça- mız bu sözün doğruluğunu isbat denince ilk akla gelen veen Di yek EE da Şa İl Mikropları öldürür, diş etlerini kuvvet- lendirir, dişleri parlatır ve beyazlatır. ikiş Sanayi Makinaları A api İ duğu takdirde üstte bırakılır. Ak.) ralı dosyada mevcut evrak ve ma. si tekdirde son artıranın taabbü -| hallen haciz ve takdiri kıymet ra. b hüdü baki kalmak üzere arttırma! porunu görüp anlıyacakları ilân! * il) on beş gün daha temdit edilerek! olunur. (19804) | 25 — 3 — 936 tarihine müsadif Çarşamba günü saat 14 den 16 ya kadar dairede yapılacak ikinci Eyüp Sulh Hukuk mahkeme. sinden: Davacı Mehmedin Unka. arttırma neticesinde en çok arttı.| panı civarında Üsküplü caddesin- ranm üstüne bırakılacaktır. 2004) de 2/1 numaralı dükkânda kasap j | | UMUM DEPOSU »umaralı icra ve iflâs kanununun! fken halen ikametgâhmm meçhul ae NİN 126 ıncı maddesine tevfikan hak-| bulunduğu tahakkuk eden Salim TON SOKAK.M, 62 ları tapu sicilleriyle sabit olmıyan! zimmetinde alacağından dolayı ipotekli alacaklarla diğer alâka -| müddeialeyhin tayin kılman gün. daranın ve irtifak hakkı sahiple -| de gelmediğinden ve müddei ve - rinin bu haklarını ve hususiyle fa:| kili bu bapta senet ibraz eylemiş « MEY m Ve iz ve maşarife dair olan iddiaları-| ve usulün 402 ikinci ıuddesi #üi | WE nr ilân tarihinden itibaren 20 gün| cibince hakkında verilen #ryar Anadoluda , . ir zarfında evrakı o müsbiteleriyle| kararmın 20 gün müddetle ilânı - Acante araniyor birlikte dairemize bildirmeleri lâ-| na karar verilmiş ve yevmi muha- zımdır. Aksi takdirde hakları ta.) keme olarak Il —3 — 936 tari. pu sicilleriyle sabit olmıyanlar sa.| hine müsadif Çarşamba günü sa- tıs bedelinin pavlaşmesindân "» | at 11 e talik kılmmış olduğundan riç kalırlar. Müterekim vergi) yevmi muhakemede bizzat gel - tenviriye ve tanzifiyeden ibaret| mesi veya tararidan bir <“ | olan belediye rüsümu ve vakıf) göndermesi ve aksi takdirde iddia olunur. Daha fazla malümat al -| etmiş addolunacağı malümu ol . İ mak istiyenlerin 935/1760 nırma.| mak üzere ilân olunur. (19801) Necip bey rujları son derece sabit ve lâtit rayihalı, her rengi mevcuttur. Bilhassa tavsiye olunur. PARDAYANIN ÖLÜMÜ 2» — katolik evlerinin kapalı bupuarnın arkasında dışarıya fırlamağa hazır a- damlar gecenin sessizliği içinde kulak | kabartarak bekliyorlardı. i Kıtadan kıtaya sessiz bir hareket le koşan bir parola veren veya bekl yenleri cesaretlendiren adamlar görü- müyordu ki bunlar da Never, Monpan- siye gibi uğursuz işaretin (gecikmesi yüzünden sabırsızlanan bazı jantiyom Tar ile ellerinde sopalar ve ağır salip. ler bulunan neşeli, dudakları sıkılmış| papazlar, Kurdelye, Oğüsten, Barre, Jenüvefen, Jezvit gibi birliklere men-! sup kişilerdi. İ Ortalığı ölüm sessizliği O kaplamış.| tı. j Katolik oEngizisyonunun müthiş heyulâsı Parisin üzerine çökmüştü. —31— , RURUN TEKRAR CESEDE GİR- MESİ NASİL MÜMKÜN OLUR? Sabahın iki üçü arasında Tampl| #indanmda baba oğul (o Pardayanlar| henüz uyumamışlardı. İ Geçirdikleri büyük (heyecanı ka. lemle anlatmak bizim için (İmkânsız bir şeydir. Fakat bundan sonra uğradıkları mütkiş bir hâdise onlara bu heyecanı unutturdu. Romanımızda mühim yeri olun bu İki kahramanın başıma gelen bu müt- hiş faciayı yazmadan geçemiyeceğiz. Fakat bunu daha iyi anlatabilmek bulundukları halin ne kadar feci, ne- kadar canavarcasma olduğunü göster, mek İçin şimdilik bütün dikkatimizi kendisine çevirmeğe mecbur olduğu» muz bir adamın (hareketlerini takip “ yat eksiri ile yıldızlardan istikbali an. LAN A Vekil moiğzalini dlgek le cağ n İri Bu adam, kraliçenin o müneccimi Rüğiiyeriydi. Rüjjiyeri Fransa sarayının en i « nanılır bir adamıydı. İtikat sahibiydi. Derin ve hakiki bir inanışla Allahın varlığına inanıyordu. Bu adam bir deli miydi? Belki. Eğer zamanımızda yaşasaydı belki i. lim dünyasma pek büyük hizmetler e den bir bilgin olabilirdi. o Herhalde hiç kimse olabilir ile olamaz düşünce- lerinin hududunu çizerek biribirinden ayıramaz. Otuz kırk sene bazı gazla. rın meselâ havanın mayi hale getiril. mesi teşebbüsü delilik o sayılırdı. Bu. gün mevcut hemen bütün gazları ma- yi haline getirebiliyoruz. Rüjjiyeri, sona ermek üzere bulu- nan orta çağın bütün sırları kendi. sinde toplamıştı. o Floransada doğ. muştu. Lâkin kendisi ruhuna batıl i- nanışları aşılayan bir Suriyeli aihir- bazın oğluydu. Bu adamm en çok uğrastığı kimya ve yıldızlardı. Hukikat sahasmda ( şiiphe ve te. reddütle karşılanan bü ilim, Geldani müneccimlerinden Göler ve (Nikola Flamelden Parselse, ondan Layipniçe, nihayet Spnozaya kadar bir çok zekâ. lara kadar geçmiş bir çok noktalarda hakikate yaklaşır gibi olmuştu. Rüjjiyeri ebedi hayat iksirini a- rıyarak, bu arada güzel kokuları, mü- kemmel kormotikleri, müthiş zehirleri bulmuştu ki bunlara o kadar ehemmi. yet vermiyordu. Müneceimlik vasıtasile de yıldız. lardan insanlığın taliini öğrenmek is- tiyordu. # Fakat şunu da söyliyeyim ki, ha- Plütona gelince o da hem kayıtsız. lığindan hem de kendisine ikram olu- nan tavuk parçasından dolayı Sesini çıkarmıyordu. Prozerpine fena halde tutulan Pi. po pek az yemek (yiyordu. Aklı fikri sevgilisindeydi. Plüton ile Prozerpin o#dım adım sahiplerini takip ediyorlardı, Daspermon, avlınm nihayetine var dı. Orada bir adam O kımıldanmadan dimdik duruyordu. O vakit Ortes birdenbire köpekle. re döndü kırhacını şaklattı. Bu işa ret Üzerine iki canavar hayvan kımıl. danmadan duran adamın Üzerine atıl. dılar ve müthiş bir o hırıltı ile dişle. rini onun boğazına geçirdiler. Pipo ise buna hayretle bakıyordu. Vikont Daspermon yere düşen a- damı kaldırdı ayakta durdurdu elbi- selerile maskesini düzeltti, Bu adam, tahtadan Yapılmış bir kuklaydı. Sonra Ortes kırbacı ve iki köpeği ile tekrar dolaşmağa < başladı. Pipo ise Prozerpine hâlâ yaltaklanıyordu. Birdenbire işaret tekrarlanıyor ve kor kunç ders yeniden başlıyordu. Bunun Üzerine Vikont bu müthiş manzarayı seyreden Marşale dönerek :! — Monsenyör, işte benim silâhla- rım! dedi. .. Geceyarısma doğru “Konuşun iki ölü,, meyhanesine girelim, Kafu, gece müşterilerini o çoktan savmış birinci kere olarak ışıkları ve ateşi söndürme işareti verilince mey- hanenin kapısını kapatmıştı. Fakat saat on birden sonra kanı aralık edildi ve başlarına siyah bar Uk geçirmiş büyücü kılıklı iki ihtiyar kadın ve çok fakirce giyinmiş bir ko- i cakarı içeriye girdi. o Arkasınunu gö #ünde bir yakı bulunan ve içeri girer- ken bunu çıkararak bir sahte kör ka- dın, son derece ahlâksız ve oturur © turmaz kolundaki yalancı sargıyı çö- zen bir çolak, güçlükle yürüyen ve içe- ri girer girmez koltuk değneklerini a tan beş altı topal meyhaneye girdiler; Geceyarısına doğru meyhane dolmuş, masalar kaplanmışlı. Burada tarif e- dilmeleri dil ve kalemle imkânsız olan tuhaf kılıklı, edebsiz, yırtık, yüzleri solgun, korkunç serseri, falcı, oyuncu, dilenci gibi kadınların teşkil ettiği Iğ- renç bir levha göze çarpıyordu. Katu iki üç kadının o yardımiyle bunların hepsine yiyecek veriyor, mah Zeninde bulunan en nefis (o şiraplari içiriyordu. Kimisine Düka altını, kimi. sine bir altın ekü vererek konuşuyor. du.. Nihayet herkes dışarıya çıktı. Katu bir dolaba giderek alim ve gümüş ekü ile dolu üç torba çıkardı. Yüzünü buruşturarak; — Artık son! diye mırıldandı. Ye kulak kabartarak bekledi. Saat bire doğru boşalan meyha- ne tekrar dolmağa başladı. Bu #efer gelenler gene kadınlardı. Bunların kimisi güzel kimisi çirkin fakat hep. si gençtiler. Hepsi bol hirer entari giy» mişler ve bellerine birer o kemer bağ- lamışlardı. Kemerler sırma işlemeliy. di. Bunların hepsi orospuydu. Katu üç gündenberi onları kandırmağa ça» Lışmış nihayet bu gece burada topla mıştı, Gülüyorlar bir kısmı güzel bir kısmı fena seslerile şarkı söylüyorlar ve içiyorlardı. Gözleri parlıyor, gittik. çe sarhoş oluyorlardı. Katu, üç torba dolusu eküyü bun- Tara dağıttı.