Sanayi Makinaları m yarama KÜÇÜK bir makine fiyatile BÜYÜK bir radyonuz olabilir ERAT BAKER | n. 206 —307 Anadoluda TE ei Acante araniyor. » Model 1936 - 6 lambalı * 15- 2000 metreye kadar * Çelik lambalar * Antifading * Otomatik volüm Köhtrol * Full-vislon kadran Maliye Vekâletinden: - Eski gümüş Mecidiye ve aksamının beş Şubat Bin dokuz yüz otuz altı tarihinden ! itibaren her hangi bir kığmetle mübadele vasıtası olarak kullanılamıyacağı ve kul- lanmak isteyenler 2257 No.lı kanun ile tayin edilen şekilde cezalandırılacağı ilân olunur. “219, “534, VR e ee iz ai » İ sene garanti * Sessiz ayar Ankara: Nureddin ve şeriki İzmir; A. Vetter n Eskişehir: Hasan Alanya Adana: Ahmed Riza İşcen En son keşfedilen yağsız Necipbey krem köpüğünden istihsal edil. | Sıvas: Müezzin oğlu Ali Riza MİŞ yez” ne güzellik pudrasıdırGüneşin ve"soğ şiddetli tesirleri | 2 Zonguldak:M: Mahir k ae e y al 9 . po; Antalya: Hacı Veli Biraderlet meyi gm biç “kaybolma: 2," Yüzde Boş ukları kapatır, çirkin MAHALLERİ: Samsun: C. Celâl ve 5. Kemal, İİ Adapazar: Saatçr Ahmed Hilmi * ii güzellik verir, cildin hakiki beyazlık, güzellik gıda: vü : — 5 xd l Istanbul : Sahibinin Sesi, Beyoğlu - Galatasaray merkezi karşısında am SATIŞ Wir ve emma e a ni LA AR İN, PARDAYANIN ÖLUMU veda bakışı fırlatmak için başını çe- virmişti, Moröver kurt ulumasına benzeyen bir sesle: i — Evvelâ ihtiyarı! sözünü homur dandı. | Babasına işkence (edildiğini gör-| menin şövalyeye ne kadar acı verece. ğini keşfetmişti. Ayni zamanda işken- ce âletlerinin bulunduğu oda gibi bir yere acılan bir kapıya kadar çabucak geriledi. Orada karanlıkta siyah elbi.- se giyinmiş, yüzüne uzun tül örtmüş bir kadın, bu cehennemin zebanisi gibi bekliyordu. Bu kadın Morövere işaret edince oda: — Haydi başla cellât! diye bağır- 'dı, Cellât kayıtarz bir sesle sordu: — Evvelâ ihtiyarı değil mi? — Evet, haydi çabuk 01! İki muavin, cellât bir kaç asker fhtiyar Pardayanı yakaladılar. Şövalye, yürekleri parçalıyan bir sesle haykırdı; — Baba! Baba!.. Bir elektrik ( seyyalesine uğramış gibi irkildi, sertleşti, sarsıldı. Ve ken. disini zaptetmek istiyen sekiz askeri de sarstı, Bir dakika kadar bir gürül tü ve intizamsızlık oldu. Montlök han- serini çekti, Morüver: — Zincirleri. Zincirleri. diye ba- gırdı, W Fakat bu anda işkence (odasının Pist açıldı, Nefes nefese içeriye gi. Mi bir kadının gürleyici sesi bu müt- dg (Bendelenin gürültüsünü hastır. — Kralın i 1 Kelin emri var! , İşkece geri e. siyah bir! Bu “Kralm emri var, sözü her: kesi alıklaştırdı. Cellâdın elinden şö- valyenin bacaklarıma (takmak üzere hazırladığı zincir düştü. oMeröver, hiddetini yatıştırmak için yumruğunu ısırdı. Katerin dö Mediçi okaranlıkta dehşetle titredi, O vakit hepsi, mahkümlara derin bir şefkat fırlatan kibar, elbisesi süs- lü bir genç kadını gördüler. Genç kadın ellerini bitiştirerek : — Allahım, sana şükrolsun ki tam vaktinde yetiştim. sözlerini mıtıldan. dı. İki Pardayan biribirlerinin elin. den tutmuşlardı. Şövalye böyle müt- hiş bir ânda minnetle eğilerek: — Mari Tuşe! dedi. Montlök genç kadına doğru ilerli. yerek: — Siz kimsiniz madam? diye sor- du, ; — Ben Fransa kralı tarafmdan gönderilen bir kadımım, Üst tarafı si- ze ait değildir. — Buraya kadar nasıl gelebildi. niz? Kadın cevap (vermeden bir kâğıt uzattı. Montlök kâğıdı alarak bir meş- aâlenin ışığında okudu. “Bu emrimi taşıyan o kimsenin iş- kence odasına kadar götürülmesi için 'Tampl zindanı direktörüne, kapıcıla. rma, gardiyanlarına emir veriyorum... İmza: Kral Şarl, Mari Tuşe: — Şimdi bunu da okuyunuz. diye- rek hayret içinde kalan Montlöke kra- Im el yazısiyle yazılmış ikinci bir kö. ğrt uzattı: . “Pardayanların işkencesinin geri İ bırakılmasını emrediyorum... PARDAYANIN OLUMU 2» Dehşet! Kan, bir kan denizi! Boğulu. yorum. İmdat! Oh, beni kanda boğu- yorlar! Kan denizi yükseliyor... Her| yerde kan var. Kaçalım Mari. Kan yükseliyor. Oh, çan kuleleri! Merha. met, kan yükseliyor. Paris! Paris ne- rede? Artık ondan eser kalmadı. Her yer kan içinde kaldı, Bir saat, kral dehşetli bir kâbus. içinde kalarak uğradığı buhranla uğ- raştı. Sonra derin bir uykuya daldı. Uyandığı zaman gündüz olmuştu. Dehşetli bir yorgunluk kuvvetini ke. serek kendisini düştüğü kilimin üstün- den kaldıramıyordu. İki köpeğin ya- nında yattıklarını ve ellerini yaladik. larını gördü. Onları okşadı ve bir kaç dakika sonra kalkabildi. Kollarmı havaya kaldırdı ve bü- tün kalbile: — Yarabbi, Ey İsa! gördüğüm rü- yadan başka bir şey değilmiş dedi, —7— İŞKENCE ODASI Luvr sarayında yukarıda anlatt. ğımız müthiş vakalar (o geçerken iki Pardayan Tampl zindanımdak! odada bir ot minder üzerinde mahpuslukla- rinin Son gecesi olan bu gecede kovun koyuna yatıyorlardı. “ Çünkü, ağustosun yirmi (o üçüncü cumartesi sabahı olan ertesi (osabah her ikisi de işkence edilereklerdi. Br da bir idam demekti. Hem de nası! idam!.. Kemikler ağaç kakmalaria kırılarak, mafsallar kerpetenlerle ezi- lerek, etler kızgın demirlerle odağle. narak vücudun her uzvu müthiş men- genelerle sıkıştırılarak (o yapılan bir Idam! şey buydu ve sabahleyin saat onda ya» pılacaktı, Baba oğul uyuyorlardı. Şövalye, Allahın kaynatıldığı ma. nastırın önünde yakalandığı sekiz gündenberi Tamplde bulunuyordu. Dışardan hiç bir havadis alamamış. lardı. Montlök kendilerini hiç oyoklas mamıştı, Belkide bu sarhoş herif on- İarı unutmuştu bile. Hattâ zindancıyı bile göremiyorlardı. Çünkü ekmekleri ve suları kapıların açılan ufak bir deliğinden veriliyordu. oDuydukları biricik ses nöbetçinin koridorun mer mer taşları üzerinde çıkardığı ayak sesleri yahud ağırca bir yere konan bir tüfek dipçiğinin taşa çarpmasın. dan doğan bir sesdi. İlk üç gün İçinde, babasının söz- lerine rağmen şövalye bir kaçmak çaresi aramıştı. o Duvarları yokladı. Kalmlıklarına baktı. Artık ümidi mah. voldu. Çünkü beş altı kadem kalınlı- ğında olan bu duvarları delmek için en aşağı bir senelik zaman lâzımdı. Duvar delinse bile nereye çıkabilecek» lerdi. Bitişik olan başka (bir zindan hücresine. Hafif bir ışık giren deliğe gelince “demir parmaklıklarına (yetişebilmek için elde bir vasıta yoktu. Kapı İse, kalın meşe ağacından ya, pılmış ve demir levhalarla kaplanmış. ti. Küvve! kullanmak imkânsız olduğu için şövalye hileye başvurmağı düşün. dü. Bir gece, yüzüstü yere yatarak başımı kâpının altındaki deliğe daya. dı. Nöbetçiyi çağırdı ve o Marşal dö Monmoransinin istediği * kadar para İşte bizim iki serserinin beklediği vereceğinden şüphe etmiyerek kendi.