14 Ocak 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

14 Ocak 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ya komabil, Maçka yolunda uçu- | Beni , neş'eli gençlerle dolu... « ar, zengin insanlardır... Bü-| v0 geceyi yeşil çuhalr bir masa - a, poker, bakara oyn - eşek geçirmişlerdir... Hele bu ğe talihleri de yaver olmuş- > Kazanmışlardır. arabyaya geldikleri vakit, içlerinden, Hüseyin haykırdı: Fay Hey... Çocuklar... Haydi, lim, şurada bir sabah kahval «| 1 edelim... Otomobil fren yaptı, durdu. Kızlar, erkekler, yere atladı. ü unlardan bir tanesi Cemiley-| ine ! Tam lokantanın kapısına gel - Fn ki, orada, saçı sakalı birib'- öy Karaşmiş dilenci kılıklı bir ih- duz oturduğunu, hayır, otur - ia değil sokağın üstüne af İ boylu boyunca yattığını gördü.| Herif, horul horul uyuyordu. Bi Vah zavallı... Ne perişan $e.. Kimbilir, günlerden beri ii susuzdur.. Allah kimse ihtiyarlığında bu hale sok - Masin, Dün gece “Foskiy dedim, Yirmi Vira aldım ak bira verdim. | çe Benim, sudaklarımdan çıkan bu ardan her biri, bu ihtiyar İr sermayedir... Aylık a çin Sir aylde, geçim vasıtasıdır... Dur > Şuna bir iyilik edeyim... Ve, dili sevineceklir. & ça derhal, elçantasını aç- ii il Ma şe bir kâğıt şi ve eg 8, ihtiyarın yan cebi - nekadar Me bu yaptığı işten mem -| arkadaş'arile birlikte lokan- Adan, içeri girdi. *”.”. ' , olisin ileri gelenlerden bir) a» © gün, civarı teftiş ediyor-' vx Tüy duz köpek, dilenci gibi teh- miy * mücadeleye karar veril - Haç sağım kenarında boylu be. Niye bir ihtiyarın yattığını gö - » ayaklarile dürtüler. Mig Hey... Kalk bakalım... Bu - MS yatıyorsun? İhtiyar uyandı. 5 Ne o, beyler?... Benden ne ana mz? Niçin rahatrmı boz- naz Sen kimsin?.. Nicin sokak 10 la yatıyorsun? Mir; komiserin bu sualine a - verdi; ba Kin olduğu kılığından de O erinin biri... Nüfus tez Şkar bakalım... Nüfuş i tezkerem mi?.. Öyle İaeliğ cebini tuttu, şunun ceblerine.. Beni, Sam, me arıyorsunu:? <dimde ne bulunur? ki sabir? Belki esrar fi Kom; ri *oktu |, © Muavini birde elini » Yepyeni bir ellilik bank. | Öyle ya: Senin gibi bir lord, ce-! binde elli İira bulunmasının far - kında olmuyabilir... Kalıvermiş - tir. Harcamağı unutmuşsundur... Haydi söyle bakayım... Nereden aşırdın?... — Ben hırsız değilim.. Beni bütün bu dükkânlara sorun.. Na- muslu bir insanım... Dilenmem de... Bana “Galib baba,, derler... Deli dolu konuşurum, öteki beriki bana yemek verir, bunu da uğur sayar, geçinir giderim., — Yürü... Alım şu buırsızı götü- rün... Hâlâ söyleniyor... ... Tam bu sırada, Cemile ve ar- kadaşları, kahva'tılarını etmiş, lc- kantadan çıkıyorlardı. Elli lira meselesinin son kısmı- nt işittiler ve ihtiyarm sürüklenerek götürüldüğünü gördüler. Genç kız: — Aman, ne yapıyorsumZ?...! O parayı ilmiyir çalmadı... Ben,| iyilk olsun diye cebine koydüm... dedi. Lokantacı da şahadet etti; — Galiba babadan memnunuz..! Kimseye zararı dokunmaz... Bi » zim adamımızdır. Ben şahadet e- derim... | Polis kafilesi de, bunun üzerine elli Tirayı kendisine fade etti. O- radan çekildi, gitti: #.* Galib baba, bir müddet bir Ce mileye, bir de elindeki (kâğıda baktı... Sonra tezyifkâr bir hareketle parayı burusturdu, yere altı: — Sizden kim bunu istedi.. Ben bu musibet paralara elimi bile! sürmem... Çünkü ihtiyacım yok ,! tur.» İşte bu adamlar, karnımı do- yuruyor... Nereye gitsem bana ik- ram ederler... İnanmıyorsunuz de- gil mi?... Nâh.... Buruşturduğu paraya bir de tekme çaldı Onu top gibi denize attı... —Gördünüz mü ihtiyacım ol - madığını,.. ##a - Tefrika No. 9 Geçen kısımların hülâsası Rodaosta Kanlı Balta meyhnne. sinde Kırmızı sakallı Jak, ma- avini Valero, diğer korsanlurla Sultan Bayezidin Rodos şöal- yesine gönderdiği yirani bin dl» kay nasıl ele geçireceklerini! düşünürlerken o meyhaneye iki yabancı giriyor ve ortalığı l- tüst ettikten oşonra ortedan| kayboluyorlar. Sicilyalı Ancello ve Nanvli- li Roberto adında olan bu iki yabancı iki saat o sonra Rodos kalesinin dibinde biribirlerine raştlıyorlar. Her ikisinin gayesi içeri gir- mektir, Ve en fecii; Bu düşüncesini muntazaman yapmaktan geri durmazdı. Hafif ateşte bir kardeşin, diğer kardeşi- ni çevire çevire pişirişini seyret- mekten, korkudan faltaşı gibi açi- lan bir göze batan kızgin bir şi- İ şin çıkardığı tüyler ürpertici cı- zırtıyı duymaktan büyük bir zevk alırdı. Ve bu manzaralar onun köhnemeğe yüz tutmuş hislerini tenbih eder, şeytana taş çıkartan zekâsı yeniden işlemeğe başlardı. O zaman daha cıgara nedir bi- İinmiyordu. Henüz İspanyol gemi-| cileri bu yaprakları, yeni keşfedi- len ve Hindistan sanılan, Ameri- kadan getirmemişlerdi. Bunun i- çin insanlar enkonsiyanlarında ha. rd harıl aradıkları cigara gibi di- mağı tenbih edici bir maddeye sa-| hip değillerdi. İşte ihtiyar Dobüs- son bunu bulmuştu: İşkence edilecek insanlar! Ve bu ihtiyacını tatmin etmek! için şimdiki insanların arka cep - lerinde taşıdıkları cigara paketi gibi şatosunun arka cephesinde içi insan dolu böyük bir zindan saklıyordu. Ufak, pek ufak bahanelerle sa- yısız denecek kadar çok kimsele- ri bu korkunç zindanlara hapset - miş ve akla gelmedik türlü işken - celerle onları öldürmüştü. Bununla (beraber, Dobüsson Şimdi, Cemile, otomobilde gi - derken düşünüyor: — Beriden daha âlâ imiş... Pa- raya ihtiyacı yok... Ab, bende onun gibi olabilseydim... Nakleden: Halice Süreyya HABER AKSAM POSTASI IDARE Evi Istanbul Ankara Caddesi | Posta kutusu : Istanbul 214 Telgraf sdresi ; istinbul HABER Yazı işleri telotonu * 2872 (göre ve ilân 1 24870 ABONE ŞARTLARI Türkiye © Ecnebi 1400 Kr. 27006. 730 « ws0 5 ayık 0409 n 800 * ayık 180 300 7 İLÂN TARİFESİ Tıcaret ilânlarının satırı 12,50 Resmi ilânların 40 kuruştur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü; Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaaş Seneiim & ayım zindandan çıktığı vakıt çok ha - lim selim, çok nazik, insana mer- hamet telkin eden bir adam tesi. rini yapardı. Dindardı. Koyu bir katolikti: Ve bundan dolayıdır ki, günaha girmemek , üstelik se- vap kazanmak için bu tüyler ür - pertici zindanlarmda öldürdüğü, işkence ettiği insanların çoğunun Türk veya Arap yani başka din « den olmalarına gayret ederdi. Bu son misâl de kendisinin ne dere. ce usta ve Allahı kandırmağa ça- şacak derecede iblis ruhlu ve lehşetli bir adam olduğunu gös "ermektedir. Yalnız bu kadar mı ya? Hayır!... Rodos birinci şuvalyesinin bir sasfı daha vardı. Hiç kimsenin; »ilmediği bu vasfı dehşetli bir sır "ir. Her gece saat 9 raddelerinde| Jairesinin kapısı kapanır. Ve bir “ant müddetle hiç kimse, amma! “iç kimse içeriye giremezdi. Bu müddet zarfında ihtiyar ha i ris ne yapardı? Bu herkes için 1 sırdı. Ve hiç kimse bunu öğren Yazanı Mürsd Sertoğlu On yaşını geçmemiş kız çocuklarını çok seven Rados şövalyesi Dobüsson'un müthiş ve tüyler ürpertici bir sırrı daha vardı. mek teşebbüsünde bulunmağa ce saret edemezdi. Çünkü buna te - şebbüs etmenin cezasını herkes | biliyordu: | Zindanda ağır işkenceler sa « lonunda ölüm., Böyle bir cümleye sıkıştırılan bu kelimelerin ne müt-| hiş mânâlar sakladığını Rodos ka: | lesinde herkeş bilirdi... Fakat insanlar gevezedir. Bir sırrın mahiyetini bilmedikleri za- man onu kendi düşüncelerine, kep di fikirlerine göre tahmin etmek - ten, ve bu tahminlerinin hakikat olduğuna inanıp sağa sola söyle - mekten geri durmazlar. Nitekim Dobüssonun böyle her gece bir sa- at kadar dairesine kapanması, ve dairesinin bir kısmını teşkil eden sivri yüksek bir kuleyehiç kimse- nin girmeğe salâhiyeti olmaması birçok dedikodulara yol açmıştı. Kimi: — Şövalye çok dindar bira - damdır. Bu saatlerde yalnız başı» na Allaha dua ediyor. Kimbilir, ! belki hayatında büyük bir günâk işlemiştir de bunun affını istiyor. Diyor, Kimi: Dobüsson çok zengindir. Ve hazinesindeki gemi yükünü tutan | alınlarından maada bu kulede de! görülmemiş , işidilmemiş muaz - zam bir servet saklıdır. Her gece saat 9 dan 10 a kadar burada mev- cut paralarını sayar. Diyordu. Ne o, ne bu.. Mesele bambaş - ka idi. Şövalyenin bu korkunç ve tüyler üspertici sırrmı sonra öğ reneceğiz. Şimdilik bileceğimiz şey yalnız şunlardır: Çıktığı gündenteri, en büyük gayesi 6, kuyucularına elinden gelen hizmeti yapab, mek olan (HABER) (Bize sorunuz, Size ©€, vap verelim) başlığı sitmda yeni bir sütun! açarak, faydalı bir hizmet daha görmeği düşündü. (Bize sorunuz, size cevap verelim) #itu, Bu, tam manasile okuyucularımızın bir dest ortağı, bir aktl hocası olacaktır. Doktora gitmeğe lüzum Kalmadan akri danışmak istediğiniz haştalıklarınızda, sıkın. taya düştüğünüz fukat bir müşavere için a. vukatlara avuç dolum para vermek isteme, diğiniz hukuki işlerinizde, o merak ettiğiniz muhterem > okuyucularına yeni ve Kısa boylu adam Okuyucularımızdan M. Yalçın| yazıyor: Yaşım 26, boyum 155 santim-| dir, san'atim, kahvecilik ve kun- daracılıktır. Hangi bir kızla ev lenmek istedimse olmadı. Emsa- lim hep evlenip çoluk çocuk sahi- bi oldular. Bense elân bekânım. Emsalim yanıma gelmiyorlar. Ne yapayım? CEVABIMIZ: Kendi tarifinize göre, boyunuz hayli kısa. Onun için, alacağınız| kadında da azıcık kusur olursa ku sura bakmayın. Bu gibi nice ka.l dınlar sizin gibi iki san'atlı, yani| iki altın bilezikli koca ararlar; Dobüsson bazı vakıtlar gece yarısından sonra dairesinde kale | dıvarı dibine inen gizli ve yalnız kendedidsine mahsus bir merdiven- le aşağı iner, ve yalnız kendisine mabsuş gizli bir kapıdan kale dı- varından dışarıya çıkarak sırtım « da bir çuval olduğu halde deniz | kenarına kadar gider ve yüksüz olarak geri dönerdi. Dobüsson on yaşını geçmemiş küçük kız çocuklarını çok sever - di. Bunlardan gürbüz ve canlı | olanlarına karşı sempatisi ise da- ha fazla idi. Şehirde pek çok de- falar böyle çocukları sever, okşar ken görülmüştü. ; Bazı defalar da bu esrarengiz kuleden birtakım boğuk çocuk i- niltilerini andıran sesler duyulur- du. Bu zamanlar Dobüsson ekses riya mütad saatinden evvel sap sarı olmuş, yüzü korkunç bir şekil | almış olduğu halde dairesinden çıkar ve bu seslerin gökten geldi- ğini söyliyerek kaledeki bütün | çanların çalınmasını ve kilisede dua edilmesini emrederdi. Bir anda bu haf'f sesi baslıran çanlar saatlerce çaldıktan sonra durduk- ları zaman artık hiç bir” #eş işitil- mezdi, Şatoda bu “böğük çocul Çığlıklarını andıran seslerin gök- ten geldiğine herkes inanırdı. 4 Buna rağmen bazı kimseler bü seslerin gökten ziyade kule isti. kametinden geldiğinin farkına vardıklarndan bu esrarengiz ku- leye kendi aralarında “ Ağlayan Kız,, kulesi adını vermişlerdi. (Devamı var) OYUMU. v3 say ALA, büdiselerde, akti erdiremediğiniz spor mesa. telerinde, verkiler, Kanunlar, nizamnameler, ; | vesaire hakkımda bir derdiniz, bir sörgümün mu varfi, ği Hemet bize yazınız, ve sorumuz. Banllerinize, her sabanm ec sahibi salli, yet yüksek bilgili şabsiyetlerine danışarak | bu sütüminrdn derhal Ocevap (o verecefiz ve Fi müşküllerinizi halletmeye çalışacağız. ONUN İÇİN HİÇ GEÇ KALMAYINIZ Bütün müşküllerinizi, 15.20 satırlık kıng ve düzgün bir yazı ile yazarak: Ng (BİZE SORUNUZ SİZE CEVAP VERE, LAM.) ğ evlenemez mi? Her halde ümidiniz kırılmasın, Ev. / Teniriini Mümkün olduğu derecede iyi şeraitle evlebilmeniz için, dişleri. nizden yüzünüze, ellerinizden e. | bisenize kadar ber şeyinizin temiz ve itinalı olması lâzımdır. Ayni zamanda güler yüzlü, tatlı sözlü olunuz ve mümkün mertebe çok kazanmağa ve iyi insan olmağa çalışınız. Geçen sene öldürülen Avustur- ya başvekili meşhur Dolfüs da kı- sa boyluydu. Fakat, memleketinin başına geçti. Bütün kadınlar onu severlerdi. Çünkü zekiydi, çalış. kandı, temizdi ve neşeliydi. e mmmmmmnnni ak al

Bu sayıdan diğer sayfalar: