Şehirde Gezintiler Kıraathaneler Tavlahane, döminohane iskambilhane adlarını almalıdır! Geçen günkü (Heber) de bir mektep talebesi, kahvelerde na- sıl haylazlığa, kumara, yalana a- Yıştığını ve sonra nasıl hasta ve sefil düştüğünü anlatıyordu. Kahvelerdeki kumarın bir bi- gimsiz ve korkunç tarafı daha | vardır ki, o da kavgadır. Meselâ ben o yazıyı Haber'de okumadan #ki gün önce bu çeşit kahvelerden, | yani İstanbuldaki gazino, yahut kıraathane yavrularından birinde bir köşeye çekilmiş, yazı yazıyor. dum. Karşı tarafta da üç dört ki- yi çok hararetli, çok heyecanlı, çok gürültülü bir halde iskambil oynuyorlardı. Bir aralık oradaki hararet, heyecan, gürültü o kadar arttı ki ben yazdığım şeyi şaşırma- ya başladım. Kalktım, Masamı da değiştirdim; oyunculardan bi- yaz daha uzaktaki bir masaya geç- Bim ve iyi ki geçmişim... Çünkü ben oraya geçtikten bir iki dakika sonra bir de ne bakayım oyuncu- İsrm biri birden gürlemesin mi: — Sizin istemem, doğru Byna oyununu! — Kalleş sensin, haltetme, “yoksa... İlk gürleyen top gibi ayağa fır- İndr. Karşısındakine öyle şiddetli bir tokat attı ki, o, hemen önlerin- deki masa ile arkadaki kaplama- arasma yuvarlandı ve öteki Üzerine çullandı, Artık ye, ye- önez misin? Kahve çoktan allak bullak ol. muş, herkes kaçacak delik arıyor, Kahveciler, masalar, bardaklar; aynalar, devrilip parçalanması! Dije oradan oraya koşuşuyor; fa- kat hiç kimse cesaret edip de a- yırmak için kavgacıların yânına sokulamıyordu. Şimdi diyeceksiniz ki bu vazi- yet karşısında sen ne için orada duruyor, odişarıya savuşmuyor- dun! Satuşamazdım, çünkü kavga sokağa çıkacak kapının yanmda oluyordu. Bu altlı, üstlü boğuşma Üçdört dakika sürdü, nihayet içe- ,yiye giren bir memur onları zorla ayırdı. O zaman bâktim ki, henüz hır. #mı istediği gibi yenememiş olan! Üstteki pancar gibi yüzü, faltaşı gibi dışarıya uğramış gözleri, di. ken diken, kaş ve bıyıklarile ka- laycı körüğü gibi soluyor. Birkaç yerinden üstü başı parçalanan, yüzü gözü yer yer şişen ve mos mor kesilen alttaki de benliğinin 'çok içinden ve derinliğinden İgelen mecalsiz ve intikâmcı bir! 'sesle ona: — Bunu unutma ulan!Di. ye sapır sapır titriyordu.. Sonra ne oldu? Kavga ilk may- nayı verir vermez çengeldeki şap- kamla paltomu hemen kapıp sa- vuştuğum için işin sonrasını bilmi. yorum, Yalnız bildiğim şu ki, ben eski- den de kahvelerde, gazinolarda, ve üzerlerinde (kraathane) yazılı | olan yerlerde böyle ve bundan daha yaman, daha korkunç, daha tehlikeli birçok kavgalar; hattâ | iskambil, tavla gibi oyunlar yü -| zünden sönmüş ocaklar bile gör- müştüm ki bunların en hazin ve, fecilerden biri, Rumi 314 yılmda! meydarla çıkmış olan Bahaddin ile mektepli Hilmi vak'asıdır. lir gelmez yarı deli bir halde öl athanelerde oynanan ve sinirleri. Fiyatı: 100, ciltlisi 125 kuruş. O zaman bir tavla yüzünden genç tibbiyeli Hilmi mezara, Ba- haddin hapishaneye düşmüş ve 314 senesi hapishaneye giren Ba. haddin orada da başkalarını vur- İ duğu için Sinop hapishanesine gönderilmiş, oradan ise 1920 de verem olarak çıkıp İstanbula ge- müştü, Kahvelerde, gazinolarda, kara- ne hâkim olamayanları bir anda zıvanadan çıkaran tavla, iskambil gibi oyunlardan mektepliler ka » dar mektepsizler de uzaklaştırı!. sa az fena olmaz! Sonra üzerlerinde kocaman bi. rer (kıraathane) yazılı olduğu hal de içlerinde kıraat olunulacak bir tek kitap, mecmua, risale hattâ bir tek gazeteden başka gazete bulunmayan bu iskambil, tavlâ, dominahanelerin camlarmdaki kı- raathane yazısını sildirip onun ye- rin&i (Tavlihane) (İskambilhane) (Dominahane) ve bazılarma da (Laklakiyathane) yazdırılsa o za- man bunların isimleri müsemma. larına daha uygun düşmez mi der- siniz?, — Gezgin Haberci — TATLI . kİTABI lergantpijetek,, (yemeleri ire dpılışlarınışbu İkikabea bulacaksın sarı YAR ES apar e ... iğ CAPDES EE (577 Tarih sevgisi Yeni vesikaar! Yazan: İskender Fahrettin Bütün tarih sever- lere tavsiye ederiz Bu kitabı okuyunuz 100. “OOO casus | Avrupa devletleri hizmetinde çalıştı i casusların sayısı bu kadarmış !. Nevyorkta çıkan Today gaze -| tesi yazıyor? vd Bir casus her memlekette bar! yatını tehlikeye koyar, hiç olmaz- sa uzun müddet hapislerde çürü « mek tehlikesi vardır. Fakat Ame- rikada, Amerikan kanunlarma gö re ancak casusun vesikalar: elin « den alınm ve kendisi kapı dışarı edilir. Tevkifinden birkaç saat sonra tirene veya vapura bindiri « İerek uğürlanır. Gazeteler ise bun. dan hiç bahsetmezler. Bununla beraber Amerikada deniz inşaat terzgâhlarına dair malümat toplamağa uğraşan sü » sü sürü şüpheli insanlar bulundu- ğu gibi yaşlı devlet adamlarını ellerine geçirmeğe çalışan güzel birçok kadınlar da vardır. Bilhassa son zamanlarda Amerika âdeta casusların top- landığı yer © olmuştur. Cihan harbindenberi casusluğun bu de - rece şiddetli faaliyete geçtiği yok- tu, Bütün milletler birbirinden çe- kindiği için kuvveti casusluğa ver- miş bulunmaktadırlar, Avrupa a - şağı yukarı 100.000 casus kullan - makta ve bunlar senede 62,500 bin liraya mal olmaktadır. Diğer) kân taraftan Japonya da kendi casus- ları için sene 15.000.000 lira ver - mekten geri kalmamaktadır. ... "Amerikada yapılmakta olan büyük casusluk oyunu üç cinsden- dir : Açık casusluk, gizli Si İ ve yarı gizli casusluk. Açık casusluk adetâ komik bir filme yakışacak biçimde görül - mektedir, Fakat bu iş alâkadar memleket için hiç te tuhaf değil - dir. Bu cins casusluk Amerika s08- Vaşingtondaki elçilikler ve iş güderlikler hiç durmadan kendi hükümetlerine Amerikan işlerine ait raporlar yağdırmaktadırlar. Bu raporlarm ihtiva ettiği bilgi - ler ve istihbarat muhtelif kaynak- lardan toplanır: Şabst müşahede - ler, alâkadar memleketin tebaala- rı tarafından verilen bilgiler, do » landırıcıların verdikleri ifadeler bep bu raporlarda yer alırlar. İs- tihbaratın bazıları biç zararsız © labilir, fakat ekserisi çok tehlike- tidir. Sefarethanelerin ordu ve do » nanma ataşelerini de “resmi ca - suslar,, listesine sokmak gerektir. Bunlar bütün askerimüesseseleri, manevra ve talimleri açıktan açr- ğa ziyaret ve teftiş edebildikleri gibi alâkadar olabilecekleri şey - leri resmen de sorarlar ve hattâ kendi işlerine dair verebilecekle- ri malümata mukabil ve mübade- le suretile de bilgi toplamağa kal kışırlar. İçlerinde öyle açıkgözle- » si vardır ki, askeri fabrikalarda! çalışan ustabaşıları para ile elde| ederler. Bunların foyası meydana | çıktım tabii sefarethane hiç bir malümatı olmadığını söyler ve her şeyi inkâr eder. İ ,» Gizli casuslar umumiyetle şık ve zengin mahfellere mensuptur - lar ve hiç bir yerle ve elçiliklerle bağları yoktur, Bunlar kendi baş - larına diledikleri ve yapabildikle- ri gibi çalışırlar. Başlarında yal - nız bir şef vardır, Ve ondan emir alırlar, Meslekten olan bu casuslar bür yük bir dikkatle seçilirler, bunlar umumiyetle eski diplomatlar ve sabık zabitlerdir. Birçok lisan bilirler: cesur, zeki ve ataktırlar, | hiç bir şeyden yılmazlar. Kurnaz bir casus senede dört bin liradan kırk bin liraya kadar kazanır, Ka- zancın çokluğu bu mesleğe ekse -| riya her türlü insanları çeker; fa « kat birçokları vatan aşkile hare - ket eden dürüst insanlardır. Meslekten casuslar, casus mek tebinde hususi bir kurs görmeğe mecburdurlar. Burada gizli şifre- lerle mühabere usulü, makyaj, ki- yafet tebdili, tehlike önünde 80 - ğuk kanlılığnı muhafaza gibi in-| ce birçok şeyler öğrenirler. gönderilir, da hakiki bir pasaportu, bol bol parası vardır. Geçenlerde Ameri - kaya girmeğe uğraşan bir casusun, üstünde çek defterinden başka 30.000 lira nakid para çıkmıştı, “ Faaliyetine başlamak için ca- m kendi memleketine göndereceği gibi daha iyisi seyyar komisyon - cu, yahut gazete muhabiri sıfati - le srk sik yapacağı seyyahatlerle bildirir. Casus şefi bazan bulun - duğu şehrin sosyal hayatmda mü- him bir mevki işgal eder. Romanlarda olduğu gibi haki- ki hayatta da casuslar bilhassa ve- sikaları ele geçirmeğe uğraşırlar: Bunlar askeri plânlar, kimya for » mülleri, yeni icatlar, diplomatik muhabere vesaire gibi vesikalar - dır. Casuslar hükümet dairelerin - de kâğıt sepetlerini boşaltırlar, o- dacıları elde ederler, Hattâ casus- lardan birisi günün birinde yeni| bir şey İcat etmiş olan adamın kar. sısına dikilerek bir elile çek def - terini göstermiş, öteki elile de !a- bancayı göğsüne dikerek: “.— Ya sırrımı satarsın, yahut ta şu badem şekerini yutarsm!,, Demiş! Malümatı toplamak, onu ye - rine göndermekten çok daha ko - laydır. Çünkü Avrupa memleket- lerinde sansür vardır ve bu çok sıkıdır. i ». Casuslarm üçüncü kısmı diploe- matlarla gizli ajanlar arasında! bir yer tutarlar. Bunlara ekseriya | “ müşahit,, denir, Silâhları bir tek makastan ibarettir. Ve bütün yor- gunlukları da boyuna ve hiç dur-| madan okumaktır. Tabedilen şey- lerden malümat toplamağı hiç bir kanun yasak etmemiştir ve Amerikada öyle şeyler basılıyor ki, Avrupada bunları ağza almak | bile tehlikeli sayılır. | Diş Tabibi Kemal olan yabancı bir Genersi i kamn en son model tanki# tiplerini bildiğini söylemekle Hf disine kılâğuzluk yapanları rette bırakmıştır, Bunun üzel” başka memleketin askeri a gülerek demiştir ki: “— Sayın General galiba ©. ve kara kuvvetlerinize deif buatımızda çıkan yazıları taki? diyorlar. Bu neşriyat bize 09 dar casusun temin edemiğ" malümatı vermektedir. Amerika ise başka mar0fij lere dair olan malümatımı elçiliklerinden ve almaktadır. Amerika hük 1935 yılmda gizli istihbarat yalnız 250,000 lira Japonların mandater olduğ”, boyuna tahkim ettiği Pasifik larmdan birine girmiş bir Amerikan Harbiye Vekâletin* Son zamanlarda Amer * tank merkezlerini ziyaret © — Ne diye size esrarımıği relim? Çünkü biz nasıl olsa kileri öğreniyoruz... N Demiştir. ! i ... Size buna benzer birkaç #| sâl daha verelim; RolfOsman adlı bir ç i namx Kanalr müdafaa pl komünistlere satmak süğile 4 kemeye verilmiş ve yirmi j hapse mahküm olmuştu. Cumur Başkanı Ruzvelt meyi yeni baştan yaptırmış v6” man salıverilmiştir. “Çünkü sırları, şır olarak gizlenm dir, Japon deniz zabitlerinde? şiyo Matsuda Amerikada Floridada Sent Peter istihki rile Trenton zırhlısnın fotoğ”, nı çekerken yakalanmıştı.. mandan Matsuda, Japonlar” leşmiş Amerikaya gö dukları bir mübayaa hej üyelerindendi. Binaenaleyb disi ile heyetin öteki yas 4 faaliyetlerinde hiçbir luk görülmemek lâ ç Şimdiye kadar neril casus işlerine hiç te aldırıf “mişlerdi. Fakat bu böyle y edemezdi. Ulusal kongre bif nun çıkararak askeri m fotoğrafını almağı ve bazı lerin haritalarının sat netti. Şimdi büyük askeri sırların dışarıya sn ması için tedbirler almağa muştur. Ancak bütün bunla” değildir. Casusluğa büsbütü” gel olmak için şiddetli bir * lâzımdır. ş istiklâl cadd