Son - Sistem SOVYET Dikiş , Nakış ve Sanayi ŞİRKETİNDE (BULURSUNUZ SAĞLAM — TEMİNATLI UCUZ — EMSALSİZ Umum dej : Istanbul Tabtakal Telefon sokak Ne: 62-1 Tek 22813 istiklâl caddesi No. 06 - 308 Baker büyük mağazaları Tel; 44 Anadoluda acente sramyor Yukarda görülen modelden muhtelli 12 zart modelimiz vardır İstanbul Harici As- keri kıtaatı ilânları kz rakının ibtiyacı olan 180000 tf un şartnamesinde yazılı ev- ,Ve şerait içinde kapalı zarfla ekmeye konulmuştur. Tahmin ilen bedeli 28800 lira ve ilk te-| İla 2160 liradır. İhalesi 31/i- Iş 936 cuma günüsaat Di de Çorumda Ordu evinde ya- lacaktır, İsteklilerin teminat kaş lerle birlikte teklif zarf. m bir saat evveline göndermeleri ve muayyen amanda kendilerinin veya vekil. | inih bulunmaları. Şartnameyi | içek veya almak isteyenler “e sün Çorumda Komisyona mü- e edebilirler. (548) (204) Şükrü Ertan (Gağaloğ'u Eczanesi yanında) Salı günleri meccanendir.. Telefon. 22566 | Diş ne ) R dır, Hazmi kolaylaştırır, inkıbazı Ratip Tü rkoğlu tl izale eder. Ankara “eğüdesi Mesürret İİ * INGILIZ KANZUK ECZANESİ “teli Kargı Beyoğlu — İstanbul M0 İ PARDAYANIN ÖLÜMÜ Ruset bağırdı: rebileceği zararları idrak 5 G. VE A. BAKER-LTDİ HABER — Akşam postası Erkek kafasindaki ideal kadın dişlerini sabah akşam Radyolin le fırçalıyan kadındır Dişleri en fazla be- yazlatan, mikrop- lara karşı en mü- essir, terkip itiba- rile en mükemmel diş macunu. Keman hocası Avrupada tahsil etmiş bir san- atkâr keman dersi vermek istiyor. Ders almak istiyenlerin her gün sabah saat 11. 13 arasında (41923) numaraya telefon ede - rek (keman hocası) nı istemeleri DOKTOR “ Kemal özsan Urolog — Operatör Bevliye Mütehassısı N Kraköy — Ekselsiyor Omağazası yanında. Her gün öğleden sonra 3-den 8 * e kadar. Tel: 41235 eder gibi Lutizi kurtarmak Devlet. Demiryolları ve Limanları İşletme (Umum Idaresi Tlânları Muhammen bedeli 50575 lira olan 155 ton benzin 27/1/936 püzartesi günü saat 15,30 da kapalı zarf usulile Ankarada İda- re binasında satım alınacaktır. Bu işe girmek isteyenlerin 3768.75 liralık muvakkat teminat ile kanunun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini aynı gün sa- at 14,30 a kadar komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır. Şart- nameler 250 kuruş mukabilinde Ankara ve Haydarpaşa o vez- nelerinde dağıtılmaktadır. “1d4,, ADEMi ıKTıDAR YE BELGEYŞEKLİĞİNİ A ASİ Mi RT Rİ Ve mhödsinho İLE TAFSILÂAT, GALATA POSTA VUTUSU 1755 Len ..- o PARDAYANIN ÖLÜMÜ 137 için babasının Şimdi ise beyaz saçlarını Islatan — Yoksa Şu sırma ipekten kemer mi? Sarhoş herif, aklını başına top'a- Mağa çalışarak; — Ondan da iyi. Sizi... götürmek e - Dinleyiniz. sözlerini kekele- işlemeli mavi — Bizi oyun aeyretmeğe mi götü- Teceksiniz. — Hayır. Oyun değil, mahpusla. mn İşkencesini görmeğe... RusetlePaget biraz sarararak ba lar, Montlök masanın üzerine yumru- Eunu İndirerek şamdanlardan birisini devirdi. — İçki isterim. Size işkence sey- ,Tettireceğim... İşkence © sehpasında mahpuslara nasıl eziyet edildiğini gö- receksiniz. Ah, ah... Bu pek eğlenceli olacak... İki mahpus buradan sağ çıka- mıyacaklar. İçki verin! Paget titriyerek sordu: — Bunların suçları nedir? — Hiç bir şey. — Bunlar gençmi, İantiyom mu, nedirler? — Biri ihtiyar mösyö dö Parda- Yan, öbürü genç.. O da Mösyö dö Par- dayan Baba ile oğul! İki kadı , kardılar. ım titriyerek o İstavroz çi- ihtiyar mt, Di sezgin gülmesi yatışmea Ru.| yi “di Monsenyör, bu adamlara işken. | ©ceğini ne zaman göreceğiz? —> Ne zaman mı? Ah, işte... Bekle- bana otun dumanlanan kafasında Dü T düşünce belirmeğe başla Şündüğü şeyin kendisine ve- ! oldu. Yerini kaybedeceği gibi mah kemeye de verilmesi mümkündü. Pu- nunla beraber verdiği sözden dönmek istemiyordu. Birdenbire aklıma bir şey geldi, İşkence cumartesi sabahı yapılacıktı, hemen: — Pazar günü sabahleyin geliniz. Unutmaymız ha! Pazar günü. sözle- rini söyledi. / —i— KRALİÇE MARGO 1572 senesi ağustosunun on yedisine rastlıyan bu (pazartesi sabahı saat sekizde Notrdam kilisesinin o çanları alabildiğine gürlemeğe başladılar. Ö- bür kiliseler de hemen onu taklit etti- ler. Yaz sabahının güzel ve sakin ha- yasını sevinçle gürleyen tunç seslerin velvelesi doldurdn. Parisin bütün sokaklarında ahxli küme küme dolaşıyor, kadmlar zioli- yan çocuklarını tulmağa ( çalışıyor- lardı. Bir sürü satıcı bu kümelerin birinden öbürüne giderek yumurtalı çörekler, kâğıt helvaları, sıcap börek gibi şeyler satıyorlar ve ahçı kadınlar “da erkenden mutfaklarından çıktıkla» rı için sokakta yemek yemeği düşünü yorlardı. Kalabalık gülüşler, bağrışlar or- talığı bir yortu gününe döndürmüştü. Fakat bu gülüşlerde bir vahşilik yüzlerde bir hiddet (görünüyordu. Senyörlerden bir çoğunun ve o janti- yomlârin pazarlık elbiseleri (yerine arhlı elbise giyinerek (o kılıçlarmı &u- şanmış oldukları o görülünce bu coş- kunluk daha çok artıyordu. Bunlardan bir çoğunun tüfekleri omuzlarındaydı. Sanki İspanyolların yardımma güveniyordu. Kendisi #1 . müş bile olsa babası genç Kizı kora . yarak onu emin bir yerde bulundura. cakir. Fakat işte bu yüksek kalpli de.; Jikanlıya ölümü hiçe saydıran duygu - Jar artık yok olmuştu. Çünkü babası da terkif edilmişti. Bunun üzerine yeni acı bütün ben.| liğini kapladı. Bu acı o kadar müthiş. ti ki hemen yüreğine inerek öleceğini sandı, Ne? babası gözünün önünde işken. ce mi edilecekti? Son derece sevdiği bu zavallı ihtiyarın işkence sehpasın. da paramparça edileceğini mi göre . cekti? Şövalye ağlamağa başladı. İhtiyar babasının muhterem başını kollarının arasına aldı. — Ah baba!.. Zavallı babacığım! sözlerini kekeledi. Pardayan, oğlunun ağladığını gö- rerek müteessir oldu, Çünkü oğlunun ağlayışı ilk kere olan bir şevdi. Evet, geçmişi hatırlıyarak şöval-| yenin o âna kadar hiç ağlamamış ol! duğu aklına geldi, Henliz küçük iken! bir kabahatten dolayı kendisini döy- mek istediği zamanlarda (çocuk ona! gururlu bir bakış fırlatarak arkasını! dönmüş ve hiç ağlamamıştı. Sonraları| bir çok seneler birlikte — tehlikeli hir hayat geçirdikten sonra yalnız başına Paristen uzaklaşmağa karar erdiği! vakit oğlunun gözlerinde hafif bir| yaşarmanın farkına da varmışdı. Was kat bana da hakiki bir ağlama ismini veremiyordu. Hattâ (delikanlı gövnl.| ye son derece bir aşkla sevdiği Luizin! kendisinin olmak ihtimali kalmadığını! öğrendiği zaman Nile ağlamamıştı. | bu sıcak gözyaşları kendisini pek aci bir şekilde müteessir ediyordu. Yavaş ve titrek bir sesle: i — Jan, oğlum, Seni teselli etmek için boşuna bir takım sözler aramağa uğraşıyorum. Zavallı oğlum. Ne kadar acı bir ıstırap çektiğini o anlıyorum, Henüz çok genç cok (güzel ve cesur. sun. Bu alçak haydutların gönlünü hoş etmek için iki kere Ölmeğe razı. yım. Fakat hayır. Onların istediği senin ölümündür. Beni de, kolayca seni yakalayabilmeleri için tevkif et- tiler. Ağla benim küçük Janım.. Bu kederli vakitlerinde sana gözyaşların dan başka bir şey veremiyen ihtiyar ve zavallı babaniz Obirlikte ağla! Mahvolmak Üzere bulunan gençliğin ve hayatın için ağla! dedi. Şövalye kendisini (o tutarak hıçkı. riklarinı boğdu. — Muhterem babacığım. Siz alda» nıyorsunuz. Ben size lâyık bir evlât olduğumu ispat erlerek öleceğim. cerâ- bini verdi. — Küçük Luizin sun? — Hayır baba, Lwiz beni sever, Bunu bilerek ölmek benim için en bü. yük şereftir, Artık obundan bahset miyelim. Bütün kovvetimizi... Şövalye sözünün alt (kısmını ta. mamlamıyarak dudaklarını ısırdı. Babası ayağa kalkmıştı. Karani ğa alışmış olduğu için hiddetle odanın içinde geziniyordu. — Şövalye, beu pek ahmak imişim. Yakalanacağımı bildiğim halde delice- sine yaptığım şu hareketi hiç affede- miyorum. Eğer kendimi kurdun ağı için mi ağlıyor.