izmire <a na | po olaysı olamazdı, » 49 — Merihe gidecek olan gülle büyük bir gürül tü ile hareket etti, 52 — Gülle hareket ettiği zaman mühendis Los ile İvanoviç sarsıntıdan bayılmışlardı. bendis Losu da ayılttı, 118 PARDAYANIN ÖVÜUOMU Nasıl şüphe? Katerinin Jan Dal- breyi öldürtmüş olması. Hayır.. Oh, hayır! Buna inanmak istemiyordu. Bu olacak iş değildi, Ka- terinin bile bile Navar kraliçesini öl- dürtmesi her türlü zulmün O sınırını! aşardı. Hayır, bu canavarca o şüpheyi! kalbine bir türlü kabul ettiremiyor, kendisini çılgınca bir sevinç, sevgi ve saadetin kucağına atıyordu. Niçin, ah niçin?.. İşte facia bura- da başlıyordu. Katerini itham etmek, bu uğursuz şüpheyi kabul etmek, annesinin katil olduğuna inanmak, kraliçenin kendi- sine bir oyun oynadığını ortaya ko- yardı, O vakit ne yapacaktı? Demek ki Katerin analık şefkati! örtüsü altında oğlunun kuyusunu ka- zıyordu. O halde hiçbir sözü doğru de- gildi. Alisin masumluğunu iddia ede- rek de yalan söylüyordu. A terinin mel'un bir vasıl; ki bu sevgi en müthiş bir yanlışlıkla spna eriyordu. Sonra? Eğer Alis kendisini (aldatıyor © rx bir hain ise, oh, ölüm bundan bin ka' Taha iyiydi. Onun için bütün kuv- . bütün © varlığıyla bu şüpheyi ortadan kaldırmağa, Alisin sevgisinir hakiki olduğunu meydana Okoymağa çalışmak Tzımgeliyordu. Ortada bir cinayet vardı. Katerin (cani olarak gösteriliyordu. O halde Alisin de bu cinayete ortak olması lâzımdı ki bu, ve bununla beraber Katerinin de kati! “İşte Marişyâkın ruhu da dehlikehi İN Mütdtle yaralariârak düşeni, kanatları- Gi nığdirpan ölüm 'acısı içinde “İnleyefi bir kayaya tırmanmak istiyen son bir baygınlıkla derin karanlıklara doğru yuvarlanan ve son kere başını kaldı. rarak saf ve parlak (gökyüzüne bak- mağa çalışan bir kartal gibi uçurum- lar arasında dolaşıyordu . İşte bunun için daldığı hülyadan birdenbire kurtularak katıla okatıla gülmeğe başladığı halde şövalyenin attığı anahtarı alıp dolabı (kilidine sokarak: — Vallah azizim, o çıldırdığınızı zannedeceğim geliyor. Bu da sizin ya. nılmanızdır değil mi? Bana niçin Jan Dalbrenin ölümünden bahsettiler, Ni, çin bu acı hali hatırlattınız. Bunun ne vakit düşünmüş olsam aklım çığırın- dan çıkıyor. diye (o bağırdı. Ve başını salladı. — Ah, evet. Ben deli o olmuşum Her seye sebep olan bu siyah elbise- dir. Evet azizim. Ben siyahlar giyine. rek evleneceğim daima kendisi için ağlıyacağım büyük bir kadının mate- mini tutacağım, İsterseniz başka şey- lerden balısedeyim. Şövalye şakaklarını ıslatan soğuk bir teri silerek: — Pekâlü kont, Bununla beraber bir Söz daha söyliyeceğim. vleyiniz aziz dostun. lenişiniz muhakkak yarın mı olacak? — Yarım gece, Geceyarısı Sen Jer« men Lokserruva'la... Fakat, bunu yal- nız siz bileceksin — Benim de hazır bulunmamı is- tiyorsunuz değil mi? — Eğer siz orada bulunmazsanız sandetim tam olmıyacaktır. — Pekâlâ, Ben kiliseye (nasıl ve sânt kaçta geleceğim. — İvanoviç daha evvel kendisine gelerek müs muştu. $I — Gayet az bir vakitte gülle gözden kaybol- 54 — Güllenin içindeki elektrik ışığı bozulmuştu. Dışardan gelen tabiat ışığı içerisini aydınlatıyordu. PARDAYANIN ÖLÜMÜ 119 —ş————— la — Siz manastıra çıkan küçük ka. pıda saat on birde bulununuz. Fakat yalnız geliniz. — Pekâlâ. Şövalye bunu söyliyerek: — Tanıdığım bir kaç cesur ve kı- Ucma güvenilir arkadaşla (birlikte geleceğim. Eğer bu şefaktli (o Katerin| oğlunu öldürmek istemiyorsa ben bie şey bilmiyorum diye düşündü. Mariyyak: — İsterseniz beraber o çıkalım ol maz mı? Bugünü sizinle birlikte ge çirmek istiyordum. Sen ( öehri kıyı. sındaki meyhanelerden birisine gider bir kaç şişe şarap yuvarlarız olmaz mı? dedi, — Hay hay. Ben de şehirde ne o- lup bittiğini öğrenmeği (o İstiyordum. Hiç dikkat ettiniz mi Kont, Paris bu günlerde ne kadar tuhaflaştı, o İnsan yakında bir fırtınanın kopacağını his- seder gibi oluyor. — Hayır. Bnna dikkat etmedim dos tum, İnsan mes'ut olduğu zaman sn- ğını solunu göremiyor. o Fakat benim| de dikkatimi çeken bir ş:y var daima neşeli bulunan siz durgu ı ve kederli. siniz , — Kederli mi dedin!z? Hayır, en- dişeli deyiniz, İki arkadaş sokağa çıktılar. Hava gay:t güzeldi. Mevs'm icabı olan şid- de'li sıcak akşamın o yaklaşmasından dolayı azalmıştı. Sokaklar pazar gün- Jerini iyi geçirmek için evlerinden fır. Yryan halkla dolmuştu. Mariyyak sövalyenin o koluna gi- Terek: — Bu endişeniz neden doğuyor? diye sordu, — Babam üç gündenberi meydan» da yok. Bir felâkete uğramış olmasın. dan korkuyorum. — Kendisinden hiç bir haber ala- madınız mı? — Hayır, Perşembe gecesi kapıcı İsviçreliye hleyin geri dönmez. sem muhakkak bir seyahate çikmiş o lacağmı söyliyerek konaktan ayrıl. mış. Bu seyahat ne olabilir? Paristea nasıl çıkabildi, Babamı bilirim. Delice- sine cesurdur. Herhalde kapılardan birinden çıkmıştır. Fakat nereye git. miş olabilir? — Babanız kendisini kullanmayı çok iyi bildiği için fazla üzülmenizin İ bir sebebi yok.. — Bilirim, Fakat gene merak edi- yorum, Bununla beraber, eğer bir teh» likeye uğramış olsaydı o herhalde na haber gönderirdi, Neyse, ama işin fena larafı şu ki, ikimiz de kendi ken- dimize çalışıyorduk. Şimdi onun orta. dan kayboluşu plânımı altüst edecek, — Plânmız neydi? — Gelecek salı günü Sen Dervis kapısında karakol kumandanı olacak bir çavuşu kandırmağa muvaffak o labildim. Herif, bizim (hücumumuza pek az karşı koyacağını vadetti, Bun- dan başka hücum ettiğim Sırada 28. ma köprünün de indirilmesi için uğ. raşacak Bu hususta sizin yardımını. za da ihtiyacım var dostum, — Pekâlâ! Salı günü saat kaçta? — Gece saat yediye doğru. Luiz, annesi ve marşal bir arabaya binecek. ler. Marşal kendisini hiç güöstermiye. ceğini vadetti Dir yirmi kişi kadar o- lacağız. — Ben de size bir o kadar adam getireceğime söz veririm.