Şinlerinden birisinin Yusuf Peygam Din kitaplarında anlatıldığı şekilde yaşamıştır. Her şeyi şuphe ile gören âlimler bunu araştırarak Nihayet maddi deliller bularak hakikati teslim etmişlerdir kN Hazreti Yusuf, Potlfarın karısına yüz vermemişti * —Karlo Cignahinin şimdi Dresden galerisinde olan tablosundan— Si zamanlarda arkelojik a- raştırmaları, şimdiye kadar hep #fsane sanılan bir takım hakikat- leri meydana çıkarmaktadır. Ta- rih bilginleri arasında İngilterede doktor A. S. Yahuda senelerdenbe- ri bilhassa “Kısası Enbiya,, da ya- zılı hikâyeleri incelemekte, bunla- rın gerçekten olmuş birer tarihi vaka mı, yoksa sadece hayalin ya- rattığı birer efsane mi-oldukları- ni araştırmaktaydı. Son aylarda neşrettiği bir kitapta Hazreti Yu- sufun Mışırda başından geçenle re dair yazılanların doğru oldu- ğunu birçok tarihi vesika ve delil- lere dayanarak isbat etmiştir. Büzıları Hazreti Yusuf vakası- nin sadece uydurulmuş bir masal olduğunu ve böyle bir kahramar-| nın hakikatte hiç de yaşamadığı-| nı iddia etmişlerdi. Fakat doktor Yahuda Mısır vesika ye kayıtla rından bunun baştan sonuna ka- dar doğru olduğunu meydana çi- karmıştır. Meselâ Hazreti Yusufla, utan- maz Bayan Potifar arasındaki bir taraflı aşk işinin gerçek mi, yok. sa sadece Yusufun hapishanede bulunmasını mazur göstermek j- çin uydurulmuş bir masal mı oldu- ğunu araştırmıştır. Masalı alelâ- de okuyuculara pek garip göste. Ten safhaların bizzat (kendileri, bunun uydurma olmadığına şaha- det etmektedir. Meselâ “Kısası| Enbiya, dediğimiz peygamberle- rin masallarında Yusufun atıldığı hapishanenin, muhakeme ve mah- kümiyet bekliyen âdi suçluların kapatıldığı umumi bir hapishane olmadığını, burasının “Kralın hu: susi mahpuslarmın atıldığı bir yer,, olduğunu okuyoruz. Demek burası aşağı yukarı lüks bir tevkifhaneydi ve İngiliz bil - isbat ettiği gibi Filistin hududundaki Saru ka. lesiydi. Nitekim eski Mısır kayıt- ları bu kaleyi birçok asırlar zar- fında zikretmektedirler. Potifar Hazreti Yusufu çok na- muslu ve iktidarlı bir adam olarak tanıdığı için ona tükenmez bir iti. mat bağlamıştı. Bu karısmın o şikâyet ettiği ne kadar: devam etmiştir , Potifar çok güç bir: va. ziyete düşmüştü. Efendisinin ka- rısına saldırmak gibi çok ağır bir cezaya sebep olacak bir suç hak- kında Potifar ya karısına inan: mak, yahut da Yusufa güvenmek arasında şaşırıp kalmıştı. Karısı - nın sözüne inanır gibi davrandı ve Yusufu taş ocaklarına gönde - receği yerde Fravunun hususi ha pishanesine attırmakla bu işte hâ lâ şüpheli olduğunu gösterdi. Hapishanede Hazreti Yusuf, rüyalarını tabir etmek suretiyle Fravunun kilerci başısiyle ekmek- çi başısı üstünde çok derin ve iyi tesirler yarattı. Bu rüya tabiri işi eski zamanların çok ilerlemiş, fa- kat sonraları kaybolmuş bir sana- tıydı. Yusufun bunu nası! yapabilmiş olduğunu tarihi kayıtlar göster miyor. Ancak onun çok zeki bir adam olduğu hiç süphe götürmi - /s5sk bir hakikattir. Bu iki hâdisede rüyanın garip bir hususiyeti var. Her ikisinde de üç rakamı bulunduğunu görü- yoruz. Yusuf kilerci başıya üç| günde tekrar göze gireceğini vr. | fendisine kendi eliyle kadeh ve- receğini söylemişti, Diğer taraf- tan ekmekçi başıya üçüncü günü asılacağını haber verdi. Hazreti Yusuf bu iki adamla konuşurken Fravunun kilerci ba- şı aleyhine hiç bir şikâyeti olamı. yacağını, halbuki ekmekçi başının itimat, gü: nberâ, HABER — Akş am postası, Hazreti Yusut Fravnun rüyası nı tabir ediyor. —Harold Speedin tablosu — birçok hırsızlık ve sujistimalden| suçlu bulunduğunu anlamıştı. Ar. cak her iki hâdisenin üçüncü gün. de olacağını nereden biliyordu? Bunu şöyle keşfetmiş olabilir; Herkesin bildiği gibi Fravu nun doğduğu gündü. Böyle yu . dönümlerinde ise hapishaneleri, ya af yahut cezaları tatbik sure- tiyle, temizlemek âdetti. Hazreti Yusuf hakkında Fra: vuna birkaç söz söylemek ekmek. çi başıya nasip olmadı. Fakat e- linde &adeh's Fravunun yanı ba sına dönen kilerçi başı haşmetlü hükümdar rüya görünce ona Yu. sufu hatırlatabilirdi. İ Fakat ne yazık bu nankör a:| dam Yusufu tam iki sene unuttu 3 - Hazreti Yusuf, Fravunun rüyasını doğru tabir etmek suretiyle Mısırı felâketten Kurlardığı için şan ve şerefe yükseltildi. Neden sunra bunu Fravuna anlat: tr, | bir aralık karışık Bir) rüya görmüştü, Hazreti Yusuf bu- nu tabir ederek Mısırda yedi sene bolluktan sonra yedi sene kıtlık o- lacağımı anlattı. Tabirinin doğru olduğuna dair Fravunu inandırınca, buna karşı almacak tedbirlerin ancak “Bü. yük Vezir,, tarafından tatbik olu nabileceğini de söyledi. Bunun ü- zerine Fravun onu ülkenin en bü- yük memurluğuna tayin etti. Yusufun boynuna altın ger » danlık asmak, sırtma da ince ke - tenden beyaz entarı giydirmek “vuna ayni hizmeti yapmıştı. ” — Deveria'nın tablosundan — hikâyesinin de uydurma olmadı « ğını son zamanlarda Amarra'da meydana çıkarılan kabartma re - simler göstermiştir. Bu resim - lerde Fravun dördüncü Amenofi- sin Aton başpapası Meri - Ha'nun boynuna mebedin zahire anbarı avlusunda, bu anbarları arpa ile doldurduğu için altın gerdanlık astığını görüyoruz. Yusuf da Fra- Saray kanunlarına göre Mısr rın büyük veziri devletin en yük“ sek memuruydu ve kral salâhiyet- lerini haiz bulunuyordu. Bu taribt hakikatlerin hepsinin, din kitapla- rında tekrar edilmiş olduğunu gö- rüyoruz. Zaten Yusuf kıssasını ilk önce Yahudilerin Tevratı “Tek- vin kitabr,, nda yazmıştır. Fravun; Yusufa Zafnat . Paan- cah adını takmak suretiyle. onu hususi bir şeref mevkiine çıkara- rak eski an'aneye riayet etmiş ol- du. Bu adın mânasını da son za- man'ardaı doktor Yahuda bulmuş- tur: “Bu adam, ülkenin gıdası. dır!,, Fravun'Mtısin açlık ve kıtlık yıllarında kurtarmış olan bir ada- ma böyle bir ad takmakla isabet ettiğini göstermiştir. Hazreti Yusufun gelecek om dört sene için dünyanın bu par- çasında olacak hava ve iklim şart- larını nasıl tahmin edebildiği me- selesi hâlâ anlaşılamamıştır. An- cak bunu yapmış olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü kıtlık sene- lerini haber alması üzerine Fras vun papaslara ait topraklardan başka bütün araziyi istimlâk ettir» mişti. Fravun sonra bu toprakla tı mahsulün yüzde yirmisini kira. olarak vermek şartlariyle gene sa- hiplerine kiralamıştı. Bütün bun- ların yapıldığı ve aşağı yukarı Hazreti Yusufun çağmda olduğu tarih bakımından sabit olmakta» dır. Mutekit bir insan için bu kıssa şekkü şüphe götürmiyen bir ha- kikat ise de âlimler bu, yukarda yazdığımız hâdiseleri tarihin de teyit etmesi çin araştırmalar yap“ mışlar ve doğru olduğunu anla- mışlardır.