İİ 28 İLKKANUN — 1985 -— — KAŞ aşama Aradığınız son moda, şık ve zarif şapkaları ancak: ir Şapka Mağazasında Bulacaksınız ki imi e Birkaç adım geri çekilerek düşme. mek için bir sütuna dayanan Mariy yakm ıstrrabr da çok büyüktü. Katerin ellerini gözlerine götüre .. rek: — Aman yarabbi ne mgithiş felâ- Ket. Navar kraliçesi ölüyorf diye ba - Hırıyordu. Bu haber salondan salopa, küme .| den kümeye, kahkahalar kesilerek se! vinç dinerek, sanki bir felâket © kuşu neşe ve zevk içinde çmlayan Luvr sa.! rayına kanat germiş gibi bütün Hüg. noları acıya ve gözyaşma boğarak ya| yıldı. Halbuki bu hale hayret eden biraz da korkan : kâtolikler ise ne yapmak| lâzım geleceğini biribirlerine soruyor.| Jardı. Kraliçe ölüyordu. Kolinyi de yetişti. Konde, Andelo ve öbür Hügno reisleri de Navar kra. Jiçesinin (etrafında toplanmışlardı. Bunlar da, kendilerini ba suretle ye. is ve kedere boğan bu felâket darbe. sinin belki de her birisinin sonu için fena bir işaret olduğunu sezer gibi ol. muşlardı, Bu sırada dokuzuncu © Şarl dâ bu felâketi sapsarı kesilerek haber almış t. Bağırmak, ve birdenbire olan bu hâdiseden hayret etmek © üzere iken annesinin gözlerini kendisine dikmiş olduğunu gördü. Bu gözler ona susmayı emrediyor. du. Bu bakışlarda öyle hakikat toplu idi ki Şarl çaresiz başmı önüne eğe . vek: — Artık eğlence sona erdi! dedi. Bu anda, Katerin hemen oğlunun yanma sokularak kulağma: ae m e PARDAYANIN ÖLÜMÜ — Hayır Şevketmaap, eğlence yeni başlıyor, sözlerini söyledi. Yirmi dakika sonra, Luvr sara. yındaki bütün ışıklar sönerek, derin bir sessizlik hüküm sürmeğe başladı. Yalnız kapılarda bulunan nöbetçiler üç misline çıkarılmışlardı. ... İbadet odasında Katerinle RüjjL yeri, her ikisi de sararmış oldukları halde başbaşa vererek yavaş sesle ko. nüşuyorlardı. Müneccim : — Kraliçe ne diyordu? diye sordu. — Her tarafının ateş içinde oldu. ğunu, en çok ellerinin, kollarinm yan. dığımı söylüyordu. Rüjjiyeri başmı sallıyarak: — Ölümüne sebep veren eldiven , lerdir. dedi. — Ah dostum, senin bu meşinli al. tin mahfazan (hakikaten O üsnomal (evkalde) bir şeymiş? — İşin en mükemmel tarafı, hiç bir şüpheyi çekmeden kutuyu Jan Dalbreye kabul ettirişimizdir. Katerin gülümsiyerek : — Bu, bana ait bir sırdır! dedi, .... Ertesi sabah Jan Dalbrenin müt. hiş bir hummadan, sebebi anlaşılma - yan bir hastalıktan öldüğü © haberi Parise yayıldı. Bu beklenilmiyen ölüme şaşan . lar, bu hal doğru olmamakla beraber, Hanri dö Bearn ile Margrit dö Fran. sın evlenişlerinde yapılacak büyük şenliklerden Parislilerin mahrum e . dilmiyeceği cevabı veriliyordu. —* JELO Romanımızda ismi arasıra geçen PARDAYANIN bir adam vardır ki, mühim bir rol oy.) nıyacağı İçin bu adamın hareketlerini gözden kaçırmamağa mecburuz. | Hakikatte pek önemli olmıyan bu| şahıs, usta ellerde (o müthiş bir silâh oluyordu. Onun için biraz geriye (o dönerek amcasının eliyle kulaklarmı keserek baygın bir halde otel Dömemenin mah zeni üzerinde bıraktığı bu faydalı Jil lo ile uğraşacağız. Amcası Jilin, Dük Damvile: — Bu ahmağın işini bitireyim mi? diye sorduğunu, ve Marşalin de: — Hayır, o bize mühim işler göre. bilir. Cevabını verdiği unutulmamış . tır sanırız. O zaman Jil, yeğenini orada bira. karak Marşali takip etti. Jillo, bir müddet baygın kaldıktan | sonra kendisine (o geldi. İlk hareketi| ellerini kulaklarına götürmek oldu. Fakat elleri ihtiyar Pardayanım iddi - asına göre pek çirkin olan bu kulakla ra rastlıyacak yerde amcasının başı. nm etrafına sardığı şarap ve zeytin yağma batırılmış sargı bezine dokun. du. Jillo bir ah fırlatarak: İ — Heyhat, artık kulaklarım yok! Kimbilir bundan sonra herkes bana ne diyecek? Beni belki de bir canavar Sanacaklardır. Herkesin, hattâ hay - vanların bile kulakları varken, bu iki süsten mahrum edilmiş bir kimse ile herkes alay eder, Artık hiç bir şey işidemiyeceğim de üste caba! Bunun la beraber kendi sözlerimin gürültü - sünü duyar gibi (oluyorum. Fakat eskisi gibi duysam bile, yüzümün iki tarafında bulunan ve her şeyi işitme. me yarıyan bu kulakları kaybettiğim ÖLÜMÜ 71 için bütün şerefim on paralık oldu! diye endi. Görülüyor ki Jillo da herkes gibi düşünüyordu. Her ne ise, kesilen kulakları için hazin bir mersiye okuduktan sonra, Jillo ayağa kalkarak, kulaklarının bu lunduğu yerde ağrıdan başka bir şey kalmadığını ve tamamen kendisine gelmiş olduğunu anladı. Bundan cesaretlenerek çektiği a. cıdan biraz hali kalmamış olmakla be raber dizlerinde gene merdivenleri çı. kacak bir kuvvet buldu. Tam çikacağı sırada merdivenin üst başında bir adam göründü. Bu da amcası Jil idi, Marşalle uzun süren bir konuşmadan sonra yeğenini gör « meğe geliyordu. Jillo: $ — Galiba işimi bitirmeğe geliyor, Demek ki kulaklarım kesildikten son, ra artık yaşıyamıyacağım da, diye düşündü. Amcası Jilin, yanına gülümsiyerek yaklaştığını gördü. Jül sordu: — Kendini nasıl buluyorsun baka. lim? Çok acı çekiyor musun: zavallı i dostum? — Pek fenayım amca... — Cesaret, seni tedavi edeceğiz Ve az zamanda iyileşeceksin? — Bu sözleri söyliyen hakikaten siz misiniz amca? — Şüpbesiz benim, Neden büyle gaşıyorsun? — Demek beni öldürmek istemiyor sunuz öyle mi? — Aptal, seni neden öldürecekmi- şim? — İyi ama, Monsenyör o kadar mer. hametli değildir. se Mü) BAKMAM EREM MEMEK İn ORKGMNENMMNGEŞNNNZMMEME SEMEN üz e mmm