Kadı nlar boşanır? 3BO.O00Ö Karı koca hakkında Boşanma kararı veren Amerikalı bir hâkim bu suale cevap VePYDE Boşanmalarımn çoğu ufak tefek vepek ehemmiyetsiz sebepler yüzünden olurmuş Nevyorktan yazılıyor: “Boşanmaların en çoğu hakiki kalb kırgınlıklarından doğma tra: jedilerden değil, ufak tefek can sıkmtılarından, ehemmiyetsiz şey- lerden olmaktadır. Erkekler için tehlikeli yani sadakatsizlik göster meleri en mühtemel olan yaş kırk ile kırk beş arası ise de kadınlar için bu çağ evliliğin ilk on beş yı Iıdır., , Bu sözler Amerikanın meşhur boşanma yeri olan Reno şehrinin hukuk mahkemesi başkanı hâkim Tomas F. Moran'ın ağzından çık- mıştır. 30.000 kişi hakkında boşanma kararı vermiş olan hâkim Moran, birbirini seven erkeklerle kadın- larm, ayrılmak ve tekrar serbesti- lerini kazanmak için neden mahke meler düştüklerinin sebeplerini dünyada elbette herkesten iyi bi lir, Bu zatın dediklerine bakılır sa, on beş sene devam eden evli likler yüzde doksan dokuz ölün- ciye kadar sürüp gitmektedir. Bunun da sebebi karı kocanın bu müddet zarfında birbirlerini daha çok sevmeği öğrenmiş olma- ları değildir. Jâkis hayatı ger çekten zehirliyen o küçük hemmiyetsiz şeylere göz yumma ğa alışmış olmalarından ileri ge! mektedir. On beş sene sonra koca artık İstediğini yaptırmağa muvaflak olmuştur; yahut da her gün söyle imekten artık bıkarak bundan vaz- Zeçmiştir. Kadın da bu müddet zarfında ayni durumu kazanmış lunur. Kocasının, boyuna dırlanmak suretiyle, başımın etini yemekten bir şey çıkmıyacağını artık anla Miş ve boş yere çene çalmaktan Yorulmuştur. Evlilik ve aile haya- tanın on beş yıllık ravndlarma da- Yanabilmiş olan bir erkek, karı #ınm mânasızlıklarına aldırış et Miyeceği gibi, bu kadar zamandır âile ringinde durabilmiş bir kadın da kocasının zırvalarma göz yum- Mağa alışmıştır! Bunların ikisi de karşılıklı fe- dakârlığın mânasmı anlıyacak ve takdir edecek olgunluğa varmış- ardır. Hâkim Moran evliliği iki kıs- Ma ayırmaktadır: 1 — Erkekle kadın birbirine uy- #un olmadığı için daha başlangıç İA ümitsiz başlıyan evlenmeler. 2 — İyi başlayıp da devam et- Mesilâzım gelen fakat ehertmiyet. SİZ, münasız küçücük şeylerden kı- hlan izdivaçlar. Bu evlenmelerde mahkeme sa- lonlarna İntikal ettikleri safhada artık ümitsizdirler. Hâkim Moran hususi misaller) vec Amerikanın Reno şehrinde yirmi dört yıldan beri hukuk W hâkimi olan To | mas F, Moran tam | 40000 karı koca hakkında boşanma HABER — Akşam postası ©, Lâtife lâtif gere, ne kadar doğ ru imiş: Nev Jersey'in oKanden şeh rinden Bay Wesley R. Karter sanki yapılacak başka şaka yokmuş gis rısınin korsesine kaşındırıcı ekmiş olduğu için onu elinden kaçırmıştır? Birleşmiş Amerikanın Nevada vilâyetin Reno mahkemesi boşanma bağlarını çok çabuk çözen bir yer olmakla şöhret kazanmıştır, ÜSTTE : St. Luis'ten Madam Elvira Howard'ın zengin kocasınden ve kaynanasından bozulan asâbını düzeltebilmesi için doktoru ona senede bir ay paydos tavsiye etmiştir. ALTTA : Madam Loretta Miller O kocasının hoşuna gitmek için saçını boyatmış ve bu yüzden onu evden ve kendin den kaçırmıştır. dikrederken şunları söylemiştir: “.— Çok iyi ve yüksek tahsil) görmüş yirmi dokuz yaşımda bir kadmın boşanma için müracaatını hatırlıyorum. Kadın zeki, güzel ve kültür sahibiydi. Kendinin de itiraf ettiği veçhile zekâ ve tahsil- de denk olmıyan bir adamla ev-| lenmişti. Kadın umumi vasatiye göre çok yüksek zekâda olduğundan naza- Aşkı bir kâse çorba içinde boğulan Şikagolu madam Jozef Veverka! ko cası bir çorba fabrikasının çeşnici başısı olduğu halde onun ününe bir kâse dolusu çorba koymak gafletinde bulunduğu için kocaman tası başına gi. yen ve bu yüzden boşanan kadına ne rı dikkatimi celbetmişti. Yedi 8e- nelik evlilikten sonra neden boşan mağa kalkıştığını sordum. Aldı - ğım cevaplarda, sebeplerin pek entipüftü şeyler olduğunu gör - düm. Fakat bütün bunlar bir ara - ya toplana toplana o kadar büyük! bir yekün tutmuşlardı ki artık ka-| rılık kocalık vaziyetinin devam ettirilmesine imkân kalmamıştı. Arada çocuk olsaydı belki iki taraf da tekrar barıştırılabilirdi. Fakat böyle bir bağ da bulunma- dığı için bunları ayırıp manevi iş- kencelerine son vermekten başka çare yoktu. İnkisara uğramış kocalarla ka- rıların ileri sürdükleri sebepler ve anlattıkları hikâyeler tıpkı par - mak izleri gibidir; bunlar birbi - rine hiç benzemezler. Fakat hep - si de başka bir karı kocanm ancak başını ağrıtacak, yahut gülmele- rini mucip olacak ufak tefek işler- dir. Yüksek tahsilgörmüş, ince ruh- lu ve hassa bir kızın gidip de ka- ba saba fakat güzel yiizlü ve yakı- şıklı bir delikanlı ile evlenmesin- de hiç bir mâna yoktur. Kız bu delikanlıyı sevmekte olduğunu zannetse bile ondan uzaklaşmağa çalışmalıdır. Bunlar arasında Mü- demeli? savat yoktur, yani (birbirlerine! denk değildirler ve kadın ne ka- dar uğraşırsa uğraşsın böyle bir kocayı manen kendi seviyesine çı-! karamaz. Ayni şeyler erkek için söylenebilirse de bir erkek kendi- ni genç kızın yapabileceğinden da ha ziyade, bulunduğu şsrait ve durumlara uydurabilir.., ? : » Hâkim Moran karı kocaları bo-| şattıktan, başka çiftleri de sene- de 1000 den aşağı olmamak üze- re evlendirmektedir. Bu adam kı- sa süren tanışma ve sevişme dev. resini hiç de münasip görmüyor. Ona göre bu devre we kadar kısa| olursa, evlilik bağı da çabuk çözülmektedir. Bu hâkim, tecrübelerinin daha! ilk yıllarında, iyi başlıyan evlilik- lerin çözülmesine meydan veril-| meden kurtarılabileceğini dü | nürdü. Bugün hiç Je böyle dü-| şünmemektedir. Çünkü yirmi dört! senelik tecrübeleri esnasında bu - nun bir defacık için olsun müsbet bir netice vermediğini görmüştür. | # : 3 Hâkim Moran diyor ki: “Ölen bir aşkın tekrar diriltile- miyeceği muhakkak olduğu gibi hâlâ mevcut bir aşk takdirinde bi- o kadar| Londrada yüzbaşı ve Madam Ri şard Wyndham ufak tefek iktildf lar geçimsizliklerden koruyabil. mek biribirlerini ve küçük kızları İngridi ancak hafta sonlarında bir defa görürler. Evlilik hayatlarında hâlâ mesuddurlar, le karı ve koca birbirine karşı z2n- lim olmağa o kadar alışmışlardır ki bunların artık bir çatı altında yaşamalarından hiç bir fayda u - mulmaz. Bir evli adam iç'n yemek içmek kabilinden olan bu ufak te- fek geçimsizlikler diğer bir ada- ma zehir gibi tesir edebilir. Birçok kadmlar bara müracaat ederek kocalarının elektrik $ü - pürgesi, elektrik ütüsü gibi asrt kolaylıkları kullanmağa izin ver- mediklerinden şikâyetlerde '» tun. dular. Buna mukabil Şikagslu Madam Ester Gottşslk kocasının küçücük evlerini böyle yeni âlet- lerle doldurduğu için boşanma is- tidaşını mahkemeye dayadr. Zülme kimin başlamış olduğu- nu birdenbire tayin etmek güç- tür. Meselâ Şikagolu Madam Jo- zef Veverka bir akşam sofraya ko- casının önüne gerçekten çoklez- zetli kocaman bir kâse dolusu çor- ba koymuştu. Bunde kızacak, si- nirlenecek hiç bir şey yok, değil gi? Fakat kadın sofradan dehşet- li çığlıklar atarak fırlamağa mec- bur olmuştur. Çünkü çorba kâ- sesini kafasına giymiştir. Mahkemede Bay Veverka ni- çin böyle davrandığını izah etmiş- tir. Meğerse adamcağız çorba İ- mal eden bir konse-va fabrikası» nın çeşnici başısı imiş ve işi gücü her gün sekiz saat çorba nümune. leritatmak olduğu için içi dışı çor- ba kesilirmiş! Bazı gece çorba rüyasma girerek urkusunu kaçı» rır ve bunu da karısı çok iyi bilir. İ miş. Şimdi bu durum karşısında ona çorba sunmakta mâna var mı ya?..; Can sıkıntısı, bazan dargın bir İ bakış, hafif bir kaş çatması, krsa- ca bir sessizlik gibi ehemmiyetsiz şeylerden de doğabilir. Bu izler git tikçe büyüyerek horuurtu, tenkit ve şikâyete çevrilebilir. Sonra da alay ve istihza fazlı kaşlar. Eğer iki taraftan birisi bu işte ötekim den daha kabiliyetliyse, ikinci ta- i rafı adetâ çıldırtır ve buda mah- kemede birinci tarafın aleyhinde ağır basacak iddialara sebep ola bilir.