Zalimin intikamı! iy gicai yediği esnada üç zabit #arafından delik deşik edilen eski diktatör (Rodrigez hak kındaki (hikâyeler pek çoktur. Bunların kimi komik, kimi feci kimi korkunçtur. Aşağıda anlatacağımız da bun lar meyanındadır. 8 rw Roiriger, her şeye burnunu 40! kardr. Hattâ, siyasetle uğraşmı- yan insanların hususi yaşayışla- rına bile tecavüz ederdi. Emir- lerine, iradelerine mukavemet e- dilmesini havsalanın almiyacağı bir iş olarak telâkki ederdi. Bun. Tara ceza vermek en fazla zevk aldığı şeylerdendi! Zalim adam, bilhassa kadına dünkümdek e kadreto mmm du? Malüm değil... Tanıdığı ka dınları, kocalarının yanında alır, götürürdü. o Tanımadıklarını da şağırmak usulü gayet basitti: Baloda, sokakta, pencerede iş- tihasın: celbeden bir güzel gör- dü mü, penbe bir mektup gönde rirdi. Mektupta, Saray kapısında ki nöbetçilere hitaben şu âmira- ne ve çapkınca cümle yazılı o Vurdu: “Kumruyu bırakın... Bütün memleket, bunun ne de. mek olduğunu bilirdi. : çime davetiyeyi alan kadın i- şim, artık, yapacak bir tek kalırdı: Saraya gitmek... “5 Büyük dış kapıdaki nöbetçiler, ona selâm dururlardı. Bütün ic kapılar, sanki sihirli imiş gibi bi- rer birer açılırdı. Yalnız en so- Muncusu “kumrunun,, üzerine ka- Panırdı. Burası, diktatörün aşk işlerine tahsis ettiği daireydi. Penbe mektubu alan bir gü zel, haddi varsa, davete icabet etmesin! O zaman ya kocasının, Ya babasının, ya nişanlısmın, ya. but ta çocuğunun veya kardeşinin başına bir felâket gelirdi: Birden bire ortadan kaybolabilirdi; meç- z I insanlar tarafından vurulabi. irdi; bir iftiraya uğrayabilirdi; apse atılır, idam edilebilirdi. *.; Mate, zavallı Agnes de, bu müt.| i$ penbe mektuplardan birini al- . Ah, ne demeğe o akşam ga zmoya gitmişti de zalim adama Börünmüştü?. Halbuki sevdiği | İr adamı vardı... Ona hiyanet et mek yahut onu felâkete sürükle.| Mek, kendisine ayni derecede fe Si görünüyordu. Bütün Beceyi| &öz yaşları işinde geçirdi, ind Ağladı,| inledi.. Bir kurtuluş çaresi düşün: dü ve buldu. Diktatöre bir mektup yazdı. bunda diyordu ki: “Efendimiz! Bana verdiğiniz şereften dolayı son derece müteheesism. o Buna rağmen vücudumun utanma hisle rile sarsıldığını o hissediyorum. Çünkü çok sofuyum, davetinize i- cabet ederken cehennemlik ola- cağımı sanıyorum. Efendimiz! Bana verdiğiniz / şerefle ahiret korkusu arasında mütereddidim. Bari, günahım affedilecek şekil- de olsun. Karanlıklar, beni göz günahından koruyabilir. Buluşa - cağımız oda tamamile zifiri ka ranlık olsun!,, ».. Pu mektuba müsait bir ceyağl geldi. Agnes, vücutça kendisine tıpa tıp benziyen hizmetçilerin den birini kendi kılığna soktu. Zalimin sarayına gönderdi. Hizmetçi, kap karanlık bir o daya alındı. Lizım gelen bütün tenbihlerle kulağı büküldüğü için her ne kadar sabah olmadan «a. raydan ayrılmak © istediyse de, Rodrigez onu koyuvermedi. Sa. bahın ilk ışıkları, dışarının müp hem mabzarast gibi, hizmetçinin yüzünü de zalime gösterdi. Vay! Demek ki bu geceyi o ne fis kadınla değil de çil yüzlü hiz metçisile geçirmişti ha?.. Dikta tör fena halde kızdı. Bir hafta sonrası için Agnes'e penbe bir mektup daha yolladı Diktatör bunda, hileyi keşfettiği ni yazdıktan sonra diyordu ki: “Korkmayın! Size karşı hiç bir kin beslemiyorum. Hattâ, gö: günahından korunmanız için ge- ne odayı karanlık btrakacağım!., Mevzuu bahsolan, sevgilisinir. hayatıydı. Kadıncağız bunu bil. diği için, nefret ede ede, dikti. törün davetine bu sefer icabet .et- ti, Fakat vücüdü isyan ediydrdu Kendisini saran kollardan kurtul- mak için mütemadiyen çırpınıyor gibiydi. Fakat, kendisini tutuyor, pot kırmamağa gayret ediyor, tevek külle teslimiyet gösteriyordu. Bu hal, sabaha kadar sürdü Gün ağarınca, diktatörün yüzüne bakmak istedi. Artık müsaade is- tiyecekti. Fakat, ne görsün? Meğer, zalim adam, mukabele. de bulunmuş.. Kendi yerine bir! cüzamlıyı odaya koymuş! Nakleden: Hatice Süreyya Tefrika numarası : 96 Yazan: (va-Na) * Kızım gün geçtikçe babasına benziyor. Ondan nefret ediyorum. öyle sinirleniyorum ki, babasile birlikte kızımı da mahvetmek istiyorum Geçen kısımların hülâsası Anita intikam almak için Hızırın yanına falcı olarak gönderildiği vakit, neler yaptığını ve neler hissetti ğini baş papas Sinos, a an- latıyor. “Birdenbire, Hızıra döndüm: “ « Senin de falına bakayım! «dedim. “Barbaros: “.— Ben, fal istemem... inanmam! .dedi. “ Düşes: “ — Kuzum, baktır... Ne olur» sun? - diye ısrar etti. “ Belli ki onun da yüreğine bir ateş düşmüştü. “Hızır, ses çıkarmadı. “Bunu bir nevi razı olmuş gibi telâkki etttiğim için, falına bakma. ğa başladım. “ Dedim ki: “ — Sen, kahramanlık işlerin- de birçok muvaffakiyetler göster. din ve göstereceksin... Fakat, aşk işinde başımdan büyük bir felâket geçmesi alnının yazısıdır! Bıra evvel TAA iafiamı) Falan ! diyen adamin halinde büyük bir < Sişiklik sezdim. Korku nedir bil. miyen bu gözlerden bir irkilme, bi, açılıp kapanma oldu. “En hassas yerine basmıştım, belli! “« Ne gibi bir felâket? - diye irkilerek sordu. “ Sana çok yakın çok mah- rem ve dince, an'anece yaklaşma- sı çok günah olan bir kızla senin bir yatakta yatman mukadderdir' - dedim. “Hiddetle ayağa kalktı: “ — Defol buradan! . diye har| kırdı. | “ — Defolsam da, olmasam da l bu, böyledir! Mukadderatı değiştiremiyecek: sin! - dedim. - zira, fal böyle söy- lüyor. “Beni kapıdan dışarı atarlar ken, yüzü gözü şiş, sakil bir kadın- la karşılaştım. “ — Prenses! burada ne ara- yorsun? Şimdi Hızırın haber ver. meğe gidiyorum! - dedi. Meğer bu, Zübeyde imiş. Anlı- yamadığın bir sebepten dolayı bu hale gelmiş... Her halde falcıhın kim olduğunu Hızıra haber ver. miştir. Ben de bir daha saraya dö- nemedim.. Fakat dönüp ölmdür- memde de bir isabet olamazdı. “ Siz, bana onu öldürmeği va- zife olara k vermiştiniz.. Ölüm,| böyle bir adam için nedir? o, zaten her gün azraille karşı karşıya... Fa. kat , onu yaşatarak , ona işkence! ederek kendisinden manevi bir in- tikam almak istivordum. Bu, öcle- rin en büyük, en korkuncu olacak. tı! “ Günah çıkarmağa buraya bu gün gelmemin sebebi de budur efendim... “ Biliyorsunuz ki, ben, eskiden! kızımı canım gibi seviyordum. Fa- kat şimdi ondan nefret irene! Onun yüzüne gülüyorsun. Fakat bir âlet (olarak (kullanmak için... Fakat, Lidya, gün geştikçe ahlâk, seciyye itibariyle babasına benziyor... Her gün , karşımda di- şi bir Hızırın gezdiğini görünce öy le sinirleniyorum ki kızımı boğ- mak istiyorum. “ O, Beni aldatan, inkisara uğ- ratan Âsığımın bana yadigar bırak- tığı mel'un bir mahlüktur! “Babasını da, onu da mahvet mek istiyorum. “ İhanete uğradığım aklımda yer ettiği gündenberi, dimağımda sade bu emel yaşıyor: “Lidyayı babasmın metresi yapmak!... “ Sinos, güldü: — Fena değil... Fakat, kadıner bir intikam.. Asıl mesele, onu, 8l- dürmek, bu beliyeden hiristiyan âlemini kurtarmaktır. — Geç olsunda güç olmasın - muhterem peder! Herhalde, Bar. barosu sağ da bırakacak değiliz... aka, ben, ruhun bakana kani» im... Şuna eminim ki, insanlar, öl- dükten sonra, yaşayanlar gibi hatı ralarını muhafaza ederler Sevinç li yahut kederli ölürler. — Tabii öyledir.. var! — Bunun böyle olduğunu bil. diğim için, istiyorumki, H. zır, kızmı kendine metres yap sın.. Bnu anlasın ve bundan sonra Ölsün. (Yarabbi, o za man ne büyük bir haz duyaca ğım.. Hem rakibem Düşes di Piti "den intikâm... Hem de Barbarosun dirisinden ve ölüsünden intikam... — Peki, bunu nasıl yapmağı düşünüyorsunuz? — Sizin yardımınızla... İ — Her zaman hizmetinizde bu.! lunmağa hazırım... Söyleyin: ne! istiyosunuz? | — Ben, kızımı, türklere karş, sonsuz bir düşmanlık hissiyle terbi ye ettim... Onun nazarmda, Barba- ros koparılması lâzim gelen bir baş tır... Bu gayeye ulaşmak için her şey câizdir. “Kızım biliyor ki, Türkler, bu mühim korsanlarını her türlü suit kast tehlikesinden masun bir hal- de bulunduruyorlar. Ona bir hiya net ancak bir kadın eliyle yapıla- bilir... Bu adama kurşun işlemi” yor, kılıç tesir etmiyor... Muhare- belerde bir tek kişi olarak kosko ca gemilerin ortasına atlaması dx| bunu isbat ediyor... O, böyle teb | likelere karşı evinde, barkında da! emniyet altına girmiştir... Kaç ca- su$ gönderdiniz, hepsi de suikas da kalktı. Fayda verdi mi? Teşeb- büslerinden evvel yahut teşebbüs. leri esnasında yakayı ele verdi ler... “En iyi öldürme vasıtası ka- dımdır! Buna, siz de kail olduğu | nuz için, vaktile beni gönderdi - Hakkınız niz.. Fakat, anlattığım sebeple mm.) vaffak olamadım. İşte şimdi kızım yetişti! Benden daha mükemmel hazırlanmış ve bu işi gaye de edin. miş olan Lidya.. Onda, babasının çevikliği, atikliği, o kurnazlığı ve fedakârlıği vardır. Elbette emeline ulaşacaktır.. “Kendisini şuna razi ettim; “Evvelâ, Hızırın metresi ola- cak.. Sonra, yüzüğünün içine sak- ladığı zehiri, Barbarosun şerbetine dökecek.. Ve nihayet, yüzüğü ona gösterecek. “us İşte! — diyecek — sen, bu yüzüğü vaktile benim anneme ver mişsin.. Ben, onun kızıyım.. Biricik kızıyım.. Ve senden intikam aldım. “Can çekişirken Barbarosun bu sözleri işitmesi ne tesir yapa - caktır, siz düşünün.. Sinos: — Mükemmel. — dedi — Ze- hir meselesinde ben size yardım e derim. — Zaten ben de size güven- miştim.. —Kızınızı da Barbarosun yanı- na gönderirim.. — Öyleyse işimiz nasıl muvaf- fakiyetle neticelenecektir, görür. sünüz, İ ) (Devamı var) Basın kurumunun çıkardığı 1936 Almanağı En güzel bir yılbaşı armağa- Bıdır. Bütün saylavlarımızla ga- zetecilerimizin resim (albümü içindedir. Bir kaç güne kadar yor. 50 kuruşa. çıkı * AKŞAM POSTASI IDARE EV Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu: Istanbul 214 Telgraf adresi : istanbul HABER Yazı iğleri telotonu : 28572 idarevellân ,. 24370 ABONE ŞARTLARI iye Etnebi 100 Kr. 27006. 1480 Senelik Tıcaret hanlarının aatır, 12,80 Resmi ilanların 10 kurustür. Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbeası KUPON 338 17 12-935