342 — Kraliçenin düşman yarasaları görün- TOPRAKALTI! KRALİÇESİ 843 — Jorj Salamonun altın ve elmaslarını bı. rakmak istememesi yüzünden-onsuz olarak hare. 426 PARDAYANLAR hk olan otu kaldırarak gizli (o kapıyı meydana çıkardılar, — Sakın bu bir tuzak olmasın! di. ye düşünürlerken bu kapınm arkasın. da bir gürültü duydular. Bir kaç da - kika içinde kapı açılarak uzun boylu, siyah kadife elbiseli bir ihtiyar gö. ründü, Şapkasını çıkarıp iki Parda - yanı selâmladıktan sonra: — Mösyö Brizar ve mösyö dü Lâ. ruket, safa geldiniz! dedi. Baba ile oğul alık alık biribirleri- nin yüzüne baktılar, — Ama tuhaf! Sent Antuvan s0 - kağındaki attar dükkânmın önünde genç bir kadınla beraber hayatmı kur tarmış olduğunuz adamı tanımıyor musunuz? Ihtiyar Pardayan elini alnına vur du. — Genç kadma söylemiş olduğum iki isim diye mırıldanarak yüksek sesle: — Sizi tamamen hatırlıyorum yö. dedi, ve yüksek sesle: — Sizi tamamen hatırladım Mös. yö.. dedi. İhtiyar adam sade bir tavırla: — Ramos ismini söyledi, — Evet, Mösyö Ramos. Yalnız size şunu da söyliyelim ki ismim (Brizar olmadığı gibi çavuş da değilim, Ve bu şövalyenin ismi de Mösyö dö Laruşet değildir. Ramos gülümsüyordu. — Size o vakit böyle yanlış isim vermekliğimize sebep vardı. Çünkü gizlenmemiz lâzım geliyordu. İsmim Hanri dö Pardayan, burada bulunan Mösyö de oğlum şövalye Jan dö Par- dayandır. — Mösyöler, dünkil müthiş çarpış mada ben de seyirci olarak bulundum. müs, Heyhat, hangi devirde yaşıyoruz. O rada nasıl olup da bulunduğumu size şimdi anlatacağım. Fakat Tütfen içe. riye giriniz. Baba ile oğul ihtiyarı takip ede - rek bir merdivenden indiler ve süslü bir yemek odasına girdiler. — Mösyöler, demin size söyledi - gim gibi, dün kralın geçişini seyret. mek üzere bu sokakta (duruyordum. Kral alayını gördüm. Ve sizin müt - hiş mücadelenizde de hazır bulundum. İsimlerinizi oduydum. Fakat bana kendinizin söylemiş olduğunuz isimle re inanmaklığım nezaket icabı idi, U. zatmıyalım, sizin bü komşu eve gir - diğinizi görünce büyük bir tehlike için de bulunduğunuzu ve O kaçmağa fe şebbüs edeceğinizi o anladım. O vakit aklımda kücük bir plân çizdim. Siz benim hayatımı kurtarmıştınız. Ben de karşılık olarak sizinkini kurtar - mak isterim. İhtiyar Ramos sözüne biraz ara vererek gülümsedi. —imdi göreceksiniz ya, benim gibi iyi kalpli bir ihtiyarm düşüncelerin « de her zaman bir kibarlık vardır, Dün bu evin sahibini buldum ve ona açık- ça: — Mösyö evinizi sekiz (gün için bana kiralar mısmız? dedim. Ev sahibi; — Neden kiralamak istiyorsu nuz? diye sordu. — Çünkü Blezenvorda oturan ak. rabalarımdan bir kaç tanesi bana mi- safir olacaklar, dedim. — Ah, şüphesiz, kral ile birlikte Bluvadan gelen jantiyomlar olacak! demez mi? — Evet, doğru söylediniz! Bu ev. de misafir etmek istediğim bu genç ket etmeğe mecbur oldu. 41 — Jorj Salamonun bir çuval dolusu altın ve elmaslarını tayyare kaldıramaz diye almıyor. PARDAYANLAR 427 jantiyomlardır. Evinizi bu hususla çok methettiler. cevabını verdim. Bu sözden hoşlanan herif; — Evi görebilirsiniz, dedi. İki Pardayan kendisine © hayret ve minnetle bakarken ihtiyar Ramos nefes aldı, — Neden şaştığınızı anlıyorum mösyöler. Bu suretle nasıl yalan söy. lediğime hayret ediyorsunu değil mi Gerçi biraz okızarıyordumsa da sizi kurtarmak lâzımgeliyordu, Bunun i- çin ufak bir yalan bir cinayet sayıl . maz sanırım, Ihtiyar Pardayan; — Hakikaten muhterem bir adam. sınız! diye bağırdı. Nihayet, ev sahibi sekiz gün için » de kiralamıyacağını söyledi. Kendisi. ne altı gün için yüz frank teklif et - tim, Gene kabul etmedi, Beş gün için iki yüz frank vereyim dedim. Gene razı olmadı. Nihayet (güç hal ile üç gün için evi kiraladım. Bunun bana kaç (ranga mal olduğunu söylemiye - ceğim, Derhal eve girdim ve işte mak. Sadıma da erişmek üzereyim. İhtiyar Pardayan: — Hay Allah sizden razı olsun mösyü! Elinizi veriniz. diye bağırdı. Ramos Pardayanın elini sıkarak: — Sizin için yapılacak bir iş var. sa © da beni takip etmenizdir. Bura- dan kolaylıkla çıkabilirsiniz. Çünkü arkadaki dar sokağa açılan kapı as . kerler tarafından tutulmuş değildir. dedi, Bunun üzerine şövalye: — Mösyö, babamın size izah ede - ceği sebeplerden dolayı biz bu evden bir yere gidemeyiz, Gitsek bile şimdi değil, Göstermiş olduğunuz kapıdan ben yalnız başıma istifade edeceğim. Lütfen bu kapıya kadar bana arka - daşlık ediniz. Babam size lâzimgelen tafsilâtı verirken ben buradan uzak. laşacağım. sözlerini söyledi. — Geliniz delikanlı | Diyerek Ramos bir merdiven da. ha indi. Şövalye aralık bir kapı gördü. Hemen Ramosa dönerek hürmetle &- gilip: — Size teşekkür ederim baba! de. di. İhtiyar titredi. Delikanlınm Ken. disine baba demesini ve bu kelimenin söyleniş tarzmı yaptığı ikten do - layı kendisine kâfi bir müküfat say. dı. Şövalye, kapıdan çıkınca, Mon - marter caddesine amut olan küçük bir sokakta bulunduğunu ve (hakikaten sokağın serbest olduğunu gördü. Askerlere rastlıyarak — başı gene belâya girebileceği Monmarter sokağı tarafına gitmiyerek (şövalye bu dar sokağı koşa kosa geçip Monmoransi - nin konağına doğru gitti, İşte bu suretle işler kendi kendi ne yoluna girmiş bulunuyordu. Etrafı askerlerle sarılı eve girdiği zaman kaçmak imkânı bulunmadığını gördüğü halde şövalye, ihtiyar Ra . mosun sayesinde Monmoransinin ko- nağına kadar varmıştı. Kapıyı şiddetle çaldı. Son ümidi, Marşalin ötedenberi aklına koymuş ol duğu gibi birdenbire Parisi terketme. miş olmasındaydı. Eğer öyle olduysa o vakit Mon « İ marter sokağına dönecek, askerleri yeniden hücuma kışkırtacak, sulhü bozacak, delicesine bir fedakârlık ile Luizi ve annesini kurtaracak, onları Paristen çıkardıktan sonra genç kızı annesinden istiyecekti,