IAN 226 — Yarasa adamların hizmetinde güzel bir ziyafetten Sonra... 229 — Elektrik deynekli iki yarasa adam onln- rı körümak için kaldır, 20 — Yorj: KRALİÇESİ — Kurtulduk sevgilim! dedi. Artık aşkımız bu güzel dünyada devam edecek, bahane bunlardır. Sonra, demin de söylediğim gibi şimdi Monmoransinin yanında bulunuyor. Halbuki ben sizin yanınızdayım. Bundan iki netice çı -' kar: Birincisi, benim size ihanet et - mekliğim, ki bu çok büyük bir alçak - Trktır. İkincisi, oğlumun düşmanı ol - Mmak, ki bu da imkânsızdır. İşte Mon- sev-ör, herşeyi açıkça söyledim. Şim- di 'orarımı da serbestçe söyliyeceğim, Siz beni kral aleyhindeki teşebbüsle - rinizde size yardım etmem için ikna etmiştiniz. Fakat başka şeylerde de kullanmak istiyorsunuz. Eğer muka - velemize sadık kalmaklığımı istiyor - sanız size emin ve itaatli bir yardımcı olurum. Fakat siyasi mücadele perdesi altında beni aile kavgalarına karıştır. mak İstiyorsanız (bu ândan itibaren başımı alır giderim. Çünkü hiçbir va- kit oğlumun düşmanı olamam. Mazşal bu o sözleri memnuniyetle dinlemişti, — Fakat delikanlı niçin bana düş - man oluyor diye sordu. sizin düşmanınız değildir, Mon - merunsinin maiyetindedir. Bilhassa şahsınıza karşı bir fena duygusu ol - madığı gibi size zarar vermek düşün- cesinde de değildir. e Esasen bu gece| Parisi terkediyor. i — Niçin? Pardayan, sen düşünceni serbestçe söyledin, bent de açıkça söy- Jiyece?im. Vakıa bir ozamanlar onu| Kitalana teslim etmeğe karar vermiş-| "tim, Fakat onu gördüm, Ve anladım ki hu kahraman şövalye öğrendiği bir gırrı saklıyamıyacak kadar alçak ruh Yu değildir, Konağıma girmeğe cesa -! ret etmesi, kralm Oo yanımdaki hali ve| Luvrdan kaçışı kısaca her seyi beni kendisine hayran o braktığı için bu 46 PARDAYANTLAR kahramanın adamlar rasında bu - lunmasını kat'i surette isterim. Par - dayan, oğlunuz son derece cesurdur. Fakat fakir ve kimsesizdir. Onu bana | getiriniz. Kendisini zengin edeceğim. Fransa krallığı sarayında büyük bir mevki sahibi yapacağım. — Fakat Monsenyör, düşününüz ki Luvr sarayında yaptığı delilik yüzün- den takip olunuyor. (Dar ağacından kurtulması için Parisi terketmesi lâ « zamdır. Damvil gülümsedi : — Şövalye benim konağımda, ağa - beyimin kendisini göndereceği şato - sundan daha fazla bir emniyet içinde bulunacaktır. Bunu oğlunuza söyleyi- niz Pardayan. Onun bu evde kalması lâzımdır. — Lâkin aldanmıyorsam oğlum çoktan gitmiştir, Acele etmesi lâzım - geliyordu Monsenyör. Çünkü basımız- dan bir vaka daha geçti, Bunun üzerine Pardayan Martoki Kony meyhanesinde muhasarasmı an- lattr. Mareşal hayret ve takdirle din- ledi. Pardayan sözüne: — Görüyorsunuz ya Monsenyör, tam Parisi terketmenin zamanı gel - mişti. diyerek son verdi. — Öyle amma, siz de onun gibi teh- like içindesiniz. Niçin beraber gitme - diniz? — Çünkü size yardım vermiştim Monsenvör. Marşal elini karşısındakine uzattı. Pardayan hürmetten (çok sevincini belli etmemek için eğildi. İşte ba suretle büyük Pardayan O. tel Dömemeye girdi. Ve hilesi sayesin. de evvelkinden fazla teveccüh gördü. Her iki Pardayan yersiz kalmak teh- etmeğe söz 201 — Jessi cevap verdi; — Seninle birlikte olduktan sonra her yer © nim icin birdir, PARDAYANLAR her bi- konağa likesini savuşturduktan son ri birer hakiki saray olan il yerleştiler. —2— KRALIN ANNESİ Luvr sarayında geçen vakadan üç gün sonra, Fransuva dö Monmoransi kardeşine söylediği gibi, on yedi se « nelik kin ve düşmanlığı sona erdirmek! için Otel Dömemeye gitti, Fakat ya - nma bir uşaktan başka kimseyi alma- dı. Şövalye dö Pardayan boş yere be - raber gelmek için ısrar edip durmuş - tu, 'Tabaklanmamış geyik derisinden bir elbise giyinerek beline bir muharebe kılıcı takıp Parisin içinde kardeşini aramağa gidiyordu. Kendisi de seyisi de yağız birer ata binmişlerdi. İ Önceden de söylemiş (olduğumuz gibi Fransuvanm dış görünüşünde her zaman bir ihtişam göze çarpardı. Gelen geçeni hayrette bırakmak *İ nun aklına bile gelmemişti. o Yalnız sülüâlesinin âdetlerine uyuyor, Fransa hükümdarlarını titreten eski Buşard ailesinin muhteşem bir sembolü gibi görünüyordu. Kendisi Monmoransile - rin şan ve şöhretini son dereceye çı - karan Konnetablin hakiki varisiydi. Onun için babasının Âdetlerine tama men uymayı bir vazife sayardı. Düşünce noktasından çok geri, fa - kat elbise ve tören bakımmdan büyük bir debdebe ve ihtişama sahip bulunan | © devrin bütün merasimine uyarak Luvr sarayına gittiğini görmüştük. Simdi İse gayet sade bir halde tuhaf | bir mücadeleye gidiyordu. i Marşal Otel Dömemeye vardığı za- man saat akşamın yedisine geliyordu, O mevsimde güneş saat yediye doğru batardı. Marşal kardeşine düşünmek için üç gün mühlet verdiğinden: — Üç gün henüz bitmedi. (Birkaç dakikalık zaman vardır. İtiraziyle karşılaşmamak için, Fran suva bir çeyrek kadar daha bekledi, Sokaktan gelip geçenler de konağın kapısmı muhafaza eder gibi iki atlı - nın kımıldanmadan durduğunu gör - düler, Fakat Marşalı tanıyanlar ve ebediyyen bir sır olarak kalacak se - beplerden dolayı iki kardeşi biribirine den ayıran kini bilenler hemen ora « dan savuşuyorlardı. Çünkü görmemek lâzımgelen şeyleri görmek, Monmoransi ve Damvil gibi iki kahraman kardeşin kavgasını sey» retmek akıllı bir adamm işi değildi, Fransuva, uzaktan Tampl hapisha- nesinin burçlarıma bakınca batmak &- zere bulunan güneşin son ışıklarının bunları aydmlatığını gördü. Seylsine bir işaret etti, Seyis atından inmeden borusunu öttürdü. Otel Dömemenin büyük kapısı açılmadı. Bütün pence- releri de kapalıyrı. Bu büyük ev boş mus hissini veriyordu. Marşalin yeni bir işareti üzerine s9 yis attan inerek kapının (tokmağı vurdu, Kapmm üst kısmında bir ara * lık açıldı. Bir ses: e — Kimi istiyorsunuz? diye sordu. Seyis: K — Dük dö Damvil ismi verilen Han“ ri dö Monmoransiyi istiyoruz. dedi. — Ondan ne istiyorsunuz?