1 Kasım 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

1 Kasım 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 SONTEŞRİN — 1985 Birisi İHTİYAR SE, Boyu VE ŞİŞMAN, 4 ÖBÜRÜ SENÇ vE EYVAH, YANDIK ÖYLEİSE.. “HASAN K ZAAFI UMUMİ, KANSIZLIK ve KEMİK hastalıklarına şifai tesirleri çoktur. Çocukla BUNLAR BAŞKA adam LAR YAHU?. YANDIK “BIR DOLAR iÇiN BU KA BİLİRİM.. FAKAT Kı OOLAR VERİR DOĞRUYU SÖYLERSEN SANA iki DO- SAR DAHA VERİRİZ even FE ; İİ pi İz ; P LE — Ah, ah! Pek tuhaf bir hikâye! diye mırıldandı. Şövalye bir dakika Okadar sustu. Sov'ra biraz titrek bir sesle: — Baba, kızın bu düşünceyi kabul edisine ne dersiniz? diye sordu. — Hangi düşünceyi? Monmoransi ailesinden bir kızın senin gibi bir ko. pukla evlenemiyeceği düşüncesini mi? — Fevet Mösyö! ti. çocuğun düşüncesidir, derim, Şunu da bir zengin ve kibar kadın düşünüle . «rlenmeğe razı olmasın.. Ne ise, mah - pus kadınlardan birisi Monmoransi a- ilesinden mi? — Evet baba,. — İşte mesele çatallaşıyor.. Haydi bakalım, devam et. Hikâyen (gittikçe merakımı arttırıyor, — Janet, Monmozansi ailesinden bir kızın benim gibi bir o fakirle ev . lenemiyeceğine aklı yattıktan sonra Yavaş yavaş İstediğim şeye razı olma - Ea başladı, Fakaf, gece saat sekizden <vve) beni mahpusların yanma götüre Miyer-#ini de söyledi. Bu sözden şiip - heye #izerek Janetin bana geceleyin gel wğimi rlea edeceğini sandım. İFakaş 6 biraz kızararak: — O zamana kadar benim odamda Kalacaksınız Mösyö. Sizi şimdi oraya götürecezim. Bunu yapıyorsam emin olunuz ki yürekleri parçlıyacak kadar ma > kalma kü > e aa <8 8 . Piyorum Sevdiği alamla evlenmesine Yerdım etmeği isterim. Haydi acele edelim. Çünkü Jillo şimdi nerdeyse şı bil ki aşk, zengin fakir tanımaz. Hiç! mez ki hoşuna giden bir papaz çömezile! İhtiyar Pardayan omuzlarını 7 — Bu çok genç bir kızın, ufak bir| | Ağliyaa bu genç kız acıdığım İçir ya. 20 PARDAYANLAR kar gelir. Dediğini duyunca Şüphem geçerek kendisine teşekkür ettim. Ba- na karşı gösterdiği İyiliği unutmıyaea, ğıma yemin ettirdi. Ben de yemin et- tim bunun Üzerine kendisini takip et- memi söyledi. Hemen küçük ve dar ko ridordan geçti. Ben de arkasından git tim. Bir kapı açarak karanlık ve kub- beli bir sofaya girdi. Ben daima ken - disini takip ediyordum. Derken sofa « nın öbür ucundan birisi çıkıverdi. İhtiyar Pardayn: Gene mi mel'un Jil! diye bağır « dı. — Hayır. Bu sefer çıkan Jillo idi. — İkisi de biribirinden uğursuz. İ- kisini de şeytan alsın! Vah zavallı şö valyeciğim, bu sefer iş meydana çıktı değil mi? Nasıl kurtulabildin? — Şimdi göreceksiniz. Baba sofanm sağ tarafında hemen bir iki adım ka - dar geçtiğim karanlık bir köşede bir kapı vardı. Janet taş gibi donup ka - lnca ben de kendimi arkasına saklı , yarak bu karanlık köşeye kadar geri- ledim. Janet başını çevirerek yaptığım hareketi gördü. Ve gelen Jillo ile ba - Zıra bağıra konuşmağa başladı. Bu sı rada ben de kapıyı açarak mahzene nen merdivene ayak bastım ve kapıyı yavaşça iterek dinlemeğe başladım. Janet: — Böyle nereye gidiyorsun Jillo! diyordu. — Evvelâ seni kucaklamak için ki. lere Janet, Bulunduğum yerden bir öpücük se si duydum. — Sonra? — Sonra amcam Jil, bana bu gece saat on birde körüklü büyük arabaya iki İyi hayvan koşarak hazır bulundur mamı emretti. Fakat araba çoktanberi SON MATİTE nin yedi vas 1 1 Kat'kavrette talk- siz dır ; bu size her zaman aranılan fakat ender elde edi- eksiklik görürsünüz. (Biri İHTİYAR FAnAT SakaLıız ) ÖBÜRÜNÜN gi AYASI TAHTA İCADLARIN EN HEYECANLISI : LL. MATITE GÜZELLİK PUDRASI tün çehre üzerinde aynı kalın. hikta iltisak eder. Ne bir yerinde bir kabartı, me bir yerinde bir 3- El ile dokunuldukda his O” © nuzin ahenkli sedilmez; çünkü, en son haddına kadar ince elenmiştir. Parfümöri L, T., PİVER A. Ş.. İstanbul Şubesi Şişli Ahmet Bey sokak No. 56. Telelon : 43044 fak ÖYLEN SE PARALARIŞ, N vi (san ETTİN İş” j > > 8 İĞ Ge yi UVVET ŞURUBU PİVER' in TALKSIZ 4- Yüze fevkalâ- de iltisak kabi- liyeti olması spor cuların pudrası olma- sını mucib olmuştur. Yürünüzden sabah len genç çehrelerin hafif bir ponpon matlığını ve kadile Öğleden sonra da manzarasını te'min yine hafif bir ponpon eder. geçiriniz ; İşle bö- 2 Cilde yapışmaz ve tün bir gönün tuvsleti, ,;, plâkalar vücude getirmez ; bü- 5- Tamamen mutedil eisim- lerden mürekkeptir ve her cilde eiverişlidir 6- Gizli ve hoş kokusu sızın müntehabınız: olan koku h surette birleşecek ve osu kapatmıyacaktır. 7- Altı muhtelli reagi vardır. PARDAYANLAR m, — Görüyorsunuz ya, kilere kadar size arkadaşlık ediyorum. Beni yeğe - niniz falan diye tanıtırsınız. Maksa - dım içeriye girmektir. — Ah Mösyö lö Şövalye, eğer ve - kilharç... Ihtiyar Pardayan Haykırdı: — Gene mi vekirharç! bu heriften son derece nefret ediyorum. Kendini kollasın! Eğer sana fena bir muamele de bulunmuşsa kulaklarını keseceğim. Neyse, devam et oğlum, Evvelâ sözünün bu suretle kesilme sine şaşan şövalye devam etti: — Hüget sözünü, eğer vekilharç İ - gin farkına varırsa Marşalım müşteri- Jerimizin arasmdan çıkmasma sebep 0, Tacaksınız! diye bitirdi. Fakat yumu - şamadığımı görünce çaresiz razı ola. rak beraberce içeriye girdik. İlk rast- ladığımız yer dar bir koridordu. Bu - nun sağında kiler ve solunda mut. fak vardı. Nihayetinde ise bir kapı bulunuyordu. Hüget sağdaki kapıdan girdi. Kendisini burada bekliyeceği - mi söyledim. Sonra dipteki kapıyı a - çarak bir oda görünce hemen buraya girdim. On dakika sonra Hüget dışarı ya çıktı, Tatlı bir ses de: — Bakınız, yeğeniniz burada de - #il! diye bağırdı. Hüget: — Bekliye bekliye yorulmuş oldu - fu için şüphesiz bahçeye (o çıkmıştır. cevabımı verdi, — Hayır madam Hüget, çünkü pen. cereden onun sizinle birlikte geldiğini gördüğüm gibi gittiğini de görmedim. — Belki dolabınızı açtığınız zaman çıkmıştır. Çünkü o vakit bahçeye bak! mıyordunuz. — Belki de böyle olmuştur. — Kızmadmız değil mi Janet? — Neden kızayım? Yeğenizini gör « | meği ben de isterdim. Hem bundan kimin haberi olacak.Konağın bu kısmı Adeta bomboş. Asıl oturulan kısımla daima kapalı bulunan bir Okoridorla ayrılmıştır. Bu koridor yalnız yemek yakitleri açılır. Onun için onu buraya getirmenizin hiç bir zararı yoktu. — Teşekkür ederim sevgili Janetim, İkisinin de beraber bahçeye çıktık « larını işiterek bu fırsatı kaçırmayıp he men kilere girdim. İhtiyar asker: — Offi. Ne tehlikeli vaziyet! Be « nim bile sırtım terledi. Sonra ne ol. du.? Çabuk söyle! dedi. — Pencereden hizmetçi kızla İlü » getin beni bahçede aradıklarını ve ar- tık ümidi keserek Hügetin (gittiğini gördüm. Janete baktım. Siyah gözlü, siyah saçlı, genç, güzel bir kızdı. — Ah, ahi. İşte otel Dömemeye ni, çin girmek istediğini şimdi oanlıyo » rum, — Yanlış düşünüyorsunuz babal Yalnız Janetin geri dönüşünü bekle - dim. Tekrar kilere girince onu kolla rımın arasına aldım. Ve korkudan koparmak istediği çığlığı bir öpücük » le yatıştırdım. Bir çok sorgularla kar şılaştım. Nihayet yarım saat sonra zavallı kız kendisine (delicesine âşık olduğuma inandı. Fakat kendisi ve « kilharca yaranmak için evlenmek & zere bulunuyormuş! — Ah, bu sefer artık o herifin ku « laklarımı muhakkak keseceğim.. — Evet, vekilharea yaranmak için Marşalin yanında Seyisi olan onun /

Bu sayıdan diğer sayfalar: