p 30 İLKTEŞRİN — 1983 | Gündüz ve : İ z AŞ ŞA a . Gece makyajlarnın asıl ke-! Ve şık tarafı yüzünüzün şek- ; diledi iniz gibi değiştirebil- izdedir. Akıllıca kullanıla» kozmatikler gece lr 4 ydurulabilir ve görünüşünüğü “ç derece açar, Okoyulaştırır, ee) * Parlatabilir. “Hatta bunlar! hüzün mahiyetini bile değiş- bilir, * a" ai ir “İh eyni : j yapmak uzun tecrü- FİL, ve pratike lüzum göstermek- ir » Rastgele (ve tecrübesizce w tavaletleri yapmak insanı gü- w » Yüz akel bugünkü moda) alâka ve dikkatinizi göz-| ., * dudaklarınızda toplamanızı! İk, ettirmektir. Ruj kullana -| "siniz, fakat, bunu kimse bil idir. Deri mümkün olduğu! tabii görünmeli ve burun i üs; nisbeten çok az pudra sürül-! “ir. Bütün renk göz gölgesin| Mine kaleminde ve dudak bo-| Ada olmalıdır. Yumuşak ve pürüssüz bir pud- “| ay th elde edebilmek, kullanrla- temele bağlıdır. Eğer deriniz Ta alâde kuru ise temel olarak e, Yağlı bir krem kullanmalı Yüzünüze ayrıca bir par- e vermek ( istiyorsanız ten bir krem alınız. Çok kır- / m bir deriniz var ve bu tadil etmek istiyorsanız xi Tulyeşilli ğinde bir krem kul - ISMIZ, A; r İL, vard deriler için sulu temel- “ dr. Bunlar yüzde yayılma e ispirto ile sulandırılmış hi ie lerdir. Gerek kremler, gerek di kat olşanarak yüze konmalı yağlı temeller sadece ha- idi, yen ovarak sürülmemeli- er mel yi m ise ıslak bir tülbentle Fg, Seli ve ancak en küçük nok- a Ne a başlanmalıdır, günkü bun-| iu iy emiyeceğiniz derecede ya-! ef inc va da ponponu pudraya dal İn hafifçe silkeleyiniz. Ee > ml ponponlarma KADINLAR KADINLAR IÇİN tleri ayrı şeylerdir gece tİuva- ile bir zemin hazırlamalısınız... yumuşak muslinden yapılır; çün- kü yumuşaktır vedaha müessir der. Pudra yüze sürüldükten sonra temiz bir muslin parçası alarak te- İ miz su yahut gül suyu doldurul - muş bir göz banyosunda ıslatınız ve bühürla Kirpiklerinize üşüşen pudraları siliniz. Sonra göz gölge- liğinizi alarak göz kapaklarınızı gölgelendiriniz. Eğer gölgelendirmek için toz kullanıyorsanız, parmağınızm u- cuma almız; göz kapaklarınız ta » mamile kurulanmış olmalıdır. To- zu ayrık yere kadar yukarıya doğ ru sürmek suretile gölgeyi veriniz. Eğer göz kapaklarmızı gölgelen- dirmek için yağlı maddelerden kullanıyorsanız, kapaklara iğne başı kadar küçücük bir vzelin nok- tsı korsnız, gölgenin daha iyi im- tizç edeceğini görürsünüz. Elâ yahut sarı gözler için en yakışan gölge rengi yeşildir; ha- vai mavi gözler için mavi gölge, koyu maviler için de mor gölge kullanılmalıdır. Gözün altında kul lanılabilecek yağâne gölge açık menekşedir ve bu renk çizgi ve kı- rışıkları yok eder. Yanaklara en soluğundan ol « mak üzere ruj sürülebilir; ruj ne kadar soluk olursa o derece iyidir. Eğer kaf'ı ruj kullanıyorsanız, bu pudralandıktan sonra yüze toz gi bi sürülür. Eğer yağ yahut mayi halinde ruj kullanıyorsanız bu da temelden sonra ve puranm altına yani pudrayı sürmeden evvel sü- rülür, Dudak kalemini kullanmadan evvel dudaklarınızı azıcık yağsız kremle ovmalısmız. Dudak kale - mini iyice sürdükten sonra, par - mağmızm ucile ovunuz ve kenar- ları çok yumuşak bir muslin par- çasile siliniz. Dudak tuvaletinde sam amaç şimdi Holli - vud yıldızlarınm tercih ettikleri i biçimdir. Bu da eskisinden çok da ha hafif ve daha parlak bir tesir bırakmaktadır. Kirpikler çok dikkat ve itina HABER — Akşam P Postası | Bir Bulgar kadını Atatürke tapınıyor Anna Görğiyeda isminde Sofyalı bir bulgar kadım evinin, çoluk çocuğunun uğur ve kısmetini Atatürkün, rüyasında söylediği sözlerde bulmuştur Sofyanın Solun sokağındaki 16 numaralı yeni merdivenlerinden yukarı çıkarken gazeteci arkadaşım Kırastef'i oda. sında bulup bulamıyacağımı dü. şünüyordum. Zile bastım, kapı açıldı, Kırastefi sordum, içeride dediler, girdim. Büyük Atamıza karşı yapılmak istenilen hainane suikast meselesi, bütün dünyada olduğu gibi, yur - dumuza en yakm olan Bulgaris - tanda da nefret uyandırmış ve gü- nün en mühim mevzuu olmuştur. Nereye varsam, kiminle kar - şıalşıp konuşsam, hep Atamızı 80- ruyorlar, Nasıl olacakmış?.. Kimler ya - pacakmış?.. Onun da düşmanları var mı? Hani bizde de bir eşi doğ- sa, hiç böyle şey olur mu, böyle büyük bir adam bir daha doğar mı,, gibi bir sürü sual ve cevap - lar. Kırastefin odasında günün ha- disatmdan, şundan, bundan bir parça konuştuktan sonra, günler- denberi, bilmem kaçıncı defa söz, döndü dolaştı yine büyük Atamı- za geldi. Kırastef dedi, kir — Sen bilmezsin. benim apar. trman sahibem Gospoja Anma var- dır. O, onu, sizden daha fazla se- veri. — Niçin?. — Bilmem, ki.. Merak ettim, “Bulgar 'karısmı görüp konuşmak istedim. Mahçup tavırir, varlığa, yoklu- ğa, İsaya, Muhammede bütün gü- zel şeylere inanmakta olduğu yü - zünden belli olan 40 - 43 lük Bul. gar kadını karşıma gelip oturdu... Evine, kocasma, çoluk çocuğu- na bağlılığı tertemiz giyinişinden oturuşundan belli olan Madam ile tanıştıktan sonra ilk sözüm şu ol « du: — Siz Atatürkü biç gördünüz mü?.. — Hangi Atatürkü, Kemal Pa. şayı mi?... — Evet, Kemal Paşayı, amma, © şimdi Atatürk.. — Hayır, görmedim, tanımı - yorumu... — Onun kim olduğunu ve ne . ler yaptığını siz bilir misiniz?.. — Türkiyeyi kurtaran büyük bir peygamber.. — O'Türkiyeyi ve Türklüğü kurtardı, sen ise bir Bulgarsın, o- m duyarsanız kirpiklerinize kozme- tik kullanmamalısmız; kirpikleri - nizi vazelinle fırçalıyabilirsiniz. Kirpik kozmetiki kullanıyorsanız kirpiklerin yukarıya doğru kıvrıl- ması için fırça ile yukarıya doğru fırçalayınız. Kirpik tuvaleti için iki fırçanız olmalıdır; birisi koz- metiği sürmek, öteki de tuvaleti yapmak içindir. Kozmetik sürüldükten sonra ku rumasını bekleyiniz. Sonra da ikin ci fırçaya gayet az vazelin koya « rak kirpiklerin ucunu fırçalayınız. Göreceksiniz ki gayet güzel bir parlaklık olacaktır. Kaşlarda ise bunun ak“'ni ya - pacaksmız. Kaşlar önce vazelinle fırçalanmalıdır. Kaşlarınızı dâima yukarıya doğru fırçalaymız. Eğer salemde kullanacaksanız uçlara yu ediniz. Bunlarm en iyisi | isterler. Eğer gözlerinizde zafiyet! ve edilmelidir. bir apartımanın| den seviyorsun onu... nu sevdiğini Kırastef söylüyor ne | | — Rica ederim söyleyin Ma -| dam, bir Bulgar kadını tanımadığı | halde bizim Atatürkümüzü sever- se bunun elbette bir sebebi vardır. Beş dakika kadar geçti. Zavallı kadın boynunu büktü. Bir Meryem Ana hüzün ve tavrı ile kollarını hürmetkârane, önüne kavuşturdu ve düşünmeğe başladı. Merakım gittikçe artıyordu.. Kırasteften rica ettim: — Siz sorunuz lütfen Mada - ma.. Atatürk kendisine tanımadan bir iyilikte mi bulunmuştur. Onun Bulgarları sevdiğini duymuşta mı ondan ötürü seviyor?.. Kırastef:; — Hayır azizim, dedi, işin da- ha enteresan tarafı da var, kalk gi delim Madamm odasma, gör. Kalktık, Madam da kalktı, biti- şik odaya girdik.. Hayret!.. Köşede gözlerini kırpa kırpa bir kandil yanıyor, kandilin bir tarafında Hazreti İsa, diğer tara- fmda Atatürkün güzel bir fotog - rafı Etrafı çerçeveli, Vayenberg ta- rafından çekilmiş şık, başı açık, bizim Atatürk.. Madam odanın köşesinde elle- rini önüne kavuşturmuş ibadetha. nede imiş gibi, Atatürk ile İsanm karşısında tam bir ruhani teslimi- yet ve hürmetkârane tavrı ile bizi dinliyor ve hiç konuşmuyordu. Kı rastefin odasına tekrar döndük. Ve bütün ısrarlarımıza rağmen, Atatürkümüzü ne için sevmekte olduğunu, kandilin ve İsann ya- nma onun fotografının ne için asıl dığmı, ne için böyle bir peygam - ber gibi hürmet etmekte olduğunu Madama bir türlü söyletemedik. Vakit geç olmuştu. Örfi idarenin müsaade ettiği saat gelmişti. Faz- lakalamazdım, Kırastefle Madam. dan müsaade alarak apartrman - dan çıktım. Hâlâ merakta idim. Tenha ve kimsesiz kaldırımlar. da dalgın dalgın yürüyerek oteli - me döndüm. Atatürkle Bulgar ka. rısmı düşünüyordum. Ertesi gün, Kırastef beni bul - du: — Merakmı gidermeğe gel - dim. Dedi. çatlıyacağım. Neymiş bu kadınm hali böyle? dedim. — Ne mi?.. Ben de şaştım bu kadmın haline doğrusu. Kendisi ni gece zorla söyletebildim. Ben şimdiye kadar fotografı o köşede belki yüzlerce defa gördüğüm hal. de bir türlü merak edip bunun se bebini sormağı aklıma getirme - miştim. — E... Ne imiş anlat bakalım. — Azizim, bu kadm, Sofya hü kümet hamamlarında çalışmakta olan Görgiyef isminde bir memu- run namuslu, üç çocuklu refikası- dır. Geçen sene, Atatürk, enun rüyasına girmiş. Ertesi gece yine.. Daha ertesi gecc yine, tamam yedi gece sırtışıra,.. Atatürk, gece, Madamın rü « yasında kapıdan içeri girerek o- na ikişer defa: — Ben senin evine uğur getire- ceğim,, diyerek çıkıp gidermiş.. O zamanlarda, kadının kocası hasta, şimdi delikanlı olan yetiş miş kızı İstefke hasta, kendisi de bu yüzden çok kahirlı imiş, imdad arayormuş... Kadıncağız bu rüyalardan son- ra aratmış, taratmış, Atatürkün o gördüğünüz fotografını buldur - rarak çerçeveletip Hazreti İsanm yanma asmış, bir de kandil yak. mış, Aradan çok geçmemiş, bastala- rı iyileşmiş, kadının evine düzen- lik, içine bir şenlik, eve de bir bol luk gelmiş.. Şimdi bu kadın her sabah er - kenden kalkarak, Atatürkün kar - şısıma geçip, pırıldıyan kandil al - Anda ibadetini yapmadan; evinin .*, içinde bir işe el uzatmayı günah addediyor, uğursuzluktan, bereket sizlikten korkuyor. Hatta,. Hastalığını atlatan de- likanlı kızı İstefkeyi de, Atatür - kün karşısmda ibadetini yapıp ta- pndırmadan kimsenin karşısma çıkarmıyor? Kısmetsiz olacak di - ye... Atatürkün fotografı evden kay. bolacak onu bir gün göremiyetek diye ödü kopuyor.. ti. Ben düşünüyordum.. Sofyanın (Solun) sokağındaki 16 numaralı apartımandaki Bul - gar kadını Anna Görgiyeda evi. nin, çoluk çocuğunun uğur ve kış- metini, bütün istikbalini bizim bü. yük atamızın huzurunda Spa ona tapınıyor. Hangi kansız, bangi İ ila, - lardır onlar, ki ona el uzatacak » ları, Lânet, nankörlere!.. Mahmut Necmettin Türk Hava Kurumu Büyük Piyangosu Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir. Yeni tertip plânını görünüz I.ci keşide 17 2. cı Teşrin 935 dedir. Büyük İkramiye : 25.000 Liradır Ayrıca: 15000, 12.(00, 10000 liralık ikramiye- ler'e (20.000 tira ) İlik bir mükâfat vardır.. Plânları okuyunuz. Ve bu zengin Piyangonun la iİ'eri arasına oiriniz. ; karıya, şakaklara doğru gölge ilâ- | yayaya mami zaıaannu onu GAMA MEAN