TOHUM | ls görülen şair Necib Fal Kısakürek, tiyatromuza “Tohum, adiyle çok değerli bir eser verdi. Bu yarısında gelecek salı günü Şehir tiyatrosunda ilk temsili yapıla. cak olan bu piyesten bahsetmektedir, YAZAN: Necip Fazıl Kısakürek Bence sahne, bir büyücünün! dalara açılan geçitleri araştıra - toprak üstüne tebeşirle çizdiği | İsm ve biribirini gömen saklılıkla- #srarlı bir dört köşeydi. Öyle bir rm ahengine sokulabilelim. o. dörtköşe ki uçsuz bucaksız haya-| nun için piyesin iç karakterine tinen başıboş kıvrılışları onun! varmak, göze SL çarpan dış! darlığı içine sığdırılacaktır. Dı - | karakterlerin kaba hendesesinde #arıdaki realitesinden hiçbir Mağ kalmamakla mümkün olacaktır. kaybetmeden ona sığan hayat, dri o Duuak, ne kadar şeffaf olursa şarıdaki genişliğe sığmıyacak ka-| olsun çehrenin kendisi değildir. dar hudutsuz güzellik tecellileri-| © Bu formüller, (Tohum) un ne ne orada kavuşacaktır. O, haya »| olduğunu anlatmaktan ziyade ne tın kantite gibi değersiz ve geçi- | olmadığını sezdirmek için yapılı- <i yüzünü değil, kalite gibi derin| lıyor. Ye sonsuz şahsiyetini zapteden ve Artık onun ne tarzda bir vatan molozlarından ayıklıyarak tasfi - | ve memleket piyesi olduğunu, na ye eden, tupkısını, fakat başka! sıl ve ne kıratta bir tez taşıdığını, türlüsünü gösteren mistik bir ay -| içimizdeki yabancı elemanlar - hadır. Sanatın kaba realiteyi şi- | dan soğutmak gibi miskin maksat ir, raman, hikâye gibi formlar i-| larm nekadar üstünde gayeler inde ve beş duygu âleminin dı | beslediğini anlatmak neye? $ında idealize eden ruhu, orada, İçi boş bir kabuğun, üstünde Tüyayı hakikate çevirir gibi za - i (watan) gibi otoriteli bir kelime man ve mekânın en gerçek “aksı! yazılı diye sanat hudutlarını zor- İçinde belirecektir. lamağa yeltenmesi ne kadar mâ» Tiyatro, önu böyle anladiğim| nasızsa içi kesafetle dolu bir ye- gündenberi, gözüme, sanatkârm | mişin de kabuğuna bu ismi yaz - İçine akması şart olan en sihirli maktan korkmaması o kadar mâ“ kalıplardan biri göründü. İçim - | nalıdır. de bir piyes yazmak hasretiyle | Acaba bizim yemişimiz bu soy- Yıllar geçirdim. Ne çare ki bir pir dan bir yemiş midir? Böyle bir Yes yazmak değil, onu düşünmek! şeyi iddia etmeğe utanırız. Ve araştırmak bile kısmet olma - Fakat iyi birşeyin ancak bu! dı. Şehir Tiyatrosunun bu seneki şartlar içinde meydana gelebile - Provalarma başladığı #iralarda, oceğini iddia etmekten korkmuyo- bir gün, bir aktör dostum, yemek ruz. *#ofrası başında, elinde çatalı Birşeye bakmak demek, mak snde gömülü yatan bu hasrete tadan kesilmiş bir külçe halin- kunuverdi. Niçin bir piyes yar de; o şeyin canevini kaplıyan bü” Madığımı sordu. | tün deri tabakalarını deşecek ve Büyük sandığımız hâdiselere | onu iç içe giydiği bütün eldiven bazan ne küğük dürtüşler yol a - | lerinden sıyıracak bir göz nükte- Şar, O dakikada Sehir Tiyatrosu: siyle bakmak demektir. ha bir eser teslim edebilmek için (o Bu nükteyi istemekle belki dar! ancak 20 gün kalmıştı, Bu yakın. ağacımızı herkesin kuracağındas! ik bana birdenbire herşeyden (o daha korkunç olarak biz hazırir fazla iştah vermeğe başladı. Sah- yoruz. ne, yalnız çiplak dörtköşesiyle de (Fakat ne yapalım? gil, içindeki aktörün şahsiyetiyle Derede öleceğimize ummanda de biri büyülediği için eserle onu boğuluruz! Yaşatacak aktör arasında pesin — bir nişanlama yapmadan işe baş- İsyamazdım. Ertuğrul Muhsinle bir iki kelime kenuştuktan sonra odama kapandım. (17) günlük bir çalışma sonunda (Tohum) u bitirdim. Ihsan Yavuz ŞIK ğ giyinenlerin a . TERZİSİ Sanatkârın eserini anlatmağa| mecbur oluşu kadar kendisine ve! başkasına giran gelen şey yoktur | Fakat ben bu giranlığı o kadar a7 yükleneceğim ki söylemiye borçlu olduğumdan bir adım ileriye geç- Mmiyeceğim. (Tohum) un biricik gayesi şu» li dur:: | Mahrem benliği fikirlerinde, fi kirleri aksiyonlarında ve aksi - yonları memleket müdafaasında| gizli bir şahsiyetin deseni... Tersinden söyliyelim: Memle | ket müdafaası aksiyonun, aksi - yon fikrin ve fikir sakladığı ben- liğin peçesi olmak niyetindedir. | Eğer'eserde bir öz aranacaksa | © sözü, her biri ayrı bir çerçeve | kuran bu fonların ön plânmda değil, onların içeriye doğru zin « cirlenmesinde ve son düğümünde aramak gerektir. Sanat ve haki - kat cevheri meşhur Mavi sakal masalınm gizli odası gibi bilin - mez bir yerdedir. Elverir ki her | kapı açılışmda, girdiğimiz oda » nın kapanına tutulmıyarak iç o | Her ayın “4/5 modelini orada bulabilirsiniz ISTANBUL Yenipostahane karşısında Foto Nur yanmda | Letafet hanmda EEE Selâmi izzet Tiyatro Sanatı Her kitapçıda bulunur Fiatı: 75 kuruş DOKTOR Kemal özsan Urolog — Operatör Bevliye Mütehassısı Kraköy — Ekselsiyor (o mağozas yanında. Her gün öğleden li 2.den8-ekadar. Tel: | Emperyalist devletler Fazla nüfuslarını müstemleke- | lere nakledemiyorlar Sömürgecilik, pek büyük müşküllerle karşılaşıyor Habeş meselesi her yerde müstemleke davasmı alevlendir * di. Almanya, ve Japonya da İtal- | ya gibi sömürge (müstemleke) is- tiyorlar. İngiltere Dış Bakanı Sa: muel Hoar da Cenevrede verdiği bir nutukta sömürgecilik siyasa - sında memleketinin yeni bir yol açıp sömürgeleti bütün Avrupa devletleri arasında taksime ha « ztr olduğunu bildirdi. Bütün bu vekayi ispat ediyor ki müstemles ke arzusu birçok devletler için ö- nemli (mühim) bir ihtiyaçtır. Dünyanın toprak kısmı 85 mil- yon murabba mil tutar. Bu arazi” nin üçte biri ve dünya sakinleri - nin üçte biri de dahil olmak üze- re bir nevi haric! kontrol altında" dır, yani büyük devletlerin, İn - giltere, Fransa, İtalya gibi dev - etlerin kontrolü altmdadır. Bu müstemlekeler (o muhtelif cins araziden ibaret olup birçok nevi hükümet tarzında: Manda « lar, doğrudan doğruya müstem - lekeler, dominyonlar gibi şekil - lerde idare olunur. İptidat madde noktasından gayet zengin olup dünyanın smat birçok milletleri « ne yiyecek, içecek; giyecek temin eder. İ Bu İmparatorluğa dahil arazi mütenevvi büyüklükler arzeder. Bazıları, meselâ Hindistan, bir kıta gibi muazzam, bazıları, me- selâ Malta adası, küçücüktür. Fakat arazi büyüklüğü hiçbir mâna ifade etmez; çünkü kıymet büyüklükle ölçülemez. İtalyaya ait koskoca Libya'nın zerre ka - dar kıymeti yoktur. İngiliz Soma” lisi İngiltere kadar büyük olduğu halde ancak 344,700 kişilik bir | nüfusa maliktir. Sömürgecilik iyice tetkik edil: diği takdirde bunun hiçbir suret- İe mantıki bir taksime uğramadı. ğı meydana çıkar. Sömürgecilikte hâkim olmuş olan arsrulusal bir plân değil, şans olmuştur. Aşağı - daki statistikler bunu pekâlâ is - pat eder: Devletler İngiltere Fransa Portekiz Felemenk İtalya İspanya Murabbamili O nüfus 7287937. MGS, 4606635 63815087) 807,067 8,S07,059 781,72 65,886912 816,416 2481109, 139,155 514,385) Danimarka 367009 125,453! Belçika 020,600 9,534,986) Amerika 711,600 14,665,700 Sir Samuel Hoar'un Ceneyre » de sömürgelerin taksimine dair | verdiği nutkun büyük önemini işte bu rakamlar tezahür ettirir. Felemenk gibi küçük bir devlet nüfusu 60 milyonu geçen bir müstemleke imaratorluğuna ma' lik... İtalya gibi daha büyük bir devletin sömürgeleri ancak 2.5 milyon bir halk kitlesine malik. Genel savaşta İtalya hiç müs - temleke kazanamadı. Yalnız Av. | rupada Trentinoyu ve Fiumeyi| aldı. Adalar denizinde Rodosu| ve birkaç adayı elde etti. Fakat l bu kâfi gelmiyordu. Şimdi Habe; şistanı istiyor. Çünkü tğilerel ve Fransa Almanyanın elinden aldıkları müstemlekelerden Ital- yaya kiç vermeliler. Almanyaya | gelince, harpten evvelki sömür - | geleri oldukça ehemmiyetliydi. Afrikada: Murabba mil Togolandand 33,659 Cenubu gar. bi Afrika Şarki Af. rika Pasifik Ok - yanosunda: Yeni Gine Solimon, Ka. rolin adaları o 5,160 Samoa 1,050 Asyada: Kia Chau Nüfus I 1,000.000' 322,348 00) 384,079 o 7,645,000 90,000 463,300 122.000 37,650 2,750 84,000 Yekün 839046 —9,471,950 Bu sömürgeler Uluslar Kurumu tarafmdan manda olarak İngilte- re, Fransa ve Japonya arasında taksim edilmiştir. Almanyanın bu suretle bütün s5mürgelerinin e * linden alınması ve elân müstem - lekeci olmıya lâvık değilmiş gibi addedilmesi bu ulusun isyanını u- yandırmaktadır. İ Bilhassa Hitler hükümetinin genişleme siyasası onu gittikçe daha yüksek sesle topraklar iste meğe sevketmektedir. Sömürge arzusu şimdi büyük ordu ve donanmalar tarafından arkalanmaktadır. İtalya ve Al - manya büyük kara ve deniz kuv- vetlerine sahiptirler veya sahip olmaktadırlar, Buna karşı ise Bel çika, Felemenk ve Portekizin or du ve donanmaları yok gibidir. Şimdiye kadar bunlar sömürge - lerini lâfzı murad bir arsıulusal anlaşma sayesinde elde tutuyor - lardı. Bu anlaşmayı da İngiliz do nanması müdafaa ediyordu. Fa - kat bugün durum değişmiştir. Deniz kuvvetlerinin rolü büyü - müş ve İngiltere bu yüzden siya" İ sasını değiştirmek mecburiyetin - de kalmıştır. Şimdiye kadar sömürgecilik si- yasası ana vatandaki fazla nüfus için bir mahreç teşkil ettiği iddi- ! asiyle müdafaa ediliyordu. Fakat hakikat bunun aksini gösteriyor. | Sömürge diye tavsif edilip Avru- | palılar için iskânı iklim ve toprak! itibariyle müsa:t bir ülke bulmak pek de kolay değildir. İ Bazı İngilizler Kenyaya yerleş- miştir. Birçok İtalyanlar Tunusa nakletmişlerdir. Fakat bunların burada muvaffak oldukları şüp* helidir. Japonların Uzak Şarkta ki tecrübeleri bile şayani dikkat - tir. Mançurya Japon idaresinde | olmasına rağmen ve hükümet büyük gayret sarfettiği halde bu raya Japonlar mühaceret etme -| mektedirler. Hattâ Japonya lü - | zumundan fazla kalabalık olmas | sına rağmen evvelce Koreye git | miş olanlar tekrar vatanlarına av- det ediyorlar. Bu müstemlekeler mühaceretin| ne kadar güç olduğunu pekâlâ gösterir, Vakit vakit sömrügeler bir dev letten öbür devlete verilmiştir i Meselâ Birleşik Amerika Rusya- dan Alaskayı almış, İngiltere Al- manyaya Heligoland'ı vermiştir. Şimdi de İtalyaya Habeşistan ci varmda biraz arazi vermeğe uğ « İ İ raşılmaktadır. Fakat eğer şimdi böyle bir sö . mürge değiştirme vukubulacak o- lursa birçok müşküllere yol açıla caktır. Daha iyi izah için meselâ Ame- rikada İngiltere, Fransa, ve Fe- lemenge ait olan Gineleri ele ala" lm, Farzedelim ki bu üç devlet bunları Almanyaya vermeğe razı olmuşlardır. Acaba cenubi Ame- rika devletleri buna razı olacak mı? Birleşik Amerika devletleri razı olacak mı? Sonra Portekiz sömürgelerini satın alıp İtalya ve Almanya ara sında taksim teklifine gelince: Bakalım cenubi Afrika razı ola cak mı? Bunun büyük bir müna - kaşaya yol açacağı şüphesizdir. Görülüyor ki sömürgeleri tak- sime bir iki devlet yanaşsa bile bu gayet güç ve tehlikeli münakaşa: lara yol açacaktır. Diğer bir cihet te sömürgelerin sömürgeci devletlerle ticari ve e - konomik faaliyetini artırdığı iddi asıdır. Harpten sonra İngiltere, nüfuzu altma, bir milyon mil mu- rabbar genişliğinde daha arazi ilhak etti, Fakat vapur ticareti sekteye uğramadan, pamuk ticas reti azalmadan, ve işsizler gittik- çe çoğalmaktan kurtulamadı. N. M. Yeni Neşriyat VARLIK On beş günde bir çıkan bu de - ğerli edebiyat ve fikir mecmuası - nın 55 inci sayısı Yaşar Nabi, Na- hit Sırrı, Abdülhak Şinası, Cemil Sena, Ercüment Ekrem, Cevdet Kudret, Sait Faik, Yakup Sabri Fuat Ömer, Reşat Cemal, Ilya Eh- renburg, ve Baki Sühanın yazıla . rile çıkmıştır. Bu sayıda ayrısa Ve dat Nedimin “Hayvan Fikri Yedi, isimli dramının ilk tefrikası var - dır. Tavsiye ederiz. EE Ademi iktidar, . Bel ” pe me Ela tİE İL VMücut ,: Dimağıri © YVatgunluğunda pek Yep PİT LİLİ ilki il bü sU 20O kuruş LR GeT İLANİ Eczanesi < Sirkeci i