23 Ekim 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

23 Ekim 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ii ii RE İ 23 İLKTEŞRİN — 1935 KAT ARKAMIZDAN BIR) | PAK MAOTOBİRLET çak. MIŞ OLAN, İKİ HIRZ ELSİNLERİ yon Göste RİRİM AKPINAR Ko GMY ee o yk SANAY Hiç hir şeyimiz yok? Soğuk a/MŞsınız Bır KATAĞGRIP bir sey bırakmaz REVYE mv. isteyiniz. Oinm,'made ve fiyat Hususunda diğer yüksox marka wave mukaye ediniz. Kullananlardan. Bir tikir ininiz. İste 4 vakıt madan nermesin Geceleri sık sık abdeste kalkanlar rahat etmek için REVUE satimi tereh süğn anlıyacaksınız. Katran Hakkı kullanmalıdırlar. Zira Katran id . rar yollarının nezle ve kah m 27 iltihaplarmı İdiye ve zhüreviye mütehassisi Dr. Bahattin Şevki | Bahçekapı Taş Han 2 inci kat Saat 9 dan 6 ye kadar | pPazartesi fıkaraya mecranen «| Dr. Galatasarayla (İngiliz arasmda tramvay cad. HAZIM: Cerrahpaşa hastanesi sabrk eilij diye ve zühreviye mütehassrsı, sefareti . laka geme benden bir çikati var? diye, düşündü. | Marşal birkaç saniye düşündükten sonra; — Mösyö dö Pardayan, bir çok de. Hilfanirların, bir çok Okahramanların! #ağlamlığımızı ve cesaretinizi o kıska, nacağımı bilirsiniz! Evvelce müthişti. niz, şimdi ise pek korkunçsunuz! İ — Evet, ben kendi sanatimi bilirim, İşte hepsi bu kadar. — Fakat yaşmız? — Ah Monsenyör, demin ihtiyarla.! madığı: söyliyen gene siz değil midi. niz? Geçen zaman benden hiç bir şey alamadı. Gene eski cesaretin ve eski! kuvvetimdeyim. — Üç hayduda tek (başınıza karşı koyduğunuzu gördüğüm günkü gibi.. — Eh Monsenyör, bunlar yalnız üç kişi olsalardı iyi idi ama.. — Ne ise, işte çok beğendiğim bu «wesaretinizden, küvvetinizden hiç bir gey kaybetmediniz demek. âlâ1, — Monsenyör, insan koştukça sar - PARDAYANLAR — Evet, bu da vakaya göre deği . şir. Bazıları iştihamı açarlar, Bazı » ları ise tamtersine, sanki Oyemeden İ karum doymuş gibi, nefret duygumu uyandırırlar. — Pekâlâ! Şimdi sözlerime (iyice dikkat ediniz. Çünkü söyliyeceğim şey ler çok mühimdir. Hanri dö Monmoransi biraz tered. düt ettikten sonra devam etti: — Mösyö dö Pardayan kral hak , kındaki düşünceniz nedir, , Pardayan gözlerini faltaşı gibi öç- ti: — Fransa kralı hakkında mı Mon , senyör. Kralın değil, kimin hakkında olursa olsun benim gibi bir kopuğun düşüncesini sormakta ne mina var. Hele kral, yani Allahtan biraz küçük fakat insanlardan çok büyük bir kin se ki ona yan gözle bakmak caiz de, gildir. — Pardayan, sizin bu gibi şeylerden korkacak adam olmadığınızı bilirim, Onun için, kendisini gördünüz, şimdi o ARDAYANLAR -— Ha, iyi ki aklıma geldi. Sizi gör. miyeli beri ne oldunuz? değdi. — Ben mi Monsenyör? İşte gördü - ğünüz gibiyim. Muhterem babanızın beni şatoya getirmeden evvelki halime döndüm. — Daha ne yaptınız? — Yaşadım Monsenyör — Nerede oturuyordunuz? — Yollarda. Şunu da söyliyeyim ki iki sene kadar da Pariste kaldım. Gözlerinde şeytanca bir ışık parlt yan Pardayan: — Niçin mi?. Pekâlâ, bunuda anla. tayım Monsenyör. Pariste pek rahat- tım. Hattâ gayet iyi bir otelde oturu. yordum. Mes'ut olduğum gibi gittikçe | de şismanlıyordum. Şimdi bir gece, bir ilkteşrin gecesi. Marşal titredi. — Bir sokağın köşesinde eski ta - vıdıklarımdan birisini gördüm, Mon - senyör bu adamdan (çekiniyordum. Çünkü ben istemediğim halde o beni 21 — Ah, ne olurdu! O herife rastlıya, cağıma size rastlasaydım Monsen » yör? — Evet, Paristeydim. Hattâ o si. rada uğradığım bir vakayı da hatır» lıyorum. Bir gece sokakta bir kaç hır- sızin hücumuna uğramıştım. Ölmek Üzere iken cesur bir yabancının yardı. miyle kurtuldum, Ve en iyi atım olan Galaoru bu kahraman adama hediye ettim, İhtiyar asker içinden: — Seni kurtaran herifi de şeytan alsın! Kurtarmamış olaydı çok hoşu ma gidecekti... diye söylendi. Birkaç dakika kadar bir susma ol. du, Marşal düşünüyordu. Şövalye ka. yıtsız ve sert yüzünü gizli bir sevinçle gözden geçiriyor, ve herifin sefaletini gördükçe sevinci arttyordu. Birdenbire: — Azizim Mösyö dö Pardayan, dik. kat ediyor musunuz? On altı seneden, beri biribirimizi görmediğimiz ve iki saattenberi karşı karşıya bulunduğu - sı». Şimdiye kadar döğüşsüz bir haf| nun hakkındaki düşüncenizi açıkça saadete kavuşturmak İstiyordu. Eğer) muz halde. ibanetinize dair bir şey ta voamadığım, hergün dövüştüğüm | söyleyiniz. Size «öz veriyorum ki bu Pariste kalacak olursam ergeç bu a eyt eri e vlan hesaba katmıyorum. Bunun | düşüncenizden benden başkasınm ha- damla burun buruna © gelecektim, O Pardayan: Ma berber çok şükür vücudumdan bir 40) « ybetmedim, — Eski kavgacı huyunuz düruyor! demek? — 0. Fırsat buldukça “bu eğlenceyi kaçırmam, Bu #öz o kadar tuhaf o öylendi ki Marşal kendisini gülmekten alamadı. Pardayan kendi kendine: — Hele şükür, artık benden bir şey Wtemiyecek galiba! diye düşündü. Hanri alaya devam ediyordu: — Bu sizin için karm doyurmak gibi bir şey desenire?.. beri olmıyacaktır. — Monsenyör, evvelâ siz söyleyiniz, sonra ben de duygularımı açarım, — Peki! Ben dokuzuncu Şarlm iyl bir kral olmadığı fikrindeyim, Pardayan titredi. Yanında bir uçu. rumun açıldığını ve bunun derinliğin, de şüpheli bir takım (gölgelerin kı - mrldandığını görür gibi oldu. — Monsenyör, ben kralı tanımam, Kendisinin zayıf, ahlâksız, delicesine bazı hâllerine sebep veren bir hasta - lığa tutkun, korkak ve merhametsiz olduğunu söylüyorlar. Fakat ben bir zaman delicesine sevdiğim sefalete ve, da etmek lâzımgeliyordu. Mes'ut ol »| duktan sonra, cevap ve hesap vermek,| nihayet... İşte böyle düşünerek başı » mı alıp savüştum. Monsenyör, yalnız kendimi düşünmüş olsaydım gene ka. hrdım. Fakat yanımda çok sevdiğim birisi daha vardı. Tabi beni gören oi kimise benimle beraber oğlumun sâa - detini de harırlamaya (o kalkısacaktı.! A, vay canma,, Ağzımdan kaçırdım iş te! sözlerini söyledi. — Fakat o sıralarda ben de Paris.; te bulunuyordum. — Ha! İşte başlıyoruz diye düşü nerek yan gözle kılıcına bakip yüksek sesle: — Nasıl ihanet? diye sordu, Hanri, kalbinde uyuyan acıyı u yandırmaktan çekinerek sustuğu sı « rada Pardayan elini alnına vurdu. : — Aklrma geldi. Morisenyör şüphe. siz kendi ormanında bir geyiği öldü « ren su çapkmdan bahsetmek istiyor » lar. Siz onu bir kestane dalma asmış » tmrz: hâlâ gözümün önündedir. Ben de siz gider gitmez bu kepazeyla. Forma: 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: