10 Ağustos 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

— v« ee e aa e T - vv w v rilecektir. Önümüzdeki ders yılı içinde mek- teplerde diş muayenesine çok ehem - miyet verileceğini gazetelerde oku - dum- Aman çocuklar, şimdiden dişle- rinize temiz bakmağa Her yemek yedikten — sonra ağzınızı. yıkamayı ve dişlerinizi unutmayınız. Bütün hastalıklar ağız- dan geliyor. Dişlerine iyi bakmıyan çocuklar, büyüdükleri zaman hasta - lıktan kurtulamıyorlar. İlk önce ha- zımısızlık.. Sanra mide, bağırsak has- talıkları yüz gösteriyor. Size —henüz hepinizin duymadığı bir vaka anla - tayım: Necip ilkmektepde beşinci sınıfta o- kuyordu. Babası bir ticaret işi için Amerikaya giderken Necibi de birlik- te götürdü. Bu masal — değil- Necip bir hafta evvel geri döndü. Onu dün gördüm. Bana yana yakıla — şunları anlattı: “— Amerikanın kapısına kadar gi - dip de, içeriye giremeden geri dönmek ne feci şeydir bilsen. Vapurumuz Nev yorka varımca, vapura birkaç doktor birden geldi. Herkesin dişlerini mua- yeneye başladı. Ne yalan söyliyeyim,| kınca dişlerinizi fırçalamayı — unut - benim dişlerim çok berbattı. Hepsi| mayın! cürüktü. Doktor ağzımdaki dişleri gö- Çocuk HEFIMI başlayınız! | fırçalamayı | 4 rünce: (Sen Amerikaya giremezsin!) dedi- Amerika kanunlarına göre, ya - bancılardan dişi çürük olanlar Ame - rikaya giremezlermiş. Babam şaşırdı. Beni vapurda bırakıp nereye gidebi- lirdi? Bütün — teşebbüslerimiz boşa çıktı. Pasaportlarımızı aldılar ve bizi başka bir vapura bindirerek Ameri - ka sularından geri çıkardılar. Sorma- yın başımıza gelenleri! — İnsan için, diş kadar kıymetli bir şey yokmuş.. Aman, dişlerine iyi bak!/,, Zavallı Necip ağlıyarak yanımdan ayrıldı. Çocuklar! Bu vaka kulağı - rnuzda küpe kalsın ve yemekten kal - Mekteplerde askeri | talimler İngilterede de Almanyada olduğu gibi mekteplerde talebeye askeri ders ler okutturulmaktadır. — Resimde iki mektepli bir mâniayı tankla atlarken görülüyor. i Ata biniyor! Süvari zabiti, nefere sordu: — Oğlum! Artık ata binmesini be- cerebiliyor musun? — Evet yüzbaşım ! — İnmesini de öğrendin mi Mehmet ciddiyetle cevap verdi: — Hayır yüzbaşım! — Neden binmesini öğrendin de in mesini öğrenemedin? Mehmet bereli kollarını oğuşturdu: | — Benim inmeme lüzum kalmadan, at beni yere atıp indiriyor! İ A Açık konuşma Çapada M.M. den Malike — çocuk- ları alâkadar eden yazılarınızı mem- huniyetle dercederiz. eee Cevaplı bulmaca 9 Eski arkadaşlardan birine rastla - Bir mekteplinin notlar: Kampta neler gördüm? Bu yıl iki kampta vakit — geçirdim. Doğrusu ya, göğsüm kabardı. ÂArka - daşlarımın hepsini canlı, çevik ve sıh- hatli gördüm. Evlerinde hareketsiz ve güneşsiz kalan bir çok arkadaşla - ra şimdi ne kadar çok acıyorum bil- Seniz.. — Cevat.. Bu ne hal? Seni az kal. dı tanıyamıyacaktım. Ne kadar çok yanmışsın yahu..! Cevat, Bakır renkli çehresini beli - ven çizgileri göstererek: — Yandım ama, dedi, sıhhatimi ka.- zandım. Bak, ne kadar canlıyım. Ne güzel uyuyorum. İştiham da yerinde — Kampa geldiğin gün kaç kilo i- din? — kırk sekiz..... — Şimdi...? — Elli altı... Şaşılacak şey doğrusu. —Yirmi beş günde bir insan sekiz kilo birden a - ltr mı? Âman çocuklar. Kamplara koşu - nuz! Tettiz hava almız! Kamplarda sıhhatinizi kazanırsınız! Nihat BAYGÖL Kazananlar Bu sayfamız - daki bilmeceleri doğru bulan ve hediye kazanan- lardan İstanbul İki mektepli arkadaş, ayın ve gü - neşin bize olan faydalarından bahse- diyorlardı. Cevat güneşin faydalarını ileri sü- rerek: — Ây, güneşin yanında hiç kalır.. Dedi. Sabri sınıfın en tenbel tale - belerinden biri idi. — ÂAy bize daha faydalıdır. Diye söyleniyordu.- Cevat: — Neden anladın? Diye sorunca, Sabri şu cevabı ver- di: — Neden mi anladım?! Çünkü ay geceleri gelir, dünyamızı aydmlatır. Halbuki senin faydalı sandığın güneş — sanki gündüzleri aydınlık yokmuş gibi — karanlık geceler — ortalıktan sıyrılıp gittikten sonra meydana çi - kar! Sabahki iş Hemen her sabah erken, Daha horoz öterken, Uykudan uyanırım, Aşağıya inerek, Güzelce ylkanırun_ Ev hlkina gülerek, “Gününüz aydın,, derim, Kahvaltımı ederim; Annem hazırlar bana Çantam akşamdan zaten Hazırdır, onu çak şen Kapar çıkarım yola, Bakmadan sağa, sola, Bin sevinçle coşarım, Mektebime ko,arım, Muallim Hasan Nahit BC7 » CeREEEER ASA A GAS Z SEAMEÇ A CA ' ! Bugünkü bulmaca'l Yukarda gördüğünüz saat yüzünü “Birer çizgi ile dört kısma ayıracaksı - nız. Öyle ki her parçada kalacak ra - kamların yekünu 20 çıkmalıdır. Doğru bulanlardan Birinciye 5 Lira İkinciye 2, 1/2 Tira ve ayrıca 200 o- kuyanımıza da birer hediye veriyoruz. Bilmece müddeti 17 gündür. HABER ÇOCUK SAYIFASI Bilmece kuponu — Bir kedinin hatıra defterinden- Bir takım mesut kediler vardır, ev- lerde pamuk şilteler içinde yaşarlar ve sahiplerinin göğsünde uyurlar. Ben onlardan değilim. Anam beni so- kakta doğurmuş.. Bir bakkal kepen- ginin kenarında büyümüşüm. Bir yaşıma geldiğim zaman, kom - şular bana: (Bir aslan — yavrusuna benziyor!) diyorlardı. Bu söz benim kollarımı- kabartmıştı. Bir gün bana benziyen iki arkadaşımla ağaçlardan yere atlıyarak, aslanlarla dövüşmeğe krar verdik. Kedi aklı bu! Sakm siz de bizim gibi, şeytana uyup da ken - dinizden büyük ve kuvvetli mahlük - larla dövüşmeğe kalkmayın.. Hemen sırtınız yere gelir! Lâfı uzatmıyalım: — Üç arkadaş, şehirden — uzaklaşarak bir ormanın kenarma vardık. Burada bir aslan ya- tağı bulunduğunu duymuştuk. Da - ha etrafımıza iyice bakınmadan, kar- şiki çal'ılırm arasından, homurda - narak koskoca bir aslan çıkıvermez mi? Biz aslanla dövüşmeyi, bakkal çı - rağına pençe atmak kadar kolay bir iş sanıyorduk. Doğrusunu söyliyeyim mi: Ben o güne kadar aslan yüzü Çirkinlik şampiyonu Celâl çok çirkin bir adamdı Bir gün Nuri adlı biriyle — tanıştı. Arkadaş oldu. Nuri, —Celâlden yüz kat daha çirkindi. Bir gün Celâl, arkadaşı Nuriyi babasına prezante ederek: — Ben Nuriye ölünceye kadar min- nettar kalacağım, dedi. Celâlin babası hayretle sordu: — Bu minnettarlık neden., Sana bir apartıman veya çiftlik mi bağışla- di — Hayır, baba! O olmasaydı, ben İstabulun en çirkin bir adamı olarak tanmacaktım. Şimdi (çirkinlik şam - piyonu) o oldu.! Kazananlar Bu sayfamız - daki bilmeceleri doğru bulan ve hediye kazanan- lardan Vefa Li- görmezdim. Aslan deyince, gözümün A önüne bakkal çırağının ustası gelir - — | di. Sert bakışlı. Hasis.. Hayvanlara karşı merhametsiz bir mahlük, Arka- | daşlar: — İşte aslan büudur! bizi | kandırıp buralara getirdin. Haydi gös | ter kendini! diyerek geriye çekilmez- Iw ler mi? Ayıkla şimdi pirincin taşmı.. Bir iki kere Tıs., Pıs., dedimse de — , | aslan dayı oralarda olmadı. Üyle ya — | bizim gibi, yağlı kuyruklar her za- — man onun eline nerden — geçecek? — Arkadaşlara: “Siz geride —durun.. Miyavlamaya başlayın!,, dedim. As « | lan dayı, kuru gürültüye pabuç bı - | rakanlardan — değildi. Yavas yavaş hi homurdanarak üzerimize doğru ge - | liyordu: Bu vaziyet karşısında benim : l gibi bütün kahramanlığı, bakkal çı - — — rağını pençelemekten ibaret olan bir | kedinin ne yapacağını, bu felâketten | nasıl kurtulacağını düşündünüz mü? Elbette düşünmediniz... Çünkü akıllı -1" mahlüklarsınız.. Benim gibi, bir as- | lanla dövüşmek hatırınızdan bile geç- mez, O halde beni dinleyin. Bakm, ben karşımda böbürlenen şu koskoca aslanı nasıl yendim.. Sğe anlatayım! (Sonu gelecek haftaya) Düğüm nasıl yapılır? Denizcilikte (İngiliz meşhurdur. 66 düğüm şekli vardır.Fa kat, bütün düğümler bu altı esas üze- rine yapılır. Bir İngiliz düğümleri) gazetesinin neşrettiği bu düğümleri biz de okuyu cularımıza gösteriyoruz. — Dünyayı ilk defa devreden adam 27 nci mektep ta 10 — 8 — 935 sesi talebesin - kimdir? lebesinden den 667 Selâmi — Ayın içinde görünen adam!.. Mihriban — Özakyar ardeş, Bobiye misafir geldi. Fakat ... fotoğral AUÜ Müsabakamiz - ş da kazananlara | - &ık bir. fotoğraf Makinesi ile pa - Ta mükâfatı ve - fatoğral aü Müsabakamıza iştirâk — ediniz. Müsabaka müd- deti 15 Ağustos. ta bitiyor!