Bd ğ Ka Hava Ankara 7 (A-A.) — Hava tehlike - sini bilen üyeler 7516 — B. Pertev Ali Kocamaz İs - tanbul elektrik Ş. muhasebe D. şefi- 20, 7577 B. Mehmet Giz Hukuk işleri memuru 20, 7578 B. Abdullah Aktaş Gazhane kimyageri 20, 7579 B. Salâ - hattin Davran elektrik ist. Ş- 20, 7580 B. İsmet işletme m: muavini 20, 7581 B. Giyasettin Dorman Aksaray depo- su âmiri 20, 7582 Hüseyin ÂAvni Ho - man Aksaray deposu m. muavini 20, 7583 B. İzzet Hasan Alpaltay memur 20, 7584 B. Osman Meral Arabalık â- miri 20, 7585 B. Helvetia Harika karşı sigorta şirketi (İsviçre) 100, 7587 B. Markhard Gantenben ve şürekâsı Ga- lata büyük tünel han — 25, 7588 B.- K. eliasko mahdumları Galata Minerva han banker 100, 7589 B. Yani Bali a- vukat 20, 75900 B. Panayot — Kalinos Bakkal 20, 7591 B. Agop Kirisyan ku- yumcu 20, 7592 B. Neokli Pavlis müs- tahtem 20, 7593 B- Yorgi tavukçuoğlu tecimer 20, 7594 B. Ali Ankara iratçı -20, 7595 B. Ali Mısırlı 20, 7596 B- Niko Dimitri Emanuelidi terzi 25, 7597 B. Vasil Atanasyadis bakkal 20, 7598 B. Dd lsasi Te £ BÜ GA ı İK ver' aelidi tehlikesini bilen üyeler Eftat Tapandis boya tecimeri 20, 7599 B. Dimitri Yonanidi komisyoncu 20, 7600 B. Gligor: Baslamacoğlu gazozcu 20, 7601 B. Sokrat Kostantanidi Kö - seleci 20, 7602 B- Abdullah Adana 20, 7603 B. Fazıl Belli 20, 7604 B. Halil Hikmet 20; 7605 B. İsa oğlu Naim 20, 7606 B. Salim Geregeli doğan 20, 7T607 B. Yahya Cafer Malatya tecimer 25, 7608 B. Raif yeni garaj direktörü 20, 7609 B. Şevket Ayvaz oğlu Simeryol | poz üstencisi 100, 7610 B- Mehmet bu- dunsuz oğlu bozkır ahırlı köyünden 20, 7611 Hacı oğlu Mehmet çavuş ba - demli köyünden 20, 7612 B. Gerezci Musa oğulları ahırlı köyünden 20. 7613 Ömer çavuş balıklava köyünden 30, 7614 B. Veli oğlu Mehmet Çiftlik köyünden 20, 7615 B. Macit Baydar Karacabey eczacı 30, 7616 B. Mustafa Kutlu H: Ahmet oğlu çiftçi 20, 7T617 B. Hüseyin M. Kemalpaşalı koyuncu 50, 7618 B- İLsmail büyük şekerci 30, 7619 Rıza kaptan motörcü 20, 7620 B. Hüseyin Saka Çiftçi 20, 7621 B. Ömer Topal Akhisar köylü 30, 7622 B. Kü- çük Abdi kulakpınar köylü 20, Hava Yolları Devlet işletme idaresinden Telsiz telgraf ve telefon ve radyogonometre aletleri alınacak. Hava Yolları Devlet İşletme İdaresince alıcı ve verici telsiz- lerle radyogonyometre cihazları almacakdır. Bunların cinslerini kararlaştırmak için bu aletleri satanlardan aletlerinin muhtelif kataloğlraile bütün vasıflarını bildiren izahat istiyoruz. Verilecek izahat arasında şunlar da bulunmalıdır: 1 — Cihazların fiatı (Ankara veya İstanbulda teslim şartile Türk Lirası olarak). 2 — Cihazlarım siparişden nekadar sonra teslim edilebileceği. 3 — Cihazlarla birlikde verilecek yedeklerin cinsi ve mikdar- ları, 4 — Cihazlardan bir tanesinin tecrübe için Ankaraya getirilip getirilemîyeceği. 5 — Cihazların ne gibi şartlar altında ve nekadar bir zaman için garanti edilebileceği. 6 — Cihazların diğer markalara faik olan hususiyetleri. 7 — Bu cihazlardan hangi hatlarda kullanılmakda olduğu. 8 — Şebekemizde aynı fabrikanın telsiz aletlerini kullandığı- mız müddetçe fabrikanın bize ne gibi kolaylıklar ve yardımlar yapabileceği. Bu izahat 1/11/935 tarihine kadar Hava Yolları Devlet İşlet- me Müdürlüğüne — referansları bağlı olarak — gönderilmiş ol- malıdır. Bütün şebeke hakkında telsiz ve goönyometreler için bir proje yaparak o projeye göre yapılacak muhabere tesisatı için umumi bir teklifte bulunmak veya daha fazla malümat almak iste- yenlerin İdareye müracaatları. (2048) — (4575) Istanbul 7 nci icra memurluğundan : Emniyet sandığı Namına birinci derecede ipotekli olup yeminli üç ehlivukut tara- fından tamamına (1231) lira kıymet takdir edilen Boğaziçinde Pa- şabahçe Atik Ahmet Efendi cedit Tepe sokağında 12 No. lu hahçe- li bir evin tamamı açık artırmaya vazedilmiş olduğundan 12 - 9— 935 tarihine müsadif Perşembe günü saat 14 ten 16 ya kadar daire 'de birinci arlırması icra edilecektir. Arttırma bedeli kıymeti mu-| Hammenenin yüzde 75 şini bulduğu takdirde müşterisi üzerirde l:ıı-'î rakılacaktır. Aksi takdirde en son arttıranın taahhüdü baki Lesmak üzere arttırma 15 gün müddetle temdit edilerek 27—9—93£ tari hine müsadif Cuma günü saat 14 den 16 ya kadar keza dairemizde yapılacak ikinci açık. arttırmasında arttırma bedeli kıymet” mu hammenenin yüzde 75 şini bulmadığı takdirde satış 2280 No iu ka nun ahkâmmmna tevfikan geri bırakılır. Satış peşindir. Arttırmaya işti rak etmek isteyenlerin kıymeti mu.- hammenenin yüzde 7,5 nisbetinde pey akçesi veya milli bir banka' nın teminat mektubunu hamil bulunmaları lâzımdır. Hakları tapu sicilli ile sabit olmryan ipotekli alacaklarda diğer alâkadarasım ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair olan iddialarını evrakı müsbitelerile birlikte ilân tarihinden iti: baren nihayet 20 gün zarfınıla birlikte dairemize bildirmeleri tâzım- | dır. - Aksi takdirde hakları tapu sicilli ile sabit olmıyanlar satış befelinin paylaşmasından hariç kalıriar. Müterakim vergi, tenviriye, tarzifiye- den mütevellid belediye rusumu ve vakıf icaresi bedeli müzayededen tenzil olunur. Daha fazla malümat almak isteyenler 20—8—925 tar rihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık bulunduru lacak arttırma şartnamesile 934/2912 No. Ie dosyaya mürakaatla mezkür dosyada mevcut vesaiki görebilecekleri ilân olunur. (4606) * TF ee İ Gre l BÜ HABER — Akşam P'ostası ; K 9 AĞUSTOS — 1925 No36 Tefrikamızın anlattığı yıllarda yani tal taraflarında çalışan tır pancı müslüman çingeneler. — O, dedi, yarı sarhoş, yarı ka- çık biridir. Birkaç ay önce Üskü - darda, Kadıköyünde filân döla - şır, arasıra kahvelerde keman fi - lân çalardı; şimdi bu tarafa düş- müş... Lâkin bu zavallı oralarda pek sakin bir adamdı, Bugün ba- kıyorum, pek hiddetli gibi.. Mut- laka birşeye kızmış olmalı! Siz galiba, demin kendisine bir lira verecek oldunuz almadı! — Evet... Almadı... — Galiba kendisini eskiden ta- nıyorsunuz? — Evet., Eski bir mektep arka- | daşımıdırl!. — gl ı t gea C""'""'*—:S,Prjâ.:ü':î Ki İnanma benziyor! Bu defa kendisi bağırarak ce - vap verdi: — Hem de neler görmüş, geçir- miş... Neler, neler, neler de ne maydanozlu köfteler... Kah, kah, kah, kah! Kahveci çırağının biri atıldı: — Haydi babalık, git başka yerde dalga geç; burası açmaz se- ni! Sesin geldiği tarafa dönerek: — Haltetmişsin sen edepsiz herif... Ben dalga geçmiyorum... Ben burada kendi derdime yanı - yorum ! — Öyleyse sana bir mum geti- reyim de iyi yan! — Mumu sen götür de ustanın burnuna sok! Orada tavla oynarken — yenii - mekte olan emlâk tellâlı kıyafetli biri hiddetle: . — Söyletmeyin şu serseriyi bu- rada yahu, tutun kuyruğundan a- tın dışarı! Kafa bu be! Vay efendim, sen misin bunu söyliyen? Bu lâf ona öyle dokun- du, öyle dokundu ki oturduğu sandalyadan fırlayınca yanıba - şındaki başka bir sandalyayı ka - pıp olanca hızıyla herifin kafası - na indirdi ve indirmesiyle beraber orası bir karıştı, bahçe allak bul- lak oldu. ; Artık ye yemez misin? Önüne gelen zavallı İrfana yapıştırıyor - du. Hattâ bu aralık onu kurtara - yım derken bir iki yumruk da ben yedim! Nihayet gürültüye koşan bir polis, İrfanı kolundan tuttu: — Gel babacığım, gel canım, gel efendim, gel sen onlara uy - ma! Diyeçok tatlı bir dil ve çok gü- ler bir yüzle — onu aldı, tramvay yoluna doğru götürmeğe başladı. bundan yirmi yirmi beş yıl önce Kar- O zaman ben de peşlerinden yetiştim, polisin kolunda kuzu gi- bi gitmekte olan İrfanım avucuna: — Bunu da almazsan arkadaş- lık hakkımı helâl etmem! Diyip iki lira sıkıştırdım ve döndüm.... Ondan sonra da İrfanı bir daha İstanbulda hiç göremedim. Çün - kü, onun da benim de eski arka - daşımız Aksaraylı Nazım, bu va- kadan birkaç gün sonra İrfanın bir gece, çok, amıma pek çok içme neticesi bir viranelikte sızıp kal - mış ve bir daha da hiç ayılmamış olduğunu bana hî:ber,vgrdî. imdi sARwaer'ÖTE UCi EUE Oldüugğun DIl - mediğim İrfanın son dargınlığı - mızdan yirmi, yirmi beş yıl sonra bana vermiş olduğu paketi açıyo - rum, içi yirmi yıllık türlü macera- larla dolu olan bu paketin mün - derecatını iyi okuyun da bir çin - gene aşkı yüzünden zavallı İrfan- | cığın başından neler geçmiş oldu- ğunu görün ve ibret alın! İrfanın bana verdiği paketin i- çindeki defterlerden: Nihayet Nazlıyı buldum am - ma buluncaya kadar da hani yok mu, akla karayı seçtim... Etemle öteki çingenelerin dediği kadar varmış... Karı gerçekten cinli i - miş... Yani bizim isterik ve biraz da melankolik dediğimiz cinsten imiş... Onu nerede bulsam beğenirsi - niz? Koskoca İstanbulda onu ara- mak icin gezip tozmadığım yer kal madığı halde en sonunda kendisi- ni Erenköy ile Küçükçamlıca ara- sında bir ağaçlığın kenarına kurul muş dört çingene çadırının önün- de bulmayayımmı? Akşam serinliğinde idi, birazda hem o taraflardaki göçebe çinge- nelerle görüşmek, hem de Nazlıyı aramak için Çamlıcadan yaya ola- rak Erenköyüne doğru niyordum.. Uzun çayırın üst tarafında bak- tım, dört çadır var, Ben daha çadırlara sokulurken şoparlar etrafımı sardılar; başla- dılar arsızlanmaya... Tam bu ara- lik çadırların arkasındaki ağaçla- rin altında yanüstü yatmakta o - lan bir kadın birden doğruldu ve çocuklara bağırdı: — Kamaraf tu la ci beş muda- radut! (Rahat durun, pataklarım ha sizi!| ÇiNGENELER ARASINDA Hayattan aıîlmmus Hhakiki bir macera Yazan: Osman Cemal Kaygısız Artık ye, yemezmisin? Önüne ge' len zavallı Irfana yapı | dövmüş; hem de ertesi gün Naf ştıriyordu: Çocuklar dağıldılar. Şimdi sesi bana pek yabancı gelmiyen kâd” na dikkat edince bir de ne gör€ | yim, mübarek, günlerdenberi af dığım kadın değil mi? O da beni tanımıştı. Yanif” doğru ilerlerken gülümsiyerek bt ni karşıladı: — Hoşgeldin, hoşgeldin... — Hoşbulduk, hoşbulduk... —| — İlle velâkin niçin böyle ehi kolu boş geldin? — Ne bileyim? Eğer seni gün' lerdenberi dağlarda ararken bu' racıkta, bağda bulacağımı bilst? dim hiç böyle eli kolu boş ge! miydim? Sana neler getirirdim neler!... | — Ben istemezdim biı'şey'-"” zatmızdan... Şimdi getirmiş ol' saydınız buraya sadece kemant' nizi çok makbule geçerdi! — Sahi ne iyi olurdu. R Kalktı, çadırların birinden bif kilim parçası getirip yere serdi! — De buyurasın, oturasm ba' kalırm!... R Karşılıklı oturduk. Ne dersin? konuşurken kadım yüzüme meli melül bakıp iç çekmeğe başlam? sın mı? Meğer ben görmiyeli zavallı * nin başma neler gelmiş, neler” sebebi hiç de bizim düşündüğü * müz, yahut Etemin filân söyledif leri gibi değilmiş... Meğer, hı Etem evli olduğu ve Nazlınım yakın akrabası bulunduğu hald? son zamanlar kadıncağıza satâi' mağa, sarkıntılık etmeğe başl,ııııüd ve işi o kadar ileriye götürm kalkışmış ki nihayet bunu fark © den Etemin karısı kıskançlıktaf hem bir gece odunla ada aa ile saç saça baş başa gelerek Topçulardan buraya kaçırtmış:" | Neden sonra çiroz gibi ipin ve bir yaprak gibi akşam ruzgî" nın önünde sallanan orta yaşlı P kadımmın getirdiği kahveyi içerk" Nazlı sordu: — Ya siz buracıklarda ne aröf sınız büle, nasıl oldu da dü!'a | yolunuz bu yanlara?.. Nazlıya büütn bu beş on gü ” lük maceralarımı, kendisini tâ “t:w relerde aradığımı uzun uzun â” lattıktan sonra: — Dedim, buralara da işte "’ı aramağa gelmiştim. 'Tatlı bir gülümseme ile: h — Öyleyse, dedi, te buluş işte, Gözlerin olsun aydın! — Demek, buraya gelıııed önce senin Zekeriya köyü, G'”'f Burgaz, Kısır mandıra tırafllf'”. filân gittiğin hep yalan ha! $ İ — Ha ha! Hem de yalanın zü... Onlartin hiçbiri beni tana»“':,* bile... Onlar seni paraca biraz * dırmak için böyle söylemişler:" — Buradakiler senin neyin — Buradakilerin içinde var — nim baba tarafından hısımları”” — Ey, birazdan ben kalkıP f;, deceğim, sonra seninle bir d nerede buluşup görüşebiliriz? g! — Nerede, ne zaman iste (Devamı var)