Tan 9 Ağustos 1935 sayfa 1 | Gaste Arşivi

9 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 1

9 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AĞUSTOS CUMA | 1935 TAN SAYI:109 — 3412 HER ŞEYDEN ÖNCEİ SAVAŞ — OLMİAMA - SINA. SAVAŞIWORUZ ÖOn Birinci YIL SAHIP ve BAŞMUHARRİRİ Mahmut SOYDAN Üai e SAYISI 5 KURUŞ İSTANBUL GTELERON. ( REEVE di £ zt GA PARiSTE HABEŞ iŞiNi YOLA KOYMAK CARESi ARANACAK BUGÜN ? incide * Peyami Safa'nım fıkrası : “ Çok şey ! ” — Orhan Se- lim'in fıkrası: “Su ve ha- t " — Siz ne dersiniz ? — Şehir haberleri. Süncüde: Ankara haberlei — M. Şevki'nin süel yazısı — Fe- lek'in fıkrası : “Aramızda ğ kalsın”, Yüncüde; —Aziz Hüdai Akdemir'in tef- rikası : “Bizde casusluk” — Sağlık öğüdü — Sevişme- ler, evlenmeler, X incide :. Son haberler — Casus Al- man kadını : “ Matmazel ç Doktor”, $ mcıda * Memlekette TAN, — (ğ: 7 incide : , Spor — Kültür. — © 8 incide : Dünya hâdiseleri karşısın- da gazeteler. Yuncuda; — Kazan Hanlığınım son gün- leri — Hikâye — Faydalı 1 bilğiler. Üuncuda: Ekonomi, & M ——— Habeş delegesi Toce Havariate ve Habeşistanın hakem konsiyonundaki ST Tp üyesi Gaston Jteze Laval Pariste İngiliz elçisi ve İ - talyan elçisi ile konuşmuştur. UÇ devlet konferansının 16 ' ağustosta Pariste toplanması ihtimal dahilin- dedir. İtalyanın, evvelâ bu konferan- sın derhal toplanmasına itiraz etti - ği halde şimdi bunu kabul etmesi konferansın sonunçları — hakkında ümitleri kuvetlendirmektedir.Bu hu- susta fazla tafsilât 10 uncu sayfada HANGİ YÜZLE ? “Dağ peygambere gelmezse, peygamber dağa gider derler. Küçük gurbet illerinde yaşayan Halide Edibin Istanbula geldiğini # azetelerde okuyunca hayretten do- Takaldım. Bu lenmiyen dönüş, artık adımı bile unutmağa başladığı- romancı kadının otuz senelik Macera dolu hayatını, birden gözle- Tim önünde canlandırdı. Karışık, aca- Yip, korkunç hayat! Sanıyorum ki o- tain yazdıkları değil, fakat kendisi, M o Otuz sene üç deyrin & n Ğ n olarak r bildiklerini kendi arabasına koşup Di bu uçuruma, kijmini o uçuruma yu- Yarlayıp mahvetmesidir kid,nd'yw!ı— :" ve hiç şüphesiz kendisininkiler- dıe,h daha merakla okunacak roman- Halide Edip, Fransızların “La fem- ite fatale,, dedikleri tipin bizde ye- #miş nadir örneğidir ki, anahatları, &ncak Sehal vi | A mer de Parise gidemediği için on buçuk yıldanberi Halide Edip te İstanbula gelmiştir.,, “SON POSTA” dın peyda oluyor. Gene 0! Cephane mi taşıyor? Hayır. Silâh mı atıyor? Hayiır. Hastalara mı bakıyor? Hayır. Yalnız, bir rolü var: Oradan oraya dolaşıp herkesi işinden alıkoyuyor ve... lâf atıyor! Zafer, Mudanya, sulh, falan, filân, derken, bakıyor, herkes bir şey ol- | muş. Yalnız kendisi, hâlâ onbaşı! Et- inliyor: Görüyor ki çavuş olma- ı'ı'nhı ı"ıı;n“lı:âyn yok! ılbukiş.zıf'eri da- hi, belki kendisinin kazandığı kanaa- Tlk izzetinefis yarasını alınca, bu sefer kafa tutuyor: bakıyor, aldıran yok! Tehdit ediyor: bakıyor, dinle - yen yok! Tenkit ediyor: gene aldı - ran yok! Ve böylece, yani aldıran ve dinleyenle dinlc]yen ve aldıran olma- yınca, ruh aksülâmeli başlıyor: kızı- yor ! Ne yapsın ? Işte o zaman Halide onbaşının üni- felâi haris olduğu için onu felâ * kete sürükleyen ve nihayet elle- M:* bakıp vicdan “zabı içinde deli- Pl'..'.iy Macbs «'inde görülebilir. eşleçiitka ihtivası bakımından erkek kay fi yarı yolda bırakacak kadar hıı K !_e'nstik bir yaradılış gösteren h.!iuhln hayat krokisini, birkaç tablo hde, şöyle çizebiliriz: 1 Mci perde : Sahne, Tanin idare- bir idir. Uzeri kitap ve kâğıt dolu "i',"?'u.' etrafında Maliye Nazırı Ca- İda anın Başmuharriri Cahit, ve Ha hu Hanım, edebiyat ve politika ko- Süyorlar. Kadının yüzünde, hare- Mnd!ı sözünde, pohpohlandıkça şı- old 1ğı ve tavırlarında bir nevi ne dir'ug delisi olmağa başladığı belli- n Serken, başı kalpaklı, kara sa- İçin deb" adam, Cemal Paşa, alkışlar kolu Sahneye girer. Halide Edibi Tür. 'B“hn tutar, alır, Suriyeye götü- 2' , irinci perde, kapanır. Pa. ci perde: Zeytindağı. Cemal ;:*S""F karargâhmdayız. Cemal Pa- Hıli:;"yân_in Allahı gibi bir adam ve tasıd Edip Cemal Paşanın akıl ho- Halide Edibin geceleri Ce- ta ç; Saya öğrettiklerini, Cemal Pa- Yahı rdüzleri Araplara tatbik eder. , n bu izah, kendi başına, Suriye- ı::i" kaybettiğimizin bir kısım se- Mâlik Ni anlatmağa kâfi gelir. Saba z yi :İıll'nnk rkı:vduınn tutulmuş n, arkasından itile kakıla :::'i:"_ kadar ulaştığı siyasi merdi- h*ledi.?'u basamağına çıkmak için Ve keş 5b Cemal Paşanınm memlekete âki, .yx:gn d; Cemal Paşaya tam ir. Fakat, evdeki pazar “H:ı?î: Eymu Cemal Paşa yıkılır ve $ n 'd'hn ümitleri de beraber! #cneh; çU Perde: Mütareke, Istanbul, ıı::,_"' bayraklar içinde, Sokaklarda let e lr, tenk askerler. Çeşit çeşi Z yuk a & şit bırka- Tü'hl’ tlı;lü =ekeler. Ricali ııle:- Yor! er kafadan bir kı- Ameii *a, bir. kadın da, .::ıî'dn. !.mü"ik.ns.m—nduı istiyor! “""'“eıi vaşı, falan, filân, manda de a :lkıııl;y:;u ve Halide Edibin sr içinde herhangi .h—l g'mık emelleri de beraber! a_n::mHMı_'de:_ Anadolu savaş mey- lar, “İih âarita üzerine eğilmiş baş - 2 taşıyan kollar, cepheye yı- Yüz binlerce insanlar! Bu müt- forması - içind Lady Macbeth'in yüzü gözükmeğe başlıyor. Bu sefer erkekler arasında entril na giri - şiyor. Kıskançlıklari okşuyor, kinleri bileyor, ihtirasları alevlendiriyor ve öyle bir ağ kuruyor ki, nihayet. bir gün, kendi yaptığından kendisi de korkuyor ve kaçmaktan başka çare bulamıyor! Ve... Londraya gidiyor! Son perde: Memleketten uzaklaş. tıkça, mesafe büyüdükçe, aralık açıl- dıl y a, bin bir hirstan kabına sığmı- yan ruhunda gayız ve intikam yılan- ları biribirlerine çöreklenip oynaşma- ğa başlıyorlar. Düşünüyor: ne etsin? Ve Londradan Amerikaya gidiyor! ve T; ae > y- L dAdal ıım satrmile yaşayan Amerika mecmuala- rına, İstiklâl Savaşımı, Amerikalı oku yucuların alâkasını uyandıracak bir masal haline koymağı ve o savaşın kahramanlarını karikntürler şeklinde yazmağı teklif ediyor! Ve haremle kafes meraklısı Ameri- kalıları eğlendirmek için, onlara, mo- dası geçmiş haremle kafesten daha yeni, daha eğlenceli, daha ekzotik bir maddeyi, Türk kah larının pres- HABEŞiİSTANDA Duçe Himaye istiyor Habeşistanın menfaati bu himayede imiş Paris - Soir gazetesinin bir mu - harriri İtalyan - Habeş ihtilâfına dair Musolini ile bir mülâkat yap- mıştır. Bu mülâkatı aşağı aynen alı- yoruz: A Musolini doğrudan doğruya tel - grafla verdiği bir beyanatta, Ulus- lar Kurumunun: İtalvan « Habeş at İaşamamazlığısıı halledeceğini zan - netmediğini söylemiş, ve Habeşis - tanın savaşı bertaraf etmek için ”İtalyanın himayesi,, altına ğirmek- ten başka çaresi olmadığını bildir- miştir. Düçe'nin süallerimize verdiği sa- rih cevaplar şunlarıdır: MUSOLİNİ 1 — İtalya'nın Habeşistan üzerin- de bir himaye tesisi hakkı 1889 Uc- ciali Mmuaheyesile tanınmış mıdır? — Ücciali muahedesi filhakika İtalya'ya Habeşistan üzerinde hima yeye muadil haklar tanımıştır.Bunun la beraber, Habeş hükümetinin, diğer uluslarla olan münasebatında takip ettiği metotları tebarüz ettitmek, Tipik bir misal olmak üzere fayda- lıdır. Bü muahedenin İtalyanca met ni tamamen vazih olduğu halde, Ha- tijini satıyor! Öyle yazıyor ki, onun Amerika gazetelerinde Türkiye aleyhine kale- me aldıklarını, düşman hesabına sa- tınalınmış en aşağılık ecnebi muha- birler bile yazmak cüretini duyama- mışlardır. Ve sonra da kalkıyor, Istanbula geliyor! e Işte “Son Posta” gazetesinin «Dağ h | Çi pey e & » - Pey dağa gider» diye ilâhileştirdiği kadı- nın hayat grafiği! Ancak, onu pey- g e k A b el L lâzlm'e lir ki, tarihte Meryem Anadan başka pöyiyenber ahit kalmuş kadın yoktur ve Meryem Ana da, iki bin se nedenberi, doğurduğu çocuğu kimden peydahladığını da henüz izah etmiş değildir. O halde, teşbih yerinde sa- yılmaz. Fakat biri çıksa ve dese ki : — Maşşallah Hanımefendi! Ne Av rupası, ne Amerikası kalır,kapı kapı Mun," Arle L lik brrakı tlıııı.’sdolnrı d'ı..ukılkır, elinizi kolu- nuzu salla; laya, karşımıza - sınız! İyi ııını..y' ıy.'Hınmcfmdi.ç::- gi suratla, ne yüzle ? Ali Naci KARACAN “ kilde yazılmıştır. Bu şekil, Negus Menelik'in (ki, antrparantez, İtalya'nın yardımile tahta geçmiştir) İtalya aleyhtarlığı hakkımndâ beslediği fikirlere ilâve e- dilince -1895 - 18906 harbinin sebebi olmuştur. B 2 — Faşizm gelmeden evyel, İtal- ya, dahilde birlik tamamen temin e- dilmediğinden dolayı mi Habeşistan üzerinde bir hak iddia edeçek vazi- yette döğildi?” ç — 1896 dan itibaren İtalya, Habe- şistan üzerindeki isteklerine ve hak- larına barısçıl vasıtalarla hürmet et tirmeğe çalıştı. Buna Habeşliler mü temadiyen muhasama ile mukabele ettiler. İtalya, Hâbesi&tanla beyhude yere dostluk ve teşriki mesai sıya - sası takip etmeğe çalışirken, onlar. bizim kolonilerimizin hududunu askeri tehdit altında bulundular ve bu tehdit bazen çok tehlikeli oldu. İtalya, 1915 te Fransa ve İngilte- re ile beraber, Avrupa harbine gi - rerken, Habeş kuvvetlerinin bizim Eritre hududunda ehemmiyetli mik- tarda tahşit edildiğini hatırlamak kâ- fidir. Bü tahşidat, bizi Avrupa sah - inde müşterek fi uğuruna TArkası $ üncüde) kanlüiky ü . #de b i, iki.tarafa çekilebilir bir şe- Sinan İçin Ayasofyaya Anıt Dikiliyor (Hususit muhabirimiz bildiriyor ) Ankara, 8 | Büyük Türk sanatkârı Sinan için Istanbulda bir anıt yapılması kararlaş mıştır. Bu teşebbüs etrafında dün bu- rada İç Bakan Şükrü Kayanın başkan lığında toplanan bir komite bazı mü- him kararlara varmıştır. Komitede ta nınmış mimar ve mühendisler bulun- müuştur. Komite Türk tarihi araştır- ma kurumu ile birlikte bu eserin mey dana gelmesine çalışacaktır. Yapıla - cak anıdın kurulacağı tayin edilecek ve şekli kararlaştırılarak, bunun için Arsıulusal bir konfor açılacaktır. Anı tın Ayasofya meydanına kurulması ihtimali kuvvetlidir. Büyük Türk dâhisinin eşsiz eser- lerinin hayranlarile bütün arsevenler, komitenin tabit üyesi sayılmaktadır. Komite bir yandan da para toplaya- cak, Arsrulusal konforu biri düşünüş, diğeri proje olmak üzere iki kısma a- yıracaktır. İlk toplantıda Mimar Si- nan mühendislerden Ankarayı bayın- dırma direktörü Semih ile Bedri, Mehmet Galip, Abdürrahman Naci, Zühtü, Irfan, Fehmi, Kudret, Hurşit bulunmuşlardır. Trakya Genel Enspektörl üğü Trakya genel enspektörlüğüne geçi- rilen İzmir İlbayı Kâzım Dirik Ankara, 8 (Hususi — muhabirimiz bildiriyor) — Trakya genel enspek- törlüğüne tayini kararlaşan Gene - ral Kâzım Dirik'ten inhilâl eden İz- mir ilbaylığına kimin tayin edilece- ği henüz malüm değildir. Çverek bu, gerekse bazı ilbay mu - avinliklerine yapılacak tayinler ö- ;m.muzdeki' günlerde kararlaşacak - ır, Telefon şirketile Yeni konuşmalar Londradaki şirket hissedarların - dan son talimatı alan ve şehrimize gelen telefon şirketi delegelerinden Frank Gill ve Bayau tekrar müza - kerelere haşlamak üzere dün akşam Ankaraya gitmişlerdir. Şehrimizde bulunan Bayındırlık Ba kanı Ali Çetinkaya da bir iki güne kadar Ankaraya dönecek ve oradaki şirket delegeleri ile son temaslara başlıyacaktır. Burada şirketi müra- kabe altında bulunduran komisyon heyeti işine devam etmektedir. “Şırket hükümete geçer geçmez mütehassıs olarak çalışan on ecnebi memura işten el çektirilecek ve yer lerine Türk memurlar yerleştirile - cektir. Bundan başka şimdiki sirke- tin fâzla masraf yaptığı anlaşılan birçok noktalarda da tasarrufla" ya- pılacaktır. Duyduğumuza göre Ankaradı baş İryacak olan yeni müzakerelerde hü k_um.eı eskiden verdiği fiatr değiş - tirmiyecektir. Çünkü bu fiat uzun incelemelerden sonra bir heyet ta - rafından kararlaştırılan bütün şit - ket tesisatının tam fiatıdır. Şayet yine bu fiat şirket tarafın- met mukavele mucibince şirketi ken di idaresine alacak ve bu suretle de şirket arzu ettiği takdirde şürayi devlete müracaat edebilecektir. Şirketin teslimi için yapılmakta olan hazırlıklar tamamlanmıştır. Bu na göre şirket hükümet idaresine geçer geçmez posta ve telgraf idare- lerine bağlanacaktır. Bu yoldan ol- mak üzere hükümetin yaptığı tele- fon kanunu mucibince fiatlarda bir- çok tenzilâtlar yapılacağı gibi kad- da bazı değişiklikler olması mükarrerdir. BÜRSülİi GAi dan kabul edilmiyecek olursa hükü BAŞBAKAN GELDi inönü Atatürk'e İzahat İsmet İnönü Güneysu ile geldi, sarayına Şark vilâyetlerinde tetkik seyaha tinde bulunan Başbakan İsmet İnö- nü refakatlerinde Dış Bakanı Tev- fik Rüştü Aras olduğu halde dün Güneysu vapurile İstanbula dönmüş tür. Güneysu, Boğazdan girdikten sohra saat on iki buçukta Tarabya açıklarında durmuş ve Başbakan va pura yanaşan Sakarya motörüne ge çerek motörle Dolmabahçe sarayına gitmişlerdir. Başbakanı Galata rıhtımımda bek - liyen Sü Bakanı General Kâzım Özalp, — Bayındırlık Bakanı Ali Çe- Verdi —— ae AA MA < Sakarya motörile doğru Dolmabahçe gitti. ile Generaller ve birçok — saylavlar Başbakanın Taiabyada vapurdan çık tığından haberdar olmadıkları için vapur gelinciye kadar rıhtımda kal- mışlar, bilâhara saraya gitmişlerdir. Bu suretle Başbakan için bir karşı- lama töreni yapmak mümkün ola - mamiştir İsmet İnönü Dolmabahçeye mu - vasaletini müteakip — Cumurbaşkant Atatürk tarafından kabul edilmişler ve tetkik seyahati etrafında kendi - sinden izahat almışlardır. Başbakan, sarayda bir müddet kal tinkaya, Finans Bakanı Fuat Ağralı (Arkası 3 üncüde) Vergilerde Değişiklikler Ve Azaltmalar Olacak Finans TAN' a Şehrimizde bulünan Finans Ba - kanı Fuat Agrab vergi kanunların- da yapılacak ıslahat dolayısile' İs - tanbul maliyesinde meşgul olmak - tadır. Bu yoldan olmak üzere yapılan toplantılarda Finans müfettişlerinin vergi kanunlarında yapılacak ıslahat hakkında verdikleri raporlar ve ha- zırladıkları projelerde tetkik olun maktadır. - Bu tetkikler neticesinde alınacak sonuçlara göre vergilerde yapılacak ıslahat ve değişiklikler kararlaştırı lacak ve derhal tatbikine geçilecek - tir. ** Finans Bakanı Füat-Agrab dün kendisile görüşen bir muharririmi - Bakanının Diyevi... ze şu beyanatta bulunmuştur: Vergi kanunlarının tahakkuk ve tahsilinde yapılacak ıslahat dolıyı- sile-elde mevcut bütün kanunları ve bu meyanda kazanç kanununu da tet kik etmekteyiz. Bütün çalışmalarımız vergilerin ta hakkuk veya tahsilinde halkın kar- şılaştığı zorlukların önüne geçmek- tir. Bu suretle tetkiklerimiz neticesin de| alacağımız sonuçlara göre vergi muamelelerini daha kısaltıp ve da - ha da kolaylaştırdıktan sonra bazı cihetlerde de tenzilât yapmağı dü - şünmekteyiz. İlk bakışta yapacağı - mız bü tenzilâtlarla umumi gelişimi PArkası 3 üncüde|

Bu sayıdan diğer sayfalar: