7 Ağustos 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| HABER — Akşam Postfası ——— —— Hakiki hayâttan çok meraklı ;:ır AMERİKAN HiKAÂAYESİ 1926 Birincikânununun birinci günü sabahı, Kalifornianın Okland şehri o- tellerinden birinde bir adam, yatak -| tan kalkarak tavana ve duvarlara , baktı. Oda aydmlıktı. Dışardaki gü - Tültüleri işitiyordu. Yatağın içinde o - turdu. Fakat sonra hemen gene yat - tı. Vücudunu bir sızı sarmiştı. Ürkerek kendini gözden geçirmeğe başladı. Göğsünde, saçında ve yatak çarşafında kan vardı. Dişlerinden iki- Sİ sökülmüştü. Bundan başka vücudu- hun her yanında, ve başında sıyrık - lar görülüyordu. Kolları ve bacakla- rmin ağrısı ancak hiç kımıldamadan Yattığı zaman unutuluyordu. Fakat vücudunun ağrıları dinse de, kafasındaki karışıklık kendisini daha çok hırpalıyordu-. Adeta, beyninden bir şey eksilmiş, bir şey kaybolmuştu. Gerçi düşünebiliyor, görebiliyordu. Hattâ o kadar ağır surette yaralı ol- madığını da anlamıştı. Fakat kafasın- dan bir şey eksikti. Nitekim, bu oda - Yı tanımıyordu. Bu odaya nasıl geldi - ğini bilmiyordu- Bu hali sezdikçe içe - risinde bomba gibi bir korku patladı, dikenlendi... — Allahım, diye haykırdı. Ben ki- Mim- Birkaç dakika tam bir sinir buhra- ni içinde hıçkırarak ağladı. Zorla kalkarak, pencereye doğru Yürüdü. Açtı ve sabahın serin havasır nt derinden derine göğsüne çekti. Ay- haya döndü. Kırk yaşlarında kadar bitkin, sarı bir adam gösteren şekli - he bakarak kendi kendine: — Kim olduğumu bilmiyorum. Ken- di adımı hatırlayamıyorum, diye mı - rıldandı. Sonra birdenbire elbisesinin ceplerine elini soktu. Kendi hüviyetine dair bir İze rastlamak istiyordu. Ceplerinden birinde bir altın saat buldu. Ötekinde ön iki dolar-... Bu gösteriyordu ki bir hırsız sardIrmasına uğramamıştı. Mek- tup veya başka kâğıtlar bulmak için her yanını araştırdı. Bir şey bulamı - Yordu. Kendisinin kim olduğunu orta- Ya koyabilecek bir şey çıkmıyordu. Gene bu şaşkınlıkla yıkandı. Giyin - :: ve aşağıya otel kâtibinin yanına İn- tele gelen giden bir çok kişi - 0 ler arasında epey tuhaf insan- lara da rasGıamış olan otel kâ- tibi bu garip halli adamı pek yadır - Bamadı:, “Pek telâslı bir gece geçir - Mişe benziyorsun !,, dedi. — Evet., Fakat benim adım nedir? Söyler misiniz? Ben... Ben. — Evet.. Evet. Sen, sensin.. Fakat hakikt ismin ne olduğunu ben bilir Miyim,! Beldiğim zaman — buraya “Bert King,, diye bir isim yazdın.. He- sabını verdin ve içeri girdin- Şimdi çı kıyorsun. Polis izini takip ediyor ha.. Ve sıvışıyorsun. . Adam şaşkın şaşkın kâtibin yüzü - be baktı, — Bert King mi? — Evet. Otel kâğıdını öyle imzala - dın, Ben herkesin geçmişini ne bili - Yim.. Hem ha Bert King, ha Con Ford Olmuşsun.. Benim için hepsi bir. Hay- di başrmda durma: Kâtibin “Bert King,, dediği adam, çekişecek halde değildi. Daha bir söz Söylemeden dışarı çıktı. Kafasında, Polisin ne olduğuna dair malümat var di. Kanuna aykırı hareket edenleri Polis yakalayıp, hakyerine — veriyor, hapse girenler oluyordu. Fakat o ne Yapmıştı ki polis kendisini arasın.. Kimbilir, belki de çok ağır bir suç iş - lemişti. Belki de adam öldürmüştü. unları da düşünerek yaya kal dırmından yürüyorken, az ilerde bir polis görerek yolunu değiştirdi. Polisten korkusu içinde gittikçe bü- Yüyor ve kendini sarıyordu. Sonra birden yüreğinin — ezildiğini Sezdi. Ve bir şey yiyecek yer arama - başvurdu... Yemekten sonra “King,, kendisini Vücutça daha iyi — buluyordu. Fakat hâlâ kafası yerinde değildi. Ne kadar Uğraşsa, o otel odasında uyandığı Za- Mandan önceki hayatına dair hiç bir 37 hatırlryamıyordu. Başı boş olarak, Saatlerce sokaklarda dolaştı- Üzerinde ancak birkaç dolar oldu- Buna göre, yakında bu para da bite - yeniden paraya ihtiyacı olacaktı. Şu halde bir iş bulmak Jâzımdı. Fa - kat nasıl bir iş!?... Ne yapabilirdi!? u sırada, yıpranmış ve sarsıl - mış olan dimağı, yeniden “ken disinin kim olduğu,, meselesi- | ne çattı. En doğru iş, tabiatiyle po - lise gitmek, vaziyeti ona anlatmak ve onun yardımiyle geçmişine dair bir iz bulabilmekti... Belki düğüm büsbütün çözülürdü. Fakat kendiliğinden polise yaklaş - maktan ürküyordu. Belli ki bir yerde dövüş yapmıştı. Belki de kendisine “Bert King,, in polisten olan korkusu hergün biraz daha büyüyördu... zıt giden birini öldürmüştü.. Otel kâ- tibi de kendisini polisin takip etmesin- den bahsediyordu. Kanuna karşı gel - memiş olsaydı, polis niçin onu arıya * caktı? Geçmişini bir türlü hatırlıya- mıyordu ki!. “Bert King,, tuhaf bir insiyakla ke - restecilik işinde çalışmağı istedi.. Böy- lece bir yer buldu. Orada kereste ta - şımak, biçmek gibi ayaküstü her tür- lü iş yapmağa başladı. Böylece Kali - fornianm şimallerine doğru, yer de - giştirerek ilerledi. Bazan maden ocak- ları işçilerine yardım — ediyor, fakat daha ziyade kereste işinde kalıyordu.: “Bert King,,in bu hayatı haftalar,aylar ca sürdü. birçok yeni arkadaşlar edin di. Bu yeni arkadaşlardan bazıları, kendisinde sessizliği tercih eden ga - rip haller görüyor ve şaşıyorlardı.. Fakat bütün bu zaman için, polisten korkmaklığı da devam ediyor ve kaçmıyordu. Taliine, ancak birkaç po- Ötel kâtibi, kendini kaybetmiş adama: “ — Ben ne bilirim senin kim olduğunu? Dedi. Geldiğin vakit Bert. Kıng diye bir iİmza attın ve odaya çıkdın...,; —e b lis, kendisine bir iki sorgu — sormuş, geçmişti- Ormanlarda geçirdiği uzun ve hummalı geceler içinde beynindeki bu kalın perdeyi yırtıp atmak için ça- lıştı fakat otelde uyandığı sabahın ö- tesine bir türlü geçemiyor, bu engeli yıkamıyordu. aman ilerliyordu Dolaşa dola- şa Ojen isimli bir şehre gel- di. Orada bir iş almıştı. Bu şeh ri hiç tanımıyordu. Fakat bir gün do- laşırken, yabancının biri kendisine: — Merhaba, Alber! Bu kadar va - kittir neredeydin yahu? Herkes seni düşünüyor..- diye haykırdı. “Bert King,, bunu söyliyen adama gaşkın şaşkın baktı. Bu adamı hiç de Çeviren: BEN Hikmet Münir tanıdığını zannetmiyordu. — Affedersiniz.. dedi, Fakat bir yan- lışlık olacak: Benim adım King'dir. Ve sizi tanımıyorum. Yabancı adam cevap verdi: — Yok canım!.. Siz. Alber dö Vol değilsiniz demek?.. “Bert King,, gülümsedi ve “hayır,, manasına başını salladı. Adam özür diledi geçti-. Bu hâdiseden sonra Jen şehrinde birçok kimseler “Bert King,i Alber dö Vol diye çağırarak kendisiyle gö - rüşmeğe kalktılar.. ylar, yıllar geçti... O kadar ki A “Bert King,, artık elliye yak- laşıyordu. Otelde uyandığı sa- bahtanberi tam sekiz yıl olmuştu: Günün birinde bütün cesaretini top- layıp polise giderek bu gizli sıkıntının başını ezmeğe, geçmiş hayatının bül - macasını polisin yardımiyle açabil - meğe tamı karar vermişti ki, tali yar - dımına yetişti.« Bu hâdiseden sonra Ojen şehrinde birlikte Bir gezintiye — çıkmışken, iki kişi “King,in çalıştığı yere - gelerek Alber dö Vol isimli birini aradıkları: nı söylediler. Bu adame o şekilde ta - rif ediyorlardı ki, hani, aradıkları, a- dam, “Bert King.,,di de diyebilirdiniz.. “King,, gezintiden dönüp de Alber dö Vol ismile birini aradıklarını du - yünca, daha doğrusu kendisine evvel- ce de bu isimle hitap ettiklerini hatır- lıyarak, bu adamlarım karşısına he - men çıkmağı istedi- Belki de bu koca. man gizliliğin düğümü böylece çözü - lecekti... ncak, bu hikâyeyi daha anla - A şılıklı bir biçime koyabilmek için, tekrar 1926 yılına dönece- ğiz.. Fakat bu defa sahne, Kaliforni- anın Okland şehrinde bir atel değil, Ojen şehri açıklarımda bir otomobil yoludur. Vakit gecedir. Korkunç bir fırtına var« Alber dö Vol isimli — kereste taciri, Ojen şehrine bir iş için otomobille gel- miştir. Seksen millik yolu aşarak bir an önce karısını ve bir — oğlan ve bir kızdan ibaret olan iki çocuğunun ya - nına varmak üzere motörünün yar kuv vetiyle otomobili sürüyor... Fakat otomobili lüzumundan faz - la sürmesi, yahut bir yolun biçimsiz- liği birdenbire fırtına içinde bu koca arabanın kızak yaparak bir hendeğe yuvarlanmasına sebep oldu. Ertesi günü otomobili buldular ve kereste taciri Alber dö Vol'ün otomo- bili olduğunu anladılarsa da, Alber dö Vol ortada yoktu- Karısı hayli arandı. Çocukları çok sızlandı. Gazeteler ilk sayfalarında yazdılar. Fakat günlerle birlikte Al - ber dö Vol hikâyesi de resmi bir vaka olmaktan çıktı. “Kayıp,lar arasına girdi. Bazı kanuni meselelerin halli için mahkeme, Alber dö Vol'ün — hiç bulunamaması dolayısiyle — öldüğü- nü ilân etti. Ve karısı, Alber dö Vol'ün hayat sigortası parasını almak üzere resmi müracaatı yaptı. Fakat Amerika sigorta kumpanyala rt fazla soruşturuyorlardı. Parayı ko- lay kolay vermiyeceklerdi. Kumpan - ya adamlarından biri, Ojen şehri par- kında, Alber dö Vol'a benziyen biri- sinden bahsedildiğini işitmişti. Kaybolan Alber dö Vol'ün yeğen * lerinden biri Klavin dö Vol'ü yanımna alarak ikisi bu işi araştırmağa çık - mıştı. « Bu sıralarda, Alber dö Vol'un karısı KİMİ bir başkasiyle evlendi... lber dö Vol'u arıyan siğgorta Akumpanyası adamı ile dö Vol' un yeğeni “Bert King,,le kar- şılaşınca, bunun Alber dö Vol oldu - ğunda hiç şüpheleri kalmamıştı. “Bert King,, kendisinin Alber dö Vol olup ol madığını bilmiyordu. Fakat yeğeni ol- duğunu söyliyen delikanlının ve sigor- ta adamının sözüne uyarak karısı ol- duğu söylenen kadın, onun kocası ve çocuklariyle karşılaşmak üzere kum- panya merkezine gitmeğe razı oldu.. Orada çocukları boynuna atildılar ve “babamız!,, diye haykırdılar. Ka - dın “evet! bu Alberdir.,, dedi. Fakat o, hâlâ hiç birini hatırlıya « miyordu. Kendisinji hâlâ bir keresteci çırağı olan “Bert King,, diye biliyor - du. Fakat sigorta kumpanyası adam - larının apaçık olan delilleri nihayet kendisini de inandırdı ki, kendisi Al « ber dö Vol'dür Başka birisi olamaz. | arihlerin bir hesabı, bu ada « lı mın Okland şehrindeki otele, otomobil hâdisesinden on gün sonra girdiğini gösterdi. Bu vakitler nerelere gitmiş, ne şartlarla yaşamış- tı? Kimse bilmiyordu. Ölümden kur * tulduktan sonra otele nasıl gelmişti? Kimse bilmiyordu. 4 “Bert King,, diye imzayı niçin, na « sıl atmıştı? Kimse bir şeycik bilmiyor dü.. ' Fakat “ikinci koca,, ne olacaktı? A- ralarında şimdi en bedbaht adam bu iİ- di. Kadın, eski kocasmma karşı hâlâ sev- gisinin sönmemiş olduğunu, ona tek - rar dönmek istediğini söyledi. Alber dö Vol de, bu kadınla ve ken- disine baba diyen çocuklarla yaşamağı istiyor ve bu suretle hafızasını tekrar kazanarak eski hüviyetine kavuşabile- ceğini umuyordu, , İkinci koca çok iyi bir insan ve aile babası olduğunu göstermişti. Fakat ne yazık ki ona yol görünüyordu. Ka - rışık bir zihin bulan:! * Sı içine€>, ke * dere düşmüş birçok insanlar gibi git- ti. Körkütük oluncaya kadar içti: Sar- hoş olduğu için yakalandı. Beş dolar ceza verdi. Sonra evi bıraktı. Hem bir daha dönmemek üzere.. Bu kadar garip surette mezardan geri ge- len seyyaha meydanı boş bırakmak i- “çin “karısınınm,, kendisini boşamasını, .artık ayrılmalarını istediğini bildir - mişti.. - — SON —

Bu sayıdan diğer sayfalar: