iürenmenenennaa sarar sase sannamesasa, 1926 Birincikânununun birinci günü sabahı, Kalifornianın Okland şehri o tellerinden birinde bir adam, yatak * tan kalkarak tavana ve duvarlara baktı. Oda aydınlıktı. Dışardaki gü - rültüleri işitiyordu. Yatağın içinde o - turdu. Fakat sonra hemen gene yat - ti. Vücudunu bir sızı sarmıştı. Ürkerek kendini gözden geçirmeğe başladı. Göğsünde, saçında ve yatak çarşafmda kan vardı. Dişlerinden iki- Sİ sökülmüştü. Bundan başka vücudu- Nun her yanında, ve başında sıyrık - lar görülüyordu. Kolları ve bacakla- rin ağrısı ancak hiç kımıldamadan Yattığı zaman unutuluyordu. Fakat vücudunun ağrıları dinse de, kafasındaki karışıklık kendisini daha çok hırpalıyordu. Adeta, beyninden bir şey eksilmiş, bir şey kaybolmuştu. Gerçi düstnebiliyor, görebiliyordu. Hattâ o kadar ağır surette yaralı ol- madığını da anlamıştı. Fakat kafasın- dan bir şey eksikti. Nitekim, bu oda - YI tanımıyordu. Bu odaya nasıl geldi - ğini bilmiyordu. Bu hali sezdikçe içe - risinde bomba gibi bir korku patladı, dikenlendi.... — Allahım, diye haykırdı. Ben ki- mim Birkaç dakika tam bir sinir buhra- mı içinde hıçkırarak ağladı. Zorla kalkarak, pencereye doğru Yürüdü. Açtı ve sabahın serin havası- nı derinden derine göğsüne çekti. Ay- maya döndü. Kırk yaşlarımda kadar bitkin, sarı bir adam gösteren şekli - ne bakarak kendi kendine: — Kim olduğumu bilmiyorum. Ken- di adımı hatırlayamıyorum, diye mı - rıldandı. Sonra birdenbire elbisesinin ceplerine elini soktu. Kendi hüviyetine dair hir ize rastlamak istiyordu. Ceplerinden birinde bir altın saat buldu, Ötekinde on iki dolar.. Bu gösteriyordu ki bir hırsız sardirmasma uğramamıştır. Mek- tup veya başka kâğıtlar bulmak için Mör yanım araştırdı. Bir şey bulami - Yardu, Kendisinin kim olduğunu orta- Ya koyabilecek hir şey çıkmıyordu. Gene bu şaşkınlıkla yıkandı. Giyin - di ve aşağıya otel kâtibinin yanıma İn- di. tele gelen giden bir çok kişi - O ler arasında epey tuhaf insan lara da rasllamiış olan otel kâ- tibi bu garip halli adamı pek yadır - Zamadı:, “Pek telâslı bir gece geçir - Mmişe benziyorsun!,, dedi. — Evet., Fakat benim adım nedir? Söyler misiniz? Ben... Ben — Evet. Evet. Sen, sensin. Fakat hakiki ismin ne olduğunu ben bilir Mmiyim.! Beldiğim zaman buraya “Bert King, e bir isim yazdın. He- Sabını verdin ve içeri girdin: Şimdi çı | kıyorsun, Polis izini takip ediyor ha. Ye SIYIŞIYOTSUN. . Adam şaşkın şaşkın kâtibin yüzü - ve baktı, — Bert King mi? — Evet, Otel kâğıdını öyle imzala - dın, Ben herkesin geçmişini ne bill - Tim.. Hem ha Bert King, ha Con Ford olmuşsun,, Benim için hepsi bir, Hay- di başımda durma: Kâtibin “Bert King, dediği adam, Sekişecek halde değildi. Daha bir söz Söylemeden dışarı çıktı. Kafasında, Polisin ne olduğuna dair malümat var !. Kanuna aykırı hareket edenleri Polis yakalayıp, hakyerine (veriyor, hapse girenler oluyordu. oFakatone Yapmıştı ki polis kendisini arasım.. Kimbilir, belki de çok ağır bir suç iş” lemişti, Belki de adam öldürmüştü. unları da düşünerek yaya kal dırmından oyürüyorken, a7 ilerde bir polis görerek yolunu değiştirdi, Polisten korkusu içinde gittikçe bü. Yüyor ve kendini sarryordu. Sonra birden yüreğinin e ezildiğini Sezdi, Ve bir şey yiyecek yer arama - başvurdu... , “emekten sonra “King, o kendisini Vücutça daha iyi buluyordu. Fakat hâlâ kafası yerinde değildi. Ne kadar uğraşsa, o otel odasında uyandığı 7a- Mandan önceki hayatma dair hiç bir #7 hatıriıyamıyordu. Başı boş olarak, Matlerce sokaklarda dolaştı. Üzerinde ancak birkaç dolar oldü- Buna göre, yakında bu para da bite - <ek, Yeniden Paraya ihtiyacı olacaktı. Şu halde bir iş bulmak lâzımdı. Fa - kat nasıl bir iş12... Ne yapabilirdi!? u sırada, yıpranmış ve sarsıl - B mış olan dimağr, yeniden “ken disinin kim olduğu,, meselesi- ne çattı. En doğru iş, tabiatiyle po - Wise gitmek, vaziyeti ona anlatmak ve onun yardımiyle geçmişine dair bir iz bulabilmekti.. Belki düğüm büsbütün çözülürdü. Fakat kendiliğinden polise yaklaş - maktan ürküyordu. Belli ki bir yerde dövüş yapmıştı. Belki de kendisine | “« — Ben ne bilirim senin kim Bert. Kıng diye bir imza atın ve odaya çıkdın. “Bert King. in polisten olan korkusu hergün biraz daha büyüyördu... zıt giden birini öldürmüştü. Otel kâ-| tibi de kendisini polisin takip etmesin. den bahsediyordu. Kanuna karşı gel -| memiş olsaydı, polis niçin onu arıya * caktı? Geçmişini bir türlü hatırlıya. mıyordu “Bert King,, tuhaf bir insiyakla ke - restecilik işinde çalışmağı istedi. Böy” lece bir yer buldu. Orada kereste ta - şımak, biçmek gibi ayaküstü her tü Tü iş yapmağa başladı. Böylece Kali - fornianım şimallerine doğru, yer de -| giştirerek ilerledi. Bazan maden ocak» | ları işçilerine yardım (ediyor, fakat! daha ziyade kereste işinde kalıyordu. | “Bert King,in bu hayatı haftalaraylar | ca sürdü. birçok yeni arkadaşlar edin di. Bu yeni arkadaşlardan bazıları, kendisinde sessizliği tercih eden ga * rip haller görüyor ve oşaşiyorlardı. Fakat bütün bu zaman için, polisten korkmaklığı da devam ediyor ve kaçınıyordu. Taliine, ancak birkaç po- lie, kendisine bir iki sorgu (o sormuş, Hakiki hayâttan çok meraklı bir AMERİKAN HIKAYESİ Otel kâtibi, kendini kaybetmiş adama: HABER — Akşam Posfası geçmişti. Ormanlarda geçirdiği uzun ve hummalı geceler içinde beynindeki bu kalın perdeyi yırtıp atmak için e Iıştı fakat otelde uyandığı sabahın ö- tesine bir türlü geçemiyor, bu engeli yıkamıyordu. aman ilerliyordu Dolaşa dola Şa Ojen isimli bir şehre gel di. Orada bir iş almıştı. Bu şeh ri hiç tanımıyordu. Fakat bir gün do- Taşırken, yabancının biri kendisine ; — Merhaba, Alber! Bu kadar va - kittir neredeydin yahu? Herkes seni düşünüyor.. diye haykırdı. “Bert King, bunu söyliyen adama şaşkın şaşkın baktı. Bu adamı hiç de Çeviren: Hikmet olduğunu? Dedi. Geldiğin vakit tanıdığını zannetmiyordu. — Affedersiniz. dedi, Fakat bir yan- lışlık olacak: Benim adım King'dir. Ve sizi tanımıyorum. Yabancı adam cevap verdi: — Yok canım! Siz Alber dö Vol değilsiniz demek?.. “Bert King, gülümsedi ve “hayır, manasına başını salladı. Adam özür diledi geçti. Bu hâdiseden sonra Jen şehrinde birçok kimseler “Bert King,i Alber dö Vol diye çağırarak kendisiyle gö - rüşmeğe kalktılar. ylar, yıllar geçti... O kadar ki A “Bert King,, artık elliye yak- laşıyordu. Otelde uyandığı sa- bahtanberi tam sekiz yıl olmuştu. Günün birinde bütün cesaretini top- layıp polise giderek bu gizli sıkıntınm başını ezmeğe, geçmİŞ hayatının bul - macasını polisin yardımiyle açabil - meğe tam karar vermişti ki, tali yar - dımına yetiştim Bu hâdiseden sonra Ojen şehrinde te dir gezintiye — çıkmışken, iki “King,in çalıştığı yere gelerek Alber dö Vol isimli birini aradıkları" nı söylediler. Bu adampo şekilde ta - rif ediyorlardı ki, hani, aradıkları, a- dam, “Bert King,di de diyebilirdiniz.. “King, gezintiden dönüp'de Alber dö Vol ismile birini aradıklarını du - yünca, daha doğrusu kendisine eyvel- ce de hu isimle hitap ettiklerini hatır- lıyarak, bu adamların karşısına he - men çıkmağı istedi- Belki de bu koca» man gizliliğin düğümü böylece çözü - Jecekti,.. neak, bu hikâyeyi daha anla - A şılıklı bir biçime koyabilmek için, tekrar 1926 yılına dönece- giz. Fakat bu defa sahne, Kaliforni- anm Okland şehrinde bir otel değil, Ojen şehri açıklarında bir etomobil yoludur. Vakit gecedir, Korkunç bir fırtına var. Alber dö Vol isimli © kereste taciri, Ojen şehrine bir iş için otomobille gel. miştir. Seksen millik yolu aşarak bir an önce karısını ve bir oğlan ve bir kızdan ibaret olan İki çocuğunun ya - bi nma varmak Üzere motörünün yar kuv vetiyle otomobili sürüyor... Fakat otomobili lüzumundan faz - la sürmesi, yahut bir yolun biçimsiz- liği birdenbire fırtına içinde bu koca arabanm kızak yaparak bir hendeğe yuvarlanmasına sebep oldu. Ertesi günü otomobili buldular ve kereste taciri Alber dö Vol'ün otomo- | bili olduğunu anladılarsa da, Alber | dö Vol ortada yoktu Karısı hayli arandı, Çocukları çok sızlandı. Gazeteler ilk sayfalarında yazdılar, Fakat günlerle birlikte Al - ber dö Vol hikâyesi de resmi bir vaka olmaktan çıktı. “Kayıp,lar arasına girdi. Bazı kanuni meselelerin halli için mahkeme, Alber dö Vol'ün — hiç bulunamaması dolayısiyle — öldüğü nü ilân etti. Ve karısı, Alber dö Vol'ün hayat sigortası parasını almak üzere resmi müracaatı yaptı. Fakat Amerika sigorta kumpanyala rı fazla soruşturuyorlardı. Parayı ko- lay kolay vermiyeceklerdi. Kumpan * ya adamlarından biri, Ojen şehri par- kında, Alber dö Vol'a benziyen biri- sinden bahsedildiğini işitmişti, Kaybolan. Alber dö Vol'ün yeğen * BEN KiMiM? bir başkasiyle evlendi... ber Vol'u arıyan sigorta A sümpanyıs adamı ile dö Vo” un yeğeni “Bert King,le kar- Şılaşınca, bunun Alber dö Vol oldu - ğunda hiç şüpheleri kalmamıştı. “Bert King, kendisinin Alber dö Vol olup ol madığını bilmiyordu. Fakat yeğeni ol. duğunu söyliyen delikanlının ve sigor- ta adamının sözüne uyarak karısı ol duğu söylenen kadın, onun kocası ve çocuklariyle karşılaşmak üzere kum- panya merkezine gitmeğe Tazı oldu. Orada çocukları boynuna atıldılar ve “babamız!,, diye haykırdılar. Ka - dm “evet! bu Alberdir,, dedi. Fakat o, hâlâ hiç birini hatırlıya * miyordu. Kendisini hâlâ bir keresteci çırağı olan “Bert King,, diye biliyor - du, Fakat sigorta kumpanyası adam - larınm apaçık olan delilleri nihayet kendisini de inandırdı ki, kendisi Al * ber dö Vol'dür Başka birisi olamaz. Şi arihlerin bir hesabı, bu ada « mın Okland şehrindeki otele, otomobil hâdisesinden on gün sonra girdiğini gösterdi. Bu vakitler nerelere gitmiş, ne şartlarla yaşamış- tı? Kimse bilmiyordu. Ölümden kur * tulduktan sonra otele nasıl gelmişti? Kimse bilmiyordu. / “Bert Kinr,, diye imzayı niçin, na « sıl atmıştı? Kimse bir şeycik bilmiyor du. , Fakat “ikinci koca,, ne olacaktı? A- ralarında şimdi en bedbaht adam bu i* di, Kadın, eski kocasına karşı hâlâ sev- gisinin sönmemiş olduğunu, ona tek » rar dönmek istediğini söyledi. Alber dö Vol'de, bu kadınla ve ken- disine baba diyen çocuklarla yaşamağı istiyor ve bu suretle hafızasını tekrar kazanarak eski hüviyetine kavuşabile. ceğini umuyordu. İkinci koca çok iyi bir insan ve aile babası olduğunu göstermişti. Fakat ne yazık ki ona yol görünüyordu. Ka - rışık bir zihin bulan. * Si için dere düşmüş birçok insanlar gibi git- ti, Körkütük oluncaya kadar içti Sar- hoş olduğu için yakalandı. Beş dolar ceza verdi, Sonra evi bıraktı. Hem bir daha dönmemek üzere. Bu kadar garip surette mezardan geri ge. len seyyaha meydanı boş bırakmak i- ke» lerinden biri Klavin dö Vol'ü yanma | Sin “karısının, kendisini boşamasını, alarak ikisi bu işi mıştı. « Bu sıralarda, Alber dö Vol'un karısı araştırmağa çik - artık ayrılmalarını istediğini bildir - mişti.. — SON —