Akşam Postası TE DANS ortadan kalkıyormu? Afrikalılardan alınan caz musikisi onlara geri verilecek! ingiliz Veliahtinin dans hocasına göre üç yıl sonra kadınların dansedecek bir erkek bulması, koca bulmaktan daha zor bir iş olacakmış... Bugünkü danslar erkekleri çok sıkıyor! Yazan: Bu kadar yıldır dans öğretip duranların sağ kalmış olanları “talebesizlik,, ten sızlanıyorlar. Bir kısmı dans hocalığını çok- tan bıraktı. Bir kısmı, dans hocalığını yar - dımci bir iş olarak yapıyor. Dansedenler kalmıyacak, günün birinde herkes gene eski usul soh- betlerine, karşılıklı lâtifeler savur- Mağa, peçiç, fincan oynamağa mi kalkacak?. a e Bir vakittir çıkabata bir hal o- lan türlü danslara da bakılırsa, dansedenler o düyasında muhak - kak bir şey dönüyor. Fokstrot (denen “tilki tırısı, sas tutulursa, daha neler çıkma - miştı!. Van Step vardı Çarlston çıktı.. Blek Batım meydan aldı Rumba... Ve şimdi bilmiyorum, Rumba - dan farklı bir şey midir!? Kari -| yoka?! Korkunç bir gürültü! Zencilerden okumuş olanlar di- yor ki: “Afrika medeniyetini beyazlar anlar gibi oldular. İşte cazband.. İşte yaptıkları danslar!.,, Fakat bu Afrika medeniyetinin bu çok sarsalaytcı ve kulakları sa- ğir edici parçası, bugünkü gidişe bakılırsa, öz malları olarak tekrar Afrikalılara kalacak. ... Harptar, hemen sonraydı.. Dans dersi verenlerin, dans oy- nanılan salonların içi adam almı- yordu. Orada yedi yaşından, yet - miş yaşma kadar insan Ogörmü- şümdür. Yetmiş yaşına henüz yaklaşan ak saçlı bebeklerin türlü incelik gösterişleriyle, kollarındaki kızm kayitsiz ayaklarma uymak, ona gülümsemek ve bu beceriklilikle - Yine İltifatlar bekliyerek saatlerce © pul pul ter yağan yerde perende ler atmak istediklerini gördüm .. Hg barlar, gene onlarla doluy. ü., Cazband bir goruldamıya gör - sün!.. Yerinde adam mı tutabilirdi - niz? i İki eli kanda olsa, koşar gelir, bir yosmanın önünde kıvrılmasile nün bir elini havaya bir tüfek gibi tutarak, öteki eliyle kavrıyarak seğirtmeğe başlaması bir olurdu. . ş 4 Şimdi barda daha çok oturan - ları görüyorum, “Dansing,, diye tanmmış ve akşamları bir fki saat için muzik- le bir kaç delikanlının genç kız - belini | la tepindiği yer, İstanbulda yalnız | bir veya iki tane.. Dans seyreliyor.. i Bunun ardından ne siz, ne ben ağlayacak değiliz. Belki kafası dinlenenler ola - caktır. de Hikmet Münir Belki cazbandın susması ve o - nun yerini hakiki, uyandırıcı mu- #ikin almasiyle, gerçekten böyle bir rahata ihtiyacı olduğunu an - cak o zaman sezenler bulunacak- tır. Fakat dans sahiden gürültüye Figürleri, Çarlistonla Blak batım figürlerine benziyen bu dans Amerikada oldukça rağbet bul muştur. Şag dansı denilmektedir gidiyor mu?. >” 9 Bu sert ve sarsıcı tempolariyle oy- nanan danslar ve kulakzarını per- dah eden cazband çıktığı, eniko - nu yayıldığı vakit, harbi ileri sü - rerek: “İnsanlar, o kadar sertleş- ti, katıldılar ki, onları ancak bu zorlu hareket ve sesle yerinden oynatabilir, tad duyabilirsiniz .. Insan katıldı... diyorlardı. Ve bu, vaktin modasıydı . Makinleri buna, makineciliği buna, makine benzeri türlü zıpır hovardalığı buna yüklediler. O - kadar ki, biribirini işitmediği, an- Nevyorktan yazılıyor: Meksikada (altı ay geçirdim. Ne mükemmel aylardı onlar? Di- yeceksiniz ki, Meksikada geçiri - len altı aym, heyecanla ve merak: la dinlenecek nesi olabilir? Hak - kınız var! Ancak size dersem ki, Meksikanın devlet merkezinde ay- da beş on lira ile insan mis gibi ya- şıyabiliyor.. Buna ne buyrulur? Gümrük kapısının önündeki sayısız “Kasa de Kambiyo,, lar - dan birinde, sizin anlıyacağınız, sarraf dükkânında 24 liramı ve - rip te 70 tane çil gümüş Pezoyı a- lınca, karşıma yalın ayak, sırtın - daki torbada bir çocuk taşıyan gayet güzel, iç alıcı bir kadın di - kilerek: — Loteria, Loteria- Diye bağırdı ve burnuma doğ- ru bir piyango bileti uzattı. Bunu reddedemedim doğrusu; değeri 25 centavos'mış. bizim pa- ramızla on iki buçuk kuruş kadar bir şey1.. | Bir taksi otomobiline atladımı ! şehirde on beş dakika kadar do - laşarak Koloniya Romaya gittim. Şoföre ne verdim biliyor musu - nuz? 1S kuruş!... Zaten en iyi ve enucuz pansi - yonları (Oo burada bulabileceğimi söylemişlerdi. - Elimdeki adresi bularak kapiyı çaldım. Geniş, çok) ı SEYAHAT NOTLARI Ayda 15 liraya zengin hayatı! havalı, bol ışıklı geniş bir odayı,| yemek, çamaşır, ütü ve hizmet te dahil olduğu halde bana kaça ki- raladılar biliyor musunuz? Ayda) 20 Pezo; bizim paramızla 8 lira -| ya.. Yanlış okumadınız, ayda 8 li- raya! Sabahleyin saat kaçta kalkar -| sam kalkayım; kıvrak ve çok ci - velek hizmetçi kızı tik tık kapımı çalar ve ben cennet kuşu, gür 4€- simle o ““Gir!,, deyince; elindeki Kahvaltı tepsini getirip masanın üstüne koyar. Ağzınızın suyunu akıtmamak için tepsinin üstünde neler bulun- duğunu yazmıyacaktım amma; bu kadar ucuz bir kira ile sade su- ya tiritle geçinmediğimi anlaya - sınız dye işte birbir sayıyorum: Kocaman bir portakal, büyük bir fincan süt, yanıbaşında küçük! bir cezve kahve, alakok pişirilmiş! bir taze yumurta, ve tadına do - yum olmıyan minicik İspanyol ek- meklerinden birkac somun. Öğleye kadar odamdan çıkmı- yorum. Sevimli bir serinlik için - de tembel tembel oturarak, yahut okuyarak kuşluk yemeğini bekli -! yorum. Bu yemeği aşağıda salon-! da dilber kadın ve kızlarla bir a - rada yemek tatlı oluyor doğrusu! Haydi öğle yemeğinde ne ile beslendiğimi de anlatiyereyim: Alameksikan bir çorba (yani et suyundan ve başka memleket - lerde hiç duyulmamış nefis koku- lu bir çorba.. Çorba daima et su- yundan değildir. Arasıra sebze ö- zünden yapılır). Hindi yahut ya - i ban-horozu yahnisi, süt dana ya- hut koyun etinden sırasına göre rozbif, papaz yahnisi ve türlüsü; bunların yanında da bol patates ve sebze garnitürü; arkasından krema yahut başka tatlılar.. Etlerin baharlı salçaları önce biraz ağır geldi. e Fakat iki gün sonra tadına doyum olmiyacak ka- dar alıştım. Öğle yemeğinden sonra yatıp uyumak burada herkesin gözetti- ği bir'âdettir; ben de memleketin örf ve âdetine, nezaketen olsun lamadığı halde insanlar, bu gürül- tüden daha çok bağırarak, daha | çok ses çıkararak biribirine mera- mını öyle anlatmağa başaldı. , . Onun sürüp gitmesini istiyor ve kendini ona göre uyduruyorlardı . Şimdi yumuşanıyor mu dersi - İ niz. Yumuşamak ve gevşemek mi?1, ... İngilizlerin veliahti". prens Dö. gale dans öğretmekle de'tanınmış Henri Kuper isminde bir dans hocası, “1938 de kadınların dans- edecek bir erkek bulması bir ko” ca bulmaktan daha zor olacağını,, söylüyor. Bugünkü danslar, tango ve vals da içerde olduğu halde hele er « kekleri çok sıkıyormuş .. 1945 de başlı başıma güzel ça- lim ve ahenkten ibaret ve caz - bandın çıkardığından çok başka bir sese karşı yeni ve herkesin gö- nül vereibleceği bir dans, - Foks turot, Rumba filân değil - sade - ce DANS baş göstereceğini anla | tıyor.. Ve bu kımıltılarda tam serbest. | liği koruyabilmek için çiftlerin İ biribirinden bir adım kadar'uzak | duracaklarını söylüyor. Aman ne iyi? Hele bir hoşlan- madığım dans ortağı gelirse, bir kaç adım, hattâ METRE uzakla şarak, başıboş saadete doğru oy - nayarak giderim. Hikmet münir gibi bir kadın: insan akademi - dev anası vücudünün sinirlerini riayete mecburdum. Bütün gezin-| den diploma almış bir doktordan i tiler, işler, ziyaretler öğleden son-| daha iyi biliyor. Hamamın yanı ra saat dört buçuktan itibaren ya-| en mükemmel Amerikan jimnas - pılmaktadır. Kirayı verdikten sonra da ba- na cep harçlığı olarak 20 Pezo ka- dar bir şey kalmıştı (sekiz lira ka- dar bir şey). Şimdi bunu en iyi bir biçimde kullanmak gerek. 6 Pezomu sporlara harcamağa niyet ettim. Bu sporların içinde Roma mahallesinin eski Roma hamamlarını andıran buharlı banyoları da dahildir. Hamamda mâsaj yapan yerli Aztek kadını tkhanelerinden (daha güzel bir beden kültürü salonu. Gidip otobüs kumpanyasma eş Pezo vererek bir aylık karne aldım. Bununla bir ay her gün ülkeyi baştan başa dolaşacağım., Meksikada nelerin ucuz oldu « ğunu size biraz daha sayayım: Bir aşçının aylığı bizim paramız- la 240 kuruş; yağlı, budu kanadı yerinde bir hindi 10 kuruştur. Pa- rası az olanlar için yaşanacak yer doğrusu.. Kimini; dns