4 AĞUSTOS — 1839 —..... Benim görüşüm: “Sen Geçen gün, Abidin Daverin Tazdığı güzel bir makale üzerine nna bir tarihsel (tarihi) hikâ- ”e geldi, Abidin Daver, (Bulgarların irkler aleyhine her fırsattan is- ifade ederek yaptıkları törenleri Ünerasinii) sayıp döküyor. Meselâ, diyor ki: >— Pilevnede Ruslarla Türkler Mepişırken, Bulgarlar casusluk et- ÜYdi. Son zamanda o şanlı hatıra- ” (12) kutluladılar! Gene bu kabilden olarak, Bul- tarlar, Varnada bir tören yap - paktadırlar. Leh Kralı Lâdislâsm Sanda asırlarca evvel Haçlılar (Eh; salip) arasında Türklerle arpışırken öldürülmesini, bir Panslavistlik propagandası fırsatı aymışlar, “Törene çağırdıkları hemleketlerden ne Yugoslavya, 98 Çekoslovakya bu davete icabet miştir. Keza, Romanya da bize otluk göstermiş, Varnaya heyet "lân yollamamıştır. Yalnız Lehistan Bulgarların tö- tenine geliyor... Türkler aleyhin - ki törenine... i İşte, bu vaziyet karşısında, Abi- din Daver meşhur “Sen de mi Brü- tün, sözüne nazire olarak “Sen de Mi Lehistan,, diyor. » Acı bir lisanla, geçmişteki bü - Ye MÜREN 4 maldliyur. “Tük İ atları Vistül'den su içince < “stan kurtulacaktır!,, Efsane » Ne var, Ne yok —m a Şile hakkın NE VAR ne yok Bekir (Hakikat seven bir okuyucu » Muz) imzasiyle Beyoğlundan bir Mektup aldım. Geçenlerde Şile i- $İN yazdıklarımı tenkit ediyor.Fa- v t öyle bir tenkit ki, sonunda be- p dediklerimle başbaşa ve yan âna yürüyor, i Kısaca bir karşılaştırma yapa - m. Ben, yolun Dudullu kısmı bo- , dedim. Okuyucum (evet tama, diyor, bu kısa bozukluğun tsızlığı, © geri kalan düzgün “lun yorgunluğuna bedeldir). Ben, günde iki posta (düzgün) büs seferi var, demiştim. Oku- itiraz ediyor: (Evet amma, ü ler tam saatinde kalkmıyor. ie kalkacak O otobüsün dörde, k kaldığı olurmuş) diyor. O - Fmuş değil, otobüsler tam saat b buçukta kalkıyor. Üçte hare- ettiğini söylemişlerse, haber anlıştır, 1) kuyucumun asıl şikâyeti otel- di den... Ben otelleri methetme - m. Sadece iki oteli var, dedim. > * gibi İstanbulun (en uzak ve sız bir kazasında, kon - ,'u oteller bulunmasını hepimiz iz. Fakat, hiçbir vapurun uğ - yasadığı ve seksen kilometrelik tn yılda ancak birkaç kişinin ü diği bir kaza merkezinde, han- ya abadayı çıkar da, parasını göz 18 tehlikeye atar?... Hakikat seven okuyucum, an - ON or ki, hakikat kadar hayal - » de hoşlanıyor. Şileyi istediği 4, özlediği sekilde görmek, bizim gönlümüzün isteği ve dileğidir. en çok hak verdi- de mi Lehistan?,, (Abidin Daverin bir yazısı miinasebetiyle) sine kadar her hâtıraya biraz do - kunuyor. Ben de, bu münasebetle, Leh tarihlerine kadar geçtiğinden bir yerde rastladığım ve pek şairane bulduğum tarihsel (tarihi) bir hi- kâye anlatayım: Lehistan'ın parçalanışmı bütün devletler onaylamışlar (tasdik et- mişler). Yalnız Türk devleti ah - dına vefalı kalmış. Parçalanan ve her parçası başka bir devlete isa- bet eden Lehsitanı hâlâ sapsağ - lam bir devlet olarak tanımakta devam etmiş... Törenlerde (merasimde) her ses fir gibi, Lehistan Sefirine de bir koltuk hazırlarlarmış. o Ve tabii, bütün koltuklar dolar, yalnız Le- histanmki açık kalırmış! Devletlerin sefirleri toplandık- tan sonra, töreni idare eden ayağa kalkar, dermiş ki: İ — Sadrazam Paşa Hazretleri! Leh Elçisi bugünkü merasime mâ- zcretine mebni gelemiyecektir. Ve, herkes, Lehistanm parça - landığına karşı, böylece, bir resmi “tecahül,, gösterirmiş... ... Bütün dünya can düşmanıyken kendisine bu derece hem fiili, hem hissi dostluk gösteren Lehis- tana karşı, Abidin Daverin sorgu- su çok yerindedir; “Sen de mi Lehistan?,, (va-N0) da bir tenkit ğim nokta, esnafın vurgunculuğu- dur. Ben, yazımda böyle birşey - den bahsetmedim. Ancak, bu öyle genel dertlerimizden biridir ki, üstünde biraz durmadan geçemi - yeceğim, Esnafın © vurgunculuğu yalnız Şileye mahsus bir hal olsaydı, ö - nüne geçmek kolay olurdu. Fakat köyünden kasabasına, kasabasın - dan en büyük © şehrine kadar her yerde bazı esnaf, bu kötü yola sa- pıyorlar. Böyleleri Şilede de bu - lunabilir. Okuyucum, vurguna uğ- radıysa, ilçebaylığa, yahut bele - diyeye haber verseydi, pek iyi e- derdi. Bütün bunlara rağmen hakikat seven okuyucum da Şileyi beğen- memezlik etmiyor. Benim de söy- lediğim buydu. Şilenin güzel o - lan yeri, kafa dinliyecek tabii, fa- kat iptidai bir yurt parçası oluşu- dur, Daha medeni, daha ihtiyaç - lara cevap verir (o şekle girmesini kim istemez?.. Şimdiki hâliyle Şi- le, kırda açmış bir güldür ki, se - venler, dikenine katlanacaklar!... Rıza R. Yücer Evlatlık verilmek istenen çocuk Beşiktaşta Şenlikdede mahalle- si Şehit Mehmet sokağında 1 nu- marada oturan Ahmet dün mat - baamıza geldi. Üç buçuk yaşında Cemalettin adlı çocuğu da yanın- daydı. Ahmet, bakamıyacak bir vaziyette olduğu için çocuğunu bir aile yanına evlâtlık vermek is- temektedir. İstiyenler yukarıdaki adrese müracaat etmelidirler, amm İŞ m İmana mmm şam, Okuma çağında olduğu hâlde Mektebe gidemiyor Kültür direktörlüğü tarafmdan ilk okuma çağında olan ve okula gitmiyen çocukların sayısı tesbit edilmekteydi. Şimdiye kadar yapılan araştır» malarda okuma çağında olup ta okula gitmiyen 7000 den fazla çocuk olduğu anlaşılmıştır. Direktörlük bu çocukların ai - levi durumlarını da incelemekte - dir. Bu yıl İstanbulda merkezde ye- niden okul yaptırılmıyacaktır. İh- tiyaç olduğu takdirde kira ile tu * tulmak üzere bütçeye sekiz okul parası konmuştur. Direktörlük bütün okuma ça - ğında olan çocukların okuma öğ - rermeleri için önemli kararlar ver mektedir. Birçok okullarda yarım tedri - sat yapılacaktır. —— Kerestecilerdeki dıvarlar yıkılıyor Sebze halinin O yanındaki eski Keresteciler zamanından kalma i» ki duvarın yıkılmasına başlanmış- tır. Meyvehoştaki eski dükkânla - rm da birkaç gün içinde yıkılma- sma başlanacaktır, milk ğin Ispanya ile ticaret münasebetlerimiz Ispanya Hükümeti tarafından, memleketimizden yapılan ithalâta yeniden düşük para koefisyanmın tatbiki tekarrür etmiştir. | Madrit Elçiliğimiz bir yandan İspanya i- le bir tecim anlaşması yapmak ü- zere müzakerelerde bulunmakta - dır. Belediye, Galata kulesi düdüğünü öttürmeye çalışıyor Galata kulesindeki düdük uzun bir zamandanberi işlemediğinden uray (belediye) müteahhitle olan mukaveleyi bozmuş, O hakyerine başvurmuştu. Müteahhit uraya ye- niden başvurmuş, düdüğü işlete « ceğini söylemiştir. Yeniden işlet- me tecrübelerine © başlanmıştır. Bununla beraber (uray davasını geri almamıştır. indirilmesi lâzım Buğday son günlerde kırk para daha ucuzladı İstanbul halkı tam iki aydır ek- meği eskisine nazaran iki kuruş pahalı yiyor. Buna sebep bilindiği üzere buğday fiaytlarında Mayıs sonlarında başlıyan yüksekliktir. Vâkıa bundan sonra Temmuz başlarından itibaren buğday fi - yatları yeni ürünün (mahsulün) çıkmasiyle düşmüş ve memleke - tin her yanında hemen bütün be- lediyeler fiyatları indirmiştir am- ma İstanbul Belediyesi bir türlü ekmeğimizin çeşnisini değiştir - meğe razı olamadığından ekmek fiyatlarını da bir santim bile in - dirmemiştir. Her şeyin bir sonu olduğu gibi artık bu durumun (vaziyetin) da sonu geldiği anlaşılmaktadır. Son iki hafta içinde buğday fiyatları İstanbul Tecim Borsasında önem- li bir düşüklük göstermiştir. Bir muharririmizin o borsada yaptığı incelemelere (tetkikata) göre ge- çen ve bu hafta içinde borsada İs- tanbul ekmek çeşnisini teşkil eden buğday fiyatları gerek yumusak ve gerek sertler üzerinde bir ku « ruşa kadar bir düşüklük göster - miştir. Bu duruma göre ekmek fi- yatlarının yarın belediyede topla- nacak Narh Komisyonu tarafın « ' dan indirileceği muhakkak görül- mektedir, Hattâ bu indirişin 30 ve ya 40 para olacağı da muhakkak görülmektedir. Parti genel sekreter-(Iç işleri ve inhisarlar lik bürosu Istanbulda C. H. Partisi Genel Sekreterlik Bürosu dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. Genel Sekreter Recep Pekere vekâlet eden Münürde gelmiştir. Parti Genel yönetim ku- rulunun bundan sonra bir müddet İstanbulda (e toplantılar yapması muhtemeldir. MAĞ Şikâyete sebeb olan değirmenciler Haliç sahillerindeki o bazı un değirmenlerinin pislikleri çöpçü * lere vermeyip denize döktükleri © civarda oturan halk tarafından uraya (bledyeye) (şikâyet edil - miştir. Hemdenizi kirleten ve hem de kokarak halkın sıhhatini bozan bu çöplerin denize dökül * memesinin temini ve dökenlerin cezalandırılması ilgili yerlere bil- dirilmiştir. e ö Eyüpte veremle mü- daneli dispanseri Veremle Mücadele Cemiyetinin Eyüpte yaptırdığı yeni verem dis- panseri binası bitmek üzeredir. Bu dispanserin gelecek ay her ek- siğinin tamamlanarak açılma res- minin yapılabileceği umulmakta- dır. EL Sai Kemerburgazda yangın Dün Kemerburgazın Akpmar mevkiinde bir orman yangını ol- muştur, Köylülerin kömür yap - mak üzere yaktıkları ateşten çıktı- ğı zannolunan yangın, bir kısım fundalık yandıktan sonra itfai - - bakanları İç İşleri Bakanı Şükrü Kaya ile İnhisarlar Bakanı Ali Râna dün Ankaradan şehrimize gelmişler « dir. Şükrü Kaya öğleden sonra Ya» lovaya gitmiştir, Ali Râna da öğleden sonra yerli mallar sergisini ve bilhassa İnhi- saflar paviyonunu gezmiş, beğen- diğini söylemiştir. yi f sey yel Son bir ay içinde zeytinyağı fi- R yatları önemli bir miktarda yük «- selmiştir. Buna sebep bir yıl çok ve bir yıl az olan memleketimiz zeytin rekoltesinin bu yıl az olma- sıdır. Bunun için son bir ay içinde zeytinyağı fiyatları kiloda beş ku- ruş yükselmiştir. —0— Bükreş elçimiz Bir müddettir şehrimizde bülu- nan ve göçmenlerin (işiyle ilgili olarak Trakyaya gidip gelen Bük- reş elçimiz Hamdullah Suphi Tan- riöver, dün Romanyaya gitmiştir. MAREŞAL Fevzi Çakmak Ve General Asım İstirahat için şehrimizde bulü- nan Genel Kurmay Başkanı Ma - reşal Fevzi Çakmak ve ikinci baş- kan General Asım Ankaraya dön- müşlerdir. yenin ve jandarmanın büyük gay- retleri neticesinde ancak geceya- rısı şöndürülebilmiştir. ŞEHRİN!'DERDLERİ Haliçe dökülen çöpler Defterdarda oturan terzi Orhan diyor ki: — Evim deniz kıyısındadır. Haliçte deniz kıyısında olurmanın ne tacia olduğunu bilmezsiniz. Evvelâ Eyü- be kadar bütün fabrikalar ve evler çöplerini Halice ©- tarlar. Bütün kıyılar, kavun karpuz çöplerle doludur. Bilhassa geceleri bunların ne derece koktukları tarif edilemez. Pencereleri açamadığımız halde bile bu kokudan he- . pimiz hasta olduk, Belediyenin bunu gözönüne alması, kabukları vesair fabrikalara çöplerini buralara dökmeğe izin vermemesi halkın sihhati namına lâzımdır. Orhanın sözlerinin ne kadar doğru olduğu meydan » dadır. Unkapanı köprüsünden geçilirken Halicin üs - tünde yüzen pislikler açıkça görülüyor. Halkın çöp - lerini buraya atmasına sebep olsa olsa çöpçülerin bu - radan nadiren geçmesi olacaktır, Umumun sıhhati İçin buralara giden çöp arabalarını arttırmak, ve çöplerini denize atanları cezalandırmak lâzımdır. /