Küçük Conm'un Başından Geçenler o: 78 ED nl Snzeeğ < ye İcasec/ olon el boş bir #syuk Lİ faydası v Wokuraöifr. z Z7 Yahut HABERin Polis hatiyesi DEKSTER Çaktanberi peşinde olduğu kalpazanları meydana çıkardı. Bir iki güne kadar bu heyecan dolu macerasını HABER de bütün resim- lerile birlikte size anlatacaktır Bı Korkmayın! ve yemek, içecek rinalak yer 8 ÖY/eama korsanla - rin Tehlikeli odam. Jar olduğu Söyle. niyor.ya bizi öl. Aürürlerse?. babandanfıdyei. necaf almayı Ter WE cih ederler By önler Yy iz, bii için daha iy'air Cop, Şanghp a : / ve arkadaşlar, korsanların e/r. NE Esir düş- Föler:“ a Miki Tapal Kaban OPsef, Varsı/asie : birineli para ala, Cağımı öğ. Fei ri ike Şiloyu dönder. #mişfi. ve a2 alairind! ye azalarında Oküz oğula. “İanmasmı is. 101 SERSERİLER YATAĞI SERSERİLER YATAĞI 195 — Benim şevketmaab.. l — Olanı gördün mü? — Evet, biraz gezindikten son: ra şatoya dönmüştüm kralmı:n ba- na verdiği güzel odaya girmek ü- zere iken bunların at seslerini du yarak parmaklığın yanında kal dım. Şevketmaabımızın geldiğini gördüm. Ve nöbetçinin ahmakça. sına “silâh başına!,, diye bağırdı. ğını işittim. Her şeyi gördüm şev. ketmaab! Laşatenyeri “her şeyi,, kelime- sini kuvvetli olarak söylem! ti. Kral: — Ne demek istiyorsun? diye sordu. — Işıkların aydlığıyla » iki serseriyi gördüm. Ve tanıdı.1.. — Onları tanıyorsun demek? — Şevketmaap, siz de tanırsı. BiZ. Kral, arkadaşı ile konuşa konu şa saraya giderek dairesine çıktı. Laşatenyeri sözüne devam ede. rek: — Bu adamdan biri her üçimü: | zü, Sansağı, Esseyi ve beni yara | İryan ve sonra zavallı Sansağı in san kıyafetinden çıkarırcasına yü- zünü parça parça ederek vitün gün evde oturmasına sebep olar adamdır.. dedi. — Serseri reisi Manfred, öyle! mi? — Evet, şevketmaap; Trahovar meydanı yakınında size karsı koy» mak küstahlığında bulunan, sars- ya gelerek sizi tahkire cesaret ©- den Manfred ve öbürü ise, onun melün arkadaşı Lantenedir. — Bunların Fontenblöde * e işi var. — Birisinin, Madam lâ düteş dö Fontenblöye göz koymuş olluğu- nu unuttunuz mu?... Hayır, kral bunu unutmamıştı. Laşatenyeriye: — Gel! dedi. Kral, tören (merasim) avlusuna inerek karakola girdi. Zabite: — Mösyö, nöbetçilerinize ve gi- bi tenbihlerde bulunuyorsunuz? diye sordu. Bu sualden şaşıran zabit birkaç saniye sonra cevap verdi: — Şevketmaab, her zamarki gi. bi.. Meselâ selâm durmak.. — Onu sormuyorum, vak'aş; mak istiyenlere ne yapıyorsuüz.. — Yaklaştırmamak için m:? — Evet, fena bir maksati» ge- len, yaklaşan adamlar için ne ya- pıyorsumuz?.. Mösyö, bu gibi a damlardan daima çekinmel': An- ladığıma göre böyle bir tenbihde bulunmamışsınız!.. Ah. Vallahi pek güzel korunuyorum. — Affedersiniz şevketmaab!. Karakol subaylarından (zabitle- rinden) biririe haber vermeden şa. toya hiç kimse yaklaşamaz. — Bu kadarı da kâfi değ”'dir. Bu andan sonra, erkek olsun, ka- dın olsun gece ve gündüz şatoya yirmi adım yaklaşan herk. e çe- kilmesi söylenecek. Eğ# bu emre itaat etmezse vurulacak.. Şimdi hemen mızraklı askerleri alarak| yerlerine tüfeklileri koyunuz. Her kapıya tek nöbetçi yerine çift nö- betçi koyunuz.. Tüfekler dolu ve yaklaşmak istiyenleri öldürmeğe hazır bulunsun. İşte bu kadar, mösyö!.. Gel Laşatenyeri.. Kral zabiti hayret içinde bıra. karak karakoldan çıktı, Fransuva yanındakilere sordu: — Kaç karakol vardır? — Dört tane şevketmaab! Fa- kat en mühimmi bahçe nöbstçile rini çıkaran karakoldur. — Hepsini göreyim.. Kral, Laşatenyerinin kılav zlu ğuyla bütün karakolları geziş her birine ayni emri verdi. Bunun ü- zerine sarayın hücüm tehlikesine karşı bulunduğu dedikodust çık- tu. Kral bahçeyi de dolaştı. Hs: nö. betçinin yanında durarak bunları cesaretlendirecek sözler #öyiedi. Vazifelerini iyi yaparlarsa m'ikâ. fat göreceklerini, aksi halde asıla. caklarını ilâve etti. Gün doğarken dairesine girdi. Bütün bu tedbirleri Manfted ile Lantenenin ismini duyduktan son- ra almıştı. —27 -— ANA, KIZINI ARIYOR Fontenblöde bulunmaları bu kadar korku uyandıran iki arka- daşı şimdilik kendi hallerine bira. | karak Pariste geçen bazı vakala 1 okuyuculara anlatalım: Okuyucularımızı Deli Marjanti- nin kulübesine götüreceğiz. Ko- karder tarafından bulunan Man- fredin Lanteneyi kurtarmak çin dışarıya fırladığının ikinci güvüy. dü. / Marjantin, Manfredin gitmesin. den sonra şiddetli bir sinir bukra. nına tutularak saçları darma dağı nık, göğsü bağrı açık olarak soka. ğa fırlayıp kızmın ismini bağıra bağıra sokakları dolaşmağa başla. dr. Nihayet yorgunluktan kuvveti kesilmiş olduğu halde kulüb»sine dönerek sabaha kadar uyudu. Sabahleyin uyandıktan sonra o- danm bir köşesine oturarak göz- lerini kapiya dikti. N — Çingene karısı küçük kızımı Manfredin bulacağını söyledi!, Şimdi Manfred de gitti. Bak gene çocuğumu bulamıyacağım.. Zaval. lı Marjantin, herkes seninle uğra. şıyor.. diye mırıldandı. Bu anda kapınm açıldığıni gör. dü. v İçeriye bir kadın girdi. Marjantin de, bazı deliler gi“i yüzleri unutmadığı için bu k>dını derhal tanıdı. Ve yavaş sesle: — Güzel madam! dedi Düşeş yalnız gelmişti. İçeriye girerken gülümşi;»ekt — Nasıl Marjantin, beni gördü- ğün için memnun musun.. Evvelâ söyle, beni tanıdın mı? — Tanıdım! ; — Tanıdın, öyle mi? Pek4'â! O halde seni ne kadar sevdiğirci ve