2 AĞUSTOS — 1985 Benim görüşüm: Paraları topluyorlar işleri yapmıyorlar... ..ve,buda,ne yazık ki, kontrol edilmiyor, cezasını görmiyor? ER AABER — Akşam Postası Can kurtaran istasyonları Büdcedeki tahsisatla yenileri yapılacak Bir müddettenberi xwemleket kıyılarında bir inceleme (tetkik | * | gezisi yapan can kurtaran (tahli- i | siye) genel direktörü Necme idin Kabataş havuzu, İşte böyle şairanedir... Fakat birde yanına yaklaşın... Şu manzaraya bakınız... İstan- bulun ne güzel şehir olduğunu göstererek seyyah celbetmek mak sadiyle tertip edilen propaganda kitaplarına dercedilmiştir... Cid - den güzel ve İstanbula has bir Manzaradır... Ortada dikili duran taş, Sultan Mecit tarafından dikilen bir abi - dedir, Atın bulunduğu yer, dalga &ırandır, Dalgakıranın arkasında kayıkların, yelkenlilerin | fırtınalı havalarda barınmasına mahsus bir havuz vardır. Kabataş iskelesi, oracıktadır. İskele, vapurların, sefaret muşlarının, hususi mötör » lerin, araba vâpurlarının yanaş - masına mahsuş olduğu gibi, yaz | günleri, halkın tıklım tıklım do - luştuğu bir gazino halindedir. Ci- vardaki mahallelerde oturanlar, birâz nefes almak için buraya ge- lirler... Göne tam iskelenin yanında, gümrük muhafızları kulübesi var- dır. Sandalcılar nöbet beklerler. İstanbula gelen mahrukat bu is - keleden nakledildiği için, bu ha- vuz etrafında kalabalık bir işçi ve 8snaf kütlesi vardır. Elli adım öte- de bir mahalle yükselir... Yirmi a- dım beride inhisarların yeni yap- tırdığı ve bahçesini zevkle tanzim ettirdiği dört büyük bina göze çarpmaktadır. Havuzun tam önünde tramvay durağı ve açıkta yiyecek şeyler sa- tan dükkân ve seyyar satıcılar vardır... » İşte, bütün bu dekorun tam or- tasındaki havuz, ne haldedir, bili- Yor musunuz?... Kavun karpuz kabukları, çöpler, leşler ve tabii, bu yaz gününde, bunlardan hasıl olan ağır ve mide bulandırıcı bir koku... Kaç kereler, ben kendim yaz- dım: “Belediye, buranın temiz - lenmesile niçin alâkadar olmu - yor?,, dedim. Hattâ, çöplerin res- mini de gazeteye bastırdım. Fa - kat, gene vizgeldi... Evim o civarda olduğu için, sandalcılarla konuşarak, bu te - mizliği yapmak üzere onları teşki- lâtlanmağa sevketmek istedim. Fakat, ne deseler beğenirsiniz: — Bu havuz evkafa aittir. Bu- Taya giren kayıklardan para top- ve buna karşılık havuzun temizliğine bakmak üzere bir mü- teahhide verilmiştir. Üç sene ev - veline kadar eski müteahhitler, bir kayıkla her sabah adam do - laştırır, biriken molozları dışarı İ attırırdı, Fakat, şimdi para topla- nıyor bir şey yapılmıyor! ... Bu iş, yalnız Kabataş havuzu meselesi değildir. Görülüyor ki, bütün evkaf, belediye, şehir, ce- miyet meselesidir. Ne bakan var, ne kontrol eden... Halk, parayı veriyor... İçtimai va- zifeleri görmesi icap eden makam lar ise, bu vazifeleri görmüyor. Mütevelli de, müteahhit de, o- nu kontrol vazifesi olduğu halde kontrol etmiyen de mes'ül tutul - malıdır, Bu gibi paraları toplayıp işleri görmiyenler bütün çirkinliklerile (hile yapan esnafı belediyenin teşhir ettiği gibi) oisimlerile, fo - toğrafları ile teşhir olunmalıdır! Her türlü cezalara çarpılmalıdır- lar. : Hatice Süreyya Bir Fransız gazetesinin .. Atatürk Türkiyesi Hakkındaki yazısı Pariste çıkan İntrancigcant gazetesi M. Marsel Sovajın "Nikabını atan Türkiye,, nammda bir röportajını neş- retmektedir. Türkiyeden ve büyük şeften samimi bir lisanla bahseden bu yazımın bazı dikkate değer parçalarını alıyoruz: Eskiden, heyecanımı birşeye bağla mak için sabırsızlanan yolcuya Ayasof- ya kubbesini gösterirlerdi. Şimdi, uzaktan, Sarayburnunda, şeh- zadelerden millete intikal eden sedli bahçelerin altmda duran © Atatürkün heykelini gösteriyorlar, Çanakkaleyi ve Marmarayı geçtikten sonra Halicin pek çok tasvir edilen kı- yısında, sultanların eski serayının eşi- ğinde, İstanbulun methalinde, şimdi si- zi, bronz ceketli bir adam bekliyor. Bu adam bacaklarını açmış, sol yum- ruğunu kalçasınd dayamış arkası Avru- paya, fakat yüzü, memlekete gelen Ar- rupalılara dönüktür... M. Marsel Yeni Türkiyeden ve An- karadan bahsederken diyor ki: Genç Cümhuriyet, Halicin zevklerini bırakmış, memleketin içerlerine, yük- sek Anadolu yaylalarma çekilmiştir. Çe. tin Ankara hayatı Türkiyenin yüzünü ebediyyen değiştirmiştir. Ankara, istikbaldir. Daha © doğrusu Türkler, bunu şiddetle arzu ediyorlar. Ve bu uğurda çalışıyorlar. Kıt'aların, aleyhimize teessüs etıneğe meyleden yeni müvazenesinde, uyanan Türkiye, günün birinde, terazinin şu veya bu tarafa eğilmesini temin Oeden İ şehrimize dönmüştür. Can kurtaran genel direktörü bu gezisinde, bu yıl memleketin kıyılarının bazı yerlerinde yan.l. ması kararlaşmış bulunan can kür. taran istasyonları ve deniz fener- leriyle, sis düdüklerinin yerlerini tespit etmiştir. Necmeddin bu bu- susta ekonomi bakanlığıia bir rapor ve bir proje verecektir. Bu yıl bütçesine yeni cse kur- taran istasyonları (o vücuda getir- mek için tahsisat konulmuştur. Diğer taraftan hükümet şimdi özel (hususi) Lv idarenin «linde bulunan fenetler işini bu 'Jarenin yakında bitecek olan imtiyaz müd. detinden sonra can kurtaran ge- nel direktörlüğüne vereceği için geçen Yrİ tahlisiyenin yeniden kur duğu fenerlere ilâv olarak bu yıl da yeni fenerler inşası için tahsi sat vermiştir, kemi Berlinden bir Türk daktilosu isteniyor Berlindeki Türk tecim (ticaret) odası İstanbul tecim odasına bir mektup göndererek Berlin odasın. da çalışacak türkçe ve almancayı bilir bir daktilo bayan gönderil. mesini istemiştir. Bunun için oda. Ja yakında bir toplantı yapılacak. tır. —a— Halkevinin koro dersleri başladı Halkevinin kararı üzerine ge çen yıl olduğu gibi yeni Türk mu. sikisinde bilgi sahibi gençler ye- tiştirmek ve ses sanatında istidat. lı gençleri ayırmak üzere koro kursları kurulmuştur. Bu kurs. lar dün akşamdan itibaren Alay köşkünde çalışmağa başlamıştır. m üiyü ân ve afiş resimlerini belediye toplıyacak Anadolu ajansı ile uray (bele- diye) arasındaki ilân ve afiş mu- kavelesinin bozulduğu ve işin hak. yerine (mahkemeye) geçtiği ya- zılmıştı. Uray tarafından dün şubelere yeni bir yayım gönderil. miş, ilân ve afiş resimlerinin bun dan sonra uray teşkilâtı tarafın - dan toplanmasına karar verildiği bildirilmiştir. Ajansır. makbuzunu gösteren lerden resim alınmıyacaktır. cak, Enkazın kaldırılması işi müzayedeye kondu. Bir mü- teahhit buna talip çıktı. Zannedersem bir sene kadar çalıştı. Fakat enkazın onda birini bile kaldıramadı. Bu- nun Üzerine konturatı feshedildi. Bu temizleme işini u- ray (belediye) üstüne alacak dendi. Kisacası bütün bu gürültülere rağmen enkaz halâ ye- rinde duruyor. Bu koca binanm bu sıcak yaz günlerin- binası yandı. Koca binanın yerinde bir tuğla ve kül yı - ğını kaldı. O zaman iyi bir havadis duyuldu. Enkaz al- İki sene oluyor ki Sultanahmetteki Adliye sarayı | tı ay zarfında kalkacak, ve oraya yeni bir bina yapıla - Yaş meyve ihracatı Hükümet bu iş üze- rinde büyük bir önemle çalışıyor Öğrendiğimize göre yaş meyve ve sebze ihracatı işine büyük bir önem (ehemmiyet) veren ve bun- da muvaffak olunduğu takdirde memlekete büyük bir gelir temin edileceğini yakından gören hükü- metimiz bu meseleye yeni bir veç- he vermeğe hazmlanmaktadır. Ziraat Barikasını yaş meyve ih- racatı yapanlara kredi açılması ve bu işin finansal (paraca yar” dım) edilmesi için salâhiyet ve - rilecektir. Tabii bu yardım, isti - yenlere yapılacaktır. Fakat daha ziyade zirai kredi kooperatifleri yaş meyve ve sebze ihracatı yap- mağa teşvik edilecek ve koopera- tiflere bu ihracat için mevcut im- kânların üstünde kolaylık göste- rilecek ve kredi temin edilecek - tir. a Dün bu hususta ( şebrimizden sık sık yaş meyve ve sebze ihra - catı yapan bir tecimenle görüş - tük. Bu zat diyor ki: “— Bence kooperatiflerin ih - racat yapabilmesi işi biraz güç - tür, Bilhassa dünyanın her yanm- da tecim işlerinin sikt bir çember içine alındığı bu zamanda bir »- çok zorluklara göğüs germek lâ - zımdır. “Bize gelince; evvelce Ofisin İstanbul şubesinde yapılan bir toplantıda fikrimizi (o söyledik. Biz ne prim, ne de kredi istiyo - ruz. Türkofis bize Avrupaya ma - mızı gönderecek doğru ve ucuz bir vasıta temin etsin kâfidir.,, Yaralandı İstiklâl caddesinde Halâs otelinde kapıcı Mihal pencereden odasma girer- ken düşmüş, yaralanmış, Senjorj hasta- nesine kaldırılmıştır. Nara atmış Kasımpaşada Bahriye caddesinden geçen Fethi nara atmış, memurlar tara- fından görülerek yakalanmıştır. Olur şey değil Taksimde Sakızağacı caddesinde ©- turan sekiz yaşmda Tanaş sokakta oy- narken burnunu dıvara çarpmış, yara- lanmıştır. Zavallı hamal Antalya anbarıma gelen kanaviçe denklerini arabadan alıp anbara taşıyan hamal Urfalı Mahmut düşmüş, denk altında kalarak ağır surette yaralanmış, he yoktur. hesapları Iki sandık defter bir yılda tetkik edilecek Gümrük resmi kaçakçılığı yap. maktan ötürü sekizinci (o ibtisas mahkemesine verilen Ford motör kumpaninin İstanbul fabrikası er- kânı muhakeme edilirken hakye ri (mahkeme) Ford fabrikasının son iki aylık hesabının gözden ge- girilmesine karar vermiş ve Ku tetkikleri yapmak üzere de yem'n. li bir heyet kurulmuştu. Heyetin gösterdiği lüzum üze- rine sekizinci hakyeri Fora fabrikasmın kuruluşundan ber: kullanılan bütün defterlerinin ve bütün evrakmın bu heyet tarafın dan tamamen kontroluna karar vermiştir. Bunun için Fordun büyük iki sandık tutan derterleri bir ka'n - yona yükletilerek getirilmiştir. Bu iki sandık evrak ve defterlerin tetkikinin ancak bir yıldı tama - men tetkik edilebileceği *shmi” e. dilmektedir. mi ei Belediyeye 80 bin esnaf yazıldı Esnafın belediyeye yazılması için verilen muhletin bitt'ğini yaz. mıştık. Yalnız esnaf cemiyete - rinde henüz muameleleri kitmiyen esnafın yazılması birkaç gün da- ha sürecektir. Şimdiye kada: o- tuz bin esnaf kaydedilmiştir. Bunlardan 2087 lokantacı, MIS fırıncı, 4072 bakkal, 1473 se- kerci, 1091 kasap, 511 derzi, 419 müskürat âmili, 808 garson, 1100 ekmek yapıcısı, 1123 bahçıvan, 1313 berber, 5143 müstahdem ve kapıcı, 1131 arabacıdır. Diğeleri de muhtelif esnaftır. > arel i Statistik drektörü Nüfus yazımı için © şehrimize gelen İstatistik © Genel Direktör vekili Celâl dün akşam Ankaraya gitmiştir. Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. Hamamda yangın Arapcamide Yeşil direk hamamında dün gece yangın çıkmış, hamam kismen yandığı halde söndürülmüştür. Yangı- nm külhancı Hüseyinin ocağa fazla ta- laş atarak bacayı tutuşturmasından ile- ri geldiği anlaşılmıştır. Yakalandılar Küçük Pangaltıda oturan marangoz Mehmet dün çarşı içinde seyyar koltuk. çu Recep, karısı Hayriye ve arkadaşı Zehra ile bir ceket pazarlık etmiş, uyu- şamamış, ayrılmıştır. Bir müddet sonra Recep cebindeki 38 lirasının yerinde yeller eştiğini görünce zabıtaya baş vurmuş, suçluları yakalattırmıştır. | ŞEHRİN:DERDLERİ Adliye sarayının enkazı de çıkardığı müthiş tozu görmedinizse bile tasavvur & debilirsiniz. Etrafmdaki yollar birer karış ince, kırmı- zı ve yapışkan bir tozla kaplanmıştır. Bu tozların kışın da ayni şekilde feci çamurlara tahavvül edeceğine ştip- En münasip şehrimize gelen bütün seyyâhların A. yasofya, müzeler, ve Sultanahmet meydanmı görmek İ- çin daima buradan geçmek mecburiyetinde bulunmala- rudır. Bu çirkin manzara karşısmda ne düşündüklerini, ne hissettiklerini bilmiyorum. Fakat muhakkak olan bir şey varsa o da bu tozları yutarken herhalde mem - nun olmadıklarıdır, ö va |