HABER — Akgşam Post 4 TEMMUZ — 1985 Bayıltmaz LDÜRÜR! ) // Marka I Müstahzaralı ea Di Li lti a a ae a alte di Şişli Etfal hastanesinde Göz mütahassısı doktor 1 TÜLDPNUN TARD e yar Rıfat Ahmed Gözberk C. Halk Fırkası sırasında kiz li sesi karşısında 32 numarada. Mut yene saatleri saat 15 ten 18 e kadar Sit n . Ü D ğ .. İ ($ Sivrisinekleri ÖLDÜRÜNÜZ. Ş Bir Bivrisinok isirişi, hummayı tevlit edebilir. Tesirsiz ve ancak bâyıltıcı bir (hı'ırı! Gldürücü mayi) nin Siv. rislnekleri öldürebileceğkini zan ottiği. niz vakit maruz kalacağınız tehlikeyi AÇ STT GN gl FNUN | KU AM şikâyet ediyorsanız; KÜUT LA İEL FT hemen SUDOL alınız. Mide ağrılari ekşilik ve yanmaları için yegâne DU G Eczanolerde 50 UO LA DOE L CD DEL İK yazılıdır. düşününüz. Huzur ve emniyetiniz için FLİT kullanınız. FLİT, hakikaten ve ebediyen öldürür. Leke yapmaz, taze ve lâtif kokuludur. Siyah kuşaklı ve asker resimli sarı tenekelore dikkat ediniz. Flatlar tenzilâtl. Umumi Deposu : 1. CRESPİN, İst. Galata, Voyvoda Han 1 '/BEDİKTiDEN -— DAHAT-EDED Yalnız KÜÇÜK ÇİFTLİK parkında Münir Nureddin- Eftalya Sadi ve arkadaşlarını dinleyiniz. Telefon: 49356 A CDT LEA NLN TUT AYA £ ZUĞAT MLARARO AT AEK DÜN ve YARIN külliyatı Avrupanın en canlı, örnek eserle. rinden alınır. DÜN ve YARIN külliyati en modern Fikirleri göz- terir. DÜN ve YARIN külliyatı sekmez bir intizam altında çıkar. DÜN ve YARIN külliyatı seçme bir kütüphane teşkil eder. Tevzi Yeri: VAKIT matbaası — İstanbul istanbu! Belediyesi ilânları | için 500 kila 0,40 incelikde ve 1000 kilo 0,30 in. uı;k:".:::;::::,: eksiltmeye Könülmuştür. 0,40 incelikdeki telin xî:nw 58 kuruş ve C,30 incelikdeki telin kilosu 70 kuruş fiat tahmin e- Silm;.ü,_ Şartname ve nümunesi le vazım müdürlüğünde ıürıllılr Ek- 'El!nıey. girmek istiyenler 2490 nu maralı arttırma ve eksiltme kanı- “ünda yazılı vesika ve 73,5 liralık muvakkat teminat makbuz veya Tektubiyle beraber 15 — 7 — 935 pazartesi günü saat 15 de daimi “kümend e bulunmaldır. (B) (3645) 116 SERSERİLER YATAĞI İ e— İşte yazmak istediği rapordan yalnız bu kadarını yazmıştı- Başını ellerini arasına alarak dirseklerini masaya dayadı. Ocaktaki ateş sönüyordu. Monklar titriyordu. e Fakat buna aldırış etmedi. Kaş- larını çatarakı — Acaba deli mi oldum. Hayır..| Aklım tatmamen başımda. İşte ma- sam.. Yazıhanem. Bışlıdığfm ra: por.. Yazmak istediğim c'umlîı görüyorum. — Onu tamamlıyabili- rim. Kafam yerinde. Fakıı'! acaba bana ne oldu? diye mirile widi. Bununla beraber kafasının u- ğu'dadığını hissediyordu. İçinde, sanki kımıldarsa duvar: | ların başına yıkılacakmış gibi bir duygu vardı. Düşünmeğe başladı: — Sıra ile başlıyalım.. Aklımı kaçırmamalıyım.. Müthiş bir. fe- lâkete uğradım. Bunu biliyorum. Vaktile iki kere daha böyle bir ha! geç'rmiştim. Birincisi oğlumun çandığı zamandı. Ikincisi — ise| karımın kucağımda öldüğü gün. Felâket nerededir? Nasıl bir şey başıma geldi. Evvelâ geceyi na- $ıl geçirdiğimi bulayım. Pi'in muh- terem Loyola, şimdi âmirim ol.ın adam, kraldan daha büyük âmi « tim olan muhterem adam beni zi ' Parate j Asılmadan — evve "lhlım:ııdı görüşmek istediğini töyledi.. Hangi mahküm?. Bak.. Bunu hatırlıyamıyorum işte.. Son- ra, yemek yedim. Emirler verdim. Odama geldim. Çalışmak iste « dim, olmadı.: Acaba niçin.. Hah.. Evet, buldum. Konağın karşısında duran çingene karısından dolayı.. Sinirlerimi oynatan bazı şeyler ha. tırlıyorum. O vakit saat dört idi. Sonra zindana indim. Mahkümu gördüm. Onunla konuştum.. O... Bu son sözler Monkların zihni- ni karartan bulutu yırttı. Birdenbire ayağa kalkarak: — Oğlum nerede?-. Oğlumu ba- na veriniz!.. Merhamet ediniz, o benim oğlumdur!... diye haykırdı. Sert bir ses: — O bir âsidir! dedi. Monklar başını çevirdi. Odanm bir köşesinde papas el- bisesi içinde müthiş — bir tavurla kollarını kavuşturarak - gözlerini kendisine diken Loyolayı gördü. Polis müdürü papasa doğru (- ke adım atarak: — Sizsiniz demek? dedi. — Benim, Kont dö Monklar! Siz!.. Kalbimi koparan sizsi- :> oğlumu çalan sizsiniz.. Siz bir İK SÜ siz iğrenç bir sahte- â . İlk gördüğüm andanberi k'::;:ıîıefrel ediyorum. Siz, kar- K beni titreten mel'un pa- mdi ikimizden biri... sırtlansınız, şınızda | ”İ'Aşcıınu“k bir haldesiniz. Monklar, papasın üzerine yü- rüdü. Loyola haykırdı: SERSERİLEK YAYAĞI nı3 Lantenenin ellerini kendi elleri| içine alarak hararetle sıkıyordu. — Evet baba.. Çok yeise kapı-| lıyordum. Çocukluğumu hiç ha tırlıyamıyordum. — Gel.. Hayır, burada kalalım.. Oğtumu burada buldum.. Ey Me- sih, demek gözyaşlarıma acıdın! Hatırlamıyordun öyle mi? — Bazan zihnimde bazı hayal- ler canlanıyordu. İpin ucunu bu - labilsem her şeyi hatırlıyacağımı zannediyordum. İşte konağın av * lusuna girdiğim zaman bu düşün- cem doğru çıktı. Demir feneri kok iyi bilirim, Çünkü bir gün.. Hatır- liıyormusunuz? Birgün bana birşey vermiştiniz? Ne olduğunu hatırlı" yamıyorum. Ben onunla öyniyor “| dum © gitti, Fenere takıldı. — Hatırlıyorum... Kırmızı bir uçurtma idi. — Ha,,tamam. — Uçurtma idi. Şimdi onu görür gibi oluyorum. — Söyle.. Daha söyle! — Bir asker uçurtmamı fener -| den kurtarmıştı. İşte onun için fe- ner kafamda iyice yer etti. — Geçen sene az kalşın o Fe - neri yerinden söktürüyordum. — Gene tanırdım baba.. Çünkü başka işaretler de var, — İhtiyar babanın orada bulun duğunu da hatırladın — değil mi? Ne kadar da güzel konuşuyorsun.. | Ne düzgün ifaden var.. — Bu sizin babalık -sevginizin doğurduğu bir görüş. —Hayır, hayır.. Güzel bir terbiye gördüğün, okuduğun an - — ll ” laşılıyor. Seni kim okuttu. Terbi * yeni hangi muhterem zat üzerine aldı, Her halde o korkunç büyücü değil. Lântene, neşesi birdenbire ka « çarak sapsarı kesildi. Dolenin is: mini söylemek üzere idi. Fakat o muhterem şehidi şimdilik hiç an - mamağı daha doğru buldu. Monklar: — Amma da deliyim! Seni hâlâ bu kokmuş zindanda bırakıyo * rum. Açlıktan — öleceksin.. Gel. sâna kuvvetli yemek hazırlatayım. Lântenenin kolundan tutup çek- Ü. Bu anda zindanm kapısının ö nünde bir hayal göründü: Ve Loyolânın meşum sesi: — E — ya Bu nedir. Bir polis müdürü bir mabpusu mu - kaçırı - yor?. Kont dö Monklar deli mi e. luyorsunuz? diye gürledi. . * . Evet, böyle söyliyen Loyolâ idi. Lântenenin cezalandırılacağı zaman yaklaşıyordu. Onun için Loyola mahpusun son dini âyinini yapmak üzere gelmişti ki bu da Lânteneye verdiği eh:mmiynıi gösterir. Çünkü en büyük senyörlerden bile olsa başka bir Mmahpus rahatını bozmazdı. Fakat Lântene bu papaza kah- ramanca karşı koymuş ve kılıcımı Pek îzııilhiş zanneden Loyolayi teh likeli surette yarlamıştı. Bundan “Forma: 14 için