Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
| SLIK OCA-. ĞIN # GZl1İ, NA — İç GELİ- L ııı—__ "'if "Nİ.IVAYO!/O PAR TİSİNİ TUT- MIYARAK OMNLAR- KMJ'EYFG İ İRÜNMEDEN Ü/vE MIJAROA A'A- ' RANLIK I İYi Ki g Ü TENERİ YA- Di ’WM:'! AAMI /M GARWA AĞEMİSİNİZ OLA GEL Iâ.:ı NWİZ. ANLAŞILAM, ŞABUK ATASE j“' KORRA # MADIĞIMI BİL. GÜLE GUL!) 66 SERSERİLER YATAĞI Madlen omuzlarını silkti: — Çabuk gel.. Bana yetiş! dedi. Ve sonra atını tekrar — dört nala kaldırdı. Birkaç dakika sonra evin önün- de düurarak attan indi ve atı bir halkaya bağlıyarak komşulara sez- dirmeden içeriye girdi.. On dakika sonra Jtn lö Piyetr de geldi. Madlen sordu: — Bir ahır var mı? — Evet madam., Atı oraya çek- tim, — Evi gezdim. Jan lö Piyetr genç kadınım yü- züne üzüntü ile baktı. — Çok güzel... Her tarafını be- ğendim. Yalnız sen nerede yata -. caksın? Bu sözü söyler söylemez dikkat- le onun yüzüne baktı. Zavallının kızarıp sarardığını, renkten renge girdiğni gördü. Yavaş sesle: : — Ahırda! dedi. Bu anda sokakta büyük bir gü- rültü işitildi. Madlen pencereye yaklaşarak kendisini göstermeden — dışarıya bakmak için araladı. Fontenblö ahalisi pazar gününe mahsus elbiselerini giyerek soka - ga dökülmüştü. Siyah elbiseli ve küçük — şehrin mühim ricali ile çevrili bir adam krala okumak için elinde üzerinde bir methiye yazılı bir kâğıt tutu - | yordu. Bir sürüçocuk — sevinçlerinden kuşlar gibi cıvıldıyarak — ormana doğru koşuyorlardı. On dakika geçti. Nihayet halk — arasında büyük bir hareket görüldü. “Yaşasın kral,, sesleri sarstı. Siyah elbiseli adamla yanında - kiler ilerlediler. ortalığı Madlen Ferron pencerenin cam- ları arkasında bekliyordu. Birkaçadım — gerisinde, Jan lö Piyetr, gözleri parlıyarak onu sey- rediyordu. Sokakta şimdi büyük bir sessiz- lik olmuştu. Herhalde siyah elbiseli adam yazdığı methiyeyi okuyordu. Sonra birdenbire tekrar bir gü - rültü koptu. Ellerinde kılıç ve mızrak bulu « nan süvariler geçtiler. Sonra arabalar geldi. Nihayet etrafında Jantiyomlar bulunduğu halde kral göründü. Pariste olduğu gibi ahalinin al: kışlarına ara sıra kayıtsızca bir işa retle cevap veriyordu, İ Madlen: — Jan! dedi. Genç adam bir sıçrayışta onun yanına geldi... — Bu adama bak... — Görüyorum. — Bu Fransa kralıdır. — Biliyorum madam. Kral geçmişti. Eşya — arabaları ve sonra tekrar — süvariler geçti. OCA GÖA NA- SIiL YAKLAŞ. g1 İSAM. Çalınmış çocuk' peşınde Polis Hafıyesı (X 9)un harıkulade maceraları ........ PDKS Ü MALI ? SAKIN UYUz M ACELE € TM£ YE MEC&, JPUM BELKİ BU AN, A İŞKENCE EÖ/- YORLAR .NASIL YAPSAM ' vA - DA. Gıanyâı DA auRAoA ŞimmbDi NWE YAP. No. 33 (GAZLETENİN TÜK SAKIFES İÇİN RESMİNİ ALAYIM ; ;:g;f’f j P Mi? ( ç ” MİÜKLWEN HAVADİS NASIR — | TOPLA. GAZETE. SERSERİLER YATAĞI 67 Madlen düşünceli bir halde pen- cerenin yanında duruyordu. On dakika kadar sonra Ragas- tanla arkadaşlarının geçtiklerini gördü. — Bu damları takip ederek ne- reye indiklerini gelip bana haber vereceksin o vakit seninle konuşa- cağım., Jan lö Piyetr dışarıya fırladı. Bir saat sonra geriye döndü. — Atlılar Fago sokağındaki bü- yük Şarlman oteline misafir oldu- lar, dedi. — Pekâlâ... İ Madlen Ferron oturuyor Jan lö Piyetr karşısmda ayakta duruyor - du. Genç kadın birdenbire onun yü- züne bakarak: — Demin ahırda yatacağını söy- lemiştin! dedi. — Madam... Sizi rahatsız etme - mek için... — Sana göstermiş olduğum adama iyi dikkat ettin değilmi — 7.. — Krala mı, evet madam... — Jan, sana onu öldür! demiş olsam ne yapardın!.. — Onu öldürürdüm madam.. Sesinde bir titreyiş vurdı. Elleri- ni bir yalvarış tavrile ileriye doğ- ru uzatmıştı: — Bana kralı öldür deseniz öl- dürürüm. Papayı — öldürmek - liğimi emretseniz Romaya gider ve Papayı gebertirim. Dinimi çinkâr etmemi söy - lerseniz alev saçan — odun yığı - nın üzerinde bile inkâr ederim. Kralrm, Allahım sizsiniz Madam! Bunu zaten bilirsiniz! Size bunları tekrarlamağa lüzum yok. Canım, vücudum sizindir. Yanımızda ge - çirmiş olduğum bir saat için ede - diyyen tehennemde kalmağa razı- yım. Siz olmadıktan sonra cenne - tin bana ne lüzumu vardır ki?.. Oh, O geceyi düşündüğüm zaman bilseniz kendimde neler hissediyo- rum., Her zaman — düşünüyorum. O hatıra benim hayatımdır madam. Hiç bir dakika yoktur ki hayaliniz gözümün önünden silirsin... Oh Madam,bana bir daha merhamet e decek misiniz? Oh söyleyiniz, hiç olmazsa bir kelime söyleyiniz. Be- ni tatlı bir ümitle — yaşatmak için Söyleyiniz. Hattâ bu ümit, sonra- dan beni en müthiş işkencelere uğratacak olsa bile söyleyiniz.. Hattâ bu ümit mahvolarak kal- bimde derin ve unulmaz bir hic- ran yarası kalacak olsa bile söy- leyiniz. Madlen bu taşan — duyguları dinliyordu. Bundan acı bir zevkalryor gi- biydi. Ona belki yüzlerce kere güzel- liğinden ve kendisine tapıldıgm— dan bahsedilmişti. Sayısız genç, güzel ve zengin ayaklarına kapanarak ondan aşk dilenmişlerdi. Fakat bu serseri, bu zavallı a- dam, müthiş bir hastalığın pençe- sinde inliyen bu talihsiz, Madlen için bir âşıktan daha yüksekti. CİLİk YA. PACAĞINI #AYDUD « LARLA MA- SIl ÇARPI- ŞACAĞIN BU ROMAN-. DA GÖRE. CEKSİNİZ