21 HAZİRAN — 1985 HABER — Akşam Poastasr Yı;;a;ı KADIRCAN KA! FL! Çok kızmıştı : Ben böyle budalaca elçiliği yapamam diyerek uzaklaşacaktı... Fakat — birçok duğu gibi bunu sade-;) ce vakit kazanmak, hazır- İrklarını bitirmek için yapıyordu , Frenk Süleyman o dakika — bunu kavrayamıyordu. Hattâ bu yüzden çok kızmıştı.: — Ben böyle budalace - elçi!i? yapamam, Diyerek uzaklaşacaktı. Fakat birdenbire aklına bir kur- nazlık geldi.. Hayatında ilk ola - rak ona verilen emrin aksini vap - | Mayı tasarladı.. Piyale Bey gitmişti.. Tercüman Yakub Çelebi, yanı başındaki iri yarı levende çekinerek bakıyor, o- | nun arkadaşlığından bayağı ürkü- yor gibiydi.. Besbelli bir yahudi şivesiyle: — Gitsek de bitirsek işimizi. . Diye mırıldandı. Frenk Süleyman sordu: »— Sen İspanyolca bilirsin değil . Elbn.. « 6 — Sormak da fazla ya , Aııı dı- lindir.. Başka ne bilirsin?, — Bir de Fransızca.. v— İtalyanca bilmez mişin?, — Hayır., — Âlâ!, Ben de onu bilirim ve bu suretle biribirimizin — eksiğini tamamlarız.. Haydi bakalım, he - men gidelim.. —e Salernonun önü altmıştan fazla Türk gemisiyle dolmuştu.. En hız- lr giden bir kaç kadırga ileride ka- rakol geziyorlardı. Küçük kalita - lar ve kırlangıçlar daha açıklarda idiler, Ufukta hiç bir yabancı yek- ken görünmüyordu. Karaya gidenler, gelenler, küme küme toplanarak — bazan bir topu sürükleyen, bazan da su varillerini gemilere götüren, hendek, — çukur kazan, yol yapan binlerce Türk aş- keri vardı, Frenk Süleyman tercümanla bu kalabalığın arasından geçti.. Dal - yan Mustafa ile Sırık Ahmed ve arkadaşları onun Piyale Beyin ya - nından dönüşünü bekliyorlardı ,. Halbuki o nereye gidiyordu.. On - lara bir şey söylemeden ne yapa - taktı.. Yalnız yanında Derya Kaptanı kâtiplerinden birini gö » rünce bir iş için gittiğini anlamış lardı amma hangi iş için?. Dalyan dayanamadı.. Koşa koaşa geldi: — Nereye? — Fernando ile görüşmeğe.. — Niçin?. B — Elçiyim.. . — Elçi mi?. Piyale Beyin elçisi ha.. Malbuki... — Evet.. Başka iş için, asıl kendi İmiz için onun yanmma gittim am- Ma, kısmetimize bu çıktı.. Bu sa - | Taylı herifler kestirme yolun ne | savaşlarda ol- | gözüne ilişti.. olduğunu bilmiyorlar,, Dediğimi kabul etmedi, — Yaaal.. — Fakat ben nasil alsa işin için- den çıkacağım., Hiç üzülmeyin ve | beni bekleyin!,. Çabuk dünerim ... Reisi her halde sağ olarak kurta - racağız.. Bunun çaresini buldum.. — Nedir? Sahi mi söylüyorsun? Ulan Süleyman, bu iş şakaya gel - mez;. Gözünü dört aç., — Dört değil, — sekiz açtım da çareyi öyle buldum.. Reisi kurta - racağız.. Ondan sonra isterse .. Frenk Süleyman burada, Piya » le Beyede, onun koca — kavuklu sancak Beylerinede — sunturlu bir î küfür savuracaktı amma, yanı ba- şindaki yahudi dönmesi tercüman | Bu çeşid heriflere inanılamıyacağını biliyordu.. Hepsini çok geçmeden olduğu gibi Piyale Baye yetiştireceğine hiç şüphe yoktu. . 30 ü kuu vı_D.ılyınm aırtına | birtokat — vurdu.. Ne hale, he de yere yakışmayan bir gülüşle: — Yüreğini geniş tut sağdıç. Şim- di vaktim yok.. Reisi kurtaracağı » mıza emin olun. — İlk fırsatta sizi imdada çağıracağım, hazır bekle- yin,. Bizim kuyumcu gemide mi? Ona iyi bakın., Ölmesin!.. Dalyan son sözlere — şaşmıştı.. Şimdi kuyumcuyu düşünecek za man mı idi?. Frenk Süleyman tercümana, yü- rümesini işaret etti. Elindeki beyaz bayrağı havaya kaldırdı.. Asker saflarının arasm - dan geçti.. Kale kapısının yirmi adım kadar ilerisine geldiği za- man durdu.. Bayrağı sağa sola üç defa salladı.. Kale mazgallarında gidip ge - lenler oldu. Bağrışmalar ve konuşmalar du- yuldu.. (Deı.nmı ıa.ı) HABER'in UÇUNCU Deniz G geee rker vesmer ee F&10 Köprü, 4,85 Üsküdar, &,55 o |Kadıköy, 9,50 Büyükada, 11,20 9 | Yalava, 18,00 Yalova, 19,30 Bü- BUYUK ezintisi PROGRAM ——— Büyükdereden, 2300 Beykoz,i 2310 Yeniköy, 28,25 Kanlıren,i 2335 Anadoluhisar, 23,50 Ar-i navutköy, 24,00 Çengelköy, 24,20 Üsküdar, 2495 Köprü... IŞTİRAK ŞARTLARI Ellerinde iki senelik daimi okuyucu kartımız. bulunanlar parasız iştirak ederler. Ellerinde iki senelik dajmi okuyucu kartımız bulunan - okuyucula, rumız yanlarında en çok dört kişi getirebilirler ve bunların herbiri için seksener kuruş üçret yerirler. (Pulu ve vergisi dahil). Ellerinde bir senelik daimj okuyucu kartı bulunanlar parasız İşti- rak ederler, Yanlarında en çok iki kişi çetirebilirler ve bunlur:m her biri için 90 ar kuruş ücret verirler, (Pulu ve vergisi dahil), Ellerinde bir aylık kupon bulunanlar (90) kuruş ücret öderler. (Pulu ve vergisi dahil), Bunlar yanlarında bir kişi de getirebilir- ler, bunun için de ayrıca 100 kuruş öderler. Ellerinde ne davetiye ve ne de bir aylık kupon bulunmıyanlar 125 kuruş öderler. (Pulu ve vergisi dahil) Gezintimize iştirak için şimdiden hazırlanınız. Tam bir buçuk gün eğlenecek ve iyi bir tatil geçirmiş olacaksımız.. Gezintiye iştirak edecekler arasında ayrıca bir müsabaka tertip edilmiştir Iştirak ediniz, Eğlenecek ve. tam bir neşe içinde on sekiz saat geçlireceksiniz SPOR POSTASI | Spor Postası pazartesi günleri çıkacak En yeni haber, en bitaraf Postasındadır. yazı ve en güzel resimler Spor Yurdun en çok okunan bu spor mecmuasmı Pazartesi gün- leri mutlaka alınız. 5 kuruştur. 5 Kesik bacak cinayetinin esrarı anlaşılamıyor Esrarlı cinayetler listesi, Lon- dra emniyet merkezinde bir haylı yekünu bulmaktadır Bu yılın şubat ayında İngiltere-| de bir kanal içinde bulunan ba -| caksız, başsız bir ceset ve bir tren vagonunda bulunan kesik bacak: lardan bahsetmiştik. | Ingilteredeki cinayetlerin ardı arası kesilmiyor. Bununla beraber bu cinayetlerin failleri de buluna:| mıyor, esrarengiz cinayetler lisete| si, bugün Londra emniyet merke | zinde hayli bir yeküna varmak tadır. İşte kesik bacak cinayetinin de faili ele geçirilememişt!.. Okuyucularımızın hatırmda - dır ki, bu kesik bacaklar, bir ka - nalın da üzerinden geçen bir şi-| mendifer katarında görülmüştü. Bir kâğıt içerisine sarılıydı. Diz - lerden itibaren kesilmiş olan bu bacakların üzerindeki tüylerden sarışın bir adama ait olduğu anla- şılıyordu. Ve bu adamzı: ayakla - rında tuhaf bir biçimsizlik, adeta şekil bozukluğu vardı. Bunu, sıkı ayakkabı giyen bir adam suretin- de tefsir etmeğe çalıştılar ve bun- dan bir ipucu ele geçireceklerini sandılar. Ayakların bulunduğu vagon al- tında yerde hafif kan lekesi bu - hunmuş, vagonlar hemen kenara çekilerek tetkikat başlamıştı. Sonra bir kanalda bir çuval i - çerisinde bacaksız kafasız cesedi buldular. Cesedi bulan bir çocıık bur, Hemen zabıtanın tıp muaye - neleri başladı. Bir şey ele geçirilemedi. Cese - din parçalarının trbbi muayenele-| ri yapılıp, fotoğrafları alınarak| gömülmelerine müsaade edildik - ten sonra adli tahkikat devam et- Son defa bu mesele üzerinde i- kinci sorgu yapıldı. Ve hâkim hem zabıta operatörünü, Sir Bermord Spilzböri'yi hem sivil volis şefini dinledi. Zabıta operatörünün — verdiği malümata göre hem kafa hem ba> caklar, vücuddan gayet ustaca bir kesilişle ayrılmıştır. Bunun üze - rine hâkim şunu sordu: — Demek ki bu kesiş tarzları, size bu vücudu parçalayan ada - mın teşrih ilminden anlayan bir adam olduğu hisşini veriyor öy - Je mi? — Evet.... Sonra, hâkim sivil polis şefine dönerek onun bu mesele üzerinde şimdiye kadar yaptığı tahkikatı sormuştur. Polis şefi, şimdiye ka - dar yüzlerce yerden soruşturduğu- malümatın genişlediğini, — fakat meselenin de bununla birlikte bi- raz karıştığını ve araştırmaya hâ- lâ devam ettiğini söyledi. Okuyucularımız şurasını da ha> tırlamalıdır ki, bahsettiğimiz ka - fasız ve bacaksız cesedin göğsün de kadın saçı yaradılışmda üç tel saç bulunduğunu da bundan önce. ki tahkikatta söylenilmişti... Hâkim şöyle söylemiştir: — Netice itibarile, gayet karı - şık bir mekanizma olan insan vü- cudunu bu kadar itina ile kesmiş olmaları çok dikkate değer. Zabı- ta operatörünühn verdiği malüma- ta bakılırsa, bir kişini veya birkaç kişinin bu vücudu bu suretle kesip parçalamalarında mutlaka bir se" bep vardı. Bu adamın hüviyetinirn herhalde bilinmesini istemiyorlar- dı. Meselâ kafa, ölümür sebebini bile gizli tutacak surette tam bir ustalıkla vücuttan ayrılmış, orta" Cinayet 2 — dan yok edilmiştir. Cörünüş çok manalı ve heyecan vericidir. Bu zavallı adamın kim olduğunu bil- miyoruz. Ölümünün nasıl meyda- na geldiğini de bilmiyoruz.. Fakat bu mesele hakkında bildikleri - miz bize bunun bir cinayet oldu * ğunu sezdiriyor. Bu adam kötü bir tasavvurun kurbanı olmuştur. Ve işte meşele böylece kaldı. Hâkim soruşturmayı daha uzata - madı.. Çünkü söylenecek şey yok* tu. Fakat zabtıanın tahkikatı hâ - Jâ devam ediyor... Diğer taraftan İngilterenin hal- ledilememiş olan “Bavul cinayeti,, hâlâ olduğu gibi durmaktadır. Her gün öz : Türkçe beş ! kelime 35 ci list'e 1 — Azım — Dölen Azmetmek — Dölenmek ÖRNEKLER: 1 — Türk havası « nın güvenliğini sağlamağa —dülen - dık 2 — Dölen ve dura başlıca kuv - ıetlerdendlt (Sebat — Dura) 2, — Manla — Engel Mani — Ünge ÖRNEKLER! 1 —- Yurt savgası işlerinde önümüze çıkan bütün en - I gelleri yıkarız. 2 — Eğer hir öngeniz olmazsa yarın bana gelmenizi rica ederim, 8 — Yurt savgasında ne engel, ne önge dinleriz. 3, — Mahreç — 1 — Çıkıt 2 — Sürüt ÖRNEKLER:! 1 — Bu malın çı - kıtı neresidir? 2 — Alman piyasası mallarımız için en iyi sürütlerden biri n!ımış tür, 4. — Naliliyet, Marhariyet — Erıi ORNEK Sizinle konuşmak be - nim için en şerefli ergilerdendir. 8. — Mecra — ! — Yatak 2 — Akağı ÖRNEKLER: 1 — Nehir yatağı- nı temizlemek 2 — Yağmur suları yapmak. için akağı NOT: Güzetemize — gönderilecek yazlarda bu kelimelerin Osman- Akşam Postası İDARE EVİ ISTANBUL ANKARA CADDESI Telgraf Adrest; İSTANBUL HABER Telefon — Yazın 23813 — İdare: 24870 ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi 1400 Kr. 2700 Kr. 780 , 1450 . 38 aylık 400 , 800 , Laylık 150 , 300 . ILÂN TARIFESİ Ticaret Hânlarınım satırı 12,50 Reami Hânlar 10 kuruştur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü: HASAN RASİM US Baszıldığı yerı — (VARIT) Matbaası Senelik 6 aylık ;