Zi HAZİRAN — 1935 HABER — Akşam Postası İlk taksitinin tuta- rıdır. Bu küçük üc- ret mukabilinde ar- tık siz de bir ERibiDaiRi Soğuk hava dolabına sahip olacaksınız “FRİGİDAİRE,, BİZİTANEDİR? K fF_RIGl'DAIREı Her evde artık FRİGİDAİRE'in yeri ayrıldı. Herkes alacağı FRİGİDAİRE'in Bir tanedir. Onun İs- B Hayalini kuruyor. Eninde de sonunda da siz de bu mükemmel soğuk hava mine dikkat — ediniz. ve yanlışlıkla başka ğ dolabına sahip olacaksınız. Onun ucuz satış şeraitinden biran evvel istifade bir soğuk hava dolabı almayınız. ediniz. Hayat arkadaşımnızı bir FRİGİDAİRE kadar sevindirecek bir hediye tasavvur edebilir misiniz? Şu halde daha nekadar tereddüt edeceksiniz? Galata: Hezaren caddesi - Beyoğlu: istiklâl caddesi Bourla blraderler ve şSl' Ankar:.ı: Bankalar caddesi - ı'zını';: Gazi Bulvar! SERSERİLER YATAĞI Kundan sonra ıllennde meş'a-) beslemiyorsa da bunları en kısa — Küçük Düşes! | — Bu suretle Fransuvanın gözüne leler bulunan askerler evlere gi-| bir zamanda tutup asmak için bü- Evet, küçük düşestir. Madam girecek ve eğer Jiyeti saraydan rerek tutuşturacaklardı. Evlerden çıkan abali * üzerine mefkezdeki elli nefer tarafından ateş edilecekti. Sokalara kaçan serseriler buralara evvelce konu- lan postaların ateşlerine hedef o- lacaklardı. Hex taraf yıkılacaktı. Ertesi gün, ölümden kurtulan|* garseriler için müthiş bir mahke- me başlıyacaktı. SŞunu da ilâve etmeliyiz ki bu plânın bir çok yerleri, katil ve yangın meselelerinde pek gaddar- casma kararlar veren Loyolanın zekâsının mahsulüydü. İşte bu müthiş plânı hazır- Jayan Loyola ve tatbik edecek ©- lan &a Monklardı, Polis müdürü yolda düşünceye dalmıştı. Manfredle Lanteneyi düşünü- yordu. Polis müdürünün pek yakın- dan tanımadığı bu iki adama kâr- şı kin ve düşmanlık - beslediğini söylersek belki de mübalâğa et- miş oluruz. Monkların kalbinde yalnız bir istek, daha doğrusu geçmişe ait bir hatıra vardı. Polis müdürünün ruhu, hayatı- nı bir matem örtüsüyle siyahlara bürüyen esrar dolu bir maziye bağlıydı. Monklar, serseri reisleri ismini werdiği iki delikanlıya karşı her nekadar bir kin ve — düşmanlık yük bir arzu duyuyordu. Monkların bütün hayatmca saplanıp kaldığı tek bir düşünce vardı; Büyüklere karşı hürmet ve itaat. Allah ve yerdeki vekilleri hiç itirazsız hüküm süreceklerdi. Bu vekiller ise Loyola ve Birinci Fransuva gibi adamlardı. Loyolaya taarruz etmek Alla. ha iataatsizlik etmekle birdi. Bi- rinci Fransuvaya hakarette bu- lunmak Cenabıhakka karşı gel- mek demekti. Manfred Kralı tahkir — etmiş Lantene Loyolayı vurmuştu. Monklar, Manfredin — atmın sağrısına sıçrayıp Lanteneyi ka- çırmak için kendisine hançer çek- miş olmasma ehemmiyet vermi: yordu. Çünkü bu şahsına ait bir meseleydi. Fakat Kral ile Loyolaya do kunmak affı imkânsız olan bir cinayetti, Polis müdürünü iyice tanrma- ları ve haksız yere itham etmeme-« leri için okuyuculara bu adam hakkında şu bilgileri vermeği doğru bulduk. Fakat daha ileriye gitmek lâ- zımgelirse bu vicdanın derin ka- ranlığında her şeyden uzak, het düşünceden, her kinden ayrr bir varlığın dalgalandığını söylemek lâzıngelir. Monklar geniş ocağın köşesin. de yalnız kaldığı zaman, derin düşünceler arasında, genç yaşta Detampın emrile deli Marjantinin evine götürdüğüm kuş! Ya, de - mek kurtuldu öyle mi?.. İşler yo- huna girdi zannederim. diye söy - lendi. Lö Mahü, takip ettikelrini göz- den kaybetmemek için mesnfeyi| biraz açtıktan sonra yavaşladı. Ara sıra arkasıma dönüp, dö - nüp bakıyordu. Onlarım birdenbire büyük ve muhteşem bir konağa girdiklerini gördü. O vakit geri dönerek tanınması gayet kolay olan bu evi iyice göz- den geçirdi. — Anlıyorum.. İki kadının ya- nmdaki © jantiyom kılıklı harif küçük düşesin bir akrabası filân olacak.. Move Gorson sokağında- ki Marjantinin evinden onu alan da mutlaka budur. Kral tesadüfen onu Tüviyleri meydanındaki evde gördü. Fakat orada saklanacak güzel bir yer vardı.. İşte şimd' de buraya saklandılar.. Vaktimi boş yere kaybetmemişim. Bunun üzerine lö Mahü sevinç- le Luvr'un yolunu tuttu. Yolda haydut herif ne yapaca-| . ğını düşünüyordu. Hilekâr kafasında iki düşünce yardı: Işi polis müdirine mi söylesin, yoksa krala mı haber versem.. Luvr'a varınca lö Mahü her şe-| yi krala haber vermeğe karar| kaçıranın kendisi olduğu anlaşı « lırsa bile yaptığı, bu harekette kar- şılık affolunacaktı. Bu hıbsrin kralda husule getire ceği neşe've keyiften istifade et - meği de unutmamıştı. Lö Mahü küçük rütbeli bir za- bitti, Para mı yoksa rütbe mi istiyece« ğini düşündü. Parada karar kıldı. Luvr da büyük bir karışıklık vardı. Avluda birçok tüfekli asker bölüğü duruyor, ahırlarda atlar eğerleniyordu. Saray senyörlerinden birçoğu zıbhli kıyafetile atlara binmiş - lerdi. Bir kenarda tek başmma duran polis müdürü bütün bu hazırlıkla: rı sessiz sedasız seyrediyordu. Lö Mahü hemen kralın dai*esi- ne doğru gitti. Basinyak'a: — Şevketmaaba söyliyecek bir sözüm var, dedi. — Nasıl olur.. — İzin almadan huzura çıkılır mı? Sen delirdin mi azizim?.. — Krala gayet mühim bir haber getiriyorum, — Bana söyle, ben Seketmaaba arzederim. Ale 1ö Mahü omuzlarını silkti: — Asıl deli sizsiniz, ben sır * rımı kimseye vermem.. Serseriler Yatağma — yapılacak " Forma: 2