ürkçe üzerinde egemenliğini istemeyiz ! Can ve gönülden bir daha hay- oruz:; Fransızcanın türkçe üzerinde "Bemenliği (hâkimiyeti) olamaz, istemiyoruz... Kiminin kökü öz türkçe, kimi - 'N başka bir dilden olan öyle söz- ler vardır ki, arsrulusaldır (bey - Relmilel) dirler... Bunları herkes — kullanır... Biz| t kullanırız... İnstitut sözünü her Tillet ayni tarzda yazar, — başka okur... Biz ise, — ne ya - Tk — Fransızların talâffuz şekli- De göre bir imlâ yapmağa çabalı- ::“:: Enstitü diyoruz ve yazıyo - t Bunun ne kötü bir manevi kapi- yon olduğunu — söylerken bi- (kapitülâsyon) kelimesini şi - küyet ettiğim şekilde kullanmak - yakayı sıyıramıyorum... * .. * Şimdi, bir de La Majeste sözü fiktı. Bu, — fransızca bir lâkırdı- Sir. Beynelmile) tabir - değildir. Bizde, eskiden Osmanlı padi- _Fkrmı (Şevketmeap), ecnebi klküllıdıı'lıı'ı (Haşmetmeap), ya hu (haşmetlü) derlerdi. Elkabla beraber bunlar da kalk-| Hattâ (Hazretleri) bile deme- Bek lâzim geldiği resmen tebliğ Nildi. Bu usule de sadakatle ri- Vet olunuyor. Simdi Majeste, Son ekselâns, So Ajeste, demeğe mi baş- L’Şeığn’ Ya bunlardan eçmişizdir, lâyız, yahut ta — şayet bu ta- itler dış bakanlığının teşrifatı i- Tn lâzımsa — (haşmet) kelime - '—"ih kökü türkçe olup olmadığı İsbit edilir (lü) mükemmel türk- #&dir. Gene (haşmetlü) denir... _Yoluı. türkçeyi gözbebeği gi- tevip esirgemek istiyenler için (& Majeste) nevinden — sözler, Yanir yutulur biçimde değildir. < (va-na) *lefon sosyetesinin Satın alınması İşi Bir kaç gündenberi şehrimize —hil bulunan telefon sosyetesi İ esi Frank Gill yarından son- ;"!kınyı gidecektir. rank Gill, İstanbul telefon s0s- Dtesi q İngilteredeki idare mer- gelmiştir. N:Whi dünyaca tanımmış bir Bi '©n mühendisidir. Ankarada k.";?lrhi Bakanlığile temas e- * ve şirketin satın alınma i- nde konuşulacağı — sanıl - dır. q—:"!h delegesi burada bulun- ı“".:ıliıldelçı her gün İstanbul direktörile temas etmiş, ğ'::!vıiıı durumu hakkında tet- N"”““'İ k Daimi — | Uponlarımızı toplıyanlar k::'.İ okuyucu kupon!..mı Sok Yan okuyucularımız en Kıs Haziran cumartesi gü » k“:*dlr kuponlarını daimi N .diiiıtirııolidir. Bu za- N:'“"' değiştirmemiş bulu: #ezintimize parasız işti - kaybetmiş olacak- hiç kul İı'ı'ı-+ y bankaları Belediyelerden de para alınarak böyle miüesseseler kurulacak Yüzde 12 den fazla faiz alan para verme müesseseleri, aldıkla- rı fazla faizin yüzde 25 ini halk bankalarının sermayesine esas ol - mak üzere belediyelere yatırmak- tadırlar. Bu paralar ileride teşkil edilecek halk bankaları için sak - lanacak ve bankanın kurumunda belediyeler tarafından bankaya verilecektir. Bundan bir müddet evvel İstan- buldaki izinli faizle para — verme müesseselerinin hesaplarını göz - E den geçiren ökonomi — bakanlığı müfettişleri bu paranın — epi bir yekün tutmakta — olduğunu gör - müşlerdir. Küçük esnaf ve halkım, bundan bir müddet evvel de yazdığımız gibi, her zaman kolaylıkla para, alabilecek bir müesseseye ihtiyaç- ları da gözönünde tutularak bu meseleye önem verilmiştir. Bunun için bu mevzu üzerinde | esaslı tetkikler yapılmaktadır. Bu durumla ilişikli olan iç işle- ri bakanlığı halk bankalarına be- lediyelerin de sermaye — koymak suretile iştirâklerine karar ver - miştir. Gümrük memurlarına ikramiye verilecek Geçen sene içinde iyi çalışmış olan gümrük memurlarına - birer| maaş nisbetinde ikramiye verile - cektir. ; Bu ikramiyelerin verilişinde me- murların şimdiye kadarki sicille - ri de göz önüne alınacaktır. Istanbul gümrükler başmüdür - lüğü bunun için bir İiste hazırla - maktadır. Bu liste yarın Ankara - ya gönderilecektir. —— Gümüş fiyatları yükseldi Cumhuriyet Merkez — Bankası gümüş piyasasında hasıl olan yük- selme üzerine gümüş alım fiyatı - nı 15 kuruş birden yükseltmiş - tir. Şimdiye kadar 45 kuruşa alı - nan bir gümüş mecidiye bundan sonra için 60 kuruşa — almacak - tır. Beher on gram safi gümüş pa-| ra veya külçe — için de 30 kuruş fiyat tesbit edilmiştir. İ İYe J Ü aa n* azanç vergisi kanunu bildirildi Maktu şekilde vergiye tabi t-ıtulanla_rın listesi 2395 sayılı kazanç vergisi ka - nununa eklenen kanun maliyeye bildirilmiş, tatbikine geçilmiştir. Beyannameli birçok mükelleflerin kazanç vergileri için asgari had mükellefiyetini koyan bu kanun sal taşıma komisyoncuları konsin- yasyon üzerine iş yapan — komis - yoncular, ticaret ve fabrika mü - messilleri 200 Tira (Müstahdem başına 1 lira): 10 — Toptan ecza tacirleri mer- ilgili kimseler yanında büyük bir | kezi 150 lira (müstahdem başına 1 önemle karşılanmıştır. Bu kanuna göre — aşağıda adı geçecek İstanbuldaki ticarethane ve müesseseler kazanmasalar bile kanunda gösterilen asgart hadde- ki kazanç vergisini vereceklerdir: Buna göre: 1 — Bankalar, bankacılık işle . rile uğraşanlar, sosyetelerin mer- kezi idareleri 500 lira maktu ver - gi vereceklerdir. — Çalıştırdıkları kimseler için de beher müstahdem başma iki lira vereceklerdir. Bun- dan başka ayrıca mütehavvil ver - gi olarak ticarethanelerinin gayri safi iradlarından yüzde 10, ika- metgâhlarımın iradından yüzde 8, “şubeleri bulunduğu takdirde şube adedi ona kadar olanlardan beher şube için maktuan müstahdem ba- şına iki lira alınır.,, şube adetleri yükseldikçe — maktu vergi azal - maktadır. Fakat müstahdemler — için olan “nisbet değişmemektedir. Yalnız şubesi için ticarethane ve ikamet- gâh iradından nisbi vergi alımmaz. 2 — Tasaruf ve taavün sandık- larına yukarda bir numaradaki mikdarların onda biri tatbik olu- ur. 3 — Bankerler ve bankerlik iş- lerile uğraşan saraflar — 100 lira maktu vereceklerdir. (Müstah - demlerin beheri için bir lira). 4 — Borsa acentaları ve müba- yaacılar 75 lira (Müstahdemler için 75 kuruş). 5 — Borsa simsarları 50 lira. 6 — İkrazatçılar 60 lira (Müs - tahdemler için 50 kuruş), 7 — Her nevi sigorta sosyete « leri merkezi idareleri 200 lira (Müstahdemler için iki lira), Her şube veya münhasıran sigortacı « Ikla uğraşan acentahane 75 lira (Müstahdemler için iki lira). 8 — Sigorta acentalarile sigor- ta mukavelelerini akit ve imzaya izinli sigorta — komisyoncuları 50 lira (müstahdem için 75 kuruş). 9 — İthalât, ihracat ve arsrulu- lira). Beher şube 30 lira (Müs - tahdem başına 50 kuruş). 11 — Noterler, noter muavinleri Ve noter vazifesini yapan adliye mensupları 50 lira (Beher müs - tahdem başma bir lira). 12 — Beheri 300 tondan fazla vapur işletenler işlettikleri vapur- Tarın beher resim — tonilâtosu için bir kuruş ve idare merkezleri ta - rafından işgal edilen binanın gay- ri safi iradından yüzde beşini, 13 — Transit depo ve antrepo işletenler işletilen depo ve antre- poların gayri saft iratlarının yüz- de onu. 14 — Sahip oldukları madenle . ri ve dalyanları, Voli mahallerini kiraya verenler verginin taallük ettiği mali yıldan evvelki mali yı- Ia ait beyannamelerinde yazılı ki- ra bedellerinin yüzde beşini vere - ceklerdir. FAARSEN AM münasebetlerimi: Rio dö Janeyro şehrinin turi- zm genel direktörü Alfredo Pe - sod şehrimize gelmiştir. Kendisile görüşen bir muharri- rimize demiştir ki: “Memleketimiz turizm işlerine fazla ehemmiyet veriyor. Rio şeh- rinde bir turizm kongresi yapa - cağız. Türkiyeyi de çağıracağız. Türkiye turistler için çok cazip bir memlekettir. İstanbulun tay - yare ile görünüşünü — eşsiz bul - dum. Bugün turing klüp başka - nile de görüşeceğim ve daha sıkı bir teşriki mesai teminine çalışa - cağız..., —— Alman elçisinin vedaı Memleketine dönecek olan Al- man elçisi Bay Rozenberg bu ak- şam Alman klübünde şehrimizde- ki Alman kolonisine veda ede - cektir. ŞEHRİN DERDLERİ Garsonlar cemiyetlerinden şikâyetçi Edirnekapıda Demirkazık sokağında 19 numarada garson Muzaffer diyor ki: — Garsonlar, işçilerin en zavollılarıdır. Bir cemi - yvetimiz var. Her sene Haziranda 375 şer kuruş alarak elimize bir cüzdan vermekten başka hiç bir iş yapmı - yor. Biz gene iş bulmak için kapı kapı dolaşırız Âdi iş simsarlarına dört beş lira para veririz. sekiz bin lira Halbuki senede yedi, #arsonlar Cemiyeti neler yapmaz. Bizi müdafaa edecek, hakkımızı koruyacak bir ka- penuzun olmaması bütün garsonları çok acıklı bir hale getirmiştir. Biş çalıştığımız yerlerde ücret almayız, Müşterinin gidiyor. varidatlı bir zamanlarda patronlar, garsonların hakkı olan bu yüz- de onlrdan yüzde dördünü — keserek kendi atmağa başladılar. Yukarda da dediğim gibi bizi koru- yacak bir cemiyet ceplerine olmadığından haklarımız güme Bunun için para almaklan — başka bir iş görebilen, hkaklarımızı koruyacak bir ccmiyet isteriz. Muhtelif zamanlarda sütunlarımıza ekmekçilerin, garsonların, berberlerin, cemiyetlerinden bakkalların, şikâyet eden yazılarını geçirdik. Bütün bu şikâyetlerin ısrarla birleştikleri nokta cemiyetlerinin alâkadar olmaması, ve aşağı yukarı hiç bir iş yapma - kendilerile masıdır. Bu iddialar bu gibi cemiyetlerin çalışmalarını sıkı bir riz, Fakat sön | | tadır. — kontrol altımna almak lüzumunu ortaya koymak- 3 Nle vac,Ne yok Çocuğunu fareye yediren baba! Fransanın Bretânya Vilâyetin- de garip bir hâdise olmuş, on bir aylık bir kızcağız gece beşiğinde uyurken dehşetli çığlıklar atma- ga başlamıştır. Şanteki köyünde Kinton'un evinden cıkan bu çığ- lıklar bütün komşuları uyandır- dığı halde, çocuğun ana ve babası olan Kinton'lar ağır uykularından bir türlü uyanamamışlar, nihayet feryatlar artık dayanılmaz bir hal alınca baba uyanmış lâmbayı yakmış, beşiğin kanlara bulan- mış olduğunu görünce şaşırıp kal- mıştır. Bu esnada da kocaman bir fare salıncaktan atlıyarak, koşa koşa gitmiş gözden kaybolmuş- tur. Az daha yakından bakan ba- ba, çocuğun bir elinin yarısına kadar fare tarafından yenmiş ol- duğunu görmüştür. Kapıya birik- miş olan komşular da içeriye gi- rince feci manzarayı görmüşler ve hemen bir doktor çağrılmasını söylemişlerdir. Baba bunlın_kır- Şşı ne cevap verse beğenirsiniz: — Çok pahalıya mal olur!.. Komşuların tehdidini ve sabır- sızlandığını gören Madam Kinton zavallı yavruyu doktora götür- mek üzere bir komşusuna vermiş- tir. Işin feci tarafı şu ki 'doktor Fougre yaptığı ilk pansımandan sonra çocuğun bütün vücudunu muayene etmiş ve her iki kolda da eski ısırma yaraları görmüğ- tür, Çocuk, babasının kendisine di * kilmiş olan sert gözlerini ve çatık . , kaşlarını gördükçe seşini.. kışıyok ve sadece göz yaşlarıyle ağlıyor- du. Anlaşıldığına göre son vak- adan evvel de fare, çocuğu gece- leri ziyaret etmekte ve şurasından burasından bir iki lokma aldık- tan sonra sıvışıp —gitmekteymiş. Babanın korkunç vaziyeti çocuğu ürküttüğünden böyle ufak tefek rsırmalarda yavrucak fazla ağla- mamakta ancak gözyaşlariyle acı- sını dindirmeğe uğraşmaktaymış. İşe mahalli jandarma el atmış ve tahkikata başlamıştır. <- Saman da işe yarıyor Bir Alman kimyagerinin odun« dan şeker çıkarmağa muvaffak olduğunu ve bu iş için bir de fab- Tikanın açıldığını yazmıştık. Şim- di de Sovyet bilginleri samandan şeker ve ispirto çıkarmağa başla- mıştır. Okranyanım Dnepropetrovsk şehrindeki hububat enstitüsü — sa- manı bir takım kimyevi muame- lelere tabi tutarak şeker ve ispir- to yapmaktadır. İspirto ile şeker çıkarıldıktan sonra geriye kalan küspe de hayvanlara yem olarak verilmektedir. Bir ton patatesten 116 ile 130 litre ispirto çıkarılabilmektedir. Halbuki bir ton samandan — 120 litre ispirto ve 300 kilo maya çı- kabilmektedir. Bu iş için bir fabrika - kurul- maktadır. Fabrika günde 10,000 *ton saman işliyecektir. ARBER.İ Istanbulun en çok satılan hı—l kiki akşam gazetesidir. İlânla -j rmı HABER'e verenler kâr e -ı derler, ğ BAA