! | ABULLABUT , YARDIMA KOŞ GELİYORU! AKILLI ! Çalınmış çocuk peşînde Polis Hafiyesi (X:9)un harikulâde maceraları TEKURTULDURN . ACEL ETMEYİN MADAM SİZI DE TORURTARACAĞIM Bi B HANL T d ıf: İ_ıY Nİ ŞASIRTINCAYA Ai DAR SURADA BEKÇE / n y SLORYA AHHL İLADIR. ELBET.— TÜZRÜTE BEN/. ı;#c N €) 1 _L. VEçEk TİİREN ” LORY! lll"' A Zu — RAGASTANIN OĞLU — ve önde anahtarcı olduğu halde iler- lediler. Lantene: — Ben mahpusla yalnız kalmak isterim! dedi. — Nasıl arzu buyurursanız peder.. Yalnız biraz tehlikelidir. — Kendisine söyliyecek — mühim sözlerim vardır. Kimsenin kapıdan dinlememesine dikkat edeceksiniz! — Pek âlâ!, Eğer yardıma ihtiya- cınız olursa.. — E.. —Kapıya hızlı hızlı vurarak - bizi çağırırsınız! — Olur.. — İsteğinizi yerine getirerek he- rifi iyi bir odaya koydum. Şikâyet edecek hiç bir şeyi yoktur. Lantene geçtikleri yolu aklında tuttu. Adımlarını saydı.. Hapisane- nin haritasını zihnine işledi. — Odasını değiştirdiniz. demek?. — Evet peder.. — Fakat bugünden sonra bir daha değiştirmeyiniz! —— Başüstüne peder, Mahü anahtarcıya işaret etti. ö Herif büyük ve ağır bir kapıyı acç-| — Giriniz peder.. Bu adam size bir şey yapmak isterse hemen bizi çağı- rınız., Lantene içeriye girdi. Mahü mev- kufu süzdükten sonra son kere: — Mahpusun size bir fenalık et- mesinden korkmuyor musunuz? de- di. Lantene sert bir sesle: — Ben yalnız kalmak isterim! ce- wabınt verdi. Mahü eğilerek çıktı. Kapı kapandı! Fakat kilitlenmedi.. Delikanlı bir saniye kadar dinle- di. Mahünün uzaklaştığına emin ol- duktan sonra Etyen Dolenin yanıma gidip kuükuletesini çıkardı. Dole az kalsın her ikisinin mah- yına sebep olabilecek bir çığlık ko- paracaktı, İki dost kucaklaştılar.. Sonra Dole Lanteneyi kapıdan u- zakta bulunan bir köşeye götürdü. Yavaş sesle söylediği ilk sözlü: — Joli ne yapıyor? oldu. — Yels içinde. Fakat kendisine hâkim.. — Ya Avet.. — Her ikisi de iyiler.. — Bu işi nasıl yaptın? — Loyolayı öldürdüm. Dole delikanlıya takdir dolu bir bakiş fırlatarak sevinçle titredi. Lan- tene devam etti: — Onu öldürdüm. Yahut çok ağır surette yaraladım. Üzerinde bulunan Kralın imzaladığı ve sizi onun - eline teslim eden emirnameyi aldım. Elbi- sesini giydim ve geldim. Dole: —Ah oğlum!.. Oğlum! — diyerek Lanteneyi bir daha kucakladı. — Fakat siz nasılsınız?.. — Benden — bahsetmiyelim.. Çok fazla istirap çektim.. — Evet.. Boş sözlerle vakit kay- betmiyelim.. Baba! Ah, bu sözdeki yüksekliği gimdiye kadar böyle çok hissetmemiştim. — Oğlum! — Baba., Sizi kurtarmak için gel. dim. — Nasıl! Lantene arkasmdaki papaz elbise- sini eorkarıp doöleye verdi. Matbancı onu hayret ve takdirle süzdü. — Seninle ne kadar öğünüyorum. Avet ne kadar meş'ut olacak., — RAĞASTANIN OĞLU « &A — Çabuk baba! Dole omuzlarını silkti. — Red mi ediyorsunuz? — Evet! — Siz varlığından istifade olunan bir insansınız.. Ben ise hiçim. — Senin de bir canın var, benim de. — Baba.. — Farzla söz istemez!, Lantene Dolenin razı olmıyacağını anladı. — O halde başka bir çare bulayım, — Evet oğlum.. Kendini feda ede- rek beni kurtarmaktan maada ne is- tersen yaparız.. Lantene mosmor kesilmişti. — Baba.. Bir çare daah var.. — Nedir?.. — Lantene, Dolenin eline bir han- çer verdi. — İşte bu.. Şimdi ben imdat çağı- racağım.. Kapıyı açacaklar kaçma- * miza karşı koymak isteyenleri geber- terek birlikte çıkacağız. — Dışarda Manfredle beraber yirmi silâhliı a- dam büyük kapınm önünde bekliyor- lar. Onlar gürültümüzü duyar — duy- maz kapıya hücum edecekler.. Bu ge- ce, Manfredle beraber her ihtimali düşündük. — Bu çare iyi.. Beni kucakla oğ- Tum.. Lantene ile Dole biribirlerine son defa olarak sarıldılar. Sonra Dole hançeri elinde olduğu halde: — Hazır mısın? diye sordu. — Hazırım baba.. — Öyle ise bağırmağa başla!.. Lantene yumruklariyle — kapıya vurmağa ve: — İmdat!.. Imdat! diye bağırma- #a başladı. Derhal koridorda ayak sesleri du- yuldu. Lantene: — Dikkat! dedi. Kapı şiddetle açıldı. Beş altı asker göründü. Elinde hançer olarak atılan Lan- tene: — Yol verin!. Yol verin!. diye hay« kırdı. Arkasmdan Dole fırladı. — Tütunuz!. Tutunuz kaçıyorlar! Fakat Dole ile Lantene bir saniye kadar askerlerin uğradıkları hgyret- ten istifade ederek koridora atıldı lar.. Lantenenin hafızası kuyvetliydi. Zihnine bir kere işlenen bir şey bir daha silinmezdi. Jil IÖ Mahil ile beraber takip etti- $i yol aklında idi. Hiç tereddüt gös- termedi. İki dakika sonra arkaların- dan bağıran askerler koştukları hale de hapisanenin büyük kapısının bu- lunduğu geniş koridora vardılar. Kapının sol tarafında yirmi ka- dar silâhlı askerin bulunduğu bir ka- rakol vardı. Dole ile Lantene kapıya atıldılar. Askerler, bunlarla kapının arasına geçerek mızraklarımı uzattılar. JTil 18 Mahü, sapsarı kesilmiş ©- duğu hülde titreyerek ve: — Peder!.. Peder!. Ne — oluyor?. diye kekeliyerek göründü. Lantene: — İmdat.. Yetiş Manrfed!. diyt bağırdı. Bu bağırma üzerin'sokakta tuhaf bir hareket oldu. Hapisanenin etrâ” fında dolaşan korkunç yüzlü bir sür rü adam kapıya hücum ettiler. Önd? bulunan Manfred geniş kılıcını çekt” rek: