o KÖRLERİN HABER <— Akşam Postası “DENİZ FENERİ» bu hayır kurumu, körlere hayatlarını kazandırma yollarını hazırlıyor Hayatlarını körlerin saadetine veren iki Amerikalı Istanbulda Amerikadaki Hemen bütün hayatlarını kör - | lerin yetişmesine vermiş iki Ame rikalı şehrimizde... Dün kendilerile gazetemiz için görüşürken (gözleri ya anadan doğma, yahut sonradan kör olan bir çok insanlar (hakkında me: | raklı o vakalar ve Amerikada en büyük kör kurumlarmın o temeli | nasıl atıldığmı öğrendim. Dün üniversite konferans sa lonunda, körlerin Amerikada ye- | (Deniz feneri) körler kurumunda tiştirilmesi usullerine dair bir de film gösteren Rufus © Mather ve! karısı Vinifred Mather diyor ki: ““— Körlerin bizden hiç farkı yoktur. Siz gözlerinizi kapayın... Ve bir saniye kendinizi kör sayr- nız. İnsanlık ve çalışma hırsınız! belki artar, fakat azalmaz. İşte kör bir insanyn, gözü gören! bir insandan hiç ayrısı gayrısı o Hayatlarını körlere veren Ame- rikalı Bay ve Bayan Mather lamıyacağımı anlatan en sade ör- nek... Görmiyen insanlar (hakkında düşüncemizi değiştirmek yeter.. Körlere, sakat ve işe yaramaz gö- zile bakmamalıyız. Körlerin saa- deti ve herkes gibi o yaşamak ve çalışmak hakkı, biz gözü gören - lerin düşüncesine bağlıdır....,, iç »”. . : Amerika âyani arasında gözle- ri görmiyen çok müktedir iki ağa ve saylav kurulunda gene böyle bir saylav bulunduğunu söyliyeri Amerikan konferansçısı Mather, tanınmış bir kör yardımcısı olan | karısile Romada tanışmış ve ev - lenmişler. O zamana kadar gene insanlık yolunda konferanslar ve- ren Mather, çalışmasınm yolunu büsbütün karısın ülküsüne çevir- miş ve artık gözleri görmiyen in. sanlar için uğraşmağa başlamış - tır. » i Amerikada şimdi 75,000 tane kör var. Bunların yüzde on beşi endüstri (sanayi) hayatında olan kazalar yüzünden kör olmuştur. Fabrikalarda birdenbire pat : lamalar oluşu birden birkaç kiş!- yi ya büsbütün kör ediyor, yahut gözlerini sakatlıyor, fakat bunun- la (medeniyet dursun!) fabrika - lar (o tehlikelidir... o Mânasını çıkarmak istemiyorlar. Kör- lere yardım (ve insanların kör olmaması için çalışanlar, bu yolda bütün fen tedbirlerinin a- lmması ve tam surette tatbiki i- İ memnun görünüyorlar. Şark mem- | leketlerinde yaptıkları büyük yol- çin çabalıyor. Bunun için şiddet - le tatbik edilecek kanun bekli - yorlar. 5 » Hayatımı körlerin saadetine vet miş Amerikalı karı koca, memle- ketimizdeki sağlık < şartlarından culuklarda gördükleri (türlü güz manzaralarından sonra, Türkiye - de doğan çocukların gözleri için hemen almmakta olan tedbirle” ve ebelerin bağlı bulundukları sı- kı kayıtları öğrenerek adeta sevin- mektedirler. Amerikalı körlük fedaileri Ar karada sağlık Obakanımızlada görüşmüş ve bu görüşmeden güre! intibalarla dönmüştür. 8 Rufus Matherin karısı Vinifred Mather, Amerikanın Nevyork şeh | rinde (deniz feneri) — isimli bi: | “körlere yardım kurumu,, nu bun: dan yirmi sekiz yıl önce o ortayı| koyan kadındır . Körlere makine ile yazı yaz - maktan, süpürge yapmak, kumaş dokumak, müzika çalmağa varın caya kadar bir çok şeyleri öğreti» onlara hayatı kazandırma yolları hâzırlayan bu kurumun meydana gelişi çok meraklıdır. Bayan Mather, 1906 yılından önce, İtalyada bir konsere gitmis- Kör bir hoca, bir başka köre sepet yapmağı öğretiyor . ti. Kendisi, körlere zaten takılıp kalmış ve onlara yardım etmek i- çin de durmaksızın yol arayan bir kadındı.. Konserde bir avuç kör çocuğun göğüslerinin (heyecanla kabarıp inmesini seyerderken, A- merikadaki konserlerde boş yer!» ri kör insanlara verebilmeği di şündü.. İtalyada kız kardeşile be- raberdi. “Amerika konserlerinde çok de fa ne kadar boş yerler kalıyor, de- ? | yazılar, el işleri, daktilo, makine kör misafirlere gazete okuyorlar. l di. Bunları gözleri görmüyen in - sanlara niçin ayırmıyalım?..,, Nevyorka döner dönmez ilk işi bununla uğraşmak oldu. o Şebrin bütün körlerini kendi evlerine ça- ğırdılar. Fakat bununla beraber, gözleri görmiyen bu bir sürü in - sanın çalışmak istediklerini, ça - lişmak ve kazanmak için fırsat a- raştırdıklarını da gördüler. İNİ 9 İşte (Deniz feneri) adını ver- dikleri, körleri yetiştirme kurumu- nun temeli böyle atıldı . . Matherlerin, (Deniz feneri) is- mini güzel bir anlatışları var. Deniz feneri gecenin karaülığın İki gözü de kör bir kız dikiş makinesi kullanıyor. da tıpkı kör insanlar gibi yol a- lan gemilerin kılavuzudur. Ame - rikan körler kurumu da hiç aşık sızmayan binlerce insanm beyni - ne, bir (deniz feneri) bir yol gös.| terici kılavuz olacaktı. İşe giriş-; tiler.. , : (Deniz feneri) ni kurmalarını daha ilk ( yıllarında (kabartma 5 HAZİRA 1935 d am ORMANIN KIZI Vahşi hayvanlar arasında ve Afrikanın balta görmemiş orman larında geçen aşk ve kahramanlık, heyecan, esrar ve tetkik romanı m No: 2m Yazan: Rıza Şekib m i — Niyam Niyamlılar yabancılar yanında insan eti yemezle Fakih Ali iriyarı bir adamdı .. Yanmda bulunanlar, onun herke - kese, yapmakta eşi bulunmaz bir adam olduğunu söylerler ve daima şikâ- yet ederlerdi. Fakat bütün bunlar onun bulun- madığı meclislerde olur, o varken ondan daha üstün, ondan daha müslüman, ondan daha âlim biv adamın belki de (dünya yüzünde mevcud olmadığı söylenirdi. Sibir çiftliğine geleli iki gün ol- ! muştu.. Hemen erzüklarımı alarak İ Niyam Niyam içlerine hareket et - mek üzere gelmişlerdi. Fakat işte aradan iki gün geçtiği halde Fa - kih Alinin daha yerinden oyna - maya bile niyeti olmadığı görülü - yordu. Büyük çiftlik kapısından giril » dikten sonra sağda büyük ağaçla rm gölgeleri altında kurulmuş ku- lübenin önünde Fakih © Alinin a- damlarından üçü oturmuş konu - şuyorlardı. Mevzu Niyam Niyam vilâyetle - rindeki seyahatin güçlüğü üzerin * de dolaşıyordu.. Uzun boylu, karayağız, kara ve palabıyıklı biri tâ karşısında bağ - daş kurup otlar üstüne oturmuş 0- Tarman” ..sati sb yola —... —“Senrdedi, Niyain Niyamvi"« lâyetine kaç defa gittin.. — Sekiz sene içinde bu üçüncü gi- bilhassa © esirlerine zülüm | | Bunlar hele bunu kralları meneder. tembih ederler.. Onun için kim#© nin insan eti yediğine açıktan 84” ğa rastlayamazam.. — Yemezler mi?. — Yerler, amma gizli.. Bununl3 beraber, kulübelerinin önlerin? insan kafalarından £ yapılmışel” ramlara tesadüf edersin. — Burada esirlerimiz arasınd? Niyam Niyamlı yok mu?. — Hayır.. (o Niyam Niyamlıls" kolay kolay esir olmadıkları için esirler arasında Niyam Niyamlıls" ra rastlamak güç olur. Hartum” dan ayrılacağımız gün Fakih Ali nin ortağınm ne söylediğini işitir mi? Niyam Niyamlı esir istiyor” genç de olurlar"* bahalarına diyecek yoktur. | — Mademki onlardan esir mak güçtür, one diye oralara ks” dar gideceğiz?. — Fakih Ali Niyam Niyam r8” islerinden Mofyoyu iyi tanır. He” istediği kadar esir. alabileceğini hiç şüphe yok.. Mofyonun eline #” kıştırılan bir yaldızlı silâh muk$” bilinde en az üç esir alınabilec** ğini Fakih Ali çok iyi bilir.. — Bu taşıdığımız fazla silâl bunun için mi?, — Ne sanıyorsun ya!. Konuşmalarmı Fakih Alisi kendilerine doğru geldiğini göl dükleri için kesmişlerdi. Bu bir e linde kur'an ötekinde hançer 19" dişim olacak... — Ben daha birinci defa gidi - yorum,. Fakih Ali israr etmesey - di bu yorgunluğa katlanacak © lanlardan değildim.. Ne yapayım ki israrına dayanamadına ., — Fena bir seyahat değildir ... Gidince görürsün, Ne fevkalâde - liklerle karşılaşacaksın, görecek - sinl.. — Ne gibi? — Göreceksin dedim ya... Orası bir âlemdir. — Onların yamyam olduklarını söylerler, — Evet.. Orası mini. Fa: kat yabancılar yanında (kralları kimsenin insan eti yememelerini haline gelmiş, ve kendisine (A - merikanın Florens Naytingeyli)| denmeğe başlanmış .. Aslında bir bir İngiliz hastaba- kıcısı olan Florence Nightingale ile dikiş, sepetçilik sınıfları açıl - mış ve kör olmanın da önüne geç. mek için savaşa girişilmiştir. 1911 yılında körlerin meydana koydukları — işlerden arsı ulusal (beynelmilel) bir sergi meydana getirilmiştir. Açık hava kampları kurulmuş, ! körlere müzik öğretilmiştir. Körlere körler tarafından yar . dım, körlerin kör hocalar tarafın. dan okutulabilmesi (temin edil. miştir . ... Nihayet bü kurumun fahri baş- kanlığına Amerika cumhur bâş - kanını getirecek kadar devlet ulu- larını kendine bağlıyarak o derece ilerlemişler ki, bayan Mather, A- merikanm tanınmış bir kahramanı Kırım muharebesi sıralarında ya - ralılara gösterdiği bütün yardım yüzünden'adeta (azizler) arasına geçmiştir... Bayan Mathere de Amerikada ayni gözle bakılmış. RR Kocası Mather, (bir zamanlar hiç bir hastalığın önüne geçilmez sanılıyordu, diyor. Fakat şimdi , büyük fen adam-| larmın keşifleri bize götserdi ki, sarı hümma, çiçek, difteri, teta - nus ve sair hastalıkların önüne geçmek mümkündür.. o Körlüğün de önüne geçilmez bir şey oldu - ğuna dair bir kanaat vardr.. Şim - di körlüklerin yüzde yetmiş beş kadarı önüne geçilebilir soydan - dır..,, Çocuklar doğduğu zaman göz - yarak köy köy dolaşarak Ha her dönüşünde üç yüzden fazlö © sir götüren beş katlı kaynatıl#' esirci siyah ve top sakalının çet” relediği yüzünde fıldır fıldır dö” nen kara gözlerini karşılık ot: konuşana adamlara dikmişti. Yanlarına £ yaklaştıktan ellerini arkasından di a tına saklayarak durdu ve bu cu seyahata onun israriyle eri ğini söyleyen, iriyarı karayağı# * dama sordü: * — Ne konuşuyorsun Selim?: — Niyam Niyam vilâyet! hee den malümat alıyordum Fakih e “ (Devamı var) wi gi ye ) leri için almacak tedbirler, lenme usulleri, gözlere vuran İ lar, endüstri kazalarına karf' runma yolları (o düşünülür! homaya , pisliğe karşı *# açılırsa ve hele bunları zorlu e vazife haline getirecek karılırsa insanlık kendisinin P” yek olan ışıktan ölünceye kada” sun (mahrum) İalmı; G0 içi” “Bir © hastalığı iyi etmek“ en İyi yol, ona engel is Ona engel olmak için de *X çare, başlamadan önce maktır...,, l ng” Amerikalı körlük say899 söyledikleri bu... : w Gerek Rufus Mather çe rısı Vinifred Holt Mather: dikleri zaman kendilerin? halini” düğün hediyelerinin parâ verili” körler yarıyacak bir işe v sini istemişler.. . Hikmet” Mü