HABER — Akşâm Posi Yakın tarihten kanlı yapraklar ittihat ve Terakkinin eski Çankırı kâtib! mes'ulü Cemal Oğuz anlatıyor; No. 50 çalındı... — Mes'ulü c tiyor N 5o” . (üt Tz aa çalamanmdar - çoktacımış| Bir Mhafta, günleri sayarak büyük Çalman müocvh:îlerîn değeri bir | :ı:ı: <A;-'.ııknı":::esıiirünüçbiı' k: daha | bi r üzu ntü içi nde bek' ed i m. milyon İngiliz lirasından fazladır. | arttıran bir nokta daha vardır: Hırsızlar, bu marifetlerini ga Karısı hırsızlığı — haber alınca| — Herif hırsızlığını ört bas et | nuşma bitmişti. Hepimiz anlaşmış- | rinden maruf bir hukukçu.. İ mek için plân kuruyor.. Beni kur - | tik. İki avukat karşıma geçerek bt yet kurnazca yapmışlardır. Şimdi- | baygınlık geçirmiş — vesonra da ye kadar yapılan tahkikattan an | hastalanmıştır. Bu hastalık da, ça- | taracağı filân yok.. Elimden biz| — Şimdiden sonra, takip edilecek | ni bir sorgu yağmuruna tuttular * yol üzerinde birleşmiş bulunuyor:| Sorduklarına uzun uzadıya cevap Taşılan şudür: | lınan mücevherlerin maddi değe - | makbuz almak için dolap çeviri - vap duk. Yalnız baş gardiyanın o çir- | lar verdim.. Not aldılar. Netice B HAZIRAN Loıııdradâ"gi)rüîmemiğ ; hırsızlık Siyam kraliçesinin meşhur elmasları Kral ve kraliçe sonra at yarışlarında bulunmak ü zere dışarıya çıkmışlardır. Onlar | etmek üzere geldiklerini söylemiş- | lerdir. Filhakika telefon o sa- bahtanberi işlememektedir. Bu iti- barla hizmetçilerin — şüphe etme . akıllarına bile gelmemiştir. Işçiler alt kattaki telefona bak tıktan, ötesini berisini — karıştır dıktan sonra üst kata — çıkmışlar yatak odasının yanında kraliçenin buduar'ında bulunan telefonu ta mire koyulmuşlardır. Eevin yukarı katında o sırada iki hizmetçi var dır. Diğerleri aşağıda işleriyle meşgul, yahut efendileri evde bu: lunmadığı için istirahatte idiler . Yukarıdaki hizmetçilerden - birisi biraz sonra aşağıya inerek kendi işleriyle uğraşmağa başlam'ş, öte kini ise hırsızlar şöyle bir bahane ile başlarından savmanın yolunu bulmuşlrdır: — Biz burada bu telefonu tamir ile meşgülken sen de aşağıya in de örüdaki telefönu aç, ve ses gelin ciye kadar bekle.. Bozukluğun dü. zelip düzelmediğini bu iki — tele - fonla karşılıklı konuşmak saye sinde kolayca anlarız.. Bizim iki mizin de burada kalması lâzım. Bu hizmetci Siyamdan yeni gel miş ve İngilizceyi daha çatpat ko: nuşan Siyamlı saf bir delikanlıdır, işçi kıyafetindeki haırsızların bu teklifinden şüphe — etmek aklına bile gelmemiş, aşağı kata “nerek telefonu açıp kulağına götürerek ses gelmesini mütevekkilâne bek lemeğe başlamıştır. O böyle bekleye dursun, hırsız- larodada — yalnız kalır kalmaz o- rada bulunan kasayı açmağa ko yulmuşlardır. Birlikte getirdikleri çantadan çıkardıkları demir kesici âleti bir elektrik prizine sokup ha- rekete getirmeleri kasanın peynir gibi kesilmesine yardım etmiş. Bu. rada el girecek kadar bir delik a çarak içerideki elmas, inci ve mü cevherleri çantalarına yerleştir - | mişlerdir. Bundan sonra her ikisi de ga yet sakin bir tavırla — aşağıya in - mişler, telefonun başında bekleyip duran Siyamlı delikanlıya: — Sen artık bekleme dostum!, Telefondaki bozukluk kolaylıkla tamir edilecek gibi değil.. Biz bi raz sonra lüzumu olan âletleri a larak tekrar geleceğiz.. çıkıp gitmişlerdir. Hırsızlık, kral ve — kralice eve döndükten sonra anlaşılmış, der - hal polise haber verilmiştir. Hır - sızların sabah erkenden, tenhacı olan arka sokaktan telefon hattı nın eve gelen kısmını keserek eve | girmek vesilesini — hazırladıkları anlaşılmıştır. Eski Siyam kralı, mücevherleri - diyerek | birine verilen manevi değerdir. Çalınan mücevherler arasında , “Güneşin göz yaşı!,, adı verilen bir elmas vardır ki Siyam kralına ecdadından intikal — etmiştir. Bu V elmasın, bir sene — önceye kadar ı tamamiyle ayni büyüklükte ve ay gittikten sonra işçi kıyafetinde iki | kişi ellerinde çantalar olduğu hal- de kapıyı çalmışlar, telefonu tamiz | ni cinsten iki eşi vardı. An'aneye göre bu elmas!arSiyam krallarının | tılsımıdır ve kazara bunlardan bir' kaybolursa ailenin başına bir fe - ; lâket gelir. Bir senç evvel bu elmaslardan birisi, Kral ve Kralice — Siyamda | iken, nasılsa kaybolmuş, arkasın | dan da memlkette hoşnutsuzluk - i lar baş göstermiş, kral aleyhinde- ki cereyan kuvvetlenmiştir. Bir müddet sonra ise “güneşin göz yaşı,, elmaslarının — ikincisi kaybolmuş, hemen — akabinde de kralı, oğluna yerini — terkederek tahtından ferağata sevkeden isyan hareketi meydan almıştır. Şimdi ise üç numaralı ve sonun- cu “güneşin göz yaşı,, kaybolmuş- tur, Acaba kral ailesinin başının üstünde şimdi hangi felâket dola- şıyor, ne olacak?, | | hte zavallı kraliçeyi üzüntüye | düşüren, hasta eden kara düşünce: | ler bunlardır. Yeyip içmeden kesi- | len zavallı kadıncağız türlü türlü fena ihtimalleri aklına getirmekte . j dir. 3 gün zarfında Bu güzellik tedbirini Tecrübe ediniz. Her gün bir sinema yıldızının yü- zünü gördüğünüz zaman, cild ve te- ninin sehhar güzelliği âdi bir tesa- düfün tesiri değildir. Onun güzelli- Zindeki sırvı, sizin de olabilir. Cildi- | mizin, onun gibi Tâtif ve nermin olma- | ı için yalnız 3 gün kifayet eder. Şim- | di, Tokalon kreminin terkibindeki taze krema ve musafla zeytinyağı ile beraber kıymetli cevherler — vardır | Beyaz rengindeki (yağsız) yeni To- kalon kreminin günde bir veya iki de fa istimaliyle cilde yeni bir hayat ver mekte, beyazlatmakta ve kuvvetlen- dirmektedir. Ayni zamanda siyah benleri, kırmızılıkları ve tenin bütün | gayrisaf maddelerini izale eder ve münbesit mesamatı sıklaştırır. Teni bütün gün ter ve taze tutar. Hemen bugünden bu şayanı hayret güzellik tedbirini tecrübe ediniz. Ve elldinizi sinema yıldızlarının — cildle- riyle mukayese etmekten çekinmeyi- | Ve ı — Olrayt!.,, diye bağırdı. Ko - niz. dün öğleden tinden ziyade, bilhasşa onlardan yor.. Sonra gene dirsek çevirecek . Adam beni sağmal —inek yerine i koydu.. Neredeyse nefes aldığım için para isteyecek, diye itiraz et tim ve böyle imzalı bir sened ve - vemiyeceğimi söyledim.. Fakat refikam, bu yoldan kur - tulacağıma o kadar emin idi ki u zun uzun yalvardı.. Ben de inan dım.. Zaten paralar gitmişti. On - ların bir daha geri — gelmesi içiri bir mucize lâzımdı. Üstelik kuru bir sened vermekten ne çıkardı ... Teklifi kabul ettim. Lâkin İngilizlere — karşı benim haklarımı müdafaa edecek ecnebi İki ecnebi avukat tutmak mese- lesi beni hayli düşündürmeğe baş- lamıştı. Bu işin bir para oyunu ol- masından da korkuyordum. Fakat ne olursa olsun, bana ne kadar za- rarı dokunursa dokunsun bu kapı- ya da bir kere baş vurmak icap ediyordu.. Mesele, tutulacak adam ların bu işin ehemmiyetle uygun bir ciddiyet ve alâka göstermele - rinde idi. Bunları düşünürken ak- İrma, kendisile tecim (ticaret) iş- leri dolayısile pek sıkı münasebe- tim olan (Karpet Oryantal) şirke- | it memurlarından (Zipkin) geldi. Bizim arkadaşa şu talimatı verdin. — Git Zipkini bul, benden se - lâm söyle! Vaziyeti etrafile anlat. Benim vaktile, ona çok iyilikle - rim dokunmuştu. O da, bize şim di kendisinin itimat ettiği iki ecne- | bi avukat bularak güzelce pazar- lık etsin. Yarın bana gel, işin sonuncunu haber ver. Madem ki, baş gardi yan böyle istiyor artık bundan son- ra salıya filân bakmaz bizi görüş- türür. Vakit gelmişti. Vedalaştık. Ber: odama döndüm. Arkadaşların hep» sine şahsan çok itimat etmekle be- lâmat vermedim.. Ertesi gün refikam tekrar beni ati geçmiştir diye itiraz eden olma dı, bizi bir odaya koydular. Verdi- ği izahata göre vaziyet şöyle idi. hazırlayacaktır. Ben sureta deli olduğumdan karım avukatlara ve- kâletname verecek. Onlar da işi takip ederek, icap eden makamla- ra nüfuz eyliyerek beni kurtara caklar... Yani, bir seneden fazla süren hapis, esaret ve işkence haya tından artık tamamen kurtulaca - ğım, Biz içeride böyle dertleşirken baş gardiyan ile mahut ermeni ter- cüman sırıtarak içeri girdiler. Re- | fikam bana anlattığı vaziyeti ter- cümana da nakletti. O da baş gar- diyana tercüme etti. İngiliz bunla- ' rı dikkatle dinledikten sonra uzun | dişlerini gösteren bir kahkaha attı avukatları nereden bulacaktık ? | Arkadaşım Zipkin bir haftaya | kadar Mmeşhur iki ecnebi avuka! | kin kahkahası biraz midemi bulan dırmıştı. * » * Bir hafta, günleri sayarak, bü : yük bir üzüntü içinde bekledim Dışarıda plân dahilinde hazırlık yapılryordu. Ben, her gün pislik angariyesin- den kurtulmak için beş lirayı ver- meğe devam ediyordum. Eğer mu- vaffak olursak, yakında buradan | kurtulmam, aile yuvama dönmem icap ediyordu. Fakat, garip bir endişe ediyordum. Onun için böy le sonu mechul maccralara atıl - yanına gitmeyi daha (ehvenşer? buluyordum. Buna benzer düşünceler ben: her gün rahatsız etmeğe başlamış tı. Kötü kötü düşünceler tabiatımı bile değişmişti. Durgun, asabi, münzevi bir adam olmuştum. O kadar ki arkadaşların konuşmala- edemiyordum. Onların benim bu rımın farkında idim, İşte,bu'ha! içinde her gün - buranın kimi acı, vakaları içinde yoğurulup gidiyor- | duk. | Birhafta geçti.. Nihayet salı | günü de geldi, çattı.. Saat üçte zi yaretçileri gelenler arasında beni | de çağırdılar.. Aşağıya, her zaman | içine bize ayrılmış olan görüşme o- | dasına indik. Refikamın yanımda iki yabancı ve şapkalı erkek du - | ruyordu. Onları bana takdim ettiler.. B rinin ismi Epeneos, diğerinin Jan bilmem nel!.. Epeneos, isminde-ı de anlaşılacağı üzere bir Rum avu- | kat imiş, Diğeri de tatlısu fernkle- raber henüz bir hazırlık mahiyeti. | ni geçmiyen bir işten hiçbirine ma- | ziyarete geldi. Günü değildir, sa- | ranın filminde hissikablelvukula işin sonundan | maktansa Maltadaki arkadşların | rına, yarenliklerine bile iştirak | halime adeta içerlemekte oldukla- | kimi gülünç ve çeşit çeşit günlük | ı Amerikalı çok meşhur opera şantözü Greys Mur Fransayd W tir. Resimde onu tanınmış bestekör ve “Luiz,, adlı operayı yaP9" pantiye ile beraber görüyorsunuz. Vbu işi becereceklerini ve beni mul” laka kurtaracaklarını vadedere* ve daha şifahen bir takım ler!li'“_l vererek çıkıp gittiler. | Onlar gidince karımla konuş | mağa başladım. O benim kurtulu! ümidimin verdiği bir sevinç içi! havadan sudan bahsedip duruyor du. Ben asıl maksada gelerek s0f” dum : — Yahu! Iyi amma bu avukat * larla pazarlık ettiniz mi? — Kaf? kestiniz sözü?. Peşin bir şey verdi niz mi?. — Hepsini yaptık. — Avukatlâ” (ikişer bin lira alacaklar.. Hayretten ağzım açık kalmı$ * tı. Tekrar sordum: — Ne alacak avukatlar?. — İkişer bin lira?, | — Bu parayı neye istinaden İf tiyorlar?. — Seni kurtarmak mukabilin * de... . (Devamı var) Yeni neşriyat olivut Bundan sonra cumartesi ıuîv ri çıkacak olan Holivutun 5 hef ' £ nertk e ran sayısı güzel resimler ve zef gin yazılar ile intişar etmiştir. aa aei e Istanbul Halkevinden: Temsil şubemize yeniden sahiif” ye hevesli gençler alınacaktır. *” gençlerin orta okulu — bitirmi$ maları lâzımdır. Aranıları şartlar kendileriidt î bulunup şubeye alınanlardan bW yanlara ayda (15 den 35) liray* kadar baylara (5 den 25) lif*"' kadar yol parası da verilecekti” | Yazılmak isteyenlerin her $ ğ saat (17) den sonra Gülhane p&? kı Alayköşkü — çevirgenliğine | mrmı_lfrı bildirilir. arvi ÜREE üf gor or” Artist yakında Holivudda egi oynayacaktır ,