B MAYTIS — 1888 :Be U i“l g E"E"E E !'ğ! : Türk hançeresi Uzun seneler Rusyada bulun » dum.. Bu komşu memleketin şehir- leri kadar, köylerini de az çok tanırım. Geçen gece, radyoda, bir ba » lalayka orkestrası Ba- lalaykayı bilir misiniz?. Üç köşe- li mandolin tarzımda bir Rus mu - siki âletidir. Büyükleri, küçükleri, ortancaları olur. Radyoda bu milli sazlarını ça - lan Ruslarr dinlerken, gözlerimin önünde, nihayetsiz steplerden or - man içlerine doğru koşan troyka - lar canlandı.. Akşam üzerleri, köylerin kilise meydanlarmda el - | ele tutuşup oyun oynayan kız. ve erkekleri görür gibi oldum. — Ka- zaklarmn silâh boşaltarak dolu diz- gin koşuşmalarından tutunuz, ka - saba panayırlarının — oğultusuna kadar Rusyaya aid bütün — zesler bu balalayka orkestrasının içine I_îl'lıig.. En mühimmi: Burada şarkı söyleyen insanlar, şehirlilerdir. Hattâ, münevver kimselerdir. Fakat, hançerele - rinden çıkan sesler, mujiklerin se- sinden farksızdır. Her kelimeyi okka dört yüz dirhem Rusça söy - küyorlar. Ne Fransızım, ne İtalya- nın, ne Almanım, ne İngilizin mu- kallididirler. Radyoyu dinlerken, — yanrmda bizim (Haber) deki arkadaşlar - dan — Fethi Mustafa vardı. Ona, bütün bunları anlattım. — Sonra, sözde alafranga usulü üzere yapı - lan miyavlamaları acı acı andık .. Meselâ “Türk tangosu,, diye par- çalar... Bestelerinin âdiliğini bir yana brrakınız, fakat hançerenin Türkçe sözlere müsaaid olmama - Ke -Pethi-Mustafa, birdenbire: * - — Esasen hiç bir zaman, hiç bir devirde, — İstanbulda, hanende, Türkün sesini — haykırmamıştır. - l* Yerli | mallar sergisi Bu yıl stadyumda Jaçılması düşünülüyor| Sanayi Birliği bu sene açılacak Yerli Mallar sergisi için fabrika - Blarla temasa girişmişti. Bu yılki î sergi için şimdilik iki yer düşünül- | | mektedir. — Bu iki yerden birin- cisi gene evvelce olduğu gibi Ga- latasaray İisesinin alt katıdır. | Bir kısım sanayiciler ise bu se - neki serginin her sene olduğu gibi kapalı bir yerde kurulmasına mu- | haliftirler. Bunlar — serginin açık | bir yerde, merkezi vaziyette oldu- | ğu için, meselâ Taksim Stadyo - Dmunun içinde kurulması fikrin - | dedirler. Sanayi Birliği de bunun | için teşebbüsata girişmiştir. | Yedi sene evvel ilk defa 11 A- | ğustosta kurulan — İstanbul Yerli | Mallar sergisi bundan sonraki se- nelerde Ağustosun birinde açıl - mıştı. Fakat bu sene serginin Tem - Dmuz ayı içinde kurulması zaruri görülmektedir. — Çünkü İstanbul- daki sergi ile İzmir sergisi arasın- da zaman bırakmak icab etmekte- dir. Bunun için Sanayi Birliği ser- | giyi kurmakta acele etmektedir. | KRalbi durdu Beş gün evvel tedavi için Kırk - |larelinden gelen Zeki oğlu Ömer YŞ u z ölmüştür.. * Hamamda yıkanırken Gümrük muhafaza memurların- dedi. » Fakat, şunu dinleyin.. İşte / 4 Sabri Sirkecide bir hamamda ırıncılar Halka narhtan ucuz ekmek vermiycekler Aralarında anlaşıp ucuz ekmek satanları eziyorlar Kadıköy mmtakasında bulunan | kilde birleştikleri -bildirilmekte - fırıncıların aralarındaki rekabeti kaldırmak için anlaştıklarını ev - velce yazmıştık. Öğrendiğimize — göre Üsküdar mıntakasındaki fırmcılar da böyle bir anlaşma yapmışlardır. Bu an- laşmanın esası şudur: Belediye ekmeğe — azami fiyat koymaktadır. Bazı fırımlar, amele yevmiyesinden, fırım — kirasından ve sair bazı kısımlardan temin et- tikleri tasarruflarla — çıkardıkları ekmekleri narhtan daha aşağı ve- rebilmektedirler. Yanyana bulu - nan iki fırından — birinde ekmek dokuz kuruşa satılırken diğerin - de yedi buçuk, sekiz kuruşa satıl - maktadır. Bu hal Kadıköyünde de olunca zengin ve sermayedar fırmcılar kendilerine rekabet e- den bir kaç küçük fırımcıya günlük kazançlarını vererek — fırınlarını işletmekten geri bırakmışlar, he - men ekmek fiyatımı narhın göster- diği fiyata çıkarmışlardır. Kadıköyünde yapılan bu anlaşma böyle bir netice verince Üsküdar ehietindeki fırmcılar da anlaşmış- | lardır. Dolapdere ve Pangaltı cihetin - deki bazı fırıncıların da ayni şe - çarparak ağırca yaralanmasma se- | beb olmuştur. Makinaya kaptırdı Tahir isminde birisi Taksimde tam Türkün sesi.. Dinleyin.. — Neyi?. - Radyo çalmıyordu. Neyi dinle - yecektim?7. Arkadaşım, sokak tarafını işa - | yıkanırken cebindeki altı lirası ça- | kasab İbrahimin — dükkânında et hınmıştır. | kıydırırken elini makineye kaptır- Kibrit istemiş | | — Ahmed isminde birisi sarhoş o- | larak Beyazıttan geçerken Fikret mıştır. Arkadaşı itince Fatihte Ortaçeşmede Arpacı ha- Tet etti. Anadolu Bir satıcı, sıtma | işminde birisinden kibrit istemiş, | nında oturan 10 yaşmda — Receb görmemiş sesiyle haykırryordu. — İşte, marifet, bu sesi musiki- nin çerçevesi içine sokabilmek... Milli musikisi olan bütün milletler bunu yapmışlardır. Yoksa Haciy- Vat sesli eski hanendeler — kadar, Zenci cazbantçı mukallidi yeni şar- kıcılar da komik ve . iğrençtir. Doğru bir düşünce değil mi?. Bence, çok doğru.. Türk musiki- #i, ancak şarkıları Türk hançeresi- İ söylediğimiz zaman doğacaktır. ŞA (Vâ-na) Eski Türk musiki e- Serleri tesbit ediliyor İstanbul konservatuvarında eski Türk musikisi eserleri üzerinde ça- İtşan heyetin şimdiye kadar tet - kik ettiği eserler tamamen tesbit *dilmiştir. Heyetin bundan son - Taki mesaisi — genişletilerek daha *ür'atle çalışılması temin edilmiş - tir. — Heyetin bu çalışması netice- İnde tesbit edeceği eserler bir ki- seklinde neşredilecektir. Heyet şimdiye kadar çalışmala- Tnda ulusal Türk musikisinin a - DA batlariyle, eldeki — vesikal, Köre, bütün Türk güfteleyici ve y&ü bilhassa — merhum R_"'f Fikret de kibrit yerine — sarhoş Ahmedi yereitip — yaralanmasına sebeb olmuştur. Hakaret Fenerde Kuokmerdiven sokağın- da oturan komisyoncu Mustafanın Abdi subaşı mahallesi sakinlerin- den Yaşar, Hüseyin, Hayriye ve Ömere hakaret ettiği iddia olun - muştur. Hayvan ürktü Balıkpazarında Yağcı Talâtın arabasını idare eden Mustafa ara- | ba ile Mercandan geçerken hay - van birdenbire ürkmüş, yedi ya - şında Yaşar — isminde bir çocuğa İstavrinin bahçesinde — oynarken, arkadaşı 12 yaşında — Salâhaddin kendisini itmiş, yere düşürmüştür. Recebin sol kolu kırılmıştır. Bir kulübe yandı Bu gece sabaha karşı Üsküdar - da Burhaniyede oturan İbrahimin Atlamataşındaki barakasında ya - tan sabıkalı Şevket oğlu Ali elin « de sigara ile uykuya dalmış, siga - ra yorganı ve yatağı tutuştur- muştur. Ali neden sonra — işin farkma vararak ayağa kalkmış, dışarı fır- lamıştır. Kulübe tamamen ynmış - tır , . dir. | - Aldığımız malümata göre İstan- bul cihetindeki fırmcılar da an- | , laşmak için görüşmelere başlamış- | l lardır. Yalnız bu cihetteki fırımlar çok | olduğundan anlaşma işi uzamak - ! tadır. Bunlar da uyuşursa İstanbulda da narhtan aşağıya ekmek satıla - mıyacaktır. Bu anlaşmalar etra - fında bir fırmcı dün demiştir ki: “— Kadiköy ve Üsküdar, Pan- galtıdaki fırıncılarınm — aralarında anlaştıkları muhakkaktır. Son bir sene zarfında otuzdan fazla fırın- cı iflâs etmiş, —işini brrakmıştır. Bunun da sebebi fırmcıların biri - birleriyle öldüresiye rekabet et- meleridir. Bu gibi fırmcılar bele- diyenin narh — dahilinde verdiği kârı feda ettikleri gibi keselerin - den de zarar ederek rekabet yap - makta, sonunda da söylediğim gi- bi iflâs etmektedirler. Fırıncılar arasmda bu rekabet devam ederse bir kaç sene sonra piyasada pek az fırm kalacaktır .. Bunun için fırmcılar anlaşmakta - dırlar.,, u Diğer taraftan fırmcılarm bu anlaşmaları Belediye İktısad mü - dürlüğünce haber alımarak tahki - kata başlanmıştır. Anlaşma ile narhtan fazlaya ek- mek satılamıyacağı muhakkak ol- masma rağmen bu anlaşmanın ka- nun! olup olmadığı tetkik edile - cektir. BN Kesilen makam tahsisatı meselesi İlk tedrisat müfettiş ve baş mu- allimlerinin bir aralık kesilen ma- kam tahsisatının tekrar verileceği- ni yazmıştık. Bu tahsisatın kesil - mesi için bir kanun mevcut olma- dığı cihetle verilmeleri lâzım gel- diği vilâyetlere bildirilmiştir. An- cak bütün vilâyetler — bütçelerini hazırlamış bulunmaktadırlar. Bu vaziyette bu tahsisatın bütçeye ko- nulabilmesi için bir çare aranmak- tadır. n ŞEHRİN DERDLERİ % Istanbulda en zor iş Kendi kendime: — Hergin mütemadiyen halkın dertlerini soruyorum, rıyorum. Bunların ekserisi tramvaydan şikâyet e- araştı diyorlar, bir de tramvay şirketi memurl sorayım dedim. Bakalım onlar bu şikâyetler için ne di- düm ve evvelki gece Bebek—Eminö- nü tramvaylarında biletcilik yapan İhsana sordum. yorlar? diye düşün Bana verdiği cevapları aynen not edi; biletçiliğidir. Bir taraftan Kapı açık kalmış ceza. Fazla yolecu h—hlıi » bit et- | — Ne diyeyim? Emin olun ki İstanbulda en zor mes- < ekârlarını tamamiyle tesi lek tramvay biletç #tir raftan şirketin, bir taraftan da belediye ve polisin emir- lerine eyvallah demek her babayiğilin kârı değildir. | larmdan — birine rlar, iyorum : halkın, bir ta- binmiş de hepsi- I En fazla sinirlendiğim şey bilhassa sabah ve akşanı- ları bir takım ufak çocukların terambayın basamakları- na, arkalarına asılmalarıdır. Ekseriyetle Yahudi olan bu çocuklar ne lâf anlarlar, ne de bu huylarından — vaz- geçerler, Sonra arkadan gelen bir otomobilin veya tram- | ::yın altında kaldılar mu, gene bizim başımızı nara ya- Daha ne söyliyeyim? Bu biletçilik öyle berbat bir mes- lek ki? Hani çalışayım, göze gireyim derseniz daha faz- a yanarsınız, Eğer açık gözlüğünüz, gayretiniz 'Darsa bu sefer ya Sirkeci—Edirnekapı, ya — Bebek— ki Kurtuluş Beyant t el c urtuluş Beyant tramvayına verilir. e emdiğiniz süt burnunuzdan gelir. TRMR Yöze vagonlarına — veya mevr Fransada hâlâ düello var Fransada hâlâ yapılmakta olan düellolar gazetelere aksetmez ve gizli kalır. Her sene aşağı yuka- rr 2000 dücllo daveti olmakta ve bunlardan ancak 100 tanesi ger- çekten kanlı kavgaya kadar git- mektedir. İngilterede ve Birleşik Ameri- ka cumhuriyetlerinde olduğu gibi Fransada düelloyu — yasak eden bir kanun bulunmadığından po - lis bunlara müdahale edememek- tedir. Polis, bir düelloyu evvelden Ka- ber alsa bile, ancak — düellodan sonra bir yaralanma yahut ölüm olduğu takdirde meseleye karış - maktadır. Polisin müdahalesini celbetmemiş bir düellonun yara - hlarmı, doktorlar gizli tedavi & der ve bunu bir şeref — meselesi sayarlar. Eğer yara hastahane — tedavisi istilzam ettirecek, yahut öldüre - cek kadar ağırsa, meselenin kaza olduğu — söylenmekte ve böylece polis tahkikatr neticesiz kalmak - tadır. Yaralı da katiyen ağzını aç şikâyette bulunmaz. Fransada yapılmakta olan dü- elloların bir çoğu kadm yüzüm dendir. Bu kavgayı ekseriya alda- tılmış ve hakaret görmüş kocalar yapmaktadır. Düellolarda şimdi — yalnız ta- banca kullanılmaktadır. - Azerbaycanda radyüm Azerbaycanda kaya damarları arasında dünyanın en pahali ma: © deni olan radyüm izleri keşfedil- miştir. Nerimanof vilâyetinin E- lendorf mımtakasında — bulunan bu kaya ocaklarının oldukça mü- him miktarda radyüm ihtiva etti- ği sanılmaktadır. Hardistan vilâ- yetinin İtsi mıntakasında da böy- le radyüm damarları ihtiva eden kaya ocakları meydana — çıkarıl- mıştır. mağa Iıı.lım!udıro n Karışık bir sual Fransada toplanmış olan avır katlar konferansı, müzakere ruz - ine şu karışık — suali koy muştur: D “Nisbeten az miktarda fakat zahiren mebzulen harcanır - gibi gösterilen bir para sayesinde ve bir kaç arkadaşınım da yardımile bir şahsın ulusal bankadan bü- yük ikrâmiye olan bir milyon frangı kazandığına herkesi inan- dırdığını farzedelim: Kendilerini ilân ettirmek maksadile tüccar lardan bir çoğunun bu — yalancı milyonere mallarını bedava ver - diklerini de sanalım. Bu takdirde yalancı milyonere dolandırıcı de- nebilir mi, denemez mi?,, Fransız — avukatları işte bunu münakaşa etmek üzeredirler. Belediyenin yeni fen müşaviri Istanbul Belediyesi Fen Heyeti müşavirliğine getirilen Almanyalı mütehassıs Marten Vegner — imar bürosunda çalışmıya başlamıştır . hü,“ı.* Türk — musikisinin letini vermemişsin ceza. Arka tarafta bilet keser- "'M.üdlımdın olun; Nati |i ai Hişeie döhilar BÜ ea ba, baasaık, aıçık göz görünmeyeyim derseniz bu sefer de işten çe | Berlin Belediyesi fen heyeti reis - Tauştur. | j | ı karırlar, Dediğim gibi aşağı tükürsen sakal, yukorı bü- liğini yapmış olan mütchassıs şeh u?“khi leri dokun * |taki bir adam aşağı İnmeden zili çekmişsin ceza. ©, kürsen bıyık!... mmetli l ri gezerek tetkikat yapmaktadır « bi Kışacası ne yapâan, ne etsen ceza, ceza, ceza. Yarın bu bahise devam edeceğim. |