z 24 MART — 1935 MARKA Müslahzaralı HUBUBATUNLARI Smu:ı_'r — Kuvver Menbaıdır, kale İstasyonunda treni kaçıran Kuruçaylı Mehmet oğlu Hay- dar'ın, Kırık Kaleden nereye gittiği anlaşılamadığından İs- tanbula geldiğini veya nerede bulunduğunu bilenlerin insani- yet natlnma aşağrdaki adrese haber vermelerini ve bu takdir- de memnun edileceklerini ilân ederim, Galata İlk Belediye so- Tamı Cildiye ve Zühreviye mütehassısı Dr. Bahattin Şevki ı Bahçekapı Taş Han 2 inci kat saat 9 dan 6 ya kadar. ! Göz Hekimi Dr. Şükrü Ertan Babıâli, Ankara caddesi No. 60 Telefon: 22568 Salı günleri meccanendir.. İstanbul 7 nci İcra Memurlu- mu—n—-r—ı— j 7 : eli Te LA Türkce - Osmanlıca - Fransızca SÖZLÜK Dictionnaire Turc - Ottomane - Français İsmail Hami Danişmend tarafından meydana getirilen bu iügat öz Türkçe kelimelerin şimdiye kadar kullanılmakta olan Osmanlıca ve aynı zamanda Fransızca karşılıklarını göstermektedir. Herkesin ve hattâ ecnebilerin istifade edeceği bu SOZLÜK me muamelesinin başlanmasma Ü7 intişar etmiştir. Fiatı 100 kuruştur. karar verilmiş olduğundan mez- ö sönde Yeri Fotare Yo B RKanaat kütübhan esi.m_._;mı_ da kâin Birinci Yenileme Bürosu- " na gelmediği takdirde 2367 No: ASIPIVLX KENAN lu kanun ahkâmma tevfikan yeni- ÖKSÜREN.LERE l - | Sizi soğuk algınlınığdan,nezleden, gripten, baş ve lemenin gıyabında yapılacağı ilân olunur. (481) ; diş ağrılarından koruyacak en iyi ılâç budur, Ismine dikkat buyurulması ç) Istanbul Asliye mahkemeleri Birinci Yenileme Bürosundan: ! 4 Künunuevvel 933 — tarihinde , ikame olunup İstanbul Asliye 1- kinci Ticaret mahkemesinde der-| desti rüyet ve Liman Şirketi ile Azmi arasında mütekevvin dava' dosyasının yenilenmesi için veri- len beyanname ve gönderilen dı—t vetiye Azminin , meçhul olduğu beyaniyle mübaşi- ri tarafından bilâ tebliğ iade edil- miş ve yirmi gün müddetle ilânen | tebligat ifasına ve 8 — 4 — 935 Pazartesi günü saat 14 de yenile-| gandan: Mahcuz olup paraya çevrilme- sine karar verilen motosiklet, br- siklet, ile otomobil âlât ve edevatı | 25 — 3 — 935 tarihine tesadüf e- den Pazartesi günü saat 15 den itibaren birinci açık arttırma su- retiyle Yeni Postane civarında A- lalamcı hanının dördüncü katta satılacağından talip olanların ma- hallinde hazır bulunacak memu- runa müracaatları ilân — olu- _K A N Z U K GHHN İ ÖKSÜRÜK ŞURUBU |Türkiye Güzel Sanatlar Atelyesi ZAYI — Almanyadan T.F.L.| — Göğüs nezleleriyle hâd ve müz- Telefon 42769 marka ve 8547 — 8 numara ile min kasabat iltihaplarında, Zatür- gelen 2 sandık pamuklu mensuca- rie, zatülcenp ve boğmaca öksü- Istanbul Belediyesi ilânları | S 19—4 — 1933 tarih ve| rüklerinde çok faydalt bir ilâç| TEminönü Belediyesinden: Mubammen bedeli “135,, liradan iba- 05 nçmaralı gümrük Sakbu | ç. Göğüsleri sayıf olaalara eyae| rei S0 motramikp Ka pasarlida. Üetüz KUMÜLMAMİZA Ü baptaki zu kaybolduğundan ve yerine i-| ca tavsiye olunur. Bir çok profe- şartnameyi görmek üzere taliplerin Daire Hey'eti Fenniyesine ve kinci bir nusha almacağından bi-| sörlerin takdirlerine mazhar ol-| pazarlık için de yüzde 7,5 muvakkat teminatlariyle Martm 25 nci rincinin hükmü-olmadığı ilân olu«| muştur. Kanzuk öksürük ııınllıuJ Pazartesi günü saat 15 de Eminönü Dairesi Encümenine müracaatları nur. w sat ve Bozaldo — — maruf eczanelerde bülünur. — | ilân olunur. “1214, VAYi İĞDÜDA 4a4 Alafranına ve alaturka, YEMEK ve TATLI KiTABI Hetgün pişecek yemeklerin ve tarlılanın listesini ve yapılışlarını bu kitabda bula.caksınız Satış yeri; İstanbul Ankara ceddesi Na 15? Inkılâb Kitabevi YENİ ÇIKTI 004 BORJİYA Şöyalye bütün sokakları dolaştı. — du. Beatris de oradaydı. Ara yolları gözden geçirdi. Fakat bü- tün araştırmaları boşa çıktı. — Bu bir hayal, bir delilikten baş- ka bir şey değil. Onun buruda bulun- masma imkân yok.. Sözlerini mırıl- danarak aramaktan vazgeçti. Aradan bir kaç gün daha geçince Ragastan bu hâdiseyi büsbütün unut- tu. . Nihayet bir akşam Prens Manfredi ile Kont Alma ertesi günü Sezarın ordusuna hücum edileceğini bildirdi- ler, Bütün senyörlere bir buluşma ye- ri kararlaştırıldı. Şafakla beraber Kont Alma ve Prens Manfredi muha- vebe yerine geleceklerdi. - Toplanan mecliste Ragastan da bu- “unduğu gibi Primver de oradaydı. Toplantıdan sonra Şövalye, Orsi- ni'nin köşkündeki dairesine giderek eğer takımını ve silâhlarını yokladı. Bunların mükemmelliğine inandıktan sonra yemeğini iştiha ile yedi. Sonra yutmak istedi. Fakat gözüne bir türlü uyku girmiyordu. Beatrisin hayali uykusunu kaçır: mıştı. Ertesi günü ölmek mümkündü. Primveri son kere görmek ona hiç ol- mazsa çektiği acryı anlatmak istiyor-| du. Artık yatakta duramıyarak he- men dışarıya firlayıp sarayın yolunu tuttu. Bütün kapılar kapalıydı. Ragastan bahçenin demir parmaklığına doğru gitti. Başmı demirlerin nrasına soka- rak içerisini görmeğe çalıştı. Parkta derin bir sessizlik hüküm sürüyordu. Ragastan parmaklığı aşarak içeri- ye atladı.. Nereye gidiyordu! Bunu kendisi de bilmiyordu. Bir hırsız gibi, kat'i bir maksada bağlı olmıyarakt sonunun Bereye varacağını düşünmeden ileri- ye doğru yürüdü. Biraz sonra kendisini Prens Man- fredi ile bir kere daha konuşmuş ol- duğu granit kanapenin önünde — bul- Ragastan, sık ağaçların husule ge- tirdiği bir gölgelikte durdu. Önünde ayın işığiyle aydınlanmış ufak — bir meydan, meydanın öbür ucunda, bü- yük salkım söğüt ağacının sarkan dal ları altında, Prenses Manfredinin gölgesi görünüyordu. Primver yalnız başınaydı. Şövalye, bir şey düşünmeden he- men prensese doğru gitti. Beatris de onu tanımıştı. Geleceğini biliyormuş gibi hiç şaşmadı. Ragastan: — Madam! Böyle bir vakitte hu- zurunuzda bulunmağa cesaret ettiğim için beni affediniz! dedi, — Fakat bütün kapılar kapalı ol- duğu halde buraya nasıl girebildiniz.. — Bahçenin demir parmaklığından aslım.. Prenses bir harekette bulnmak İs- terken Ragastan gene sözüne devam etti: — Yanlış anlamayınız.. Ve kalbi- min size karşı çok derin hürmet duy- xulariyle de dolu olduğunu unutma- yımnız.. Dudaklarında hafif bir gülümse- me beliren Beatris: — Sizi böyle tehlikeli bir işe sürük- liyen yalnız hürmet midir?.. dedi. — Emerederseniz hemen çekilirim.. —Hayır. Kalınız! Bu tehlikeli işe cesaret ettiğinizden dolayı sizi affedi: yorum, Fakat bundan da anlıyorum ki bana çok mühim bir şey söylemek istiyorsunuz Şövalye!, — Madam! Size yalnız şunu söyle- mek isterim, Yarın harp başlıyacak ve ben en ön sırada bulunacağım. Bu- nün içindir ki beni şimdi belki de son kere görüyorsunuz.. Ve ben hayatı- mın bu son akşamında size yalnız su- nu söylemek İstiyorum: Uğrunuzda bence hiç bir kıymeti olmıyan canımı yererek mes'ut oluyorum. Sezar ister İtalyayı zaptetsin ister etmesin ben hayatımı yalnız sizin için tehlikeye n- duğu halde bunların ınındıydı., Bundan sonra diğer alaylar ve en ge- ride baştan başa zırhlar giyinmiş su- variler bulunuyorlardı. Cepane arabaları ile çadır ve erzak arabaları ise hafif suvari bölükleri- nin muhafazasında olarak ayrıca bir kol teşkil ediyordu. Bu kolu da pala ve kalkanla silâhlanmış, ufak atlara binmiş, Roma milisleri takip ediyor- lardı. < Sezar meyustu. Hattâ bir dönemeç- ten geçerken ordusunu yukarıdan kuş ! bakışı seyredip krallığını temin ede- cek olan bu harbi muhakkak surette kazanacağına içi inandığı halde gene meyustu. Gözleri garip —bir surette parlıyor, geniş burun delikleriyle acı bir felâket kokusu alıyordu. İki isim, mütemadiyen tekrar etti- | Ki iki iâsim fikrini altüst ediyor, kin- dar bir sesle, “Ragastan ve Primver!,, Kelimelerini mırıldanıyordu. Arkasından gelen maiyet Senyör - leri harpten sevinçle — bahsediyorlar ve konuşuşlarını dinliyen Sezar arası- ra kısa bir kelime ile bunların sözleri- ni tasdik ediyordu. Daima yağmadan bahsolunuyordu. Sezar bazan büyük * bir kilisenin eşyasını birine veriyor, bazılarına saraydaki bir kaç kıymetli tabloyu almaları için müsaade edi- yor. Hattâ gümliş takımlarını — bile dağıtıyordu. Bundan hoşlanan Sen - yörler de gürültülü kahkahalarla gü- lüyorlardı. Sezar bazan Lükresin yanına gidi- yordu. Papanın kızı etrafında hususi muhafızları olduğu halde geniş bir a- rabaya kurulmuştu. Vaktini düşün- mek ve kitap okumakla geçiriyordu. Arabanım kapısı yanında yarasın - dan dolayı rengi hâlâ solgün olan pa- pas Garkonyo gidiyor, ve Lükres ara- sıra kimsenin işitemiyeceği bir suret- te onunla konuşuyordu,. Sezar ne va - ,kit yanlarına gelsâ bu konuşma kesi- Tiyordu.. BORJİYA ER AA . Ordu bu suretle menzilden menzile ilerledi. Nihayet bir akşam üstü geniş bir ovada durarak etrafta hendekler kazıldı Ordugüh kuruldu. Ovanın ni - hayetinde, kayalar arasında, Monle - forteye giden boğazlar görünüyordu. Ertesi akşam Sezar kızkardeşini görmek istediğinden çadırına gittiyse de Lükres orada değildi. O gece ve er- tesi günü de dönmediği için Sezar ©- nun ortadan kaybolduğunu ilân etme- ğe mecbur oldu. Kendi kendine: — Belki korkarak Tivoliye dönmüş- tür, dedi. Bir haber almak için papas Garkonyoyu arattıysa da bunun da meydanda olmadığını haber verdiler, n z DÜELLO Ragastan, Jan Maletestanın tayin ettiği düello yerine giderken son de - rece yeisli olduğu gibi düşmanının kı- herydi ölmeğe de hazır bulunduğun- dan Primver başkasının olduktan sonra kendisince hiç bir kıymeti kal- mryan hayatını ilk hamlede feda et - meğe karar yermişti. Lâkin bu kara - rını verirken yaradılışımı, yaşamak sevki tablisini, kendi kavgacı huyunu hesaba katmadığı gibi manevi bir mu- vaffakıyetsizliğin doğurduğu mağlü - biyet anında ölmek fikrinin insana ne kadar ağır geleceğini de düşüneme - mişti. Tşte bu sebeplerden dolayı Maletes- tanın karşısında siper alarak durdu - ğu zaman göğsünü onun kılıcına açık bırakmıştı. Lâkin rakibinin ilk şid « detli hamlesinden sonra kendini kol . lamağa meecburiyet duydu,. Bu müdafaa hissir yaşamak kay » gusundan başka düşmanının mehare. tinden de ileri gelmişti. Meleteste ftam ona göre bir rakipti. Döğüşte çok yüksek ve usta olduğu anlaşılıyordu. Hattâ bir beceriksiz adamın bile elin- | Forma: 26