| HABER — Akşam Postası “Venizelos lâfı değiştirdi: | Sabık Yunan | Tz eg" Siyasetten vazgeçmemiş! (Baş tarah 1 incide) Bana doğru yaslandı gözlerini Bay Çaldaris bu teklife verdi- Yüzünde mutat olan tatlı tebes.! gözlerimin içine dikerek ve büyük| ği cevapta, hükümetin bir an ev- sümile: — Başüstüne, yalnız on dakika kadar müsaade edin de hhvoıîu-l mı edeyim! Dedi. | İştehasmı giderdikten — sonra | tekrar güverteye çıktı. Rex vapu- runda kendisine 25 kişi refakat e-| diyordu. Bunların arasında hususi polisinin müdürü vardı; tehlikeli bir memuriyet, doğrusu.. 'Yanıma gelince tam mânâsile sakin bir sesle: — Ne istiyorsunuz bakalım? — Başkan cenapları, şimdiki 'Yunan hükümeti krallığın iadesi-| ne dair olan bütün gürültülere rağ- men cümhuriyetin hiç bir tehlike- ye maruz bulunmadığını bir be- yanname ile neşir ve tamim etmiş tir. Giritli devlet adamı bu sözlerim üzerine büyük bir canlılıkla: — Sahi mi? Bakın bu beni alâ. kadar eder doğrusu.. Yedi sekiz lisanı birden akuma. ğa alışık olan gözlerile İtalyan ga- zetelerini şöyle bir gözden geçir- di. Sonra da başmı kaldırarak acı veı güldü ve: — Fakat niçin Yunan hüküme- ti bir aydanberidir. devam eden krallık hareketlerine mâni olma- dı? Çaldaris düşündüklerini niçin açıktan açığa İzah etmedi. 24 şu- bat tarihinde, ihtilâlden tam bir hafta evvel Selâniğin meşhur Be- yaz kulesi civarında krallık taraf- tarları tezahürat — yapmca polis' müdahale etmedi? Niçin cüml u- riyetçilerin mukabil tezahüratına engel oldu? Yirmi iki aydır muha- lefet partisinin şefi olduğum hal- de niçin beni meclise — gitmekten menediyorlar? Bütün müracaatla- rımı Çaldaris niçin hep duyma- mazlıktan geldi? 6 Haziran günü Atinanın mesiresi olan Kefisya- dan dönerken niçin bana bir sui kast yaptılar da karımı yaraladı- lar ve hususi muhafızlarımdan bi- rini öldürdüler? Suikastin ertesi günü gazeteler bana kurşun atmış olanların birer kahraman sayıla- gaklarmi ve bunların namma altın heykel dikilmesi icap edeceğini yazdılar da hükümet niçin hiç mü—. dahale etmedi? Ayni gazeteler ben öldürülünceye kadar bu sui kastların tekrar edilmesini öğüt. lediler de niçin resmi hiç bir ma- kamı ağzını bile açmadı? İhtiyarın sesi burada sertleşti. Gözleri, ve bütün vücudiyle heye- canlı işaretler yapıyordu. Bütün varlığında fevkalâde bir canlılık görünüyordu. — Bundan sonra sürgün yaşa- mak mı? Kavgadan vazgeçmek mi? Bu olur mu hiç? diye yüksek sesle söylendikten sonra devam ettit — Nasıl olur da end'şe etmem: Filonun hareketinden bir gün son- ra Yunan hükümeti kanunu esasi- min bütün ahkâmını ortadan kal. dırarak yalnız askert kanunların hüküm süreceğini ilân etti. Bu ne demekti? Sonra da Yunan hükü- metinin neşrettiği “Karakuşi,, ka- nunlara ne diyelim? | Hangi kanunlardan bahsetmek l:_îllanl anlıyamadığımdan sor- L — Ne gibi Karakuş! kanunlar?| bir hiddetle: —Naıihikıııunludınıâo-; mek? — Gazetelerde okumadınız. mı? Benim bütün emlâkimi mü...: dere eden kanunlardan başka bir| de karımın mallarını müsadere et- meğe kalkışmışlar! Karım bir ih- tilâlci midir? Bir mahkeme huzu- runda mühakeme edilmiş midir? Hayır ve hayır; sadece benim ka- rım olduğu için malları müsadere| edilecek! Muhaverenin bu noktasımda Madam Venizelos kocasına hay- ranlık ifade eden nazarlarla bak- tı. Giritli siyasacı devam etti: — Kaybettik. Daha başlangıç-| ta hareketin başına geçmemi tek- lif etmişlerdi. Ben yanaşmadım. Hikâyenin öte tarafını biliyorsu- nuz. Çaldaris yaşıyacak olursa, ve cümhuriyet rejimini hiç bir tehli- ke tehdit etmiyorsa doğrusu se- vinirim, — Napoli polis komiseri gelmiş, ayakta duruyor; M. Venizelosun kendisini takip etmesini bekliyor- du. İhtiya> kurt şimdi artık acele etmeğe başladı. Çünkü komiserin dimdik durması adetâ bir kuman- da mahiyetinde, , . M, Venizelos eliyle selâm vererek benden uzak laştı. Fakat onu çabuk yakaladım: — Başken cenaplacı, ve yap- mak isteiliğinizi hâlâ söylemedi- niz ki.. — Ne mi yapacağım? Bu, hâ- disat> tağlı.. Eğer Yunanıstanda nizam tekrar teessüs eder de cüm-| huriyet — emniyette olursa ben ya- | bancı memleketlerde, meselâ Pa- riste, Londrada, ötede beride iste- diğim yerde kalırım. Her halde bir yerde yerleşecek değilim.. — Ya dedikleriniz olmazsa? — Olmazsa harekât gene başlı- yacak o vakit ben de düşünürüm. Onun hilekâr gözleri, ince ha- reketleri her fikrini anlatmağa ye- tiyordu, — Şimdilik niyetiniz? — Gördüğünüz gibi Napoli rıh- tımıma ayak atıyorum. Parkas ote- line ineceğim. Romaya da uğrıya- cağım. — Sonra? — Sonra, dedik a! düşüneceğiz. Benim anladığıma göre faşist hükümeti müsaade ettiği takdir- de şimdilik bir kaç — zaman için memleketinin en yakın bir rasat- hanesi olan İtalyada kalmak niye- tindedir. Hiş süphe etmiyelim ki yı.çlıı | Giritli hiç bir şeyden vazgeçmiş değildir. Taşıdığı gövde sıhhat ve ihtirasla dolu; kafası ise hâdisat,| tarihler ve rakkamlarla dolu. O | TI yaşında, fakat tekaütlük çağı-| nın gelmiş olduğuna henüz inan- mıyor. Maurice Montabre Çaldaris âyanın değil mlletin fikr ni soracak Atina, 23 — Birçok âyan aza. sı, eski Hariciye nazırı ve muha - fazakâr ahrar fırkası reisi Bay - Miha'akopulos vasıtasiyle, Baş - vekile müracaat ederek Yunan kanunu esasisinin tadili için hü - kümetçe almacak tedbirlerin â . yan ve mebusan meclisleri tara . fından yapılacak — müşterek bir. | toplantıda tasdik edilmesini iste- mişlerdir. vel memleketi parlmanter hayata iade etmek hususundaki azmini bildirmiş ve hükümet alacağı ted. birleri doğrudan doğruya millete tasdik ettirmek istediği cihetle, bu teklifi kabul edemiyeceğini i - lâve etmiştir. , YUNAN EL ÇiSi ATİ- NAYA GiDIYOR Dün Yuranistanın Türkiye elçi- si Bay Sakelaropulos Ankaradan şehrimize gelmiş, Tokatlıyan ote- line inmiştir. Yunan elçisi yarın Atinaya gi- decektir. Seyalrati hakkında gazetecilcre demiştir ki: “— İki yıldır mezuniyet yap- mamıştım. Mezunen gidiyorum. Bir ay kadar kalacağım. Memle- ketimizdeki son hâdiseler dolayı- sile Türk hükümeti, Türk ulusu, 'Türk matbuatının gösterdiği bü- yük dostluktan çok mütehassis ol- dum.,, Yunan elçisi Bay Sakelaropulos bundan sonra ayrı ayrı memleket- lere sığınan — Venizelist zabitler mselesine dokunarak; “#— Bunlar hakkında hiç bir te- şebbüste bulunulmadığını,, ve Yu- nanistanda faşizm rejimi — tesisi hakkındaki haberlerin “doğru ol- madığını,, anlatarak sözlerini şöy- le bitirmiştir: “— Yunanistanda cümhuriyet rejimi iddia edildiği gibi tehlike, ' de değildir. Başka bir vaziyet yok tur. Asayiş yolundadır. Normal vaziyet yeniden kurulmuştur.,, ... Yunanistan Türkiye elçisinin, da- ha isyan çıkmadan önce Aüııııyıl gitmesi mevzuu bahsoluyordu. İs-| yan çıktıktan sonra, tercihan Ân- karada kalması uygun ve tabil gö-| rülmüştü. ŞEHRİMİZDEKİ VENİZELİST, ZABİTLER Hududumuza - sığmarak İstan- bula gelmiş olan ve — kendilerile konuştuklarımızı dünkü nüsha- mızda yazdığımız mülteci Yunan zabitleri dün bazı — pansiyonlara dağılmışlardır. Ancak general Anagnastopulos, miralay Vlakos, mülâzim Delag-| ramatikos hâlâ Emperiyal otelin- de oturmaktadırlar. Dün Yunan zabitlerinden beş tanesi ellerindeki Yunan paraları- nı Türk parasma çevirmişler top- tan 21,500 drahmi bozdurmuşlar. dır. : POSİDON VAPURU Son defa alıkonulan Posidon vapuru serbest brrakılmıştır. YUNAN İSYANININ TİCARE- TİMİZE TESİRLERİ Şehrimizdeki ihracat tacirleri birleşerek Ökonomi Bakanlığına . mühim bir müracaatta bulunmuş-. lardır. Tacirler bu müracaatların- da son Yunan isyanımm Türk ih- racat ticaretine yaptığı büyük za- rarı gözönüne koymakta ve bu za- rarın telâfisi için tedbirler alın- masmı istemektedirler. Yunanistanla aramızdaki takas anlaşması mucihince memleketi- mize giren malın üç ay zarfında mukabili ihraç edilebilir. Son is-! yan hareketinden dolayı Yunanis- tanla aramızdaki ticaret münase- batı uzun müddet durduğundan ' 4 MART — 1925 Sabık Yunan kralı ilekraliçesi barışıyor Yunan ihtilâli senelerdenberi ayrı yaşamakta olan karı kocanın ye- niden birleşmelerine — yardım et- miştir. Bükreşte yaşamakta olan sabık| Yunan kraliçesi Elizabet, eski Yu- YS KAi a nan kralı beşinci Jorjla birleşmekl |. Selimirede Sirkeci Ahmedin ÜÇ ğ li yüzünden aylarca üzere bu yaz Londraya — gitmeğe bosBallilme öh telemetai karar vermiştir. Krallık taraftarla.| 1 / ) kantacı Çikiyi dava ettiğini m.un ezici bır-mıfv.ıft"—ıkıy.ehlı bit yazmıştdı. -Ba davaya dün Beyoğ' miş olan son ihtilâl üzerine sabık| , üçüncü hukuk mahkemesinde kral Hindistanda yapmakta oldu- bakılmıştır. Dava edilen lokanatcı ğu kaplan avını ',:..a. bırakarak| hasta olduğunu bildirmiş, Mah - Avrupaya doğru çıkmıştır. işüir. Kraliçe Elizabet-oaunla: hakeride-| kummede &lm&m' GA riyede birleşerek birlikte Avru-| mış, lokantacı Çikiden 60 - lirası paya dönmek niyetindedir Bu ka- kedi parası olmak üzere 360 lira rı koca seneler var ki ayrı yaşıyor-| tazminat — istemiştir. Muhakeme lardı. Sabık kral beşinci Jorj Lon-/ Çikinin gelmesi için 10 nisana kal drada oturuyor; kraliçe Elizabet| Mıştır. te Bükreşte kardeşi Romanya kra-| — Bu kedi davasında ismi geçen lr Karolun sarayinda misafirlik e-| lokantacıyı aradık. Hasta olduğu diyordu. Kraliçe Elizabet Madam| için bulamadık. Lokantanım Ma - Lüpeskonun en yakm dostuydu.| car şef garsonu bu dava etrafında Karı koca Londroda İngiliz kralı-| bildiklerini şöyle anlatmıştır: nmn yirmi beşinci yıl dönümü me-| — “Üç renkli bir kedi — dünyada rasiminde bulunacaklardır. Şimdi| bulunamaıştır. — Hattâ — Macar bu sabık kralın taçlı fotoğrafları| Prenslerinden biri bu uğurda bin- bütün Atina sokaklarını doldur-| lerce lira sarfetmiş, dünyanım her maktadır. tarafından gelen kedilerde üç renk bir arada bulunamamıştır. Usta Daima güzel Atmot böylü bir Ködi arandığın - Kedi meğer boyalı ““İmiş nedir, o da arayordu. Bu Sirkeci haberdar olmuş, kendi kedisi- ni sepete koyarak getirmişti. Bu kedi üç renkli- değildi. Aradan bir kaç zaman geçti. Bu adam ge- ; | ne bir gün birkedi —getirdi. Al - Tlkç baktık. Kedisinin boyalratdüri) “| gğunu gördük.. Üçüncü defa gene bir kedi getirmişti. Sepeti açarken kediyi kaçırdı. On beş liraya al- dım. Parasını verin, dedi. Sirkeci « den böyle bir istekte bulunulma - dı. Bilâkis kendisi — geldi, gitti . Benim bildiğim bu kadar.. üniversitede Hukuk dersinde bir İngiliz Kanzuk Eczanesi mustahzaratından tabanca patladı ve KREM BALSAMiN bir talebe yaralandı KANZUK Dün öğleden sonra Hukuk fa- ile , kültesinde bir kaza olmuş, ve Ca - ğ - hit isminde Mülkiye Mektebi ta - EKSiR BALSAMIN, ” | jebecinden bir göng yarelanmitm'. KANZUK Öğleden sonra Hukuk fakültesi İsimli 2 şaheseri, bütün dünyanım | ikinci sınıfında profesör — Sıddık en mükemmel güzellik müstahzar- | Sami söminer dersi verirken bir - larıdır. Ötedenberi memleketimiz kibar âleminin takdirine mazhar ol - muşlur. Krem Balsamin Kanzuk Kadın güzelliğinin sihrini terki - den bire bir tabanca patlamış ve bir feryat yükselmiştir. Talebe - nin heyecant yatıştıktan sonra ya- pılan tahkikatta — tabancanm Er- zurum lisesi mezunlarından Sırrı - nım arka cebinde dururken kendi y kendine ateş aldığı ve Cahidin binde saklıyan en ciddi ve şayanı 4 D baldı del tiği anlaşılmış - itimat markadır. — Genç ve ihti - tıî. KrRüL.G0D geeit yar bütün kadınlar için zaruri bir ihtiyaçtır. Cildin letafet ve tara- vetini arttırır. Eksir Ba'samin Kanzuk Cildin daimi yumuşaklığını temin eder, Yüzdeki çil ve lekeleri alır . Sivilceleri tamamen — izale eder. Traştan sonra cilde lât'f bir se - rinlik verir. İlk tedavisi derhal Üniversitede yapılan Cahit Cerrahpaşa hasta - hanesin keldırılmıştır. Üniversite namımna yaralı talebeyi müayene eden operatör Nissen yaranm e- hemmiyetsiz olduğunu, ve bir kaç gün içinde tamamen iyileşeceğini söylemiş, diğer taraftan da taban * calr talebe Sırrı hakkımda tah- Umumi deposu: İngiliz Kan -| kikat yapılmasma başlanmıştır. zuk eczanesi. Beyoğlu. Maruf par- fümörilerde bulunur. BULGAR SEFİRİ ANKARADA Ankara, 23 (HABER)— Bulga- ristanın yeni Ankara orta ıl;id Bay Pavlof bu — sabah şehrimiz€ gelmiş, durakta protokol şeflerin” den Bay Şefkati tarafından karşı" | lanmıştır. her iki taraf tüccarlarının hiç te kabahatleri olmadan vaziyet za- rarlarına olmuştur. Tacirler bu üç aylık müddetin altı aya — çıkarıl- masımı istemektedirler. .—-;—MM3 MA