Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
HABE'R — Akşnm Postrst ticareti ortadan kalkamaz Cenub Ameri- . kasına satılan kızların yüzde 751i Orta Avru- padan toplanan yahudikızları idi. SELME e Kadınlar, fuhşa nasıl sürükleniyor? Uluslar derneğinin “Beyaz ha- dın ticareti,, ile mücadele şube- sinde Fransız delegesi ve Fran- sadaki “Düşmüş küçük kızlara yardım derneği,, Başkanı Madam A. dö Sent Krua “Beyaz kadın ti- careti,, hakkında fransızca Lö Mua mecmuasında müh'm bir makhale yazmıştır. Naklediyoruz: Eski kurunlarda esir tıcareti yapılırdı, daha sonraları zenci- ler almıb satılmağa başlandı. Beyaz kadın ticareti ise bu türlü alışverişin modern şeklidir. Baş- balarının düşkünlüğünden, sefa- iztinden istifade etmek, — bazı kimselerce, en kolay para kazan- ma vasıtası olarak telakki edil- mektedir. Kırk beş yıldanberi bu gibi meselelerle alâkadar olduğum i - çin, resmi idarelerle suç ortak - lığı yaparak değilse bile, onla - rın müsamahasından istifade e - derek başkalarına fuhuş yaptırıb büyük servetler kazanan adam - lar gördüm Bundan otuz yıl kadar önce Kaliforniyada kadın ticareti ya- pan bir sendika ile meşgul ol- muştum. Bu sendikanın 38 mil- yon dolarlık bir sermayesi vardı. San Fransiskodan savuşan baş - 'ka bir sendika Arjantinde yerleş- mişti. Bu sendika kapanldıIğı za- man sermayesi 200 milyon frank- tı. Fuhuş nedir? Teorik bakım- dan bir fahişe, para mukabilin- de karşısına çıkan ilk erkeğe ken disini veren kadın demektir. Fa- " kat ben kendi hesabıma, hukuki bakımdan bu tarifin doğru oldu ğunu kabul etmekle beraber, lüks elde etmek veya marazi bir iste- ği gidermek için vücudunu para gibi kullanan her kadının fahişe telâkki edilebileceği düşüncesin- deyim. Bununla beraber. mese leyi yalnız kanuni çerçev2 için - de gözden geçirelim. Fahişelerin çoğu işçi sınıfın dan çıkar ve bunda — babaların, annelerin büyük bir mesuliyeti vardır. Son yaptığımız statistik- lerde, yüz vaka üzerinde alt - mrş beş vakada çocuklarının düş- melerine ebeveynin sebeh olduk- larını gördük. Hattâ ebheveyn' tarafından satılıb sonradan der —- meğimize getirilen yedi buçuk ya- — şında bir kız çocuğuna da rasla- ile « t | dım. Bu acıklı hali ya ahlak duy- gusunun noksanlığına, yahud da ebeveynin, çocuklarını tahsil et- tirmek ve terbiye etmek bakımın- dan gösterdikleri ihmale atfet- melidir. Bir yıl içinde derneğimize ge- tirilen genç kızlardan yüzde 12 sinin okul şehadetnamesi oldu- ğunu, yüzde l4 ünün hiç oku- mak yazmak bilmediğini ve geri kalanımn da biraz yazı bildiğini gördük. İyi aileden olub da düşerek her hangi bir sebeb yüzünden fa- hişelik eden kızlar pek azdır. Bu- nunla beraber böyle birkaç ta— nesine rasgeldim. Vaziyetleri ka- rakteristik olduğu için bunlar hakkında birkaç söz söylemek is- terim. : Bunlardan, babası zengin sa - nayicilerden olan bir tanesi, yazı geçirmek üzere — gittiği sehirde, oralara manevra yapmak üzere gelen bir zabitle tanışmıştı. ra terketti. Kızcağız bedbeht ve umudsuz bir halde ebeveynini bı- rakarak Parise geldi. Birkaç gün sokaklarda dolaştıktan ve yanın- da bulunan az miktarda parayı harcadıktan sonra, umumi bir bahçede bir kanapsye oturarak ağlamağa başladı. Onun bu ha- lini gören bir kadın kendisine a- cıyarak kızcağızı odasına götür- Bu | zabit kızı baştan çıkardıktan son | dü. Orada üç gün kaldıktan son- ra, kızla kendisine raslıyan ka- dın bir müzik hole devama baş- ladılar. Kızcağız orada rasgel: diği, iyi mevki sahibi bir gençle tanıştı; seviştiler. Acıklı mazisini unutmak isti- yen genç kız bana gelerek halini anlattı. Onu ticarethanelerden birin yerleştirdim. Birkaç ay son- ra da tanıştığı gençle evlenerek büsbütün düşmektn kurtuldu. Başka bir sefer de, gene iyi ai leden olub bir adam tarafından iki küçük çocuğuyla beraber ter- kedilen bir gençkız beni-ziyaret etti. Londrada bir iş bulmağa çalışmış olan bu kız derin bir se- falete düşerek Fransaya dönmüş, Kartiye Lâtene yerleşerek çocuk- larını geçindirmek i ıçın fulışa baş- ! lamıştı. Tahsili iyi idi. Öna hastabakıcılık öğrettirerek bir ! hastaneye yerleştirdim. Bu iki misal de iyi tahsil gör- müş kızların imkân bulunca öte- kilere göre daha kolay kalkına- bildiklerini gösterir. Derneğimizde yaptığım tet - kiklere göre, umumiyetle yerleş - miş bir düşünce hilâfıma olarak, işsizlik genç kızların düşüşlerin- de büyük bir rol oynamamakta - Çalışmasını bilen bir kadın kolay kolay fuhuş — yapamıyor. ı Kazaen yapsa bile hemen usla - nıyor ve imkân bulunca işine dö - Nüyor, Fuhuş Kalkmadıkça a b TeĞ di Fi wei - - Uluslararast kadın ticaretine gelince, bundan otuz yıl önce ce- nub Amerikasmna satılan kızla - rın yüzde yetmiş beşi orta Âv - rupadan toplanan yahudi kızları idi: Kızların ebeveynine para ve- rilerek kendilerine iş bulunacağı | vadiyle bunlar uzak ülkelere gö- türülüyordu. Yahud da bu işi yapan adamlar kızlarla yalancı bir nikâh — yaptırıveriyorlardı. Başka başka yerlerde on genç kız la evlenmiş adamlar olduğunu biliyorum. Kocaları bunları yo- la çıkararak kendileri sonra ge- leceklerini söylüyorlar, kızlar A- merikaya varınca kendilerini ko- cadan başka bir şeyin beklediği- ni anlıyorlardı. Hahamlar ve çok kuvvetli ya- hudi birlikleri bu ticaretle çar- pışmakta olduklarından şimdi bu türlü işlere raslanmamaktadır. Gene kökleşmiş bir kanaatin aksine olarak beyaz kadın ticare- ti, daha ziyade, işlerin iyi gittiği yıllarda yapılır. Nitekim Uluslar Derneğine verdiğim — raporda, son yıllardaki ökonomik duru - mun kötülüğü dolayısiyle beyaz kadın ticaretinin azaldığını isbat attim. Savaşın da ahlak düşüklüğüne çok tesiri olmuştur. Kocası cep - hede olan ve geçinmek için tarla- da veya fabrikada çalışmak mec- buriyetinde kalan kadın, çocukla- rma iyice nezaret edememiş, bu hmal de bugünkü ahlak düşkün- 'ğünü doğurmuştur. Bu hallerin önüne geçmek i . çin birçok şeyleri tadil etmek ve açmalıdır. Ü gençliği daha iyi Körümüak gere tir. Ü Fransadaki hürriyeti şahsî!'?' Dön kanunu dolayısiyle, küçük ya$ | ha taki fahişeleri uslandırmağa uğ' raşan kurumlar büyük güçlükle” | ol le karşılaşmaktadırlar. Bu giö?'| a | lerin, ebeveyninin yanına — döf | Hu |i memeleri gereken, birçok ani -:'“ lar, babalar çocuklarını geri ı"" maktadırlar. Halbuki böyle kıf' | © ların üç dört günde uslanmalar : imkânsızdır: Kendilerini terbîf_" t:: etmek, onlara bir iş öğretmek Sf İ rektir. Çok defalar, ebeveyi” ne iade edilen kızlar:_ hattâ ba!l”'l el onların müsaadesiyle — yenidef | — fuhşa dönmek imkânmı bulmaF | ta tadırlar. z Fuhşun önüne geçmek- içif' n kadınların veya erkeklerin geı" b ne, gidene takılması suç added” lerek - şiddetle cezala.ndmnî—ı' dır. Klavuzlar, umumi ev sah-b-; leri ve kadınlara fuhuş yaptırâ * rak onların kazanciyle geçindn:' w ler için de ayni surette hareket o* lunmalıdır. Hattâ daha ileri İi derek diyeceğim ki, fuhuş ot“ dan kalkmadıkça beyaz kaf ticaretinin de önüne geçilemiy” cektir. Çünkü bunların ikisi -birbirine bağlıdır. Bütün ulu? larda yapılan tahkikat, ıozlefı min doğruluğunu isbat eunı!“f' Diğer taraftan da soysal b*d kımdan tedbirler alınmalı, . sil müddetini on dört yaşuıl dar uzatmalı, çocukların © muntazaman devamlarrıız ,—-4' ret etmeli ve 'neslek o!çn[lp,rîf le gençliği boruma kurumı