TarlEFTERE öyyyıyaaAİTTİN y mOomUEMCX zt ) ğ Ğ R K İ ABE BIRAKIRSAK DA ÖL - DÜRMİ YECEKLERİ * Polis Hafiyesi (X: 9) Türk matbuatında bir yenilik olarak sayıtacak bu roman bırınci defa “HABER,, de çıkıyor. Bu romanı bir sinema seyreder gibi takib SARILDIK. POLİS HER TARAFI SıKki aıı; ŞEKİLDE 1 KIZ4 KURTARMAK İN VZERLE VERMENTEN BAŞKA ŞA- G? TEHLİKELİ OLSUN. BUNDAN BAŞKA ÇAREMIİZ yok- AN - İ YAPABİ « ;'Ag.îş#n' ESULİ ÜZERİME ALA. ATEŞİ KESER VE BİZİ SERG w2>7 BIRAKIRSANIZ AKIZI D <i7t TesLimi DL. R/Z. YOKSA ÖLDÜRECE. GİMİZİ ACIKCA SÖYLERİZ!, 178 BORJİYA —Vak'a burada — görüşülemiyecek kadar mühimdir. Meclis toplansın. | Saonra Kont Almaya doğru giderek soğuk bir tavırla: Kont! Meclisin toplanması için €mir verdim.. dedi. | Kont etrafında bulunanları heye- cana sürükliyen bir gururla: — Pek âlâ prens!.. cevabinı verdi. Şimdi müzakere salonunda meclis kürulmuştu, Halk dışarıda — neticeyi sabırla bekliyordu, Salonda, büyük bir masanın etra- fmda,evvelâ Grand — üniformasıyle Prens Manfredi, sonra üstü başı toz toprak içinde yüzü sararmış, bıyıkla- Yını aşabiyetle kemiren Kont Alma, sonra sirasiyle — Valantin Rikardo, 'Trivolçe dö Piyambino, Jan Maletes- ta, Rodriyo, Pinrola, Kiyolo d'Örsini, yer aldılar. Kont Alma s&alona girerken oraya kadar yanından ayrılmıyan Ragastan artık cekilmek istedise de Kont mani oldu: — Biraz evvel size yaverim dediği- Mi işilmediniz mi? — İşitlim Kont!., — ÜÖyle ise biliniz kl yaverler meec. lis'o hazır bulunabilirler, Arkamdan ge iz Ragastan içeriye girince ilk gördü- &i babasına doğru yürüyen benzi u- guK 'rimverdi. Beatris titreyen sesiyle: —Baba!, Geriye dönüşünüzün beni me kadar sevindirdiğini görüyorsu- nu « dedi. Kont Alma cantnın sıkıntısını bir güllişle örtmek istiyerek : — Bentris!. Evlendiğini halkım se- vİnç naralarından öğrendim, İşte bir baba için en müşkül an!., Bunu gen de kabul edersin değil mi yavrum? ceva- binı verdi. — Babal. Her şeyi öğrendiğiniz gaman.. — Bu evleniş ailemize şeref verir. —— Hernekadar bu husustu benden — izin alınmadıysa da benim de fikrim buna yakındı.. Rica ederim Prenses elinizi veriniz! Kont manevrasında cesur ve ma« hirdi. Prens Manfredi meclisteki mü- zakerenin esasını teşkil eden bir me- selenin böyle kolaylıkla halledildiği- ni görünce içi ferahladı. Bu sırada Primver Şövalyeye uzun uzun bakmıştı. Karşısımna geçerek bir söz söylemesini bekliyordu. Şövalye. nin üzerinde dolaşan bir bakışı: — Ben senin gerl döneceğini bill- yordum. Talih bizi birleştirmeğe az- metmiş. Bu anda ağzından çıkacak bir söz bana karar verdirccektir... De- mek istiyordu. Fakat Ragastan başını önüne eğ- miş olduğu için bu bakışı görmemiş hattâ onun derinden derine göğüs ge- çirdiğini bile işitmemişti. Kont Alma« mın kızını ömründe (lk. defa görüyor- muş gibi soğuk ve sakin bir halde dü- şüneceye daldı. Jan Malctesta genç prensese kolu- nu vermek ve onu oturacağı koltuğa kadar götürmek İçin ilerledi. Bu &- rada Primverin Ragaslanı olşıyan istek ve özleyiş dolu bakışlarını görs dü ve buna mim koydu. ' u Kont Alma söze başladı: — Efendiler!., Şimdi açıktan açıfa görüşebileceğimiz için Montefortede olup bitenleri bana anlatmanızı bek- liyorum. Pren« Manfredi iİle kızımın evlenmesi beni hernekadar sevindir- memişse de sen kızım Beatris, ve siz Prens Manfredi bana anlatınız ki, ben burada yokken böyle ağır bir çareye baş vurmanıza sebep neydi? Jan Manfredi ayağa kalkarak sert bir sesle cevap verdi: — Kont Alma henüz her şeyi bil. miyor.. Genç kontesin evlenmesi ken- disi burada yokken geçen iki mühim hüdiseden biridir. Bu evleniş ” İ Amir a #L A a eli e A l DÜ BORTİ —- -— ——— | b nı yüksek meclis vermiştir. Fakat bu meclisin verdiği başka bir karar var- dır ki konta bunu da haber vermçk lâzımdır. — Bu karar nedir?.. — Karar, yahut dün yerine getiri- Jen bir hüküm... — Hüküm mü?... Jan Manfredi ner- de bulunduğunuzu ve kiminle kunuş- tuğunuzu unutuyorsunuz!.. —Evet hüküm diyorm. Çünkü Kont | Alma dün medeni ve şahsi haklardan iskat edildi. Ve kızı meclisin vasiliği altında kendisinin yerine geçti. Dün Kont Almanın vatan haini olduğu yezmen ilân edildi. Onun için kendisi mecliste sual sormak hakkını haiz de- gildir, ancak sorulan suallere — cevap vermek mecburiyetindedir. Bu ağır sözler meclisin bütün aza. Jarında fena bir Iz bıraktı. Kont ce- vap vermek için ayağa kalkmak iste- dise de tekrar koltuğuna düştü. Prim. ver kontun yanına kadar ilerliyerek : —Senyörler!. Babam burada değil- ken ve görünüşte çok ağır suçjarin itham olunurken ben susmuştum. A- gılarımın yüzümden anlaşılmaması |- çin gülüşümü bile kaybetlmemeğe ça- lışıyordum. Fakat bugün onun tekrar aramıza dönüşü Jan Maletestanın gözlerinde bulunmuıyan bir adaleti ta- Jep etmek hakkını bana verliyor.. de- di. Jan Maletesta: — Prenses ne demek istiyorlar?.. dive bağırdı. Yüzü bembeyaz kesil- mişti. Çünkü Beatrisin sesinde kendi ithamını dinlemişti. Fakat bu hiddetin sebebi neydi? İs- temiyerek gözleri Ragastana döndü. Şövalye hiç kımıldanmadan işin sonu- nu bekliyordu. Maletestanın gürleri tekrar Ü'rimvere döndü. Primver ce- vap veriyordu: — No demek istedifimi soruyorsu- nuz! Artık ortaya çıkan hakikati söy- kemek istiyorum, Kont Almanın kendi' vYı 1“69 —a isleğiyle urumıza dönmüş olması boş yere şüphe edildiğini ve müthiş bir yanlışlığa düşüldüğünü gösterir, Prens Manfredi de: —Çok doğrul. Eğer muhterem Kont Alma bize ortadan kaybolması. nın sebebini tamamen anlatırsa yap- tığımız haksızlığı itirafa mecbuür ka'a. rak bizi affetmesini rica edeceğiz! de- di. Kont Alma cevap verdit — Efendiler.. Olup biten pek basitı tir. Beni Montefortenin dışında ku rulan bir pusuya düşürdüler. Beni a» ranızda tokrar görmeniz canımı ken- disine borçlu olduğum Şövalye dö Ragastan sayesindedir. Bütün bakışlar Ragastana dön- müştü. Kont 'Alma devam ediyordu: — Altıncı Aleksandr ile Sezar tara. fından gönderilen iki casusla gizlice görüşerek haksızlık ettim. Bu adamea lar bana ihanel teklifi için gelmiş- lerdi. Bunları tevkif ettirmemekli/'i- me sebebp kendimi teslim olmuş gi'i göstererek onlardan bazı şeyler - öğ- renmekti. Sezarın ordusu ve kuvvetl hakkında malümat almak iİstiyordum. Fakat hu alçak'herifler hilemi anla. dılar. Benl zarla kaçırmak - İstediler, Şehrin haricinde görüşmek için bir yer tayin etmiştik. Bunlar yalnız iki kişi olduklarından yanıma adam al- mağa lüzum görmedim. Ah efendi- lerl.. Bu iki casustan biri olan Baron Astorenin kuvvyelini hesaba kaltma- mıştım. Gücümün yettiği kadar ken- dimi müdafaa ettim, Fakat sonunda mağlup oldum. Beni bağladılar. Atı- mın üzerinde bağlı olarak bütün gece yol aldım, Bu cellâtlar Monteforte- den tamamen uzaklaştığımızı sanarak bir handa durdular. Fakat 0 sırada Mosyo iKağastan aa oradca oulunuyore muş.. Uğradığım felâketi anlamış öle duğundan Baron Astoreye hücum et. H. Onu mel'un papaz Garkonyo'yu da Gizli bir çete Pavra İsminde zengin bir ada- mır öldürüp altın taşıyan bir gemiyi zaptetmek için yatını elde ediyorlar, Polis hafiyesi X:9 büna müâni oluyor. Diğer taraftan hırsızlar serve tin asıl sahibi olan genç bir kızı kaçırı yorlar.