Gizli bir çete Vuvrs isminde zengin bir — adal? - - " g PO"S Haflves' ( X 8 9 ) öldürüp altım yüklü bir gemiyi zabtetmek Türk matbuatında bir yenilik ola rak sayılacak bu roman birınci için — yatını — zabtediyorlar. — Polis - hafi defa “HABER,, de çıkıyor. Bu roma nt bir sinema seyreder gibi takib i* * 9 ise karışıyor. Tayyare ile gemiyi ku, Ş v e yatı balırıyor. Ve asıl şefi bulmak — için tekrâf edecek, heyecandan heyecana düşeceksiniz. 'avrs' in karısının yanımna dönüyor. AT gi SEARMNzy M BANA INANA « K Ü n . ! Ni MAYORSUNUZ. Bi F $ ş::erİE le SİZi NASIL . t İ u LA BEN DE VALNIZ SUNUZ? ©önuU BULMAK İSTİYORUM. ALIYOR © >o>oo; $ MAN BÖYLE CİODİBİNİZ. BİRER KADEH KHIRSIZ PENCEREDEN GİRDİ. VAZODARİ PA- RALARI ALUP KAŞ - Yü .. ç 144 BORJİYA — Beni onun yanına götüreceksiniz | değil mi muhterem peder? — Söyleyi- niz!, Bizim saadetimize engel olmıya- cağınızı söyleyiniz!.. — Sizi onun yanına götürmek mi?. Heyhat! Daha hergeyi bilmiyorsunuz. Mözsyöler yaklaşınız! Artık herşeyi Bürerenmeğe hak kazandınız! Duyacak harınızı hiç kimseye söylemiyeceğinize | dair vereceğiniz söz bana yeter.. Yı.k-l İaşınız Şövalye.. — Söyliyebilirsiniz. mahterem — pe- der.., Sözlerinizi buradan da duyabi- liyorum. e Papa, ipleri çözüldükten sonra a - yağa kalkarak kapıya yaklaşıp yak - haşamıyacağını hesaplamıştı. Fakat Ragastan arkası sürmeye gelmek ü -| tere kollarını çaprasvari kavuştura l rak kapıya dayanmış duruyor, ayni zamanda pencereyi de gözlüyordu.. Papa o tarafa doğru bir adrm atar ken, Şövalye sakin bir sesle: | — Muhterem peder, rica ıdnlınf yerinizde durunuz!.. Pencereye yak -| laşırsanız gecenin rütubeti sizi rahat- | sız eder. | Papa gözlerini göğe kaldırarak ye- | rine oturdu. Rafael söze başladı: | — Baba... Evet size baba demekli- | gime izin veriniz. Bana — Rozitadan bahsediniz. Derhal kendisini görebi- Teceğim değil mi?. Papa dalgın dalgın: — İsmi Rozita mı idi.. diye mırıl - tandı. — Bu isim, ona kendisini — kilise merdiyeninden alan kadın tarafından tonmuştur. — Maga tarafından değil mi?.. E - wet biliyorum... Zavallı kadın ne ka - dar merhametlidir. Bir çok - kereler kızı bu sefil hayattan kurtarmak iste- dim. Heyhat ki aklı.biraz sarsılmış ol- duğundan herkesi düşman gözüyle görüyordu, Şimdi herşeyi bilmeniz lâzımdır. Fakat söylemek mecburiyetinde bu - lunduğum bu sözler çok acıdır. Rafael: — Muhterem peder.. Düşünmek ve sormak hakkımız bulunmıyan — bazı hatıraların ağırlığı altında sizi yor - mak doğru değildir.. Ragastan: — Arzizim bırakınız da biraz Papa söylesin.. Papa: — Evet Rafael benim söylemekli- gim lâzım, “Dudakarını ısırarak,, çün- kü... Şimdi sizin... Kızım... Üzerinde bir hakkınız var, Fakat söyliyeceğim söz.. o kadar.. korkunçtur ki, Eğer size her şeyi söylememiş bulunsuydun sözüme belki de inanmıyacaktınız... Rafael: — O kadar korkunç mu?. Acaba bu ne olabilir?. Titriyorum!. Ah bu çan sesi!.. Bu çan sesi!., Papa ayağa kalktı. Ak — gaçlarla çevrilmiş yüzünde bu anda son dere- €e bir büyüklük görünüyordu. Sesin - de, duyduğu acıyı anlatan, titreyiş soğuk kanlı Makyaveli bile ürpert - mişti, Papa devam etti: — Rafael., Sevgili oğlum. Bilirsin ki Romaya koşup gelen bir çok kıy - metli san'atkârlar arasında en çok seni sevmiştim.. Eğer sen de bana karşı şimdiye kadar kalbinde bir par- Ça olsun sevgi duydunsa senden beni metanetle dinlemini isterim ! Rafael mosmor kesilerek — boğuk bir sesle: — Söyleyiniz dedi. — Baştan başlıyayım. Evet, ben günahkârım.. Şehvet ve ihlirasım be « ni bir gün bir fenalığa sürükledi. Al. lah bilir ki bu hatamdan dolayı gün - lerce göz yaşı döktüm, Kontes Alma ana olduğu zaman felâket bu talihsizi mahvedecekti, Çünkü kocası bu işi ha« ber almıştı. O vakit çıldırmak derece- Terine gelerek çocuğu — terketti. Ah o zamanlar çektiğim acıları anlatmak imkânsızdır. Papa bir an durarak göğüs geçir- di.. Sonra gene devam etti: — Iyi kalpli Maganın aldığı çocu- ga uzaktan uzağa göz kulak oluyor - dum, Lâkin bu işle benim kadar alâ - kadar olan biri daha vardı: Kont Al- ma.. Bana beslediği bütün kini bu za- vallıdan almağa karar vermişti. Ben onu senelerce Maganın yanında Kont- tan gizledim. Artık biraz içim rahat - lamıştı., Hattâ onun kurtulacağını bile ümit etmeğe başlamıştım. Rafael heyecandan titriyen bir ses- le: — Sevgili Rozitacığım !.. dedi.. — Ömrümün en mes'ut günü olan bir gün, sevilmeğe hakikaten lâyık bir delikanlının ona âşık olduğunu düy - dum, Bu delikanlıyı yanıma çağıra - rak yaptığı desimlerden dolayı ona son derece teveccüh gösterdim.. Hal - buki ba bahane ile ona karşı olan sev- gimi anlatmak istiyordum., Böyle ol - madı mı Rafacl? — Evet muhterem peder!.. — Zaman geçiyordu, Belki bu su - retle Kont Almanın da kini söner di- ye bekliyordum. Heyhat!.. Allah bu Tütfünü bizden esirgedi. Çünkü Kont Alma kızın izini bulmuştu. Bunu ha - ber aldığım zaman deli gibi oldum. Derhal Magaya haber verdim. Rafael: —Ah şimdi herşeyi anlıyorum. Demek ki Maga onun için bir an evvel evlenip Floransaya kaçmaklığımızı istiyordu, . Papa boş atıp dolu tutmaktan do- ğan sevincini gizlemek için gözlerini | yumarak doevam etti: — Evet, ona bu nasihati veren ben- dim. Heyhat!.. Heyhat!.. Maga nikâ- hın kıyılacağını söylediği gece, Kon - tun da kızı kaçırmak İçin tertibat al - ” BÖNTİYK 147 —0 — dığını duydum.. Bu anda artık işe ka- rışmağa karar verdim, Bunun gayef gizli tutulması lâzım geliyordu. Benin le beraber mezara gidecek olan hata mı itirafa mecbur olmadan işi Rafae le bildirmeğe cesaret edemedim.. Yav rumu kaçırttım, Onu evvleâğ buraya getirmek sonra Floransaya gönder « mek istiyordum. Bu işte benim par « mağım olmadığını da Rafacle polis müdürüm ile bildirecektim.. Unutma- dunzsa Rafael, son kere beni görmeğe geldiğiniz zaman Marki dö Rokasan- ta size genç karınızı tekrar bulacağını vadetmişti, — Evet, hatırlıyorum muhterem peder!.. — Marki vak'ayı tamamen biliyor- du. Bir polis müdüründen bu gibi sıre ları saklamağa lüzum yoktu.. Bundan sonra Rafael, olanları anlatmak için bütün cesaretimi toplamağa muhta y cım.. — Beni korkutuyorsunuz muhte - rem peder.. « — Acele ile Tivoliye hareket ede « rek vardım... Kızımı mümkün olabil - diği kadar teselliye çalıştım.. Fakat ne dehşetli hal?.. Onun her sant sa - rardığını, solduğunu, eriyip halsizleş- tiğini görüyordum. Ne olduğunu bir türlü anlıyamadım.. Beklenilmiyen bir felâket.. Yahut alçakçasına bir ci- nayet oğlum! Rafael bir ölü gibi bembeyaz ke « sildi.. Boğuk bir inilti içinde: — Rozita!. Rozitat, kelimeleri af- zından fırladı.. Sonra başka bir şeX. söyliyemeden arkası üstü düşüp ba * yıldı., Ragastan soğuk su ile şakaklarıni oğarak ayıltmağa çalışırken Makya - vel de kucağına aldı. Şövalye Papaya döndü: — Hay Allah hayırınızı versin Pa « pal.. Bu çocuğu da mı öldürmek isti - yorsunuz?, Ragastan bu sözlerindet