7 Mart 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 16

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Polis Hafiyesi (X: 9) o Türk matbuatında bir yenilik ola rak sayılacak bu roman. birınci defa “HABER,, de çıkıyor. Bu rorra nı bir sinema seyreder gibı takib | o edecek, heyecandan heyecana düşeceksiniz. —t Gizli bir çete Pavrs isminde zengin bir öldürüp altın yüklü için yatını — zabtediyorlar. bir gemiyi zabte Polis hafiyesi x : 9 işe karışıyor. Tayyare ile gemiyi ku adai MA L L v —< vE — EvS BANA (NANA « EVELİNİN GÜLMUYORUNU.. KOY OY GUMA bi MAYORSUNUZ. YERİNİ Ptğımamm_ KEŞKİ GERİ "“:.'N SİZL NASIL ? SÖYLEMEK- DöNSE, TERİN (D NANDIRAYIM! LE.. EMNİYE BEN DE YALNIZ İevi * “R 4 ONU _auLMAH hiz ee : ” Gi İSTİYORUM. eğisAK A AY OY | F YA şıYDR— » Siç S ...’aı_t" . ytüğ : SHİ f;ı" & ğ_îı k! Tnş laız FAŞ AL SA D DONE : -i L | BAK HELE.. Ü. h ŞAĞIN ELİNDE İf - PARA VAR!. ARMA IN l UğAk | JAN- PER. SoN PARAY VAZO - DAN ALIYOR İ CİODİSİNİZ. HIRSIZ PENCEREDEN GİRDİ. VAZODANRİ PA- KALARI ALUP HAŞ - 144 — Beni onun yanımma götüreceksiniz dleğil mi muhterem peder? — Söyleyi- niz!, Bizim saadetimize engel olmıya- cağınızı söyleyiniz!.. — Sizi onun yanına götürmek mi?. Heyhat! Daha herşeyi bilmiyorsunuz. Mösyöler yaklaşınız! Artık herşeyi Börerenmeğe hak kazandınız! Duyacak larınızı hiç kimseye söylemiyeceğinize dair vereceğiniz söz bana yeter., Yak- Jaşınız Şövalye... — Söyliyebilirsiniz muhterem — pe- der.., Sözlerinizi buradan da duyabi- liyorum. N Papa, ipleri çözüldükten sonra a - yağa kalkarak kapıya yaklaşıp yak - laşamıyacağını hesaplamıştı. Fakat Ragastan arkası sürmeye gelmek ü - zere kollarını çaprasvari kavuştura - rak kapıya dayanmış duruyor, ayni tamanda pencereyi de gözlüyordu.. Papa o tarafa doğru bir adım atar ken, Şövalye sakin bir sesle: — Muhterem peder, rica ederim yerinizde durunuz/!.. Pencereye yak - laşırsanız gecenin rütubeti sizi rahat- sIZ eder. Papa gözlerini göğe kaldırarak ye- rine oturdu. Rafael söze başladı: — Baba... Evet size baba demekli- ğime izin veriniz.. Bana — Rozitadan bahsediniz.. Derhal kendisini görebi- Teceğim değil mi?. Papa dalgın dalgın: — İsmi Rozita mı idi.. diye mırıl - ltandı. — Bu isim, ona kendisini kilise merdiveninden alan kadın tarafından tonmuştur. — Maga tarafından değil mi?.. E - vet biliyorum... Zavallı kadın ne ka - dar merhametlidir. Bir çok - kereler kızı bu sefil hayattan kurtarmak İste- dim. Heyhat ki aklı biraz sarsılmış ol- duğundan herkesi düşman gözüyle BORJİYA ! görüyordu, Şimdi herşeyi bilmeniz lâzımdır. Fakat söylemek mecburiyetinde bu - lunduğum bu sözler çok acıdır. Rafael: — Muhterem peder.. Düşünmek ve sormak hakkrımız bulunmıyan — bazı hatıraların ağırlığı altında sizi yor - mak doğru değildir.. Ragastan: — Azizim brrakınız da biraz Papa söylesin.. Papa: — Evet Rafael benim söylemekli- gim lâzım. “Dudakarını ısırarak,, çün- kü... Şimdi sizin.. Kızım... Üzerinde bir hakkınız var, Fakat söyliyecetim söz.. o kadar.. korkunçtur ki., Eğer size her şeyi söylememiş bulunsaydım sözüme belki de inanmıyacaktınız... Rafael: — 0 kadar korkunç mu?. Acaba bu ne olabilir?. Titriyorum!.. Ah bu çan sesi!.. Bu çan sesi!., Papa ayağa kalktı. Ak saçlarla çevrilmiş yüzünde bu anda son dere- ce bir büyüklük görünüyordu. Sesin - de, duyduğu acıyı anlatan, titreyiş soğuk kanlı Makyaveli bile ürpert - mişti. Papa devam etti: — Rafael.. Sevgili oğlum. Bilirsin ki Romaya koşup gelen bir çok kiy - nııetli san'atkârlar arasında en çok seni sevmiştim.. Eğer sen de bana karşı şimdiye kadar kalbinde bir par- ça olsun sevgi duydunsa senden beni metanetle dinlemini isterim ! Rafael mosmor kesilerek boğuk bir sesle: — Söyleyiniz dedi. — Baştan başlıyayım. Evet, ben günahkârım.. Şehvet ve ihtirasım be « ni bir gün bir fenalığa sürükledi. Al- lah bilir ki bu hatamdan dolayı gün - lerce göz yaşı döktüm. Kontes Alma ana olduğu raman felâket bu talihsizi mahvedecekti, Çünkü kocası bu işi ha« yatı batırıyor. Ve asıl şefi bulmak — için tekrâf | 'avras' ın karısımmın yanına dönüyor. çerti __--—A GAZETENİ- ZEBİR İLAN * SÖZLERİNE AA İ NACAK KADAR V BENİ ABOAL . | V Zur SANDIM, i MAN BÖYLE BİRER KADEH | şARAB |ÇSEK SIKWHÂA- TINİZ A " BORTİYA YAT ber almıştı. O vakit çıldırmak derece- lerine gelerek çocuğu — terketti. Ah o zamanlar çektiğim acıları anlatmak imkânsızdır. Papa bir an durarak göğüs geçir- di.. Sonra gene devam etti: — İyi kalpli Maganın aldığı çocu- ğa uzaktan uzağa göz kulak oluyor - dum, Lâkin bu işle benim kadar alâ - kadar olan biri daha vardı: Kont Al- ma... Bana beslediği bütün kini bu za- vallıdan almağa karar vermişti. Ben onu senelerce Maganın yanında Kont- tan gizledim. Artık biraz içim rahat - lamıştı.. Hattâ onun kurtulacağını bile ümit etmeğe başlamıştım. Rafael heyecandan titriyen bir ses- le: — Sevgili Rozitacığım !.. dedi.. — Ümrümün en mes'ut günü olan bir gün, sevilmeğe hakikaten lâyık bir delikanlının ona âşık olduğunu düy - dum, Bu delikanlıyı yanıma çağıra - rak yaptığı desimlerden dolayı ona son derece teveccüh gösterdim.. Hal - buki bu bahane ile ona karşı olan sev- gimi anlatmak istiyordum., Böyle ol - madı mı Rafael? — Evet muhterem peder!.. — Zaman geçiyordu, Belki bu su - | retle Kont Almanın da kini söner di- ye bekliyordum. Heyhat!.. Allah bu lütfünü bizden esirgedi. Çünkü Kont Alma kızın izini bulmuştu. Bunu ha - ber aldığım zaman deli gibi — oldum.. Derhal Magaya haber verdim. Rafael: — Ah şimdi herşeyi anlıyorum. Demek ki Maga onun için bir an evvel evlenip Floransaya kaçmaklığımızı istiyordu. ik Papa boş atıp dolu tutmaktan da- ğan sevincini gizlemek için gözlerini yumarak devam etti: — Evet, ona bu nasihati veren ben- dim. Heyhat!.. Heyhat!.. Maga nikâ- ' hın kıyılacağını söylediği gece, Kon - tun da kızı kaçırmak için tertibat al - dığını duydum.. Bu anda artık işe ka- rışmağa karar verdim. Bunun gayet gizli tutulması lâzım geliyordu. Benin le beraber mezara gidecek olan hata mı itirafa mecbur olmadan işi Rafae le bildirmeğe cesaret edemedim.. Yavı rumu kaçırttım. Onu evvleâ buraya getirmek sonra Floransaya gönder « mek istiyordum. Bu işte benim par - mağım olmadığını da Rafaele polis müdürüm ile bildirecektim.. Unutma- dınızsa Rafael, son kere beni görmeğe geldiğiniz zaman Marki dö Rokasan- ta size genç karınızı tekrar bulacağını vadetmişti, — Evet, hatırlıyorum muhterem - peder!.. — Marki vak'ayı tamamen biliyor- du. Bir polis müdüründen bu gibi sır- ları saklamağa lüzum yoktu.. Bundan sonra Rafael, olanları anlatmak için bütün cesaretimi toplamağa muhta y CIMi.. — Beni korkutuyorsunuz muhte - rem peder., Ğ — Acele ile Tivoliye hareket ede - rek vardım... Kızımı mümkün olabil - diği kadar teselliye çalıştım., Fakat ne dehşetli hal?.. Onun her saat sa - rardığmı, solduğunu, eriyip halsizleş- tiğini görüyordum. Ne olduğunu bir türlü anlıyamadım.. Beklenilmiyen bir felâket.. Yahut alçakçasına bir ci- nayet oğlum ! Rafael bir ölü gibi bembeyaz ke - sildi.. Boğuk bir inilti içinde: — Rozita!.. Rozita!, kelimeleri ağ“ zından fırladı.. Sonra başka bir şey, söyliyemeden arkası üstü düşüp ba - yıldı.. Ragastan soğuk su ile şakaklarını oğarak ayıltmağa çalışırken Makya « vel de kucağına aldı. Şövalye Papayâ döndü: — Hay Allah hayırmızı versin Pa - pal.. Bu çocuğu da mı öldürmek isti - yorsunuz?,

Bu sayıdan diğer sayfalar: