& MART — 1935 Y.ll"l Kahkahalar, küfürler, alaylar 'İl..ı şakaları gırla gidiyordu- A- Teisi görenler ona şaşkın şaşkın hiiyorlardı. | İ"Altlı.mıdı şöyle konuşuyorlar- — Yolunu şaşırmış - olacak!... | senyörler değil, onların u- 1 bile ayak basmaz be!... — Belki yabancıdır... — Gemicilerle senli benli olan İyeler de yok mu sanki?.. — | — Bâlki de şövalye kılığına gi-! "An zehgin bir yahudidir. — İç şarabı!... Bundan bize ne?, ün varız, yarın yokuz |.« Ali reisle arkadaşları oturmuş- . Bir şişe Kıbrıs şarabı iste- # | “L Piyetro hemen getirdi. Bardak- | n boşaltırken: — Bunu başka yerde bulamaz- K, mubhterem senyör!... Artık 1brıs da elden gitti. Onu da kay- " | *“ttk ve güzel şarabını bulamıya- ” | ız... Neredeyse benim elimdeki ğ BRler da bitmek üsre... İçinde ı." damla su yoktur..., Şunun ren- he bakın, kokusuna bakın!.. — Diyor, bir türlü susmak bilmi - du. Ali rcis cebinden biy altın çıkar- » Masanım üstüne attı ve; xh""—Cenenî kes de yaramizi deş. _(*--v. Elbet Kıbrısı Türklerden ge Falzağız!.. " iye cevap verdi. sözleri duyan ve yakın ma - Arda bulunanlar, dönüp baktı - ©. Ali reisi baştan ayağa kadar düler. Venedikte kont, prens, marki #övalye rüitbelerinde asılzade- Yoktu. İçlerinde bu kadar ya- iklı, dinç ve genç olanları da f u: Fakat geveze bir mey- <t'::vl susturmak için masanın ) tuk Zaman ya ağızlarına bir yüm- Atarlar, yahut uşaklarına kam- | Yötırlardı. ğ | adeki Piyetro masanın üs- altını bir saniye — süzdü. k “'İılıhııı'hıu;ılınhhr | *'adakine baktı. Ali reiş: —ı"'îrdl.unnmcılldlonu Ud Üstüne bir iki defa attı ve a| ÖCÜ | Üzel bir altın sesi meyhanenin sessizliğinde çınladı.. t Gemicilerin birkaçı sinsi sinsi — Öyle yal... Ne olursa olııı! gitti. No. 43 Büyük Deniz Romanı güldüler ve kafa salladılar. Piyetro Ali reisin kulağına eğil- di. Pis pis kokan nefeslerini etra- fa yayarak şunları fısıldadı.: — Halis Kıbrıs şarabı bunlar - dır, Deminkiler yarı yarıya su ka - tılmıştı. Kusura bakmayınız, bu... Sesini daha ziyade alçaltarak i- lâve etti: — Bu cebi deliklerden halis pa- ra alamıyoruz ki, halis şarap ve- relimt... Sonra yılışık yılışık güldü. Şarapları kadehlere koydu ve Ali reis bardağın birini dudak - larına götürdü ve hafif hafif içti.. Birini de Kara Yusufa uzattı. Sansar Osman etrafı dikiz edi- yordu. Gemiciler gene konuşmağa baş- Tamışlardı. Sözler hep kızların, kadınların, eğlence yerlerinin, a- çık denizde başlarından — geçen maceraların üzerinde duruyordu . Fakat ne Valeryodan, ne de Şahin reisten konuşuyorlardı. Halbuki Ali reis bir an evvel sözün Şahin reise geçmesini, ona dair yeni bilgiler kazanmayı dü - şünüyordu. Bu gidişle boş yere bekliyecek - ta, n y t DAT AA İ hut söz açmak da doğru olmazdı. Her halde bir bahane bulmak lâ zımdı. Kara kara düşünüyordu. Bu dalgınlıkla şarap şişesinin i- kincisini de yuvarlamıştı. Lâkin şarap ona yaramıştı, Şim- di daha açık, daha ümjitli ve şendi. Etraftakilerin gürültüsü ve meyha- nenin dumanlı havası içinde yöldaş beşbaşa vermişlerdi. Ni - hayet Ali reisin aklına — bir çare geldi: — Vittoryo!... (Devamı var) Meşhur Bir Isviçre | Saat Fabrikası Türkiyede bir satış şubesi açtı İsviçrenin cihanşümul bir şöh- rete malik bulunan REVUE saat fabrikalarının Türkiyede bir sa- tış şubesi açtığı haber alınmıştır. Bu sayede herkes ucuz fiyatla, dakik teminatlı ve en son model bir saat sahibi olabhilecektir. REVUE saatleri bütün dünya- | da tanımmış ve bir. çok defılır' mükâfatlarla taltif edilmiştir. REVUE saatlerinin, yükşek de- *| rece saatler arasında olmalarma rağmen fiyatları pek ucuzdur. Bu saatlerin en son modelle- rinden büyük bir parti ve sporeu- lara mahsus, kırılmaz, su geçmez kol saatleri de gelmiş ve satışına i| başlanmıştır. REVUE PRESİZYON saatleri ancak maruf saat ticarethanele- rinde bulunmaktadır. Fiyat ve cinsini mukayese ediniz REVVUE saatleri her yerde as- gari maktu fiyatla salılmaktadır. Türkiyede umum satış deposu; İstanbul, Bahçekapı, Taş Han birinci kat 19; üç| HABER — Akşam Postası İ BUGUN İSTANBUL: 17,30: Üniversiteden naklen in- kılâp dersi, Sinop saylavı Yusuf Ke- mal, 18,30: Jimnastik, Bayan Azua - de. 18,50: Dans musikisi — plâk ile. 19,30: Haberler. 19,40: Bayan Se » miha (Şehir tiyatrosu — artistlerin » den) şan piyano refakatiyle, — 20: Maliye Bakanlığı namına konferan» 20,80; Demir caz, şan Bayan Roxa, 21,15: Son haberler. 21,30: Radyo : Radyo caz ve tango orkestrası. 223 Klız. VARŞOVA 1345 m. 17,45: Piyano birliğiyle şarkılar. 18: Sözler. 18,15:Polonya muşikisi. 18,50: Sözler. 19: Salon musikisi — Sözler. 19,45 Koro konseri, 20,10: özler, 20,25: Spor, 20,50: Aktilalite. 21: Örkestra konseri. 21,45: Haber: ( ler, 22: Köylü karnavalı, 23: Dans | arada sözler.) 175 Klız. MOSKOVA, 1724 m. 17,30: Parti programı. 18,30: E- debiyat. 19,30: Konser. 22: Alman: €a neşriyat. (Marks) 23,05 Fransız- ça neşriyat. 24,05: Felemenkçe, Kbz. PRAG, 470 m. 17,55: Plâk. 18,15: Sözler. 18,25 Plâk. 18,35: Almanca dere, 18,15: Trio piyano — Keman konseri. 19, 10; Zirant, 19,20: Almanca neşri - yat. — Sözler, 20,30: Praug operasın- dan nakil. 23: Son haberler, 23,15: Pik, 23,30: İngilizce haberler. Khız. LEİPZİG, 382 m. 18,30: Siyasal masal, 18,50: Söz- ler. 19,45: Hafif romantik musiki. 20,25: Aktüalite. 20,40: Konferans. 21: Haberler. 21,10: Karnaval neş- riyatı. — 23 Haberler, spor. -23.20; Dans musikisi. MarkKa Müstahzaralı HUBUBATUNLARI SinHaT TTRE O Kuvvet Menbaidır. | İ gundan: Merhun olup paraya çevrilmesine karar verilen bir adet 21 beygir kuv- vetinde Esterer markalı katarakt hı- zar — mükinesinin. ma — teferrüat 13 — 3 — 985 tarihinde Çarşamba gü- Akşam Postası İDARE EVİ ISTANBUL ANKARA CADDESI Telgrat Aöresit İSTANBUL HABEK Telefon — Yamı 28879 — İdare: Sarta ABONE ŞARTLARI Benebli. 150 do Bd0 1610 ILÂN TARIFESİ Sahibi ve Neş: HASAN RASİM US Basıldığı yeri (VAKIT) Matbaası Amdietimd İstanbul Yedinci lera memurlu- nü saat 10 dan itibaren Ahbırkapıda | marangoz fabrikası derununda ikinci ve kat'i açık arttorması icra olunacağı ilân olunur, — Kendimi öldüreceğim . — Zaten benim de aklıma bu geldiydi. — Halbuki aldanmışsınız iş- te... Eğer kıskanmazsanız, size hakikati söyliyeceğim. Randevü- ye gidiyorum. — Bunu da biliyorum. — Randevüye amma, bir ka- dınla aramızdaki münasebeti bi- — Benimle alay ediyorsunuz. — Yarın görürsün, Alay mı e- diyorum... —Hlaydi, söyle... Otomobilde —Buna rağmen, pek tehlikeli bir işe girişmiş oluruz. Haydi, yarına... —Gidiyor musun?... Nem var, nem yoksa kaybedeceğim... —Gİt ,yat. —Saat 11 de yapayalnız mı?, Hiç de hoş bir şey değil... —Ben de senin fikrindeyim.. Allahasmarladık, Sisi... ce buraya gel... Daha gitmemiş oluruz... Buluşuruz . —Tabii, tabit... Şapkasını aldı. Bir garsona : — Ferit Beyin otomobilini ge- -— — .r-— | — Ve, garsonun arkaşından ses- lendi: —Haydi, çabuk ! Otomobile atladı. Bir adres söyledi, — 12 — Kâmile, duasını bitirmişti. Bu duayı nice nice defalar, u- | yumazdan evvel okumuştu. — Fa- kat bu akşam, onu ne kadar gü- zel buldu. Alnı, dudakları, ateş içinde yanıyordu. —“Gideyim — de — ıslatayım mı7...,, diye düşündü. Birdenbire titredi. Bir ses işitmişti. Yürümüşler- | di... Bir kapı açmışlardı. | Kâmile, elini, kabaran göğ- sünün heyecanını dindirmek için bastırdı. Neredeydi?... Hangi zaman- daydı... Kocası gelirekn eskiden de böyle heyecan duyardı... Eski zamanda mıydı, şimdi mi yaşı- | yordu? Ah, ne yazık ki hakikati an- lıyordu. Gelen biri yoktu. bu ka- pıyı kocası değil, Matmazel Jack son açıyordu. Evin içinde dolaşı- yordu. İşte, eşikte, marız — suratiyle belirmişti. — Kümile, ne yapıyorsunuz?... —Bir gürültü işittim. — Benim gürültüm olacak, ü — Hayır... Aşağıdan gibi gel- | di. Esir Ka Nakleden: HABER'in !__“:'T .._S..Y!.'_!f_?__ tefrikası l Aşk ve His Romanı — Dinle... Ötede işini bitirin- Bardan ayrıldı. Sofaya - çıktı. | dın —Olabilir.. Belki köpekler- dir... Yahut de, uşak — gelmiştir. İzinliydi ya... | —O, on birde gelecek... — Demek ki bir buhran geçir- mişsin... Ben de buhranlar geçir- irim, Aşağıya, salona ineceğim,.. Bir kitap alacağım... —Siz, gürültü — duymadınız mı? — Yok efendim. — Öyle ise aldanmışım... Al- lah rahatlık versin. — Küâmile, haydi yat... Senin istirahate çok ihtiyacın var,., Hâ- lâ böyle zebellâ gibi dolaşmak - lur mu ya?.., Hem, dikkat efen- dim, masaya çarptın... Gürültü ediyorsun, Turgudu — uyandıra- caksın... öelü ci Otomobil, projektörlerinden ışıklar saçarak ilerliyordu. Yarı açık duran pencerelerin üzerinden bir rüzgâr esiyor, Va- hidin yüzüne çarpıyordu. Göğsü- nü de açtı. Bu rüzgârın çarpışı pek hoşuna gitmişti. Vahit, gene kararını vermişti. Harekete geçmişti. Bütün ömrün- ce, bu gibi hareketlerden kendi- ni alamamıştı. Karar vermişti. Fa kat neye?... Bilmiyordu... Bir şe- ye karar vermişti ve harekete geç mişti işte,.. Hakikat bundan iba- | retti! Tahammül edemediği yegâne -hiç.bir sey yapmamış olmak- tı. Bütün bir kış, böyle hareket- siz ve binaanaleyh müânasız ve | nebati bir hayat sürmüştü. (Devamı var) Kayzerin oğlu hastalandı (Deyli Herald) gazetesine bil- diriliyor: Eski Kayzer Vilhlemin dör- düncü oğlu ve bugün Nazi hücüm kıtaatının liderlerinden — bulunan Prens Ögüs Vilhlem hastalanarak hastanaye kaldırılmıştır. Kayzerin oğlu bir kalp arıza- sına uğramıştır. Kendisi 48 yaşındadır. Yeni neşriyat Yolların sesi (Yolların Sesi) Mecmuasının 28 İn- ci sayısı çok zengin münderecatla çıkmıştır, TEREİTEÜRTESUNR SRREREANEAEESEN 1 Bu Perşembe akşamı SmY l sinemasında (RJULES CLARETTE'nin eserin- den iktibas ve GASTON ROU - DES tarafından vücude getirilen ;ıon sahneleri havi YAVRUM Şaheserinin ilk iraesi şerefine büyük Gala oynıyanlar: : fİCONSTANT REMY, JAOUESİ: VARENNES, LINE NORO, LU- (i JEN GALAS, MADELAİNE ( GUİTTY, JEAN DAX ve Kü-li çük GABY TRİOUET İ Taksim Abide karşısında — MNO AY SALONUNDA Münir Nurettin Gürses BU AKŞAM balk türküleri okuyucusu YAVRUNUN GECESİNE de teberröken iştirâk edecektir. Akşam seansları devam etmekle beraber ayrıca da Cuma gönleri saat 16 dan 17,30 kadar CAYLI MUSiKi : AA ŞD SESR A F RSĞRC UNUK S FĞ D Dübulive voktur.