'_...." İsmail Hami Danişmend tarafından meydana Türkçe kelimelerin şimdiye kadar kullanılmakta olan Osmanlıca ve aynı zamanda Fransızca karşılıklarını göstermektedir. Herkesin ve hattâ ecnebilerin istifade edeceği bu SOZLUK W İntişar etmiştir. Fiatı 100 kuruştur. k . —Kanaat Kütübhanesi,.... g Türkce - Osmanlıca - Fransızca SÖZLÜK Dictionnaire Turc - Ottomane - Français © HABER — Alışam Postast getirilen bu lügat öz ş YENI ÇIKTI | şmı-—ı-— Alafranga — ve alaturka YEMEK ve TATLI KiTABIİ | * Hergün pişecek yemeklerin ve tathların istesini ve yapılışlarını — | -("ı'_h 125 bu kitabda bulacaksınız KLUD Sauış yeri; İstanbul Ankara cüddesi No. 157 GUDNT — İnklâb Kitabevi —U | ÜZTERRRUSGRere 22 SARLELERAEREÜLİNİİİTTRLETTÜNNZELERREİMEN D ELEE ST REZEEMEZERİ, | Doktor Ahmet Asım Ortaköy Şifa Yurdu Tramvay yolu, Muallim Naci cad. No 116: İstanbulun en güzel yerinde geniş bir park orlasında her türlü asri İi konforu halz çok temiz, fiyatları çok ehven ve kadın erkek her — türlü || hastalara açık hastahane. Yatak fiyatları iki liradan iti baren | Doğum ve kadın ameliyatlarıyle apandisit, fıtık, basur ve buna Lenzer ameliyeler için hususi, fiyatlar, arzu edene fiyat — listesi ve Üİ broşür gönderilir. — Telefon: (42231) | AEİZİZEÜEAREENEİSENNENİNRSRRSESE ee Uroloğ — Operatör wa mŞ tll?lbl Bünyamin İDoktor Kemal Özsan 'Nöyaaeyysaez V'“h—ılı_-f:-ı_t - L Taraküy Topçalar cadilesi No sa — B No- 24, Şirin apartman 1 inci dai. | Telefom 41238 — M0080000N (3884) rtürezesei re, TRTEEETEEMEATETLERELMTUNEEEEN UDN Doktor Ali ismail Haydarpaşa hastanesi bevliye mütehassısı Urologue — Operateur Babıâli caddesi Meserret ote- li 88 numarada her gün öğleden; sonra saat ikiden sekize kadar. | Fatih Sulh Birinci Hukuk Mah- kemesi Satış Memurluğundan: Ifakat, Sıdıka, Münibe, Sa - ı | adetin şayian mutasarrıf olduk - ları Şehzadebaşında Balaban ma | hallesinde Çilingirler sokağın - daki 14 No, İ arsanın 18 Mart | 935 tarihinde satılacağına —dair | olan ilân varakası hissedarlar - dan Saadetin ikametgâhının meç huliyeti hasebiyle tebliğ edileme diğinden 10 gün müddetle ilânen w tebliğine karar verilmiş olduğun i dan mezkür arsanın yukarıda | yazılı günde saat 14 den 16 ya ka | dar açık arttırma suretile satıla- | Ni 235 Kuruş Bayram Münmnasebetile ÇiFT KOLLU ve ÇiFT YAKALI Poplin GÖMLEKLER yalnız o Mağazasında bulunur. Galata Tünel civarında Zülfaris sokağında Lâcivert Han ı R S Büyük Tayyare Piyangosu 18. ci Tertip 5. ci Çekiş TI. Mart 1935 dedir. Büyük Ikramiye : 30.000 Liradır Ayrıca 10.000, 4.000, 3.000 Tiralık ikramiye- ler ve 20,000 liralık mükâfat vardır. -Kara Gölge ÜÇçüNncü kitab ASILMIŞ KADIN Fiyatı S Kuruştur Bu meraklı ve heyecanlı romanlar serisinden her on beş günde bir kitap neşrolunur. Her kitab başlı başına bir romandır. Şimdiye Kadar Çıkanlar : Numara | » 2 Bir Mühim Cinayet Sarı Saçlı Adam Gelecek Sayı: 4 Mavi Portakal Tevzi Yerl: Vakit'Mütbâasi — Ankara CAĞ. tİstanbul | | cağı ilânen tebliğ olunur. (4042) | — — A n 40 hal surahinin bulunduğu masaya gi- derek eli titremeden küçük şişeden surahiye üç damla damlatl. Suyun ne venginde, ne de kokusunda bir de- gişiklik olmamıştı. Bundan sonra ge- ne koltuğuna oturdu. Kadın geriye döndüğü zaman ilk iş olarak surahiye baktı. Papa sükü- netle: — Artık çekilebilirsiniz Dam Piye- Tina, Size şimdilik lüzum yok.. — Ha, aklıma geldi, surahiyi de aldığınız ye- re götürünüz. Hem bunu niçin getir- diniz? Sizden istiyen eldu mu?. Zindancı karı surahiyi aldı. Ve sak- Tamak istediğini belli eden bir halle Aikısiyle örterek dışarı çıktı. Papa koltuğa gömülü duruyor, Ve olacak şeyleri düşünüyordu. — Sonra sabırsızlıktan şakakları atmağa baş- ladı. Ayağa kalkarak odanın içinde dolaşmağa başladı. — Saat dokuz buçuğa doğru oda- sından çıkıp titremiyen. adımlarla genç kızın yatak odasına doğru yü- rüdü. Karanlık bir sofada Piyerina karşısına çıkarak: — Suyu içti.. Sonra derhal uyudu. ben de kapıyı kilitledim, işte anah- tar efendim., Sözlerini mırıldandı. Borjiya anahtarı aldı. Kadın da | fena bir iş yaptıktan sonra meydan- dan çekillen bir cadı gibi gözden kay- boldu. Papa kapının önüne gelerek yavaş- £a »et Yüzü biraz sararmıştı. Rileri dbacıt « titriyor, kuruyan boğazından Kısıl. efesler düyülüyordu. İçeri gir- di Söhük bir ışık odayı aydınlatmış- fı, Sırmalı ipekten bir perde ile örtü- lü Pulunan karyola sol taraftaydı. Karyolanın baş ucundaki komodinin Üüzerinde bir billur tepsinin içinde u- #ursuz surahi ile bir bardak vardı. O- dayı aydınlatan mum, ayak ucundaki diğer bir masada yanıyordu. Bu su- Petle uyuyan genç kız. tamamen kı-l ada bulu ordu. BORJİYA Borjiya yavaşça kapıyı kapayıp ayaklarının ucuyle karyolaya yak- Taştı. Genç kız derin bir. uykudaydı. Yüzünü saran saçları, yorganın al- tından beliren vücudunun şekli, ku- vanlıkta gümüş bir sütun gibi görü- nen beyaz kolu ilk anda göze çarpı- yordu. Papa titredi.. Eğildi.. Ve dü- şündü: — Acaba nasıl uyandırmalı?. İçti. Ki eksir ona şimdi derin bir argu ver- miştir.. Onu sıcak bir aşk — pusesiyle yerinden sıçratarak mı uyandırayım, yoksa başka türlü mü?. Papa genç kızın düdaklarını ara- dı, ve hararetten yanan elini de onun beyaz kolu üzerine koydu. Birdenbire elini şiddetle çekti.. Büyük bir dehşetle doğruldu. Dudak- ları henüz genç kızinkilere dokun- mamıştı. Alnının soğuk soğuk terle- diğini duydu. Gözlerinde derin bir korkunun izi vardı. Eliyle tutmüş olduğu bu kol bir ölü kolu gibi buz kesilmişti. Büyük bir hırsla aradığı ağzı artık nefes al- mıyordu. Yorgnam altında belli olan vücut sertleşmişti bile., Papa geri geri çekilerek hayretle bu manzarayı seyrediyordu. Dehşe- tinden bayılma derecesine gelmişti. Hemen karyolanın ayak ucunda — du- ran mumu kuptı. Büyük bir tereddüt geçirdikten sonra bütün metanetini toplıyarak ilerledi, Işık genç kızın yüzünü aydınlatıyordu. Borjiya boğazını tıkayan heyecan- dan boğulma derecesine geldi. Çünkü genç kız ölmüştü, Yarı açık olan gözleri cam gibiy- di. Vücudu balmumu rengini almış dudakları hafifçe bükülerek dişlerini meydana çıkarmıştı. Papa, insan öldürürken yakalan- mak korkusundan doğan bir heyecan- la mumu gsöndürdü. Fakat ortalığı saran karanlık daha korkunçtu. Mu- mu elinden düşürdü, nefesi kesilerek küçük kapıya giderek bahçeye girdi. Bonifasın kulübesine vardığı zaman bahçevanın sararan yüzünden yaptığı fedakârlığın büyüklüğünü anladı. He- men onu teselliye başladı: — Bakınız ustacığım, barada, bu şöhreti dünyayı tutan bahçede bulun- duğum için ne kadar seviniyorum. Bu iyiliklere karşı ben de bütün bildiğim sırları size öğreteceğim. —Hiç kimsenin bilmediği yeni şef- tali cinsini de öğreteceksin değil mi?. — Evet.. Onu da öğreteceğim.. Bahçevanın neşesi yavaş yavaş ye- rine geliyordu. — Ah delikanlı!.. Sana nasıl teşek- kür edeceğimi bilmiyorum.. Söyle ba- kalrm şimdi.. Şeftalileri çürümekten kurtarmanın çaresi nedir? — Bu pek zor hem de kartşık — bir iştir ustacığım! Yarın size bazı otla - vın bir listesini vereceğim.. Bunları şeftalileri kurlarmak için hazırlana- cak tozu yaparken kullanacağım. — Demek yarına ha!.. — Papanın bazan hahçede gezindi- ğini söylemiştinir... — Ha eveti, Ceceleyin hemen her akşam mühterem pederimiz bahçede dolaşırlar, Lâkin gimdi artık — tehlike yok.. Çünkü gezinti vakti geçti. Papa bu saatte dinlenir.. — Peki ama ben onu göreceğimi sanıyordum. — Artık yarma kaldı delikanlı. Bu | pencereden, pancurların arkasından * kendilerini geceden iyi görebilirsiniz.. — Mademki Papa bu gece hahçede dolaşmıyacak, bundan istifade ede- rek lasta ağaçları göremez miyiz? Böyle yaparsak yarınki işimizi — yarı yarıya kolaylaştırmış oluruz. — Hakkımız var., Geliniz.. Işığı söydürerek her ikisi de bah- çeye çıktılar. Burası hakikaten her türlü öğülme- Ke lâyık bir yerdi, Şövalyenin aklı da- ha faydalı ı b BORJİYA geylerle uğraştığı için et - 187 rafına pek dikkat edemiyordu. Yoksa her yerde göze çarpan - intizam, par « Jaklık ve güzelliğe hayran kalmama- sı mümkün olamazdı. Hasla şeftali ağaçları dikkatle muayene olundu. Ragastan bunları pek çabuk ve kolaylıkla iyileştirebileceğini söy - ledi. Ikisi de sevine içinde — kulübeye döndüler. Ragastan vak'anın geçece- ği yeri iyice gördüğü, Bonifas ta böy- Te kıymetli bir sırrı çabucak ele geçi- receği için memnundular., Gece çok rahat geçti. Ertesi günü akşama kadar Ragas- tan bahçevanın kulübesinde gizli ka « Tarak bahçeyanın zetirdiği otları ez - mak ve dövmekle uğraştı. İhtiyarsa bunlara bakarak dikkatle not alryor- du. Ragastan oraları artık karış karış ö'yenmişti. Bu sırada iki paket ip ile çamaşırlardan yaptığı iki ağız tıkacı- nı bir tarafa sakladı ve:; — Biri Bonifas usta, hiri de Papa | için.. sözlerini mızıldandı.. Yalnız bir şeye uklı ermemişti. Ne kadar aradıysa da gizli kapının anah- tayını bahçevanın nereye sakladığını bulamadı, Vakit bir türlü geçmiyordu. Sabır- sızlıktan tanı boğantna geldiği halde Ragastan mütemadiyen cicçeklerden meyvalardan bahsetmeğe ve Bonifa - sın Almanyadaki bahcevanlığa ait ue zun uzadıya sordüğü suünllere cevap vermeğe mecbur olmuştu. Nihavet ge- ce oldu. Rahçevan pancurları dikkat- le kapadıktan sonra şamdanı — yuka - vak: . — Muühterem pederimiz belki bu ge- ee gezinirler.. dedi.. — Saat kaç sulurmda bahçeye in. mek âdetleridir? — Sant dokuüza doğru.. Söyle bir yarım saat kadar gezinir.. Sant onda köşkte herkes uyur. Ragastan cevap vermedi. — Asabili. - Forma: 18 M