Şehirde gezin 'iler Şehremininin gülü & plâvla ıpnotizme' v * Sizden iyi olmasın ama Proluor Raşid Tahsin, benim şok iyi ahbabımdır. Kendisi asa bi hastalıkların Nöbel mükâlatı ile tedavisinde — gayet ustadır! Fahrettin Kerim isminde onun bir de muavini vardı ki, geçer sene Amerikada tereyağlı pilâv « la ipnotize edilerek uyutulan bir za kayısı hoşafı — şiringa edib zavallının hayatını kurtarmış ve ogün — bugündür Amerikadaki hastalarını buradan televiziyon - la tedaviye başlamıştır! Bu sözler aşağı yukarı, (Os - nan Daver Güler) indir. Sade bi zim karikatürcü Tatlısert — gül - mez, güldürmez a... İşte görüyor- sunuz, onun kadar Bay Osman Daver de güler ve güldürür! Müsaadenizle soyadı (Güler) olan Osman daveri de size tanı- tayım: Osman Daver Şehreminlidir. Oradaki dostlarından (Mühen - dis Ferid Ölçer) ile (Hakkı Se - zer) in söylediklerine göre kendisi ayni zamanda Şehremini civarının biricik gülüdür, Kendisi ile üç gün önce Şeh - reminindeki yeni büyük kıraat - hanede ahbab oldum. Bana, onu eski mekteb müdürlerinden Sa - lih ile Süleyman Özcan tanıttı - lar: — Size dediler, Osman Daver Güleri takdim ediyoruz. Kendi - leri ile biraz görüşür müsünüz? Ben daha — cevab vermeden Osman Daver atıldı: — Noye — görüşmiyecekmiş, herkes benimle görüşmeğe can atıyor yahu! Herkes gelib ben - den hayat dersi alıyor; — ben az buz adam mıyım? Bu yaşa gel - dim, dünyada gezmediğim yer, tanışmadığım adam kalmadı. Herkes Lâdam Okamelyayı kitabından okuyub ya tn yama- lak tanıdı, ben kendisi ile bizzat yıllarca dostluk ettim. Bizim şu iri boylu, kalın kıyım Ferid de - dikleri patavatsız, ruyasında ens- titüyü görse, onu, akşamları Ba - lıkpazarı meyhanelerinde seyyar çorapçılık yapan Dağıstanlı Ka « ba sakal Hacı Ahmed zanneder! Bu aralık garson Hüseyin, Osman Davere sokuldu: — Osman telefondan seni is-' tiyorlar. — Kim istiyor? — Bilmem! Bir matmazel bir şeyler söyliyor! — Anlaşı!dı... ça aşk mektubu bana! — Siz Fransızça bilir misi - niz? — Daniskasımı!.. — Nerede öğrendiniz? — Ben Sultaniden mezun ol - duğum gibi Avrupada Fransa, İngiltere, Almanya, gezmediğim yer kalmamıştır. — Buralardan başka nereleri gezdiniz hakayım? — (Eliyle çıplak başını kaşı- yıp düşünerek): ka... Buralardan başka... — Şeyi gezdim: Sandıkburnunu, Lân - Gene Fransız - yazdıracaklar İtalya gibi | | Buralardan baş-| gayr, Aksarayı, Galatayı, Yemiş | iskelesini! —— Ne vakit gezdiniz burala - HABER — Akşam Paostası Şikâyetler, temenniler Tramvay basamaklari erumnidsan Lületi » ayyare npı.rluı anında oturan Dikmen imzar siyle bir mektup aldık, Neşrediyoruz: “Dünkü (Haber) de Tramvay Şir- ketinin yaylı kapıları basumaklar ü- zerine uzatmak ve kapıları kilidle- mek suretiyle inip binmenin önüne geçebileceğine duir ve bunun önümüz deki ay başında iki arabada tecrübe ğ edileceğini okudum. Bu mesele ile ya- kinen alâkadar oluşum beni bu satır- ları yazmağa sevketti: Bundan bir ay kadar evvel Şirket | Müdür munvini Bay İsmete mektupla | müracaat ederek basamaklar için bir |ımmısisasıısıztı " | şekil bulduğumu bildirdim. Verdiği ea Ozman Dıvır' Güler — Hep gençliğimde karde - şim, hep gençliğimde... Ah genç- lik! İnsan gençken başka türlü oluyor vesselâm! — Gençliğinizde en çok ne - leri severdiniz? — Karagöz oynatmakla mu - zika çalmaya bayılırdım. — Ay siz muzikacı mı idiniz? — Yok canım, ben muzikayı ağzımla çalarım. İsterseniz, ça- layrm da dinleyin! Ben daha: — Çal! Demeden babalık, avutlarını şişirib dudaklarinı büzerek eski :;l.çlç İspanyolu çalmaya başla- ir. Şimdi o çalar da — kavhenin garsonu durur mu ya? — Garson Hüseyin de eline tepsisini alım - ca geçti onun karşısına!., Bu hey hey iki üç dakika ya sürdü, ya sürmedi, garson elin - deki tepsiyi Osman Daverin çıp- lak başına kondurub bağırtı: — Haaay hak! Vay anam vay! Sen misin bu (Hay hak!) diyen.. Osman Da - ver hemen yumruklarını çenesi - ne dayayıb Karagözün cevabını yapıştırmasın mı: — Kaldır kafanı da şçu ocak - taki marsığa bak! Ve arkasından gevrek bir Ka- ragöz muhaveresi başladı. Ar - tık oradan kalkabilirsen kalk! Bir aralık kalkacak oldum, ora- dakiler bırakmadılar: — Hele, dediler, Osman Da - ver size güzel bir de türkü söyle- sin| — Peki söylesin! “ Karagöz muhaveresini yarıda bırakan Osman Daver bu sefer de şu Türküyü tutturdu: Mavi de gözlük takarım, Gençlere bakarım, Onlar bana bakarsa, Kandilliyi çakarım! Süleyman Özcan sordu: — Kim bu gençler Osman Da- ver? leri göstererek: — Görmiyor musun gençleri? — Onlar kedi?! — Ne kedisi? Onlar hep be - nim aslanlar! Hele birisi çıksın da gene benim peşimden Osman! diye bağırsın, — alimallah oru I aslanlarıma paralatırım ha! cevapta girkete vöya şirketler komise- ri Bay İbrahime müracaat etmem bil- diriliyordu. 15 İkincikânun Salı günü şirketler komiserliğine müracaat ede rek vaziyeti bildirdim. Ve Bay İbra: himin tavassutu ile Şişli deposuna bazı tafsilât almak üzere gönderil- dim. Orada Atelye ustabaşılarından olan Bay Kemal ile karşılaştım., Ba- samakların yaylı kapılarla olan nis- betlerini, basamakların ölçüsünü alır- ken kendisi yanımda idi. Bu sırada ya pacağım şekiller üzerinde konuşma zemini açtı. Ve şekiller üzerinde ko- nuştuk. Bulduğum şeklin esası bir ol- makla beraber bu dürt, beş plân üze- rine kabili tatbik idi. Oradan 19 İkin- cikânun Cumartesi günü yapılacak tecrübelerde bulunmak üzere ayrıl- dim, Cumartesi günü sabahleyin saat dokuzda Şişli atelyesine gittim. Bana tecrübenin saat 16 da yapılacağını söylediler. Saat (15,30) da gittim. Ya- pılıp bittiğini haber verdiler. Şirketin bir memurunun dahi olsa başkasının hakkı tasarrufu olan ve bir düşünce mahsulü olarak ortaya atılan bir fikri nasıl olup da benim- sediğine hayret etmekteyim. Madöm- ki bu şekiller kabul edilecekti, adre- simi bildikleri halde bana müracaat etmemeleri garib değil önldir? Filva - ki bu meselede pek büyük bir maddi Tam bir Roman 5 kuruşa- Zamanımızın en büyük zabıta vak'alarını hikâye eden Kara Golge l Roman serisinin ikinci sayısı Sarı Saçlı Adam İ çıkarılacaktır. j Neşrolunmuştur. Başından sonuna kadar zevk, merak “ heyecan ile okunan bu ıomınlırdın her on beş günde bir w Her kitap başlı başına bir romandır ve : fiyatı yalnız btf kuruştur. Doktor Ali ismail H ıydırpnu hastanesi bevliye H sonra saat ikiden sekize kadar. Satılık arsalar Karagümrük Muhtesib Isken. der mahallesi Eski Alipaşa cad- desi 15 ada, 48 harita, numaralı 1188,5 metre mürabbar arsa ile Edirnekapı caddesi Salmatomruk Kemankeş Mustafapaşa mahalle- si Sarraf sokağı 26 ada, ve 146 harita numaralı, içinde duvar taş- ları sarnıç ve kuyu bulunan arsa- lar satılıktır. İsteklilerin idaremiz veznesine müracaatları.. ynuğı—ıı manevt haz her şeyden yük- sektir. Şimdiki halde fikrim şirket benim- Je antant kalmadığı takdirde plânla- rımla vilâyete müracaat etmek yöda. sarruf hakkrmı korumak için lâzım ge ! Kitapcılardan ve gazete müvezzilerinden araymız. Satılık iki binâ , Galatada dört dükkânlı; ©f | odalı ve ayda 90 lira iratlı na acele satılıktır. tevsi ve terakki etmek üzef? duğuna göre fiat kelepirdir. Galata, Topçular cad | raoğlan sokağında Kahveci ! efeııdiyo müracaat. (3896 j | Satılık ev Bütün Boğaziçini Beykozâ Rihtim” dar görebilecek bir mevkide " & katlı, beş oda, bir mutfak, hamam elektrik ve su tesist havi üç cephesi açık ahşab bina acele satılıktır. Adres: Beylerbeyi Fısl yokuşunda Hacı Ömer disokak No: 5 (3906) Yeni neşriyat Türk Tıb ecemiye" Profesör Nissen, Dr. Osman * mecmuası Doktor Şükrü Hazım feddin Çelik, Dr. Etem » Profesör Bürhaneddin Tokefi | Fethi Erdenin tebliğlerini İarak çıkmıştır. kazancım yoktur. Kabulü halinde du- | len kanunf yollara baş vurmaktır.,, & ) SERVETi N“BABASI-Li ANNESi“ KURUŞTU R ! Pencereden sokaktaki kedi - TERKYE IŞ BDANIKASİ