İ Pavrs isminde sengin bir adam büyük Bf Hike içindedir. Polis hafiyesi x: O n talelor İ imdad istiy : 9 yolda bir çok tehlikeler atttf || ? eve geliyor. da yeğeni Bvelinle tanışıyor- | esnada meçhul bir yerden gelen bir kurşanlâ Polis Hafiyesi (X: 9) Tz -a g Türk matbuatında bir yenilik olarak sayılacak bu roman. birinci defa “HABER,, de çıkıyor. Bu romanı bir sinema seyreder gibi takib edecek, heyecandan heyecana düşeceksiniz. . P Pi ı 3 ÖLMEMİŞ. 'OLİŞ OE ÇAĞI . ŞEFLALTIN.. İ ANDERSORN T BİNLERCE Kişi.. KOŞ BİR DOKTOR , BIRAKMAYI - ım ÇOĞIEU Giğyıggggr SAĞ aazy ga TANIŞTIĞIMLS P A — 4 kl BERL G” KAPIYI AÇM. YORLAR.. DUVAR DAN (- M EDERKEN | Zİ PEKALA ; OLACAK. : MA | e b ' U ODANIN YA ZYN DUM, KOŞTUM . BAŞIMA İlsiz ki xı'ı':ı',:ılg'ı?.uısıı_ıfı:_'bı. BURA - || DAN ATEŞ EDİLDİ.. SADi e ee İ e ŞİDDETL egg" DARBE # SİNİZ 49 BORJİYA tepsiye vurdu. — Derhal içeriye bir hizmetçi seğirtti: — Benim ilâcımı getir. Hizmetçi derhal emre — itaat etti. Rodrik Borjiya hizmetçinin getirdi - Bi ilâcı içti, sonra: — Okuyucumu gönder! Diye tek- rar emretti. Hizmetçi bir gölge gibi kayboldu. Yerine genç bir papaz geldi: — Ancele, oğlum! İki saattir ya - takta yuvarlanıb duruyorum, Bir tür- Jü gözüme uyku girmiyor. Bana bir gey oku! Şurada — Enedin dördüncü kitabr var, Genç papaz: — Emredersiniz mukaddes peder. Diyerek kitabı aldı. Ve okumaya baş- ladı. - lq— MERYEM ANA LEVHASI sivri bir kama ile etrafı altın, pırlan- ta İle süslü çerçeveli — bir Tresimden başka bir şey yoktu. — Kama kırmızı kadife bir kın içinde idi. Resim, on beşinci asırda İspanyol yüksek mek- teb talebesinin giydiği elbiseyi giy - miş bir gence aiddi. Delikanlının yüzünden çok sebat. kâr ve cüret sahibi olduğu anlaşılı - yordu. —H Maga resme sonsuz — bir istirapla baktı. Ve kendi kendine söylenmeğe başladı: — Ey benim aşkım!.. Benim genç- liğim!.. Sen neredesin? — Benim kal « bim, benim aşkım — on seneden beri açmadığım bu çekmecenin içinde du- ruyordu. Ön sene evvel son defa be- ni ziyaret ettiğinden beri bu çekme - ceyi açmamıştım. Ey hâlâ gençliğini, “arzularını unutmıyan — sefil kalbim! Ne için o zaman seni koparıp atma - BORJEYA —- ayaklı olduğu görülüyordu. — Güzel kız ilerledi. Kollarını ihtiyar kadının boynuna doladı. Güzel başmı sihirbaz kadının göğsüne dayadı. Maga kızı okşamağa başladı: — Rozita!. — Kıymetli hazinem!.. Birilcik sevgilim!.. — Kalbiniz ne kadar hızlı çarpı - yor. Zavallı Roza anne! Sihirbaz kadının Rozila diye hitab ettiği kız gözlerini kaldırdı. » Şefkat dolu bakışlarını Magaya çevirdi: — Neden ağlıyordunuz Roza an - ne? Büyük bir derdiniz var da bana, kızınıza söylemek istemiyorsunuz. Sihirbaz kadın titredi: — Kızım!.. Evet — kımm, yavrum. Bu sözleri — hızlı hızlı söyledikten sonra kendi kendine mırıldanır gibi gunları ilâye etti: — Ütekine, asıl kızım olacak olana biricik yanmışsın. Biraz seninle konuşalım, Sana söyliyecek sözlerim var. Çoktan beri sana söylemek'istiyordum. Fa - kat bir türlü fırsat düşmiyordu. Bu esnada ortalık iyice aydınlan- mağa başlamıştı. Rozita oturmuştu. Maga, yahud Roza anne çırayı sön - dürdü. Genç kız sordu: — Bana ne söyliyecektiniz anne? Ihtiyar kadın kızı okşadı: — Keşke senin hakiki annen olsay- dım. Genç kızın alnından bir hüzün bu- lutu geçti. — Asıl annem beni terkettikten sonra şimdi hakiki annem gsizsiniz. — Evet,. Annen seni terketti. Be * nim de sana söylemek istediğim şey buna dairdir. — Ne lüzum var Roza ÂAnne? Ni - çin bu eski dertleri tazeliyorsun? Garip ziyaretçisinin gitmesinden dım. O zaman ki.... 4 lânet olsun! —Annesinin kalbini ve | — — Lâzım da ondan. Sen şimdi bâ* Bür D3 Haa b İhtiyar kadın dizleri üstüne düştü. aşkını hiçe saydı. Tıpkı onun gibi.. na cevab ver bakalım. Bugün de Ra * sonra Maga, yılanlı — köşesinde bir y UAİ n A L müddet daha kımıldamadan — durdu. | Hem ağlıyor, hem de — resmi solgun Tekrar Rozitaya döndü: faelin atelyesine gidecek misin Meçhul noktaya dikilen — gözlerinde | (Udaklarına yapıştırmış öpüyordu. Doğru söyliyorsun — Rozitacığım! | — Rozita bu ismi işitince sevincin * büyük bir elem, büyük bir istirap o - kunuyordu. « İhtiyar kadının hiç yaş dökmemek için yaratılmış sandan gözlerinden Iıirtffıı bire yaşlar boşandı. Maga, ih- tiyar sihirbaz kadın ağlıyordu. Acaba sihirbaz kadını ağlatan bü- yük istirab nedir? . . * Siyah horoz — tekrar kanatlarını çırparak öttü. İhtiyar kadım: — Sabah oluyor! Diye mırıldandı. Yavaş yavaş kalktı. — Karanlıkta elleriyle yoklaya yoklaya eski sandı- ğın yanma gitti. Sandığı açtı. İçinde gizli bir yaya —dokundu. San- dığın içinde —derhal — gizli bir göz Sandığın içinde derhal gizli bir göz Açıldı. Gözün içinde zarif, kenarları altınla işlenmiş — ufak bir çekmece düruyordu. Bunu açtı. İçinde keskin — Anne!... Zavallı annel. — Hâlâ ağlıyor musunuz? Tatlı bir eda ile — söylenmiş olan bu sözler üzerine Maga hemen ken - dine geldi. Resmi, çekmeceye ve san- dıktaki gözüne süratle yerlestirdik - ten sonra arka odaya açılan kapıya doğru döndü. Teminki tatlı ve saf ses duyuldu: — Neredesiniz anne? Ağladığınızı duydum, fakat karanlıktan gözlerim SİZİ seçemiyor. Maga bir çıra yaktı. Kapınn eşi - ginden on altı yaşında kadar güzel bir kız göründü. Bu kız tasayvurun, tahminin fev - kinde güzeldi. Hiç bir şair bunun ka- dar güzel ve cana yakın bir kız tasvir edemez, hiç bir ressam kendisine eş bir tablo resmedemezdi. Cıranm ışığında genç kızın çıplak eai Mi N tekrar Benim büyük bir dert ki, beni yavaş' yavasş bitiriyor. Bu derdi sana anlatamam Rozita. O kadar uzun, o kadar uzun ki, sana bütün hayatımı — anlatmam, her şeyi, her noktayı bülün çıplaklı - giyle söylemem lâzım gelir. Halbuki bunları sana anlatmak, seni büyük bir yese düşürür. — Bu sözlerinizden bir şey anla - mıyorum, anne.. Yalnız bildiğim bir şey varsa sizi çok seviyorum, — Sizin kederiniz benim kederim, sizin neşe - niz benim neşemdir. Şimdi sizi müte- essir görünce ben de mütessir oluyu- rum ve acılarınızı puylaşmak istiyo - rum, Sizi teselli etmek istiyorum. — Ah Rozitacığım!... — Benim en büyük tesellimsin! Senin bir nevazi - şin, kalbimdeki bütün acıları dindir - meğe kâfidir. Bak sen geldin geleli artık ağlıyor muyum? Madem ki, u- bir derdim var, Öyle | yeyip | den yüzü parladı. Ağzından yalnız: — Rafael ismi döküldü. İhtiyar kadın — genç kızın elindef! tuttu: — Rafacli o kadar çok seviyor mü* sun? — Evet Roza anne çok seviyorum- Onun da beni sevdiği gibi, ben de © ” nu bütün kalbimle seviyorum. O, o kf* dar güzel, o kadar iyi ki... — Doğru, o büyük bir san'atkâr * dır ve senin gibi bir meleğin aşkılf lâyik olacak derecede iyi bir gençtife — Aramızda evlenme tarihini 168 bit ettik. Yalnız sizin — izniniz kaldie Rafael bunun için yarın gelib gizinle görüşecek, — Bunun ehemmyeti yok.. Benin istediğim yalnız sizin mesud olmanıi” dır. Fakat sen temin benim - sualim? cevab vermedin. — Bugün muhakkak 'sürette Rafaele gidecek misin? —