Karuzo öldükten sonra bir banka soydu! Bu vak'a şikagoda, fevkalâde garib bir şekilde oldu Şikagodan “Noyes Viner Jur- nal,, a yazılıyor: Raçman ve kumpanyası adlı bankanın önünde iki büyük Ford etomobili durduğu zaman, banka-| öğle paydosuydu. Otomobillerde! altı kişi vardı. Bunlardan beşi çok şık giyinmiş kimselerdi. Araların- da bir de şıklık bakımından er- keklerden hiç de geri — kalmıyan gayet güzel ve sarışın bir genç ka- dın vardı. Haddinden fazla makyaj yap -| mış olan bu yolcuların, daha ilk! görüşte tiyatro artisti oldukları an laşılıyordu. Şoförün yanında o - turan yaşlıca adam, otomobilde - ki sinema makinesini çıkarıb yer- leştirmek için sağa sola direktif - ler vermeğe başlayınca, bankanın kapı önünde duran bekçisi büyük bir saygı ve nezaketle yardım et.| meğe koştu. Çok geçmeden bankanııi önüne| yüzlerce kişi toplandı. Kalabalık © dereceyi buldu ki, nöbetçi polis düdüğünü 5ttürerek kendisine da- ha üs arkadaş çağırmak mecburi- »#etinde kaldı. İş gittikçe büyüyordu. Opera- törün polise söylediğine göre, fil- mi çevirecek olan artistlerin daha serbestçe hareket edebilmeleri ve ayni zamanda fonun da filme da- ha güzl almması icab ediyordu. Bu vaziyet karşısında etrafı kör * don altına almaktan başka bir ça re kalmamıştı. Polis, — artistlere lâzım olduğu kadar yer ayırttı ve kordon altına aldı. Burada oyna- nacak oyun, Karuzonun yaşayışı-. nı şerid üzerinde tesbit eden bü- yük bir filmin bir parçasını teşkil ediyordu. Operatör filmi çekmeğe başla- dı. Çok heyecanlı bir sokak sah- nesi sahneyi canlandırmak için o- peratör alabildiğine bağırıyor, di-. vektifler veriyordu. | Silindirli iri yarı adam Karu - zonuün arkadaşıdır; sarışın güzel : kadın da meşhur şarkıcının sevgi-| lisidir. Karuzonun arkadaşı, sevgilisi- le saraydan çıkarken (banka ka- pıst Barok mimarisinde yapılmış bir saraydır) karşılaşryor ve ona Karuzonun kendisine hiyanet etti. ğini söylüyor. Bu sıralarda Karu- zo malikânesi olan sarayın içinde bulunuyor. Bu aralık, geniş omuzlu adetâ Hergüle benziyen adam hakika- ten ortadan kaybolmuştu. Onunla | birlikte daha iki sinema artisti de| meydanda yoktu. Operatör, bul küçük sahneyi filme çekerken asıl büyük oyun içeride oynanıyordu. Karuzo ile öteki iki arkadaşmın bu bankaya ilk defa girmedikleri besbelliydi; artistler, dar bir kori- dor sonunda bulunan ve tuhaf bir tesadüf olarak açık kalmış olan kücük bir kapıdan demir parmak- Hklar arkasında — para saymakla| mesgul olan üç banka memurunun çalıstıkları bir daireye girdiler. Bundan sonra oynanan roller yıldırım hıziyle birbiri arkasından geliyordu ve koskocaman sahne - | Vg Karuza ile arkadaşlarının elle- parladı: “Eller yukarı!,, kapının yanıbaşında duran memurun biri sezilmiyecek derecede — ufak bir hareket yaptı; elinin orta parma- ğgiyle duvarda bir düğme araştırı- yordu. İri yarı herifin, yani Ka- ruzanun gözünden bu sezilmez de nilen hareket bile kaçmadı; za- vallıyı bir yumrukta — yere serdi. Öteki iki memur donakalmışlardı; ellerini yukarı kaldırmışlar, olanı biteni seyrediyorlardı. Karuzo birkaç saniye içinde banknot paketlerinin — büyük bir kısmımı yerleştirebileceği yerleri - ne koydu, arkadaşları da memur- ları salta durduruyorlardı. Sahne bitmişti. Memurlar hâlâ elerini kuldırmış bekliyorlardı. Meşhur artist kasa dairesinin kapısını ka- pıyarak çıkmıştı. Karuzo dışarı çıktığı zaman ar sahne henüz sona ermiş bulunu- yordu. Öperatör polislere dönerek: “— Öteki sahneler atelyede çev. rilecek!,, diye bağırdı. Artistler o- tomobillere yerleşerek, son hızla yollarıma devam ettiler. Mizan - senden üç saat sonra işin farkına varıldı. Kasa dairesinde kapanmış ve boğulmak üzere olan memurlar kurtarılmıştır. Polis,; hu cetenin içinde, eskiden bankada çalışmış elan bir memurun bulunduğunu sanıyor. Amasyada bir kadını köpek ısırdı Amasya, 20 (Hususi) — Amas- yaya bir saatlik mesafede bülu - nan (Boğaz) köyünde Haşim is - minde bir adamın köpeği Nazire ismindeki kadımnı ağır surette ya - raladı. İşittiğime göre vak'a şu şekilde cereyan etmiştir: Haşimin ailesi yufka pişireceği ÇA; ırmış, Nazire ise kendisinin de evinde işi olduğunu, yardıma gelemiye- ceğini söylemiştir. Fakat komşu sunun israrma dayanamıyan Na - | zire: — Peki gelirim amma ben si - zin köpekten çok korkarım köpe - ğin'zi bağlayın da geleyim diye cevab vermiş, Biraz sonra Haş'min karısı ço- cuklarını göndererek köpeğin bağ Tandığını, artık gelmesini bildir - miştir. karak Haşimin evine 15 — 20 a - dım kala; Haşimin köpeği koşarak gel- miş kadmcağızın üzerine saldıra- rak bir k_ııç yerinden ağır surette yaralamıştır. Ahmed: Amasya gtsmmr Ürolog — Operatör şesısın Doktor # Kemal özan ğKnmköy — Topcular caddes i No. 34 Ü nin oyunu birkaç saniyede bitiril - mişti. SEEEEI IratER.. Telef, 41235 “Emtar rinde 3 tane tabanca şimşek gibi! kadaşiyle sevgilisi arasında geçen| için yardıma komşusu Nazireyi | Nazire g'tmek için evinden çı - | : | — 934 Cumartesi gecesi H birde uyanık olanları heyecana ." | 6 Tekirdağında Bulgaristandan gelen | muhacirlere yapılan yardım Tekirdağ, 21 (Hu. Mu) — Ye- di aydanberi Trakya toprakları- nn Romanya ve Bulgaristandan gelen göçmenlerle dolmakta — ol- duğu herkesce duyulmuştur. Te - kirdağ eline gelen göçmenlerin çok muhtaç ve fakir olanlarına | lâliahmer cemiyetine 300 — don, 300 gömlek, 300 meşin yelek, 450 metre şerid ve 450 çift çorab gel - Bunlardan başka bu gibi yoksul - Tuy—ıkkıbı alınmak üzere vilâ. | yet emrine (500) lira nakid parz. w verilmiş ve bununla da göçmenle- | re ayakkabı sipariş edilmiştir. Bü- tün Trakya alanmdaki göçmenler kendilerine ayrılan evlerde yerleş dir. Göçmenler arasında bulaşık hastalık yoktur. Göçmenlere ev yapmak için da- ğıtılmak üzere Mersin ve Tarsus- tan üç bin m, 3 kereste satın alın- mıştır. Keresteler bu hafta içinde Trakya alanındaki iskân mıntaka larına getirilecektir. Trakya peynirciliğini himaye Son bir kaç sene içinde Trakya daki bazı peynircilerin menfaat Jebersiyle hileli yollara * sapması | Trakya peynirlerini iç ve dış pa- zarlarda rağbetten düşürmüştür, [ Bu ticari meseleyi ehemmiyetle ta kib eden Trakya U. müfettişliği peynirlerimize eski kıymet ve şöh | reti verdirmek, mandıraları fenni dağıtılmak üzere vilâyetimiz Hi - || miş ve dağıtılmağa başlanmıştır. || mişler ve tohumlarını ekmişler- ' j bir şekilde ıslah etmek, içve dış pazarlarda peynirlerimizin yeni - €en revacını temin etmek maksa - diyle ve bu sene tatbik edilmek üzere bir talimatname hazırlamış tır. Fırkada Vilâyetimiz C, H. Fırkasma yazılan bayanlar günden güne ço ğgalmaktadır. Bugüne kadar Tekir dağ içinde Fırkaya yazılan bayan lar (1700) ü bulmuştur. Çocuk esirğeme kurumu Bu ayın 25 inde şehrimiz çocuk esirgeme kurumu genel toplantı- sını yapacak ve bu kongreye her | kazadan birer murahhas çağırıla- caktır. Bu genel toplantıda — bir yıllık hesab tedkiki, yeni büt- çelerinin tasdiki ve üye seçimi ya- pılacaktır. Tekirpağ Halkevinde Bu haftadan itibaren Tekirdağ Halkevinde hef Cuma günü akşa- mı saat 20 de Zehirli gazlar ve korunma çareleri hakkında kon - feranslar verilmektedir. Konfe- ransları memleket hastanesi baş - Phekimi Dr.İ. Hakkı Kutkamış | vermektedir. A, ğilrı:i Yücebaşoğlu Amasyada zelzele Amasya, 20 (Hususi) — 18 — saat | düşürebilecek oldukca şiddetli fa kat kısa bir ıclz_ele olmuştur. Ahmşd: Amasya Ku ılıyaca B Mardin © Mardin, (Hususi) — Diyarbe- kir - Elâziz yolunun kış münase- betiyle kapanması yüzünden,'yol cular gene eskisi gibi Mardinden geçtikleri için, şehrimiz yeniden kalabalıklaşmıştır. Elâziz - Diyarbekir şimendifer hattının açıldığı gündenberi ikti - sadi ehemmiyetini kaybeden Mar- dinde ötedenberi kaçakçılık hâ - diseleri eksik almazdı. ' Bir taraf « tan İrak, diğer taraftan da Süriye ile hemhudud olan vilöyetimizde hamdolsun son zamanlarda hiç bir kaçakçılık hâdisesi olmamış - tır, Sınır dışında kaçakçılığa ha - zırlanan bir takım yabancılar, şeh rimizde yataklık yapacak kimse bulamadıkları için, teşebbüslerin- de muvaffak olamamaktadırlar. Çalışkan valimiz Bay Talât, vi- lâyet merkezinde ve mülhakatta a sayişi temin ve ticaretle meşgul o- lanlar, kaçakçılıktan hiç bir men- faat beklememekte olduklarmı iş lerindeki ciddiyet ve doğrulukla anlatmışlardır. Vaktile küçük bir tepenin üs - tüne kurulmuş olan Mardin şehri, kale dışmdaki eteklere kadar in- miş ve büyümüştür. Şehir günden güne de büyümekte ve nüfusu art- maktadır. Şehirde — on beş bine yakın ev ve otuz iki binden fazla nüfusu vardır. Şehrin ortasından uzun bir cad de geçmekte idi. Vali Bay 'l'ıllti FAPMAL, VAA Ş bu caddeyi genişleterek yolun iki tarafına beton dükkânlar yaptırt-| mağa başlamıştır. Şehrimizin en büyük ihtiyaç - larından biri elektrikti. Valimiz bu ihtiyacı da bu yıl içinde tatmin etmeğe hazırlanmakta — ve yeni projeler yaptırmaktadır. Mardinde en ziyade göze çar - pan faaliyetlerden biri de, kültür sahasındaki hamelelerdir. Mardinde bir muallimler birli- ği vardır. Buradaki — mualimler, memleket maarifinin — ilerilemesi yolunda elbirliğiyle ve geceli gün düzlü çalışmaktadırlar. Orta mekteb müdürü Bay Fa- zıl genç ve çalışkan muallimleri - mizdendir. Mardine geldiği gün - denberi arkadaşlariyle birlikte ça- hışıyor. J ' Mardin, gittikçe büyüyo! ve güzelleşiyor Şehirde eğlence ihtiyacını K? k hiç bir şey Kİ riz mekteb talebesi mekteplerinin önünd? i Geçen yıl başında açılan o? © mektebde iki yüzden fazla t vardır. B Mekteblerde sınıflar muht! tir.Tedrisat mükemmeldir. Hat | ; okuma hevesi gittikçe artmakt” dır. Etraftaki köylerden, mektebler açılması için müracaatlar vaki olmaktadır. F” lüler: “Allah sizden razı olsunu cuklarımızı okutup adam ıdld sunuz ,, j Diyerek, değerli mu.ıllimlefi' zi daima takdirle alkışlamakta' Ö lar. Muallimler Birliği, IBÇG". Yü olduğu gibi, bu yıl da, havalaf “P he çılınca Diyarbekire bir tetkik * yahati yapmak fikrindedir. Vilâyetimizde mamııunî?d' kaydedilecek hâdiselerden biri Midyat kazası civarındaki d Kİ açılan gaz kuyularını müsbet 54 faydalı neticeler vermeıidir-rj defa yapılan sondajların ve! neticeler derhal Ankaraya bi miştir. K Havalar yumuşayınca M!M taki faaliyete 'devam edilecekt, Burada hükümetin yaptırdığ! ” sisat oldukça mühimdir. n Dağda su bulumıııdığl’b;, gaz kuyuları için lâzım olaf! ’ Suriye hududlarından, altı *, |* kilemetrelik mesafeden bor“# Ç getirtilmiştir. Midyat çok y:ığ tır. Mardinin içtimat hayatı v*’,r nüktür. Buraya, para ka: , istiyen bir sinemacı gelse, het W a hirdeki sönüklük gider, hem d işi yapanın cebine para gİ Muallimler, memurlar ve mek ihtiyacını duyan yerli hemen hemen vakit geçii bir yer yok gibidir. Çok ümid ederiz ki, şehrin bu ihtiyaciyle de yâ 'alâkadar olacak, ve buna ** çare bulacaktır. w Muallimler Birliğinin bit yi savvuru vardı: Bir (Teı“iw kuracaktr. Bu tasavvurun / fiil sahasına geçmesini İ dileriz.