27 Ocak 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

27 Ocak 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ruhsatsız eczahane- * 27 İkincikânun 1985 ler ilâc v (Baş tarafı 1 incide) ağrıyınca, nazara değmiş diye, çö- reotu tütsüsü yaparak yahud ka bız olunca sinameki veya buna mümamil uydurma ilâçlar alarak, doktora gitmekten çekinen kim- selerin mevcud olmadığı iddia e-| öldüğü de bu suretle belli olmıyan dilemez. Baharat ve sair kocakarı ilâçla” cile kendilerini tedavi eden ve bu yüzden Mısır çarşısındaki baharat mağazalarına veya mahalle aktar. larma başvuran safdiller az mı. dır? İşte size bir vaka: Pangaltıda yakmdan tanıdığımız bir ailenin büyük bayanı, bahsettiğimiz bu diplomasız (o eczahanelerin bir müshil tertibi yüzünden bir ölüm tehlikesi geçirmiştir. Adının zikredilmemesini rica eden büyük bayan, çoktanberi ka- bız çekmektedir. Bir misafir ba- yan kendisine sinameki almasını tavsiye ediyor. Bunun üzerine ge- çen gün Misir çarşısma inerek: “.— Oğlum! Bana bir tertiplik müshil ilâcı verir misiniz? Amma içinde behemehal sinameki bulu - nacak...,, Diyor ve baharatçı dükkânla - rmdan birinden bu ilâcı alıb gi - diyor. O gece yatarken, kendisi - ne verilen sinameki tertibini içip yatıyor. İki saat sonra müdhiş bir sancr ile uyanan kadıncağız, eğer imdadma doktor yetişmemiş ol - saydı, öbür dünyayı boyluyacaktı. Kendisiyle görüşen mubarriri - mize, bayanı tedavi eden dektor| şu izahati iştir: Pie — Bu yaşta bir insanm bu kadar kuvvetli bir müshil alması daima tehlikelidir. Kendi kendine müs - hil alarak ölenler çoktur. Kalbi çok zayıftı. Bununla beraber al- dığı ilâç da üç defada almacak miktardan bile fazla olduğundan, barsakları tamamiyle tahriş etmiş- tir. Tehlike atlatılmış olmakla beraber, bu gibi vakalara sık sık tesadüf etmekteyiz. Geçenlerde buna benzer bir hâ dise ile daha karşılaştım. Matbu- ata akseder de Sıhhiye müdüriye- ti bu diplomasız eczanelere de sıkı bir kontrol koyar, ümidiyle anlatmayı faydalı buluyorum: Bir gece henüz yatağıma girmiştim. Kapı çalındı: (Hastamız ölüyor, aman doktor, uzun boylu giyin - meyiniz!) diyerek pijama ile ev - den çıkardılar.. Otomobile binerek Aksa - rayda bir evin önünde durduk. Beni hastaya çağıranlar dostum - du. Hasta yirmi beş yaşlarında bir delikanlı.. Yüzü mosmor ol - muştu. Kalbi kopacak gibi çar - pıyordu. Derhal bir Vilkanfre şırmgası yaptıktan sonra hastayı dinledim: ermemeli rıldım. Vücudum (morarmağa başlayınca sizi çağırmışlar.) Macunu tahlile lüzum görme - i dim. Dedelerimizden kalma for - İ müllerle yapılan ve ekseriya kul - lananları mezara götüren, niçin birçok kimselerin kullandıkları bu nevi ilâvlar her bünyeye yarama-! dığı için yüzde doksan menfi ne-i tice vereceği şüphesizdir.,, Bu mevzu üzerinde maruf dok- torlarımızın fikirlerini sormağa lüzum gömüyoruz. Çünkü eski i- tiyadların tesiri alımda (kalarak hâlâ hacıdan, hocadan derdlerine şifa umanlar gibi; bahardan, ma- cundan ve buna benzer tehlikeli ilâç terkiplerini kullanmakta mah- zur görmiyerek sıhhatlerini kendi elleriyle tehlikeye koyan © birçok kimseler vardır. Evvelâ bunlara, sıhhati bozul- duğu zaman — parası yoksa bi- le — hastahanelerimizin meccani kıliniklerine gitmelerini teşvik et- meli, bu gibileri doktora, eczaha- neye sevketmeğe alıştırmalıyız. Ondan sonra, üfürükçüleri, bü- yücüleri, bakıcıları nasıl icrayi sa- nattan menediyorsak, böyle diplo- masız mütatabbibleri, diplomasız | Korfu'dadır. Oradan eczahaneleri de halkın sıhatiyle oynamaktan menetmeliyiz. Vesikalı bir dişçiye, dişimizi çıkartabiliriz. Fakat, diplomasız bir doktora, diplomasız bir ecza- haneye — çünkü bunlar da bir ne- vi eczahane rolü oynuyorlar — sıhhatimizi teslim edemeyiz.* Macun ve sinameki devri çok- tarihe karışmıştır... ... | tan üğü tahkir ! HABER — Akşam Postast Bulgar krallığı | Dörtler misakı (Avusturya lehine nüma- yiş mi? (Baştarafı 1 inci de) İngiliz muhabirinin yazdığına göre, London kruvazörü Varnaya * “İrususi bir vazife, ile gitmiştir. Kral lehine olan yeni kabine de » ğişmesini beğenenler, İngiliz ge - misinin gelişinden memnun görün mektedirler. Bundan hoşlanmı yanlarsa bu ziyarete karşı iyi bir tavır takınmış değillerdir. Her iki tarafı da, İngiliz kruva- zörünün Varnaya gidişinde siya » sal bir mâna aranamıyacağına inandırmak güçmüş.. Bu mânalı sezintiler, daha çok ilerliyerek, İngiliz kruvazörünün Varnaya gelişini, kralcı Britaya - nm Bulgaristan krallğma bir gös- teriş mahiyetinde görenler vardır. Gerek gemideki Amiral İm Thurn'un sözüne, gerek sonradan İngiliz gazetelerinin Londradaki resmi mehafilde yaptıkları tahki- kat neticesine bakılırsa, London kruvazörü diğer İngiliz donanma» sı gemileri gibi, gezintileri esna - sında diğer ecnebi limanlara nasıl uğrayorsa, Varnaya da öyle uğra- mıştır. Altmda siyasi bir maksat veya “monarşist bir gösteriş,, dü- şünüşü yoktur, İngiliz gazetesinin yazdığına göre, London kruvazörü şimdi Malta'ya dönecektir. Diğer taraftan, Sofyada, yeni kabinenin iş başma geçtikleri ak- şam kralla birlikte yemek yedikle rinden ve bilt#n gazetelerin birin- ci yapraklarında Kral Borisin fo « toğrafı çıktığmdan bahsolunuyor. “Bu da'münalı sayılıyor: Çörleti Gorgiyef rejimi zamanında kralm resmi gazetelerde çok seyrek gö « rünürmüş... Dışişleri Baka- Türki (Baş tarafı 1 incide) leri olduğunu ve bunları yazı ile! e vereceğini söyledi. nımız geldi (Baş tarafı 1 incide) Talebnamede, Gomansın ahlâklı; dair teminat vermekte bulunduk. ve terbiyeli bir adam olduğu, Türk larmı söylemiş ve ilâve etmiştir: lüğü tahkir etmediği, şimdiye Bu hal, iyi bir hüküm vermek kadar böyle bir suç işlemediği bil- için kâfidir. Zira Kral, Borisin diriliyor ve Gomansın iyi ahlâklı komşuları hakkındaki niyet ve olduğunu da birçok kimselerin bildiği serdediliyordu. Bu arada General Pertev, Cer. rahpaşa hastahanesi operatörü Burhaneddin, Gureba hastahane- si doktorlarından Osman Şerafed din, elektrik şirketinden Hâşim ve diğer bazı tanmmış kimselerin müdafaa şahidi olarak dinlenmesi isteniyordu. Talebname okunduktan sonra reis avukata: — Gösterdiğiniz kimseleri mah- kemeye getirebilecek misiniz? di- ye sordu. Avukat isimleri verilen kimselerden çoğunun gelmesini te min edebileceklerini bildirdi. Bu- (Doktor! Beni ayıplamayınız..| nun üzerine muhakeme 16 Şubat Nasılsa kapıldım. ” Bir arkadaşım| cumartesi günü saat ona kaldı. bana, kullandığı bir kuvvet macu Dayak atmaktan suçlu deniz nundan çok istifade ettiğini söy- ler dururdu. Bir gün birlikte Mı- sır çarşısıma gittik. Bir küçük re. çel kavanozu içinde bal ile yapıl- mış, nefis kokulu (bir macun al. dım. Beş gündür sabah akşam yatarken bir kahve kaşığı alıyor- dum. Bu gece yatarken biraz sar- hoştum. Galiba birkaç kaşık bir- den yedim. Biraz sonra içimde, dizlerimde ve kollarımda bir ke- siklik hissetmeğe başladım. — Bul kesiklik beni uyuşturdu.. Sünepe- memuru Bu sazah asliye üçüncü ceza mahkemesinde Süleyman Sırrı ad- tasavvurları malümdur. Türkiye Hariciye Bakanı, sö - zünün sonunda önümüzdeki Bal- kan anlaşması konferansınm ma yıs ayında Bükreşde toplanacağı nı beyan etmiştir. Sofya, 26 (A.A.) — Türkiye Dış işleri bakanı Bay Tevfik Rüş- tü Aras, Sofya istasyonundan ge- çerken Dış işleri Bakanı Bay Ba - tolof ile Dış işleri bakanlığı genel kâtibi ve yüksek memurları, Tür. kiye ve Yunanistan orta elçileri ve Yugoslav maslahatgüzarı ta « rafından selâmlanmıştır. İki bakan, tren durduğu müd- detçe görüşmüşlerdir. Tayyare şehitleri (Baş tarafı 1 incide) Merasime abide önündeki boro” zanm kumandası üzerine bayrak - k birini dövmekten suçlu Eminö- eni yere Gadinüesiela aylin mü merkez memuru Hazımın mü-| mıştır, O esnada Beyazıd kulesin- hakemesine bakıldı. Bazı şahid”) den verilen bir işaretle bütün bay- ler dinlendi. Bunlar, merkeze git/ raklar yarıya indirilmiştir. tikleri zaman arkadaşlarını oda» Bir taraftan atılan toplarla, şe- dan, gözünü üzeri morarmış bir) hidlerin hatırası selâmlanırken, halde ve ağlıyarak çıktığını gör-| limandaki bütün vapurlar da dü - düklerini, fakat dayak atma bhâ-| dük çalmış ve herkes yerinde bir disesini görmediklerini söylediler.| dakika durarak süküt etmiştir. leştirdi. Kanapenin kenarına kıv-| Muhakeme on bir Şubata kaldı. Merasim devam etmektedir. (Baştarafı 1 inci de) derek Mak Donald ve Sir Con Say mon ile görüşecek. Bu görüşmele. rin neticesi acaba ne olacak? Ga- yesi nedir? Bakın Belgradda çr kan Politika gazetesi bu iş için ne diyor?. “Bundan bir iki sene evvel İn- giltere Başvekili Mak Donald Ro- maya bir seyahat yapmış, ve Mu- solini ile uzun uzadıya görüşmüş- tü, Bu görüşmeler neticesinde her iki Başbakan gazetecilere her noktada mutabık kaldıklarmı ve bütün dünyaya ebedi sulh temin edecek bir dörtler anlaşması vü- cude getirmek istediklerini söyle- mişlerdi, O zaman bütün dünya gazeteleri uzun uzadıya bu dört - ler misakmdan bahsetmişler ve Almanya, Fransa, İngiltere, İtal - yadan mürekkep olup diğer dev - letlere hükmedecek olan bu dört- ler anlaşmasını tenkit etmişlerdi. Sonra Avusturya, bilhassa Al - manya hâdiseleri bir müddet için bunların anlaşmasına mâni oldu. Fakat Hitler yavaş yavaş Alman- yayı ele aldıktan, Almanya sükü- nete kavuştuktan, ve Fransa ile anlaşmak isteklerini gösterdikten sonra dörtler anlaşması tekrar di- rilmeğe başladı. Şimdiki halde Fransa, İtalya, İngiltere aralarn- da uyuşmuşlardır. Geriye bir Al manya kalsyor ki Mak Donald ya- rı tehdit, yarı biraz menfaat gös - termek, silâhlanmasına müsaade etmek, borclarmdan vaz geçmek, biraz müstemleke ve arazi vermek suretile bunu da aralarma alaca - ğma emindir. Dörtler misakı takarrür ettiği takdirde Fransa şimdiye kadar en çok güvendiği. dostları solan Rusya, Küçük İtilâf ve Balkan andlaşması devletlerini feda ede- cek demektir. Küçük İtilâf, bilhassa Yugos - lavya bunu sezmiştir, Bundan do- layı oda harekâtmı buna göre teşbit edecektir. Diğer (taraftan küçük devletlerin çok aleyhinde olacak olan bu dörtler anlaşması ihtimali karşısında Küçük Itilâf ve Balkan andlaşması Rusyaya biraz daha yaklaşmışlardır. Rus - y ile Romanya arasmda yapılan son uzlşmalar bunun en açık bir delilidir. Kısacası Fransa dörtler misa - kma ne kadar yaklaşırsa Küçük İtilâf da ondanokadar uzak- laşacaktır.,, i Bulgar — Yugoslav münasebatı Sofya, 26 (A.A.) — Başvekil Bay Zlatef, dün Yugoslavya sefi- rinin Belgrada hareketinden ev - vel kendisine yapmış olduğu ziya retten sonra gazetecilere beyanat- ta bulunarak demiştir ki: “Yugoslavya ile mukarenet si- yasetine yeni Bulgar hükümeti de devam edecektir. Bulgar Başve- kili bazı meselelerin, ve bu meyan da iki memleket demiryollarmmn iltisakını temin etmek, pasaport müamelelerini kolaylaştırmak, ve hudud üzerinde yeni hudud nokta ları vücude getirmek işlerini tacil etmeği şiddetle arzu ettiğini söy lemiştir. Boğazkale nahiye merkezi oldu Ankara, 26 (HABER) -— Or- haneline bağlı sipahiler ve sipa - hiler köyleri Bursaya bağlandı. Sungurlunun Yekpas nahiye mer kezinin Boğazkale köyüne kaldı- rılarak adının Boğazkale olması kararlaştı. ,| > vekili tehdid. ediliyor (Baş taratı 1 ci” larak göstermektedir. 5 Tehdit şu yoldadır: : “Geyen yıl kan aker en p ii değil, dd pi geçeni * im A si ike İlmüş bulunuyor,, öldürülen eski Başvekil Dolfus'tur. i Şimdiki Başvekil doktor * nigin karısmın mektup kutasi dan da sahibi kim olduğu bir çok tehdit mektupları tadır. Bu mektuplarda hem | hem on yaşındaki yaf hayatmı tehdit eden satırlar 7? lıdır. O kadar ki, mektuplar y di polisce gözden geçir! Başvekilin karısma verilmesi” dir. # Başvekil Şuşnig, Harbiy€ i kanlığının bir dairesinde ri) tadır, Doktor Dolfusun | öldü”. düğü vekâlet dairesinde olda gibi, burası da gece gündüz surette göz altındadır. Duyar da süngülü asker ve makine! yi fek beklemektedir. » Fakat krallık taraftarları, v vusturyanm Nazi tehlil d makineli tüfeklerle değil, e «Prens Otto Habsburgun Are yaya dönmesile kurtulacağı! © lemektedirler. © İngiliz gazetesi Viyana birinin yazdığma “göre, muavini Prens Ştarhemberf Naziler ve komünistlerin # dığı rivayetler, Doktor Suşi? yakında çekileceği yolundad”" Onun çekilmesinden — 0981 Prens Şimrembezüin Başvekil geçeceği ve Habsburg tahtın!” ması için Prens Ottonun çağrı” ğr ileri sürülüyor. Men Yalanın kudreti > Kültür Bakanlığı M. T, T. # lerinden ve çok tanınmış a zıcılarımızdan Bay Kâzım N* Norveç güzel yazıcılarmm uz lerinden Johan Bojer'in bu e” sel bitiğini dilimize çevirmiş — Yalanm Kudreti — : va bir köyde büyük bir sevgi v8 Ilık içinde bir arada m rm insel duyzularını.. Bir! # korumak ve yarin yin şüncelerini; sonra bir kötü 9“. bir yabancı yüzünden bu 5 ve ılık yaşayışın nasıl allai ei geldiğini anlatan çok yüksek * sal bir yapıdır. Bu değerli bitiği Resin Basımevi basmıştır. ji rımıza birer tane edi ğütleriz. j Sanat felsefesi İstanbul Üniversitesi fakültesi Estetik ve san'at ; doçendi Bay Suut Kemali yazdığı çok değerli bir e Lise Okurlarile Üniv a rin; bütün okur yazarl: e bilgilerini arttıracak ve bu *” şimdiye değin pek az yazılm'i bitiktir. yosii Resimliay Basımevinin ' bu bitiği özenle öğütleriz. i Musa dağ kitabi Ankara, 26 (HABER) 7. sadağ ismindeki kitabın * girmemesi yasağı gümrük murlarma bildirildi. Ni < $

Bu sayıdan diğer sayfalar: