—T RU Ş İn Tarihten Meraklı Bahi Istanbulda eski kasaplar neci, hemen müşteri ile fırlar, evi- ne kadar gider, koyunu yalnız ba- şına yatırır, keser b'r kaç dakika içinde derisini yüzerdi. Koyunu daha büyük bir şenlik- le kestirmek istiyen olursa, bir kaç salhaneciyi çağırdı. Bunlar, sler — — Bugün her #okak başında bir ataba tesadüf etmek güç değil- ği güç deği &'::lhl bundan iki, üç yüz yıl & Mıulhnbuldı et nasıl — satılır- ak edilecek bi - dur, ecek bir. mevzu Afrikanm beyazlar eli altında ı'mdln üç yıl önce, İstanbul- bulunmıyan tek memleketi Habe- :' (”B) kasap dükkânı — vardı. | bir kaç kişi alayla eve giderler, | şistan, son bir iki ay içinde etra- 700 p neferi, türkülerle koyunları — keserlerdi. | fında en çok konuşulan yer oldu.. Kasaplar, etleri dükkânlarm- | Bu, daha çok, kesilecek bir kaç| — Buraların Başbuğu, kendine San kak 2 yade mahalle mahalle, 50 - p_,_:hk gezdirerek satarlardı. tk. blı sâlış ta, başlı başmma bir N di. semiz koyunlar kelle b',:illırîle yüzülür, vücuduna W, Yağ sürülür, boynuzları gü- N" altınlarla süslenir, üzeri Tar, Nnk güllerle süslenir tahtı- d, &2 üzerine konur, öyle satılır - koyun olduğu vakit olurdu. Her salhaneci bir koyun alır birden keser ve birden yüzmeğe başlar - dı. Bu hal, daha eğlenceli olurdu. Çünkü, bunlar, aralarımda koyu- nun derisini daha çabuk yüzmek için âdeta müsabakaya girerler - di. En evvel deriyi yüzen, bıçağını siler, kınıma kor, bir kenara çeki - lerek arkadaşlarını seyrederdi. Bu saydıklarımız koyun kasap ve salhanecileridir. Sığır kasapla- rı, bunlardan ayrı idi. Sığır kasap'arının yüz dükkân- ları, iki yüz neferleri vardı. Bun - larm pirleri Sufyan Suri'dir. Haz- reti Ali belini bağlamış. Bunlarda sem'z sığır etlerini tahtıravanlara kadar, alayla ge- zerlerdi. Burada bir noktaya işaret ede- ceğim. O da Yahudi kasaplarıdır. Buşün olduğu gibi Yahudiler, © | vakit te şehir kasaplarının etleri- ni alıp yemezlerdi. “imparatorların imparatoru,, sa- nını veriyor, Fakat son zamanlara kadar bir kaç küçük hâdise daha ist'sna edilirse, Uluslar arası po- letika acununda Habeşisetanın is- mi pek geçmiyordu. Habeşisetan birden günün hâ- disesi oldu. Hükümdarmm, gazete ilk yap- raklarında sakallı, üniformayla, ve gündelik elb'sesiyle resimleri çıktı. Hükümdarın kim olduğu yazıl- dı. Habeş kabilelerinin savaşa ha- zır, savaşırken fotoğrafları basıl- dı. Bunlardan başka, el altından ve açıkça en modern şekliyle si- lâhlanmış olduğu söylenen Habe- şistanın, bir memlekete karşı ayak direyip, ondan yüzünü çevirip, b'r diğer memlekete elinden geldiği kadar ü'kesinde fırsatlar verdiği yazıldı, bildir'ldi, inanıldı... a_:ı“::!ıı- sarı pirinç kefeli tera- ti ser'ne alırlar. Sokaklar- kalapı ll çığlıklarla büyük - bir y ik :ılîndı geçer, et alına- © durur, eti verdikten son K """'lnı devam ederlerdi. Rp pların piri “Hazreti — ka- q_""'!&ıl_ biri gösteriliyor. Çok Otün h:y'_r_ıd.ımmq. Hazreti Ali Miş, Bqı;ı bıilı!ırık p_irliği ver- k"ıp adda gömülü imiş. l..etnqılfllın başka bir de sal - Teti vardı. Bunların piri Haz im imiş. Kendi oğlunu l::*leıı cennetten gelen ko - Ğ esi yüzünden, salhane- & 608 ©- vakitkşi kasaplaı 5:,-' hr':ını:ı":. an a b;rıf; hık(:ındıı:’ıılüyı:î:lî:ren F..îliyrı' |. Habeşlerle, İtalyanların Afri- a $ Ba Oile Hlli.nı ı::l;d,ı I:ıf" ':r'“. Çalehbizalüsssreyene kada, İtalyan Sömalisi ile Habe- Niyallm d « Pirliği İnsü Bin Malik ŞĞK ılilııı.ıık suretile vermiş. ş,_’: Bin Cezzar Ta'fi,, nin Y_ımen adeninde imiş. Salbanecilerin İstanbulda — iki S Çökkânları vardı. Bunlar, düzl, Sins koyunlarla dükkânlarını h ':ı"dî. Ellerinde iri gümüşlü k,_i:t"ll kasab bıçakları . taşır- şistan arası Valval mevkiüinde b'r- den kapştılar... Bir çok kişiler öl- dü. Habeşlerin kendi iddiasına gö- re “60 mil kendi hudutları içinde,, bulunan ve İtalyanlara göre ise, *“40 mil İtalyan somalisinde,, olan bu mevki yüzünden, bu adamakıl h tahdit edilmediği söylenen bu- dut dolayısiyle ortaya çıkan kü- “Bunlar, Müslümanın boğazladı- ğı eti yemezler, pirleri yoktur. A - ma sair kasaplara rağmen kendi - lerini fevkalâde tezyin ederler. Ve garaibden şakalar ederek ubur ederler.,, Bu satırlardan — anladığımıza göre, Yahudi kasapları da sokak- larda diğer kasaplar g'bi tahtıra- Biş : vanlarla etlerini satarlardı. Bun - çük, harp biçimi hâdise, unutula- S p, Jörde koyun kesilecek olur | Irm elli beş dükkânı iki yüz nefer- cak ve Habeşistan gene eskiye “tlara haber verilirdi. Salha- | leri varmış. karışacak mıdır? .. « Bunun iç'n yapılan tahminler ve hâdiseyi bir kaç cepheden sıra- ya koyuşlar türlü türlüdür. Önce İtalyanın düşüncesi ne olduğuna daiy mütalâalar yürütü- lüyor. İtalya böyle bir gürültü çıka- rarak Habeşistana adamakıllı göz isteğinded'r. rikada son müstakil ülke olarak kakmıştır.. İtalya için bu hâdiseden sonra ve hâlâ değiştirmediğ' tavrı üze- rinde yürütülen ikinci ihtimal de, İtalyanım diplomatik bir üstünlük elde etmek peşinde olmasıdır. Yahut, İtalya, bu 'şte haksız ö Bir Fransız tayyaresi İngilterede tayyare meydanma inerken, hesabı- Yit ol ilerde bir evin damını delib içeri dalmıştır. İnsanca bir za- Tamaştır, d ; x___—_—— _—- Günün Fotografları %Mıhlılil gazetelerde çıkan günün hadiselerine ait fo- ki aflarla spor mecmualarında gördüğünüz spor hare- İ VAKIT miyen fikirler, iddialar ileri sürü- yor.. 4' G G ! müahedesi var... | tespit edilmiş ve Valva!'ı Habe- | ş$'stan toprağı içinde gösteren hu- | dut tayini İtalyan hükümeti tara- fından da kabul edilmiş görül- l mektedir. 'Bu itibarla bu mevkide İtal- ait — fotograflar yalnırz — Istanbulda inde satılmaktadır. ı"ılm'li"'ıııetî a — — HABER — Aleşam Postast —— se — Habeş - Ital dikmiş olduğunu mu göstermek | Habeşistan, dediğimiz gibi AF | olduğunu eni konu biliyor, ve ©-| nun için işi savsaklıyor.. Sonu gel | Italya ile Habeşistan arasında | ya ihtilâfını do- guran sebepler nelerdir? yanların işi olmamak lâzım gelir. Ve Bu müahedede Valval'ı da içeris ne alan bütün Ogaden ara- zisinin Habeşistanda kalacağı yazılmaktadır. . &« * Gerçekten haritalara da bakı- lacak olursa, bu mevki Habeş's- tan toprağı içindedir. En doğru şaşmaz haritalarda, Valval hiç şüphesiz 40 — 50 mil Habeş sı- nırları içinde bulunuyor. Ayni surette resmi İtalyan ha- ritalarında da böyle polduğu söy- lenmektedir. Fakat İngiliz gaze- telerinden bazılarında okunduğu- na göre, son zamanlarda bu mev- ki, İtalyan haritalarında hiç gö- rünmüyormuş... Silinmiş mi nedir!? & Hele İtalyanların, bu mevkii son beş senedir işgalleri altında bulundurmakla bunun sahibi ol- duklarını 'ddia etmelerini şu şe- kilde tavsif ediyorlar: Italyanların bu hali, “beş sene- dir ayni suçu işliyorum,, yolunda bir mazeret ileri sürmektir ki, cidden gariptir!... . . * Büyük İngiliz tarihçisi Gibbon: Hakeşistan için “kendisini unut - muş olan dünyayı kendini de u- nutmuş bir halde bin sene tek ba- şına uyudu..,, d yor. Fakat 19 zuncu asrım son yarı- sında Habeşistan Avrupa oyunla- rmt sezmeğe başladı.. İtalyanlar ve Fransız'ar, sah'lde barınmağa yerleşmeğe koyuldular.. 1890 da bütün kuvvetler Afri- kayı nufuzları altında bulundur- mak noktasından sessizce arala- rında paylaştı'ar, 1891 de, Habeşistan, Habeşis- 'ena da sorulmadan İtalyanın nu- fuz mıntakası içine sokulmuş ol- | du. Fakat İtalyanlar bu vahimeye Hindistanın ve bütün dünya- | nn en zengin adamlarından biri olan M'hrace Butan karisiyle bir- likte Londraya gitmiştir. Resmi- mizde onu, karısiyle beraber Lon- dra sokaklarında dolaşırken görü- yorsunuz. Valval mevkiindeki hadisenin birkaç yoldan anlatılışı şimdi bir başka şekil vermek iste- dik'er'ni anlatır hareket gösteri- yor'ar... Mesele bütün siyasal dünyanın dikkatini uyandırır bir hal aldı. . . * İtalyanlar Habeşistana bundan önze de 1896 da bir salgın yaptı- lar, fakat İtalyan kutvveti, Adua' da kuşatı!dı ve imha edildi... Böy- lece salgın isteğ'nden vazgeçil- di. O zamanki imparator Mene- Hk'le bir Menelik'in şartlarma gö- re barış yapıldı.. İtalyanlar, ne- ticede kendi Kolonilerinden bir d'ğeri olan Eriteri kıyısında kal- mağa razı oldular, Bunun'a beraber bu hâdise - nutulmuş değildir. İtalaynın, son Valval hâdisesinden sonra, Habe- şistana karşı ileri sürdüğü teklif- lere de bakarsanız, âdeta kaybı elde etme kabilinden bir şeydir.. İtalya Habeş'standan bu son hü- cum hâdisesinin olduğu, çarpıştık ları, zayiat verdikleri yerde İtal. yan bayrağına selâm istiyor.. Bu suretle eski Adua hâdisesi- ni karşılayacaklar, ik'si birbirini götürecek ve nihayet ortada “yen- dimdi, yendindi,, meselesi kalmı- yacak her şey düzelecek-mi-'der- siniz!? a ... Her ne hal ise, 1891 müabede. si de ş'mdi hükümsüz haldedir. Sonradan İngiltere, Fransa ve İtal ya arasında, Habeşistana taalluk eden bir müahede daha var, Bu müahede 1906 da yapılmıştır. Ve Habeşistan istiklâlinin teminat al tıma alınmasını gözetliği söyle- hir,,, Fakat bunun da aslı neym'ş biliyor musunu&? Bu üç kuvvet, Habeşistanın ta- mamiyetini muhafaza için “e'le- | rinden geldiği kadar,, çalışmağı taahhüt etmişler.. Fakat 1906 müahedesinde şu da yazılı: Herhangi hâdisede “kendi menfaatlerini de korumağa — baş vuracaklardır..,, ş İtalyanın menfaatini “şimdi sahip olduğu yerlerin hinterlan- dında,, yani, İtalyan somallisi ile Er'teri arasmdaki arazide “ve bu arazinin esaş İtalyan yerleriyle © , müt'ahit,, oluşundadır.. Demek o- layor ki, 1906 müahedesine göre, müahedeyi imzalıyanlardan İngil Üİ | tere ve Fransanın da, İtalvayı, bu havalide başı boş bırakmaları lâ- zım geliyor... ... Habeşistanın bu suretle ist'kee | lâlinin teminat altma alınışı, ve bu müahede de kıymetsiz, boş sa- yılsa gere'tir. Habeşistan için İtalyaya nise betle şimdi en müh'm teminat hem İtalyanın hem Habeşistanın Milletler Cemiyetine âza bulun- maları ve oranın, “ülke tamam'ı- #ını garanti eden., milletler misa- kını imzalamış olmasındadır. Ve iş zaten oraya dayanmış bulunu- yor., e ae ü azkğsl ı cukdi ö