İstanbula ielğn 'evriâlem seyahati (Baş taratı | incide) :"' hatırasırı canlandırmak için hlm'"ll ortasına asılmış “Çanak ü * — Dardanelles,, —levhasına ilişt'ği vakit, insan, nere de bulunduğunu hatırlıyor. ü n“&lilır ı.rıımd.ı pek .dikkıı bile b simalar vardı. Bunlardan den Capitain W. E. P. Saun- Ve zevces'yle tanıştım. _"Dhöşı seneden beri devri âlem tindeymişler. ça Niçin dünyayı dolaşıyorsu- Eskiden ordudaydım. Sonra, U"'tlıımnğmınııh başladım. "—_ olmak ist'yorum.. Dünya- a knî:ı..a., hakikattekinden * şekilde yazıldığına ka. "'ı"""lı-ı Onun sahici sinemasını işted'm. Ayni zaman- :* !lıl!îılorin, çok dolaşmış ada _:ı'dlkluiui unutmayın. Beni 'k*.ümo avdetimde — daha qh.mm yetle mebus seçecekler- ta; yarısı alelâcele evden |—.:"D da bir gün evvel gazete- Miak; Sıkmış haberleri şifre ile '&te gönderilmiş telgrafları k te bir nevi diplomatlık " Lâkin, ben, siyaseto, , Seğil, seyahat yolundan istedim. — Benimkinden, ö da, daha çabuk varılır. 3 İ fırkadan namzetliği- .l.:b"ıkımız? L.H.."köna muhafazakârdım. dünyayı dolaşdıktan son- ĞĞ firkasına temayül ettim, th_ t etmek insana, İngi- başka milletlere de &- #i ni? vermeği öğretiyor de- q::"ılnn, mübhem, fakat na Ki bir cevap verdi: iş Slağ < Nerelerini gezdin'z? Mk, Amerikayı, uzak Şarka, Af- d e Son defa olarak, Afrika- l.::;"bundıkî Ümit burnun- S istra kadar, koca kıt'ayı Müpatn şimale doğru katettim. xd;" da Beruta kadar g'ttim. Ünyanm €en vahşi yerlerin- Teçmiş oldunuz. ıı.»_'m--. Afrika, Cenubt Ame Nazaran, çok medenileş- :.t_f:" Buğünkü yeryüzünün en kağı, Falmış yeri, Cenubi Amer'- V&:%bı yerleri ne ile göç- y baytzan atla, bazan otomobil &a Wzmetçisi ile beraber... K::;sundm. zarif bir te. KA ü B . . * Nizş :İ:lnhnla. Gü fazla garibi. & M'— ş$ey ne oldu? Li İye dolması. Ğhm_ Niçin? gece, hayatımda I) de- fi 9 77 HYG dolması yiyaor- AAA AT GA PYT Bir çocuk kavgası.. N ü Hâlis Ingili HABER — Akşam Posfast ” İ İ ? kumaşlârı Türkiyede yapılıyor! Vaktinde kapan- mıyorlar mı? Ticaret odası mese- leyi araştırıyor Ticaret müesseselerinin ları muayyen saatte kapanmaları hakkındaki karar ilk verildiği za man, her vakit olduğu gibi, bu e- mir büyük,bir şiddetle tatbik e- dilmiş, belediye polisi dükkânla- rım kapanma saatinde yer yer ge- zerek tam vaktinde —kapan- malarına — dikkat — etmişlerdi . Fakat son zamanlarda bu güzel iş, büyük bir lâkaydiye uğramış gibi görünüyor. Şimdi akşamları sa- at on dokuzda kapanması lâzım gelen hemen bütün dükkânlar sa- at on dokuz buçuğa kadar bu işi uzatmaktadırlar. Saat yirmi birde — kapanacak dükkânlar da gene — vakitlerinde kapanmamaktadırlar. Şehrin kenar — semtlerinden başlıyan bu usulsüzlük nihayet Mahmudpaşa, Bahçekapı — gibi yerlere kadar sirayel etmiştir. Bir kısım dükkânlar da kepenk lerini kapatmakta, fakat yollarda beklettikleri adamlariyle müşteri- leri içeri alarak alış verişe devam etmektedirler. Ticaret Odası yapılan müra - caatlar üzerine, bundân bir kısim ticaret erbabı kazanırken bir kıs- mının zarar gördüğü için, mese - leyi tetkike başlamıştır. Bu husus- ta belediyenin nazarı dikkatini cel bedecektir. Tarih ve coğrafya Fakültesi Ankarada kurulacak olan ta- rih coğrafya fakültesi için hazır- lıkta bulunan üniversite profe- sörlerinden mürekkeb heyet tet- kik'erini bitirmiş ve raporunu ha. zırlamıştır. Rapor yarın üniversi- tede kültür Bakanıyle Rektör ta- rafından tetkik edi!'ecektir. * —— Tayyare balosuna hazırlık Şubat ayı içinde ver'lecek olan tayyare balosu için bazırlıkta bu- lunmak üzere tertip hey'eti dün Karaköyde Rıhtım banında top- lanmıştır. Toplantıda, balo işiyle uğraşmak üzere Bayan Safiye E- m'nin Baş'sanlığında bir komi e seçilmiş bu komite de bankalar, sigortacılar, tüccarlar, şirketler kollarıma ayrılmıştır. dum... İçinden 14 tanesi pek kü- çük, fakat bir tanesi kravat iğne- | sine konulacak büyüklükde on beş inci çıktı... Bakın hele talihe... ı ! Dükkânlar BİR DAMGA Kumaşların milliye- tini değiştiriveriyor! Son senelerde Milli sanayiin artık yabancı mala ihtiyaç gös- termiyecek kadar yükselmes'ne rağmen bir kısım büyük ticaret- haneler ya'nız “İngiliz kumaşı,, satmakla övünmektedirler. Gene piyasada bazı ticarethanelrin sat- tıkları kumaş'arda, manifatura eş yasından başka daha birçok eşya- da bir takım yabancı damgalar na zarı dikkati celketmektedir. Yerli malın bir kaç m'sli fiyatla satılan ve gene de rağbet gören bu eşya- nın macerası hayli gariptir. Bunu anlamak için gümrük istatistikle- rini gözden geç'rmek lâzımdır. Bu istatistiklerda meselâ İngiliz kumaşının memlekete hiç denile- cek kadar az girişi piyasadaki İngiliz kumaşlarının çokluğuyla tam bir tezad teşkil etmektedir. Bugün artık kabul ed'lmiş bir ha- kikatt'r ki yerli fabrikalarım yap- tığı mallara, sipariş üzerine, bir takım firmalar — istediği şekilde ecnebi damgalar vurmaktadır. İstanbul Ticaret Odası bundan bir müddet evvel yapılan şikâyet ler üzerine bu iş' ele almış, fakat bir neticeye varamamış, yalnız bir takım ufak tefek eşyanm isim ler'ni Türkçeleştirebilmişti. Hal. buki diğer yandan milli sanayli darbeliyen bu vaziyet geniş mik- yasta devam edip durmaktadır. Ankaradan gelen malümata göre sanayi umum müdürü Bay Recai İstanbul — fabr'kalarından bazılarının müracaatı üzerine bu çok mühim meseleyi tetkike baş- lamıştır. Bir kısrm sanayiciler bu işi yapan fabrikalar hakkında kanu- nt takibat yapılmasını istemekte- dirler. kem di Hamur ekmek çıkaran fırınlar Kocamustafapaşada' iki fırınm hamur ekmek çıkardıkları için be lediye tarafından on beşer gün müddetle kapatılmıştır. —— Karısını vuran adam Silivri kazasının Çavuşlu köyü ahal'sinden Tahir adlı bir rencbe- ri, karısıyle münasebette bulun- duğunu zannederek çifte tüfeğiy- le ağırca yaralıyan ayni köyden Recep, dün ağır ceza mahkemesi tarafından üç sene dört ay hapse | mahküm edilmiştir. —— Iş bankası memurları İş Bankasının bütün memur ve müstahdemleri tayyare cemiyeti- ne âza yazılmşılardır. Atlı polis Şehirde vazife alacak Işaret memurları da atlı olmalı mı? Bu yaz şehrim'zde bir atlı po- lis bölüğü ihdas edilmişti. İran Şe hinşahı Hazretlerinin İstanbulu ziyaretleri esnasında çok 'şe yarı- yan bu atlı polis bölüğü, aldığ- mız malümata göre, yakında ta- limler yapacaktır. İşaret me- murlarının da Avrupanın bir çok yerlerinde olduğu gibi atlı olma- sının çok faydalı olacağını ileri sürenler bulunmaktadır. Bundan 14 şene evvel'ne kadar da İstan- bulda atlı polis teşkilâtı vardı. Sonradan bazı sebeplerden dola. yı bu polisler kaldırılmıştı. — Köprü dubalarından biri değişiyor Köprünün orta dubalarından birisi bir müddetten beri su alma- ğa başlamıştı. Belediye köprüler idaresi Em'nönü tarafının Haliç cihetinde olan dubanın yerine a- yaklarıyle beraber bir başkasını koymak için — tertibat almıştır. Bu duba bugün yarın yerine u lacaktır. eati —o— Bir kalpazan yakalandı Mecid oğlu Hakkı adında biri kalp para yaparken cürmü meş- hud hal'nde yakalanmıştır. Hakkının yaptığı on ve beş ku- ruşluk bir çok paralar, takımla- riyle beraber, bulunarak müsade- re edilmiş ve kendisi birinci müs- tantik tarafından tevkif ed'lmiş- tir. —— üniversitede ders notları Bütün fakültelerde, talebeye kolay'ık olmak üzere, profesörle- rin ders notlarını bastırmak - için Ün'versite bütçesinden iki bin li- ra tahsisat ayrılmıştır. Bu para fakülte talebe cemiyet lerine verilecek, cemiyetler de kendi kısımlarına ait notları bas- tıracaklardır. —— n Medresenin kurşun- larını çalıyormuş Bayezit Medresesinin damla- rındaki kurşunları söküp sattığı tespit edilen ve son defa da kur- şunları çalarken cürmü meşhud halinde yakalanan Abdullah a- dında biri dün öğleden sonra Asliye Birinci ceza mahkemes'n- de dört ay yirmi gün hapse o ka- dar da emniyeti umumiye nezare- ti altmda bulundurulmağa mah- küm olmuştur. Bugün için: Bir koşucumuzun ayakları Bir koşucumuzun ayakları, TAM BİR EMNİYET İÇİNDE. DİR! Niçin diye şorarsanız, gençliği- ni, canlılığını, yıllardır tecrübesi« ni, kazanç'arını ve nihayet muh- temel bir ayak sigortasını :leri sü- recek değilim. Koşücumuz, ayaklarına öz yerli yün çoraplar giyiyor. Bu çoraplar, kendi söylediğine bakılırsa, Erzincanda el'e yapı'ı » yor ve kendis'ne gönderiliyormuş. Bir kaçtır, onun iskarpini ile panto'onunun paçası — arasından bu baklava örgülü ve ka*arık tüy. lü çorapları gözümüze ilişiyordu. Tanımmış koşucumuz, — bize şöyle anlattı: — Gayet rahatım.. Sıcak tutu « yor.. Malümya, bir koşucunun ayakları, sermayes dir.... Korur mak lâzım... Bundan başka, Er. zincana, bu yün, el örgüsü çorap « ların daha renklilerini 1smar!'a. dım. Skoç hiçimi dessenlilerini de... Tanmmış koşurumuz Ömer Besim Koşalayın bu sözlerinde mühim bir nokta var: Ben, Skoç örgüsü denen inceli- ğin, sporcular arasındaki şöhreli« ni bilirim. Demek koşucu Besim, çevik bir spor acununun modasmı, bizim A nadolumuzda sezmiştir. - Anadoluda elle örülen yün ço « rabın faydas'le, İngiltere taciri- nin.elinden geçmiş markalı bir skoç çorabmın vereceği fayda â- rasında bir fark yoktur. ğ İkisi de şıcak tutmak için. Hem bir çift sıcak geemn'yette ayak, yalnız koşucuya lâzım de- ğildir. Ayak, bizim de işimizi görü - yor.. “Dalama,, denen tuhaf ve gıcıtlayıcı bir hâdiseyi de orta- * dan kaldıracak kadar buna b'r te. kâmül, hız verecek olursak, biraz da dessenlerini bir sıraya — getire mek suretile, hepimiz, ayakları. mızı birbiri üzerine atarak, —b'l- mem tabir yerinde midir:— bu Türk “Skoç'u,. çoraplarla bir Ar« senalli (!) gibi öğüneb'liriz. ' Ömer Besimin, bu, doğrudan doğruva modernliğini çok beğen- dim, Çünkü bakmız: p Bizde zenbil denen bir şey var. dır. Kend'niz taşrmadınızsa, ba- banız taşımıştır. Şeklini hatırlıya. caksınız, Ben, şehrimizde oturan Ame « rikalılardan, zenbil içinde prrasa taşıyanmı gördüm... Fakat ne ol. du bilirmisin'z? Zenbili, pek el « verişli olması bakımımdan beğfe- nip kullanmaya başlıyan Ameri « kalı erkek ve kadınların ardından bir kaç zibidi, eller'nde hemen zenbil kadar büyük bir takım “taşıyacak,, lar gezdirmeğe başla dılar. Neo, pek uygunmuş.. Amerikalılardan geçerek, ba » zılarımızın kullandığı, geniş, ka « dm el torbalarına da iyice batar. sanız, gene kendi malımız olan b'r çok şeyler, bunun altından çı- Hikmet Münir