$ Ikincikânan 1935 oo z Büyük zabıta romanı üzamlıların Mezarlığı Nakleden : Vâ - Nü —62— “Siz de benim gibi şu neticeyi çıkaracaksınız: : “1 — Eğer Murad Bey köşkten | derhal uzaklaşmışsa, Nut Bey, | _d".ılı çıkarken, Dirayet Hanımı km'kıılu-.uş olabilir. | “2 — Eğer, bilâkis Murad Bey UZaklaşmamışsa, bu rolü, Nuh Bey 'I.EPİ doğru geçtikten sonra yapar ilir, Ondan sonra da, kendisine, h'hîenin aortasında yaklaşmış bu- lunabilir. İşte şu noktalı hattı ta> I kib ederek.. , ı — Öyle olsun.... Bunun bir im- kânsızlığını göremiyorum... Lâkin Yüzün pencerede görünmesine | Nemânâ veriyorsunuz?.. Dirayet Hanım: korkutmaktâ ne manâ ne manâ var? Rifat, gülümsiyordu. — Bunun bir cüzamlı yüzü ol- duğunu düşünüyorum.. Fakat... ay ni zamanda, aklıma başka şey de geliyor... Bir adam, yüzünü bir 18 lak tülbentle sararak o hale gel- miş olabilir... Komiser cevap vermedi. Derhal Rifat devam etti: — Devam ediyorum: - İki saat | sonra, harabelerde saklanmış o- lan Nuh Beyle yanyana bulunuyor rum., Burası, — cüzamlıların eski mevkii idi. Gayri tabit bir halin o” lacağına dair icimde emniyet var- dı, Bu işi bir nihayetine erdirecek ipucunu artık yakalayacağımı u- muyordum, “Zannedersem, siz de benim yerimide olsaydınız, ayni —suretle Hareket ederdiniz. *“Yarım saat kadar bekledikten #onra, önümüzde oldukça- vuzuh- | Suz bir gölge gördüm. Müphemdi. akat bu gölge bize yaklaşıyor” du. * “Yanımda silâh vardı. Kendi- :;" Meşru müdafaa halinde hisset- im, Ateş ettim, z “Nuh Beyle ben, hasmımızın Üştüğü intibama kapıldık. Sol Tafımzda olan bir yere gizlenir Verdik, “Tekrar doğrulduğumuz - za' ?ğ. bize görünen hayaletten hiç *t iz kalmamıştı. 3k :n ziyalarından vmbc evmbz türlü _'d'lr düşünüyor; o tayf şeklinde- 1 cismi izah edemiyorduk. “Bu muvaffakıyetsizliğe bir | boyun eğemezdik, Fakat, o | Hanım, yolda bir kanlı mendil buldu. Bu mendil camurla da bu- lanmıştı. Böylelikle, oraya gece- leyin düşürülmüş olduğunu otra" ya koyuyor. Mendilde bir harf var. Bu sırada, Dirayet Hanım ka- piyıi açtı. - Mütereddid durdu. Hususi polis hafiyesine döndü: — Rifat Bey, Rifat Bey! — Efendim, — Mendil yok. — Nasıl yok? — Yazrhanenin ocağı üzerinde durmuyor. muydu?. İşte orada | > yok. Rifat, kolu kanadı kırılmış gi biydi... Dirayet Hanım: — Hizmetçiyi istintak ettim! - Dedi. — Fakat saat onda ora” larını topladığı halde mendili ye* rinde görmemiş. Rifat, komisere döndü: — İşte bu olur iş değil! Dirayet Hanım, polislere yak- ; laştı. Vedad Beye dörde bölünmüş bir kâğıd uzattı: - — Mevzuubahs mektub işte.. — Dedi— Polis komiseri mektubu —ala- rak seri surette gözden geçirdi. Rifat, sordu:: — Hizmetçinize bazı sualler sorabilir miyim? — Onu şimdi buraya getiririm. Rifat, komisere yaklaşarak: — Dirayet Hanım, bu mektu bundan bana bahsetmemişti. — Tavan arasinda bulmuş. Ne- reden zuhur ettiğini bir türlü izah edemiyor. - Polis komiseri, mektubu hafi- yeye uzalttı, Rifat, onu alâkayla okudu. —İmza okunaksız.. lçindcki! yazılar da pek © kadar alâkayı calib görünmüyor, (Devamı var) h. YILDIZ sineması Bıyıım_ münasebetile -— zengin projram DÜŞMAN ELİNDE ESİR DOUGLAS FAIRBANK JTr. tarafından aşk - ihtiras ve sergüzeşt filmi ROSE BA Devlet Demir 31 x“_Nlhıyel bu sabah, Kadriye | Yarın akşamdan itibaren MELE K sineması WOLF ALBAHRETTY ve GEORG ALEXANDER tarafında temsil edilen Âşktan kaçılmaz pek neş'eli filmini göstermeğe başlayacaktır. Bu film herkesin hoşuna gidecektir. RCONY yolları ilânları ı Samsun - Savas kıemına mahsus — r: 60 ve Bandırma - Manisa kısmına mahsns * S0 tenzilâta, art 1935 sonuna kadar devam edilecektir. 57) HABER — Akşam Postası | Buğün [ İSTANBUL —! 18 Almanca ders. 1840 Dana — plüldarı, -— 15 Plâk ve haberler, 18 Plâk, 19 Piyano cazı, 1915 Haberter,19.35 — Plâk, Konferans ve saire, 2020 konferans, — 21,05 Radyo orkestrai Konferans, 22,15 Sen - fonik konser, 23 Haberler. BAS Khz. BUDAPEŞTE, 580 m. 18 Öjera orkestrası, 19 Dera, 19,30 çimbal Metiyle konser,20 Süzler, 2045 Şarkılr oda musükisi, 21,10 Tiyatro, 2240 Haberler. BAV Khz. BERLİN, 357 m. 1830 Piyano müusikisi, 19,05 Alınan dans- Jarı, 1630 Sesli fülmlerden — ve öperetlerden, 20,30 Sisler, 2040 Huberler, TI IN Btuttgart- 18 tan naklı, enfonik konser (Mozart), 23 Haberler, 2220 Keman — kunseri, (Mocart), 24 Tlâk, 950 Khz. BRESLAV, 310 m. mmel musikisi, Sözler, 20 Bcne- 15 Milli meşriyat, '3 Haberler, — 23,25 Söüzler, 1835 — Şarkılar -— 10,45 Edabiyat. 20 iyle) — Aktllaita, Mâk B r. 2i Plâk jle bir ope- 23,30 Reklâm konserl — Sözler 2405 ve diş N ağrılarına en " tesirli — ilâçtır. Her eczahane- î de vardır. ALGODPANF EV KADINI! Ne pişireyim? diye düşünme: Yeni çıkan Alaturka ve ı » Alafranga Yemek ve Tatlı Kitabı "Türlü türlü yemek tathı, pasta listeleri ve yapılışları ile doludür. Inkılâb Kitabevi Ankara caddesi 157 Chi 195: ciltsiz TOOkuraş Satılık piyano Çapraz demir kadranlı Alman | Piyanosu ucuz satılıkdır. | Beyoğlu Tarlabaşı caddesi No: 109 haneye müracaat Tel: 40774 (5558 / KAR A ğ ; $ İdrar, kan, kazurat ve ticaret tah- Z I'îillcri yapılır. Eminönü, Emlik ve İ Radyo l | | | ni vererek dürdü. T kimyager ? Hüsameddin : Eytam Bankası karşısmda İzzet bey hanı, ıyı; bir he&'etaula okunacak macera, seyahat romanı Her pı;ç_ı:; z kıskançlık, kuvvet, aşk ve Tefrika No. 131 —— ee Murad, günlerdenberi, dört gözle beklediği kurtuluş yolu- na kavuşmuş gibi oldu. Uzaklardan, kulaklarına çarpan bir insan se- siyle titredi. Bu ıssız ormanda, kulaklarına çarpan bu sesin sahibi kim olabi- lir diye düşündü. Filhakika bu bir insan sesiydi. Amma vahşiydi. Kendisinde hiç uyandırma- ta uzaklardan de müsait bir tesir mıştı. Ne de olsa, kendisindendi bir insan sesiydi. İmdat istiyen, bir sal ortasında denizde çalkalanan bir kaza zede gibi bütün sesiyle bağırdı ve koş- tu. On, onbeş, yirmi dakika belki hiç durmadan dinlenmeden koş- tu. Nereye geldiğini iyice görebil- ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLUŞR . mek, etrafı gözden geçirmek için | ormanın ortasmda — yapayalnız durduğu zaman gene kendisini buldu. Sesine cevap veren olmadığı gibi görünürde de kimseler yok- tu. Tekrar bağırdı. Bir dakika fasıla ile bağrışını gene tekrarla- | dı. Aldanmış mıydı? Kulaklarına çarpan ses bir ha- yalden mi ibaretti. Aldandığına — inanamıyordu. İşittiği bağırışın muhakkak suret- te bir insan hançeresinden çıktı- ğına emindi. Bulunduğu mevkiin sonnuna yürümeğe daha elverişli gördüğü için oraya saptı. Bir müddet de bu cihete uzandı. Önüne — çıkan büyük bir ağaçın göğdesine sırlı- Gözlerini, ğaçlar üzerinde gezdirdi. Sık dal- ların kapadığı görüş zaviyesinde yorgun gözlerini iyice yordu. Kulaklarına çarpan bir su - şı- kırtısından adeta ürktü. Korkak mı olmuştu? Su aygırından, timsaların hü- cumundan sonra sudan — adeta korkuyordu. Az sonra kendisine geldi. Bu- B A a BAYER E R Ka rası nehir olamazdı. Onu geride bırakmıştı. İlerledi. Daha yirmi adım ilerlememiş H ki, su kenarlarında yetişen bü” yük kamışlarla karşılaşmıştı. AL danmamıştı. Şimdi önünde seri: len ağaçlar arasında uzanan sü durgundu. Üstünü büyük yaprak- lar kaplamıştı. Murad, bu durgun suyun ge niş bir göl olduğunu anlamakda :e’çikm:di. Fakat şırıltı yapan suyun bir durgun su olmasına im- kân yoktu. Murad bu düşünce ile etrafına bakındı. Gözlerine inanamayacağı geli" iyordu. Gölün, kendisinin soluna düşen tarafında birinin yıkandığı nı görmüştü. Bu, siyah bir adam” dı. Saçları kıvırcıktı. Düzgün vü- cudünün suya hayret edilecek bir alışkanlığı vardı. O kadar güzel, o kadar yatkın yüzüyordu. Murad evvelâ kendisinin mev- cudiyetini hissettirmekten kork- muş gibi durdu. Sonra: — Hey!.. Diye bağırdı. Adam cevap vermiyordu. O, hiçbir şey yokmuş, hiç kimse ses” lenmemiş gibi yüzmesinde devam ediyordu. Oldukça yaklaştığı bir sırada tekrar bağırdı: — Heyyy!-. Bana bak.. Yabancı adam, Muradın bu kuvvetli sesini işitmiş olacaktı ki birdenbire yüzmesine nihayet ve- verek başını cevirdi: Ona anlamadığı bir dilde ce- vab verdi... Murad anlaşamıyacağını kes- tirince isi işarete dökerek yanına çağırdı. Siyah adam hiç çekinme göstermeden kendisine doğruldu. Birkaç saniye sonra yanıntla bulunuyordu. (Devamı var) Hakiki, saf, kafi tesirli ASPİRİN, GA marka- sını daşır. Ağrıları çabuk ve emniyetle gider- mek için başvuracağınız deva, dünyada meşhur » Boyeb “müstahzarı olmalıdır. İsrarla melerin üzerinde €3 markasının mutlaka bulunmasına dik- 1 kat edi